Melekler Bize Dua Ediyor.

Kýrýk Testi

Well-known member
Allah’a kendi başımıza duâ edip isteklerimizi arz ettiğimiz gibi, Allah’ın sevdiği bir kula da kendimiz için duâ ettirebiliriz. Bazen de sâlih bir kul denk gelip bize duâ ettiği zaman ne kadar sevinir, huzur buluruz. Düşünelim ki insan bir melekle karşılaştı, ondan duâ talep etti, melek de o insan için duâ etti, Allah’a yalvardı. Bu olayda her halde o insan çok büyük hafiflik hissedecek, sürur duyacak ve rahatlayacaktır. İşte melekleri kendimize nasıl duâ ettirebiliriz düşüncesi bu satırların konusunu teşkil edecektir.
Ayet ve hadisleri okudukça meleklerin duâ ettiği durumları tespit etmeye çalıştık. Burada arz edeceğimiz liste şüphesiz ki tüm durumları kapsamayacaktır. Bu konuda Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan ÇEKER, “Melekleri Kendimize Nasıl Duâ Ettirebiliriz” isimli makalesi ile bu konu ile ilgili hadis-i şerifleri tesbit ederek bu konuda bir başlangıç yapmıştır.1


Aynı konuda, Dr. Ömer ÇELİK, “Melekler Bizler İçin İstiğfâr” isimli makalesi ile bu konu ile ilgili ayetleri tahlil etmeye çalışmıştır.2
Rastladığımız kadarıyla melekler şu durumlarda insanlara duâ ederler:

1. TÖVBE EDENE MELEKLER DUÂ EDER


İnsan işlediği gayr-i meşru amellerden ve gafletten el çeker, pişmanlık duyar ve tövbe ederse, melekler o insana duâ eder ve mağfiret dilerler. Meleklerin bu durumda duâ ettiklerini şu ayetlerden öğreniyoruz:


a) Melekler İman Eden Kimseler İçin Duâ Ederler:


“Arşı yüklenen melekler ve arşın etrafındakiler, Rablerini hamd ile tesbih ederler. O’na iman getirirler ve iman eden kimseler için şöyle mağfiret dilerler. Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Bunun için tövbe edenleri ve senin yoluna koyulanları bağışla, onları cehennem azabından koru. Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, zevcelerinden, nesillerinden salih olanları, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetine koy. Şüphesiz sen Azizsin, Hakimsin. Bir de onları fenalıklardan korursan muhakkak kıyamet gününde bağışlamışsındır. İşte bu, en büyük kurtuluştur.3


Yani Ey Rabbimiz, tövbe edip senin yoluna giren bu kulları ve onların atalarından, zevcelerinden ve çocuklarından dünyada iken ehl-i iman olup senin razı olacağın slih amelleri işleyenleri de onlarla beraber, taatine dönenlere vaad ettiğin Adn cennetlerine/içlerinde ebedi ikamet edilecek bağlara bahçelere girdir.4


Cennet ehlinin sevinç ve sürurlarının, neşe ve kıvançlarının tam ve mükemmel olması için melekler böyle duâ ederler. Böylece onlar birbirine komşu konaklarda bir araya gelmek suretiyle gözleri aydın olur, sevinirler. Nitekim Allah Teâlâ başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurur:


“İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz.”5 Yani gözleri aydın olsun diye hepsinin derecesini eşitleriz. Derecesi aşağı olanla müsavi olsun diye derecesi yüksek olanın derecesini alçaltamayız. Aksine katımızdan bir nimet ve lütuf olarak bir çok amellerini eşitleyerek amel bakımından eksik olanın derecesini yükseltiriz.6


“Onları her türlü kötülüklerden koru” ifadesinde bahsedilen kötülükler, dünyadaki batıl inançlar ve bozuk ameller de olabilir. O zaman mana: Sen dünyada kimi kötülüklerden; yanlış inanç ve bozuk amellerden kurtarırsan, muhakkak ki kıyamet günü onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu ise büyük bir kurtuluştur. Çünkü dünyada yapıp beraberinde götürdükleri parça parça amellerin karşılığı olarak akılların idrakten aciz kalacağı mülkler elde edeceklerdir.7


b) Melekler İnsanlara Allah’tan Mağfiret Dileyerek Duâ Ederler:


“Gökler, neredeyse üstlerinden parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun: gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O’dur.”8


Yani melekler, insanların Allah’a karşı yaptıkları ne büyük küstahlıktır. Oysa onlara bir sürü imkan bahşetmekle ihsan eden ve dolayısıyla sadece de hamd edilmeye layık olan O’dur. Allah insanların yapmakta oldukları bu küstahlıklar yüzünden her an azabını gönderebilir.”


Cenab-ı Hak, Ahzab Suresi’nde mü’minlere hitaben, kendisini çokça zikretmelerini ve sabah akşam O’nu tesbih etmelerini emrettikten sonra:


“Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerine rahmetini gönderen O’dur. Melekleri de size istiğfâr eder. Allah mü’minlere karşı çok merhametlidir,”9 buyurarak meleklerin özellikle mü’minlere istiğfâr ettiğini açıklamaktadır.


Arzı taşıyan meleklere “hamele-i arş” denilip bunların sayılarının dört olduğu rivayet edilmiştir.10 Kıyamet gününde ise bunların sayıları sekiz olacaktır.11 Arşın korunma ve tedbirine memur olduklarından bu isim kendilerine mecazen verilmiştir. Arşın etrafındaki melekler ise arşı tavaf eden meleklerdir. Nitekim bunlarla ilgili olarak da:


“Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş’ın etrafını kuşatmışlardır,”12


Yukarıda meallerini verdiğimiz ayetlerden de açıkça verdiğimiz ayetlerden de açıkça anlaşılacağı üzere Arş’ı taşıyan ve bir de Arş’ın çevresinde bulunup Rablerini hamd ile tesbih eden, O’na şükreden, kendileri için O’ndan başka ilah olmadığını ikrar eden melekler, iman edenler için istiğfâr etmekte; Rablerinden, kendileri gibi Allah’ın birliğini ikrar eden ve O’nun dışındaki ma’budlardan teberri eden mü’minleri bağışlamasını istemektedirler. Kullarından şirkten tövbe edip tevhide dönen ve Allah’ın girilmesi istediği yola giren, O’nun emrettiği metodu takip eden yani emir ve nehiylerine tabi olanların günahlarından vazgeçmesini O’ndan talep etmekte ve onları kıyamet günü ateş azabından korumasını istemektedirler.13


Allah’ın mağfireti, kulu, kendisine azap dokunmasından korumasıdır. İstiğfâr da bunu sözle ve fiille istemektir. Çünkü sadece sözle istiğfâr, yalancıların işidir.14


Meleklerin mü’minlere istiğfârından maksat, onlara şefaat etmeleri, onları tövbeye teşvik etmeleri ve onlara mağfireti gerektiren amelleri ilham etmeleridir. Burada meleklerin Adem oğullarının günahlarına müttali olduklarına bir işaret; cinsler farklı olsa da imanda ortaklığın nasihat ve şefkati gerekli kıldığına bir tembih vardır. Zira iman, en kavi ve en mükemmel bir bağdır.15


Saadetin kemali şu iki mühim hususa riayete bağlıdır: Allah’ın emrine ta’zim ve mahlukatına karşı şefkat. Melekler de buna riayet ederek önce Allah’ı tazim etmişler sonra da O’nun mahlukatına şefkat babında onlara istiğfâr etmişlerdir.16


Melekler o kadar hassastırlar ki, belki insanlar tövbe edip, şirk koşmaktan vazgeçerler umuduyla, azap göndermemesi için Allah’a yalvarmaktadırlar.

 

Kýrýk Testi

Well-known member
2. MÜ’MİN KARDEŞİMİZE GIYABINDA DUÂ ETTİĞİMİZ ZAMAN MELEKLER DUÂ EDER



Mü’min kardeşimize gıyabında duâ ettiğimiz zaman yanımızdaki melekler de aynıyla bize duâ ederler. Resûlüllah (S.A.V.) bu hususta şöyle buyurur:


Ebüd’d-Derda (R.A.)’dan rivayete göre şöyle demiştir. Resûlüllah (S.A.V.) Efendimizden işittim. Buyurdu ki: “Müslüman bir kul, din kardeşi için gıyabında duâ ederse, Melek de: “Onun için istediğinin bir misli de senin için olsun.” diye duâ eder.17
Aynı konuda yine Ebüd’-Derda (R.A.)’ın rivayet ettiği başka bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyuruyor:


“Müslüman bir kişinin din kardeşi için gıyabında ettiği duâ kabul olunur. Onun başucunda me’mur bir melek vardır ki, o Müslüman, ne zaman bir din kardeşi için hayır duâ ederse o melek ona: Duân kabul olsun, istediğinin bir misli de senin için olsun, diye duâ eder.”18


Hadis, müslüman kardeşine gıyabında yapılan duânın faziletini bizlere ifade etmektedir. Bu cevap, müslüman kadın ve erkek cemaatine gıyaben yapıldığında elde edilir. Kişi başkalarını gıyaben hayırla anmalı; gıybetlerini değil, güzel huylarını anarak, duâda bulunup, meleklerin kendi adına yapacakları duâyı kazanmalıdır.
Kişinin kendisi için ve kardeşi için duâ etmesi müstehaptır. Bu ihlasa daha uygundur. Seleften bazıları, kendileri için duâ edecekleri zaman, kardeşlerine duâ ederlermiş. Çünkü yanında bulunan melek o şahsın adına o zaman duâ edecektir. Kişinin gıyabındaki duâsı da kabule şayandır. Böylece duâsı onun hakkında kabul edilmiş, kendisine de aynen duâ edilmiş olmaktadır.19
 

Kýrýk Testi

Well-known member
3. ALLAH YOLUNDA MAL HARCAYAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER


Allah yolunda mal harcayan kişiye melekler duâ eder. Aksine elini sıkı tutup sadaka vb. şeyleri vermeyene de bedduâ eder. Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurur:


İstisnasız her gün iki melek iner. Birisi:
Ya Rabbi! Senin yoluna mal harcayana, harcadığının yerine mal ver (eksilttiğini doldur)” diye duâ
eder. Diğeri:
Ya Rabbi! Elini sıkı tutup mal harcamayanın malına telef ver” diye duâ eder.20
 

Kýrýk Testi

Well-known member
4. ABDESTLİ OLARAK NAMAZ VAKTİNİ BEKLEYENE MELEKLER DUÂ EDER


a) Abdestli Olarak Camide Namaz Vaktinin Girmesini ve Namaz Kılmayı Bekleyene Melekler Duâ Eder:


Ebu Hureyre (R.A.)’den ittifakla nakledilen hadis-i şerifte Resûlüllah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur:


“Kişinin cemaatle (camide) kıldığı namazı, evde veya çarşıda kıldığı namazından, yirmi bu kadar derece üstündür. Zira bir kimse güzelce abdest alır, sırf namaz kılmak maksadıyla camiye gelirse, camiye girinceye kadar attığı her adımla onun derecesi yükselir ve günahı bağışlanır. Camiye girince de namaz için oturduğu müddetçe namazda gibi olur. Namaz kıldığı yerde kaldıkça kimseye eziyet etmediği ve abdesti bozmadığı takdirde (ve yahut da dünyaya ait konuşmadığı) takdirde, melekler ona şöyle duâ ederler:


“Allahım! Sen buna rahmet et; Allahım! Onu yarlığa; Allahım! Tövbesini kabul et” derler.21


Hadiste geçen (çarşı), insanların ticaret mallarını oraya sevk etmelerinden veya insanların orada dizleri, ayakları üzerine durmalarından dolayı bu ismi almıştır.


Çarşıda veya evde tek başına kılınan namazdan, camide cemaatle kılınan namaz daha faziletlidir.


Evde kılınan namaz da çarşıda kılınan namazdan faziletlidir. Zira çarşı, Pazar, şeytanın daha etkili olduğu yerlerdir. Evde ve çarşıda cemaatle kılınan namaz da, tek başına kılınan namazdan daha faziletlidir.


Hadis, namazın diğer amellerden daha faziletli olduğuna delalet etmektedir. Nitekim meleklerin namaz kılanlara duâ etmesi bu durumu ifade etmektedir. Ayrıca salih kişilerin meleklerden üstünlüğüne işaret vardır. Zira salih insanlar ibadetleriyle meşgul olup derecelerini yükseltirler. Melekleri ise onlara istiğfâr ve duâ ederler. Huşuyu gidermesi ve kalbi alıkoyması gibi nedenlerle sokakta, çarşıda namaz kılmak, hoş olmamakla beraber caizdir.
Bir kimse abdest alıp, namazını dosdoğru kılar ve mescitte bir kimseye eza vermezse meleklerin duâsına mazhar olur. Çünkü meleklerin bir görevi de mü’minlere duâ etmektir. Nitekim Cenab-ı Allah: “Arşı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih ederler. O’na inanırlar ve mü’minler için (şöyle) mağfiret dilerler.”22


b) Abdestli Olarak Namaz Kılmayı Bekleyene Melekler Duâ Eder


Ebu Hureyre (R.A.)’den Resûlüllah’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:


“Biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturmaya devam etteği müddetçe melekler; “Allahım! Onu affeyle! Allahım! Ona rahmet eyle! Diye duâ ederler.23


Hadis, namaz kılınan yerde namazdan sonra bir beklemenin güzel olduğunu anlatmaktadır. Yasak kılınmış lakırdılara dalmadan oturulması, meleklerin duâsını celbeder. Kullarının ibadetlerine melekleri seyrettirip, duâ etmelerini sağlaması Allah’ın (C.C.) bir lütfudur.


Hadis, camilerde namaz vaktini beklemek için oturmanın fazileti hakkında varid olmuştur. Bir ibadet için beklemek de sevap açısından ibadet gibi telakki edilmiştir. Namaz bekleyen müslüman, camide otururken bile namaz ibadeti içindeymiş gibi sevap yazılır.24
 

Kýrýk Testi

Well-known member
5.ABDESTLİ VE ZİKİR ÜZERE YATANA MELEKLER DUÂ EDER

Şeddat İbni Evs (R.A.)’dan rivayet edildiğinine göre, Resûlüllah (S.A.V.) şöyle buyurdu:


“Hangi bir müslüman kul yatağına gelir de, yatacağı vakit Allah’ın kitabından bir sure okursa, mutlaka Allahü Teâlâ Hazretleri ona bir melek gönderir ki, o melek o kişi uykusundan uyanıncaya kadar ona eziyet edecek bir şeyi yaklaştırmaz.25
 

Kýrýk Testi

Well-known member
6.ZİKİR HALKALARINA DEVAM EDENLERE MELEKLER DUÂ EDER


Zikir halkalarına devam edenlere melekler duâ ederler. Konu ile ilgili olarak Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor:
“Sabah akşam Rablerine, O’nun cemalini dileyerek duâ edenler ile beraber candan sabret. Dünya hayatının zinetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma...”37


Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) de Ebu Hureyre (R.A.)’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır:


“Allah’ın bir takım melekleri vardır ki, bunlar sokaklarda dolaşıp zikredenleri araştırırlar. Allah’ı zikreden bir gruba rastlayınca, birbirlerine:
- Geliniz, aradığımız buradadır, diye seslenirler ve zikredenleri göğe kadar kanatları altına alırlar. Gökyüzüne çıkınca Allah Teâlâ –aslında her şeyi bildiği halde- onlara:
- Kullarım ne diyor? Diye sorar. Melekler de O’na:
- Seni tesbih, tekbir ediyorlar. Sana hamd ve tazim sunuyorlar, diye cevap verirler. Yüce Allah:
- Onlar beni gördü mü? Diye sorar. Melekler de O’na:
- Hayır, vallahi de Sen’i görmemişlerdir, diye cevap verirler. Allahü Teâlâ:
- Ya Beni görmüş olsalardı ne yaparlardı? Diye sorar. Melekler de O’na:
- Eğer Sen’i görmüş olsalardı daha çok ibadet ederler, daha çok tazim ederler ve daha çok tesbih ederlerdi, diye cevap verirler.
Yüce Allah onlara:
- Kullarım ne istiyor? Diye sorar. Melekler:
- Sen’den cennet istiyorlar, diye cevap verirler. Allah Teâlâ onlara:
- Cenneti gördüler mi? Diye sorar. Melekler:
- Hayır, vallahi Ya Rabbi, orayı görmemişlerdir, diye cevap verirler. Allah Teâlâ onlara:
- Orayı görmüş olsalardı ne yaparlardı? Diye sorar. Melekler de O’na:
- Eğer orayı görmüş olsalardı ne yaparlardı? Diye sorar. Melekler de O’na:
- Eğer orayı görmüş olsalardı oraya karşı daha güçlü bir özlem duyarlar, orayı daha ısrarlı bir şekilde isterler ve daha güçlü bir arzu duyarlardı, diye cevap verirler.
Allah Teâlâ meleklere:
- Neye karşı Bana sığınıyorlar? Diye sorar. Melekler de O’na:
- Cehennemden Sana sığınıyorlar, diye cevap verirler. Allah:
- Onlar cehennemi gördüler mi? Diye sorar. Melekler:
- Hayır, vallahi orayı görmemişlerdir, diye cevap verirler. Allah meleklere:
- Ya cehennemi görmüş olsalardı ne yaparlardı? Diye sorar. Melekler:
-Eğer orayı görmüş olsalardı ondan daha şiddetle kaçar, daha çok korkarlardı, diye cevap verirler. Bunun üzerine Yüce Allah:
-Şahit olunuz ki, onları affettim, buyurur. Meleklerden birisi:
-Onlar arasında falanca kimse var ki, o aslında onlardan değildir. Şahsi bir amaç için onların arasına katılmıştır, der. Ulu Allah o meleğe:
- Onlar öyle bir gruptur ki, onların arkadaşı kendilerine ihanet etmez, buyurur.38


Hadis, Allah’ı (C.C.) zikrin ve zikredenlerin faziletine açık delil teşkil ediyor. Allah’ı zikredenler, ehl-i zikir lafızlarının kapsamına, namaz kılan, Kur’an okuyan, duâ edenler, dini ilimlerin tedrisatını yapanlar vb. girer. Zira her iki grup değişik şekilde Allah’ı zikretmektedirler.
Melekler arasında yalnızca zikir halkalarını araştırıp, teftiş eden, onların hallerini Allah’a (C.C.) arz eden fırkalar vardır.
Salih kişilerle düşüp kalkmanın da bereketine hadis-i şerif delil oluyor.


Zikir iki çeşittir: Biri kalp, diğeri dil iledir. Kalp ile zikir de iki çeşittir: Biri Allah Teâlâ’nın azametini, yerle göklerdeki ayetlerini düşünmektir ki, bu zikrin en yüksek mertebesidir. Hadisten kastedilen de budur. Diğeri, kalp ile birlikte dilin zikretmesidir. Allah’ı (C.C.) dille zikretmek ise zikirlerin en zayıfıdır. Bununla beraber onda da büyük fazilet vardır.


Meleklerin kalple yapılan zikri yazıp yazmadıkları ihtilaflı bir konudur. Bazı alimler, kalbinden zikreden kimseden görülen bir alamet sayesinde melekler onları bilir ve yazarlar, görüşündedirler. Diğer bir kısım alimler ise, kalpten geçeni ancak Allah bilebileceğinden, onları melekler yazamaz, derler.


İmam Nevevi ise, bu konuda şöyle der: “Doğrusu onlar, kalp ile edilen zikri yazarlar. Kalbin huzuru ile birlikte dille yapılan zikir sadece kalple yapılan zikirden faziletlidir.


Zikir meclisinde, zikretmeden oturanlar bile oraya inen rahmetten istifade ederler. Melekler Allah’ı (C.C.) zikredenleri muhabbetle seyrederler. Kullarının kötü hallerini değil de, ibadet ve taat hallerini meleklerine seyrettirmesi Allah’ın (C.C.) ince bir lütfudur.


Yüce Allah, dünyada, dünya gözü ile görülemez. Ahirette o mükafatı kazananlar, cennetten Rablerini görecekler ki bu lezzet, cennetin tüm lezzetlerinden daha tatlıdır.39


Ebu Hureyre’den ve Ebu Said’den (R.A.), Resûlüllah’ın (S.A.V.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:


“Allah’ı zikretmek üzere oturan bir gruba melekler kanat gerer, onları rahmet-i ilahi kuşatır ve onlara sekinet iner. Allah da onları yanındakiler arasında anar.”40


Hadis, zikir ehlinin faziletini anlatmaktadır. Ehl-i zikirle oturup kalkmanın, onlarla dost olmanın hayırlara vesile olacağına işaret eden hadisimiz; Allah’ın kendini zikredenleri katında meleklere zikrettiğini ifade etmektedir.41

ALLAH TEÂLÂ MELEKLERİNE ŞÖYLE EMREDER


Ebu Hureyre (R.A.) anlatıyor: Resûlüllah (S.A.V.) buyurdular ki:


“Allah Teâlâ Hazretleri meleklerine şöyle emreder:
-Kulum kötü bir amel yapmak isteyince, onu yapmadıkça yazmayın. Yapınca, onu aleyhine bir günah olarak yazın. Eğer benim rızamı düşünerek terketti ise, bunu onun lehine bir sevap yazın.


- Kulum iyi bir iş yapmak arzu edince, yapmasa bile onu, lehine bir sevap olarak yazın. Eğer onu yaparsa, en az on misli olmak üzere yedi yüz misline kadar ona sevap yazın.42
 

Kýrýk Testi

Well-known member
ALLAH’IN MELEKLERİ ŞAHİT KILMASI


Hz. Enes (R.A.) anlatıyor: Resûlüllah (S.A.V.) buyurdular ki:
“Kulun gündüz veya gece amelini yazan hafaza melekleri, yazdıklarını Allah’a yükseltirler. Allah sahifenin baş ve son kısmını hayırlı bulursa, meleklere şöyle der: “Sizi şahit kılıyorum, ben kulumun sahifesinin iki tarafı arasında kalan kısmını mağfiret ettim.”43


Netice olarak diyebiliriz ki, Allah Teâlâ bütün kainatı bizler için bizleri de kendisine kulluk etmemiz için yaratmıştır. Rabbimiz bizlere karşı sonsuz merhamet sahibidir. O, bizim yegane dostumuz, yardımcımız ve vekilimizdir. Dolayısıyla bizler, mü’minler olarak Rabbimizin ne kadar büyük nimetleri içinde yüzdüğümüzün şuuru içinde sürekli uyanık ve şükür halinde olmalıyız. Bütün bu ikramlara karşı nankörlükten, biganelikten ve gafletten Allah’a sığınmalıyız. Merhum Mehmed Akif ne güzel söyler:


Bir baksana! Gökler uyanık yer uyanıktır,
Bunlar uyanıkken uyumak maskaralıktır!...


AYHAN KARTAL Din Eğitimi Uzmanı
Kaynaklar:
1 Orhan ÇEKER, “Melekleri Kendimize Nasıl Duâ Ettirebiliriz?” İslam Dergisi, Kasım, 1995, s.82-83.

2Ömer ÇELİK, “Melekler Bizler İçin İstiğfâr Ediyor”, Altınoluk Dergisi, Temmuz, 1998, Sayı:149, s.23-25.
3Mü’min, 7-9.

4 Et-Taberi. Tefsir, XXIV, 30.

5 Tur, 52/21b

6 İbn Kesir, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, VII, 121, İstanbul, 1984.

7 Ömer ÇELİK, “Melekler Bizler İçin İstiğfâr Ediyor”, Altınoluk Dergisi Temmuz Sayısı, Sayı:149, Temmuz, s.23-25.

8 Şura, 42/5.

9 Ahzab, 33/43.

10 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 256.

11 Hakka, 69/17.

12 Zümer, 39/75.

13t-Taberi, Tefsir, XXIV, 29,30.

14 Er-Rağıb, el-Müfredat, s.362, Beyrut, ts.

15 Bursevi, İsmail Hakkı, Ruhu’l-Beyan, VIII, 157, İstanbul, 1389.

16 Er-Razi, Fahreddin, Mefatihu’l-Gayb, XXVII, 33, Tahran, ts.

17 R.Salihin, H.No:1523.

18 R.Salihin, H.No:1524.

19 İmam Nevevi, Riyazü’s-Salihin Terceme ve Şerhi, Tercüme: İhsan Özkes, Esra Yayınları, Konya, 1996, c.5, s.214.

20 Buhari, Zekat, 27; Müslim, Zekat, 57.

21 R. Salihin, H.No: 10.

22 Bak. Mü’min, /9; İmam Nevevi, a.g.e., c.1., s.78-79

23 R. Salihin, H.No: 1066.

24 İmam Nevevi, a.g.e., c.4.,s.299-300.
25 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/125; Nesai, Amelül Yevmi ve’l-Leyle, 812.

37 Kehf, 18 /28.

38 Buhari, Deavat, 66; Müslim, Zikir 25 (2689); Tirmizi, Deavat, 3600.

39 İmam Nevevi, a.g.e., c.5, s.175-176.

40 Müslim, Zikir, 39 (2700); Tirmizi, Duâ, 7 (3375).

41İmam Nevevi, a.g.e., c.5, s.177.

42 Buhari, Tevhid, 35; Müslim, İman, 203, 205 (128,129); Tirmizi, Tefsir, En’am, 3075.

43 Tirmizi, Cenaiz, 9 (981).




 
Üst