Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Menkıbeler ve Kıssadan Hisseler..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 401591" data-attributes="member: 1004566"><p style="text-align: center"><p style="text-align: center"><strong><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Arial'">Gencin Tövbesi</span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: blue"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p> </p><p><span style="font-family: 'Arial'">Ebû Türab Nahşebî hazretleri anlatır:</span><span style="font-family: 'Arial'">"Bir gün Nahşeb mahallerinin birinden geçiyordum. Aniden kulağıma sesler geldi. Dikkat ettim. Bir takım erkeklerin, bir kadınla münakaşa ettiklerini anla dım. Kendi kendime "Buraya gitmeliyim, bir mazlum ise ona yardım etmeliyim" dedim. Yanlarına varınca kadın beni görüp, yanıma geldi ve dedi ki: - Ey Ebû Türab! Fasık ve ömrünü kötü şeylere harcıyan bir oğlum var. Dün gece şarap içmek istedi. Akşamdan sonra, Allahü teâlâ ona bir hastalık gönderdi. Şimdi hasta yatağında yatıyor. Evimiz mescidin yanındadır. Cemâat sesleri duyup geldi. Onu mahalleden çıkarın, dediler. Ben arz ettim ve şimdi hastadır. Hastalığı da şiddetlidir. Ölürse hepimiz ondan kurtuluruz, yahut tövbe eder, kendisi kurtulur. Ölmeyip tövbe etmezse, o zaman onu şehirden de dışarı çıkarın.</span><span style="font-family: 'Arial'">Hemen giderek yardım ettim ve kalabalık dağıldı. </span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span><span style="font-family: 'Arial'">Sonra aklıma genci görmek düşüncesi geldi. Evden içeri </span><span style="font-family: 'Arial'">girince, genç beni görür görmez feryat edip ağlayarak </span><span style="font-family: 'Arial'">dedi ki:</span><span style="font-family: 'Arial'">- Yâ Rabbi! Ne kadar kerîmsin ki, benim gibi ömrünü boşa geçirmiş bir günahkârın duasını anında kabul eyledin.</span><span style="font-family: 'Arial'">- </span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Ey genç, ne dua ettin?</span><span style="font-family: 'Arial'">- Bugün, seher vaktinde iki dua ettim. Birincisi, "Yâ </span><span style="font-family: 'Arial'">Rabbi! Sabahleyin bana Ebû Türap hazretlerinin </span><span style="font-family: 'Arial'">yüzünü görmek nasip eyle!". İkincisi,"Yâ Rabbi! Nasuh </span><span style="font-family: 'Arial'">tövbesi ihsan eyle!". Duamın birini, şu anda kabul edil</span><span style="font-family: 'Arial'">miş görüyorum. Umarım ki, ikincisi de kabul edilir. Ey </span><span style="font-family: 'Arial'">Ebû Türab! Çok günahkârım. Tövbem kabul olur mu?</span><span style="font-family: 'Arial'">- </span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Ey genç! Allahü teâlânın rahmet denizleri dalga </span><span style="font-family: 'Arial'">dalga geliyor. Allahü teâlâ ziyadesi ile tövbeleri kabul </span><span style="font-family: 'Arial'">edici ve mağfiret edicidir. Acizlere kâfidir. Düşkünlerin </span><span style="font-family: 'Arial'">en iyi vekilidir. Bütün günahlardan tövbe makbuldür.</span><span style="font-family: 'Arial'">Genç, gözyaşları içinde Allahü teâlâya tövbe etti. </span><span style="font-family: 'Arial'">Ve ben oradan ayrıldım. Daha sonra genç annesine dedi ki:</span><span style="font-family: 'Arial'">- Anneciğim sana bir vasiyetim var.</span><span style="font-family: 'Arial'">- </span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Evlâdım, ne vasiyet edersen yapmaya hazırım.</span><span style="font-family: 'Arial'">- Beni bu yataktan, yumuşak yastıktan, mezellet toprağına indir. Bu hastalık beni iyice sardı. Anlıyorum ki, ben bundan öleceğim.</span><span style="font-family: 'Arial'">Annesi, vasiyetini yerine getirdi ve onu yataktan yere indirdi. Genç yüzünü toprağa sürdü ve kalbinin, ruhunun derinliklerinden gelen bir sesle şöyle dua etti:</span><span style="font-family: 'Arial'">"Yâ Rabbi! Yaptıklarıma pişman oldum. Tövbe ettim. Senin dergâhından başka kapım yok. Dertlilerin dayanağı, muhtaçların sığınağı sensin! Toprakla bir olmuş, zamanını boş geçirmiş ben kuluna rahmet et!".</span><span style="font-family: 'Arial'">Onu topraktan kaldırıp, yatağa yatırdılar. Gece olunca, genç vefat etti. O gece Resûlullah Efendimizi rüyada gördüm. Yanında iki yaşlı kimse vardı. Onlarla beraber kalabalık bir topluluk geldi. Birisi bana, "Bu Muhammed aleyhisselâm'dır. Sağ tarafından İbrahim aleyhisselâmdır, diğer tarafındaki ise, Musa aleyhisselâmdır. Bu kalabalık topluluk ise yüzyirmibin küsur peygamberdir" dedi. İleri koştum. Selâm verdim. Resûlullah Efendimiz selâmıma cevap verip benimle müsafeha etti. Sordum:</span><span style="font-family: 'Arial'">- Yâ Resûlullah? Siz, Nahşebe gelmiş miydiniz? Resûlullah Efendimiz buyurdu ki:</span><strong><span style="font-family: 'Arial'">- Ey Ebû Türab! Dün senin yanında tövbe eden genç, bu gece vefat etti. Hak teâlâ onu saadete kavuşturdu. Benimle beraber yüzyirmibin küsur peygamber, onun ziyaretine gönderildi. Ey Ebû Türab! O gence izzet gözü ile bakın. Cenazesinde hazır bulunun!</span></strong><span style="font-family: 'Arial'">Hemen uyandım. </span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Bu halden kalbime bir incelik geldi ve "Yâ Rabbi! Ne kadar kerîmsin ki, daha dün kötülüğü yüzünden, mahalleden çıkarmak istedikleri bir günahkârı, bir ağlama, bir inleme ile tövbe ve pişmanlık ile bu dereceye kavuşturdun!" diye dua ettim. Bu zevk ve halde iken, diğer odadan küçük kızımın feryadını duydum. Ağlıyordu. Kendisine sordum:</span><span style="font-family: 'Arial'">- Yavrucuğum, seni ağlatan nedir?</span><span style="font-family: 'Arial'">- Babacığım, rüyada gördüm ki, filân mahallede tövbe eden bir genç vefat etmiş, her kim onun cenazesine bakarsa, Allahü teâlâdan her istediği kendisine verilir. Babacığım evden dışarı çıkmağı asla istemez dim, ama şimdi müsâade edersen, gidip o gencin cenazesini göreyim ve Allahü teâlâdan kendim ve diğer kulları için dua edeyim.</span><span style="font-family: 'Arial'">Ona izin verdim. Yakînim arttı, insanlara gencin </span><span style="font-family: 'Arial'">halini anlatmak için evden çıktım. Yetmiş sene Hakka </span><span style="font-family: 'Arial'">ibâdet eden yaşlı bir saliha hanıma rastladım. Elinde </span><span style="font-family: 'Arial'">bastonu yavaş yavaş yürüyordu. Beni görünce dedi ki:</span><span style="font-family: 'Arial'">- Ey Ebû Türab! Hakkın rahmetinin neler yaptığını </span><span style="font-family: 'Arial'">gördün mü? Günahı yüzünden mahalleden çıkarmak </span><span style="font-family: 'Arial'">istedikleri genç bu gece vefat etti. Rüyada bana cenaze</span><span style="font-family: 'Arial'">sinde bulunan mağfiret olunur diye söylediler.</span><span style="font-family: 'Arial'">Bütün şehir bir anda dışarı çıkıp, gencin cenaze </span><span style="font-family: 'Arial'">namazını kıldık. Tam bir izzet ve ikram ile onu </span><span style="font-family: 'Arial'">defnettik".</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 401591, member: 1004566"] [CENTER][CENTER][B][COLOR=blue][FONT=Arial]Gencin Tövbesi [/FONT][/COLOR][/B][/CENTER] [/CENTER] [FONT=Arial]Ebû Türab Nahşebî hazretleri anlatır:[/FONT][FONT=Arial]"Bir gün Nahşeb mahallerinin birinden geçiyordum. Aniden kulağıma sesler geldi. Dikkat ettim. Bir takım erkeklerin, bir kadınla münakaşa ettiklerini anla dım. Kendi kendime "Buraya gitmeliyim, bir mazlum ise ona yardım etmeliyim" dedim. Yanlarına varınca kadın beni görüp, yanıma geldi ve dedi ki: - Ey Ebû Türab! Fasık ve ömrünü kötü şeylere harcıyan bir oğlum var. Dün gece şarap içmek istedi. Akşamdan sonra, Allahü teâlâ ona bir hastalık gönderdi. Şimdi hasta yatağında yatıyor. Evimiz mescidin yanındadır. Cemâat sesleri duyup geldi. Onu mahalleden çıkarın, dediler. Ben arz ettim ve şimdi hastadır. Hastalığı da şiddetlidir. Ölürse hepimiz ondan kurtuluruz, yahut tövbe eder, kendisi kurtulur. Ölmeyip tövbe etmezse, o zaman onu şehirden de dışarı çıkarın.[/FONT][FONT=Arial]Hemen giderek yardım ettim ve kalabalık dağıldı. [/FONT][FONT=Arial]Sonra aklıma genci görmek düşüncesi geldi. Evden içeri [/FONT][FONT=Arial]girince, genç beni görür görmez feryat edip ağlayarak [/FONT][FONT=Arial]dedi ki:[/FONT][FONT=Arial]- Yâ Rabbi! Ne kadar kerîmsin ki, benim gibi ömrünü boşa geçirmiş bir günahkârın duasını anında kabul eyledin.[/FONT][FONT=Arial]- Ey genç, ne dua ettin?[/FONT][FONT=Arial]- Bugün, seher vaktinde iki dua ettim. Birincisi, "Yâ [/FONT][FONT=Arial]Rabbi! Sabahleyin bana Ebû Türap hazretlerinin [/FONT][FONT=Arial]yüzünü görmek nasip eyle!". İkincisi,"Yâ Rabbi! Nasuh [/FONT][FONT=Arial]tövbesi ihsan eyle!". Duamın birini, şu anda kabul edil[/FONT][FONT=Arial]miş görüyorum. Umarım ki, ikincisi de kabul edilir. Ey [/FONT][FONT=Arial]Ebû Türab! Çok günahkârım. Tövbem kabul olur mu?[/FONT][FONT=Arial]- Ey genç! Allahü teâlânın rahmet denizleri dalga [/FONT][FONT=Arial]dalga geliyor. Allahü teâlâ ziyadesi ile tövbeleri kabul [/FONT][FONT=Arial]edici ve mağfiret edicidir. Acizlere kâfidir. Düşkünlerin [/FONT][FONT=Arial]en iyi vekilidir. Bütün günahlardan tövbe makbuldür.[/FONT][FONT=Arial]Genç, gözyaşları içinde Allahü teâlâya tövbe etti. [/FONT][FONT=Arial]Ve ben oradan ayrıldım. Daha sonra genç annesine dedi ki:[/FONT][FONT=Arial]- Anneciğim sana bir vasiyetim var.[/FONT][FONT=Arial]- Evlâdım, ne vasiyet edersen yapmaya hazırım.[/FONT][FONT=Arial]- Beni bu yataktan, yumuşak yastıktan, mezellet toprağına indir. Bu hastalık beni iyice sardı. Anlıyorum ki, ben bundan öleceğim.[/FONT][FONT=Arial]Annesi, vasiyetini yerine getirdi ve onu yataktan yere indirdi. Genç yüzünü toprağa sürdü ve kalbinin, ruhunun derinliklerinden gelen bir sesle şöyle dua etti:[/FONT][FONT=Arial]"Yâ Rabbi! Yaptıklarıma pişman oldum. Tövbe ettim. Senin dergâhından başka kapım yok. Dertlilerin dayanağı, muhtaçların sığınağı sensin! Toprakla bir olmuş, zamanını boş geçirmiş ben kuluna rahmet et!".[/FONT][FONT=Arial]Onu topraktan kaldırıp, yatağa yatırdılar. Gece olunca, genç vefat etti. O gece Resûlullah Efendimizi rüyada gördüm. Yanında iki yaşlı kimse vardı. Onlarla beraber kalabalık bir topluluk geldi. Birisi bana, "Bu Muhammed aleyhisselâm'dır. Sağ tarafından İbrahim aleyhisselâmdır, diğer tarafındaki ise, Musa aleyhisselâmdır. Bu kalabalık topluluk ise yüzyirmibin küsur peygamberdir" dedi. İleri koştum. Selâm verdim. Resûlullah Efendimiz selâmıma cevap verip benimle müsafeha etti. Sordum:[/FONT][FONT=Arial]- Yâ Resûlullah? Siz, Nahşebe gelmiş miydiniz? Resûlullah Efendimiz buyurdu ki:[/FONT][B][FONT=Arial]- Ey Ebû Türab! Dün senin yanında tövbe eden genç, bu gece vefat etti. Hak teâlâ onu saadete kavuşturdu. Benimle beraber yüzyirmibin küsur peygamber, onun ziyaretine gönderildi. Ey Ebû Türab! O gence izzet gözü ile bakın. Cenazesinde hazır bulunun![/FONT][/B][FONT=Arial]Hemen uyandım. Bu halden kalbime bir incelik geldi ve "Yâ Rabbi! Ne kadar kerîmsin ki, daha dün kötülüğü yüzünden, mahalleden çıkarmak istedikleri bir günahkârı, bir ağlama, bir inleme ile tövbe ve pişmanlık ile bu dereceye kavuşturdun!" diye dua ettim. Bu zevk ve halde iken, diğer odadan küçük kızımın feryadını duydum. Ağlıyordu. Kendisine sordum:[/FONT][FONT=Arial]- Yavrucuğum, seni ağlatan nedir?[/FONT][FONT=Arial]- Babacığım, rüyada gördüm ki, filân mahallede tövbe eden bir genç vefat etmiş, her kim onun cenazesine bakarsa, Allahü teâlâdan her istediği kendisine verilir. Babacığım evden dışarı çıkmağı asla istemez dim, ama şimdi müsâade edersen, gidip o gencin cenazesini göreyim ve Allahü teâlâdan kendim ve diğer kulları için dua edeyim.[/FONT][FONT=Arial]Ona izin verdim. Yakînim arttı, insanlara gencin [/FONT][FONT=Arial]halini anlatmak için evden çıktım. Yetmiş sene Hakka [/FONT][FONT=Arial]ibâdet eden yaşlı bir saliha hanıma rastladım. Elinde [/FONT][FONT=Arial]bastonu yavaş yavaş yürüyordu. Beni görünce dedi ki:[/FONT][FONT=Arial]- Ey Ebû Türab! Hakkın rahmetinin neler yaptığını [/FONT][FONT=Arial]gördün mü? Günahı yüzünden mahalleden çıkarmak [/FONT][FONT=Arial]istedikleri genç bu gece vefat etti. Rüyada bana cenaze[/FONT][FONT=Arial]sinde bulunan mağfiret olunur diye söylediler.[/FONT][FONT=Arial]Bütün şehir bir anda dışarı çıkıp, gencin cenaze [/FONT][FONT=Arial]namazını kıldık. Tam bir izzet ve ikram ile onu [/FONT][FONT=Arial]defnettik".[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Menkıbeler ve Kıssadan Hisseler..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst