Kur’an-ı Kerim’le Nasiplenmek

garp

Active member
Kur’an-ı Kerim’le Nasiplenmek






Zaman hızla geçip gidiyor. Günler, aylar derken bir de bakıyoruz ki yıllar geçmiş, ömrümüzün büyük bir kısmı tükenmiş. Hızlı bir akışın içinde geçiyor günlerimiz. Eğer dikkat etmez, toparlanmaz, zaman muhasebesi yapmazsak aldanıp gidiyoruz.

Kur’an-ı Kerim eğitimi ülkemizde eskiden beri yaz aylarında yoğunluk ve yaygınlık kazanıyor. Kurslar açılıyor, camilerde eğitim veriliyor. Bunları bir fırsat bilip çocuklarımızı bu kurslara yönlendirmeliyiz. Bu hayırlı kapıdan, hidayet menbaından çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz.

Çocuklarımıza rehberlik edecek bizleriz. Öyleyse hak ve hakikati tanımada onlara imkan ve fırsat sağlamalıyız. Başta kendimiz uygulayarak onları hayırlı amellere yönlendirmeliyiz. Ancak bu şekilde hem kendimizi hem de onları dünya ve ahiret ateşinden koruyabiliriz.

Müslüman için Kur’an-ı Kerim asla ihmal edilemeyecek kadar önemlidir, mücellâ dinimizin temelidir. Öncelikle ibadetlerimiz Kur’an’sız olmaz. Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeliyiz ki namazlarımızda kıraatimiz doğru olsun, namazlarımız Rabbimiz indinde kabul buyurulsun. Çünkü kıraat namazın farzlarındandır.

Sonra Kur’an-ı Kerim rehberimizdir. Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. buyurmuştur ki:

“Size iki şey bıraktım, bunlara sarılırsanız sapmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı ve benim sünnetimdir.” (Buhârî)

Ayrıca Kur’an-ı Kerim okumak büyük mükafat vesilesidir. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim hatmi ilk Sahabe-i Kiram efendilerimizden bu yana müminlerin çok önem verdiği, alışkanlık haline getirdiği hususlar arasında yer almıştır. Büyüklerimizden Abdurrahman Tâhî k.s. hazretleri evlerde sesli Kur’an okumanın zulmeti kardıracağını buyurmuştur.

Kur’an-ı Kerim mümin için bir duadır, şefaat vesilesidir. Kişi Kur’an okudukça dua etmiş, Rabbine yaklaşmış olur.

Cenab-ı Mevlâmız, müberra kitabımız Kur’an-ı Kerim hakkında şöyle buyurmuştur:

“Ona ne önünden ne ardından bâtıl yaklaşamaz. O herkes tarafından övülen ve hikmet sahibi olan Allah’tan indirilmiştir.” (Fussilet, 42)

Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. de şöyle buyurmuştur:

“Kur’an ehli kimseler, Allah’ın ehli ve has kullarıdır.” (İbn Mâce, Nesâî)

Bir seferinde Efendimiz s.a.v. buyurur:

– Demir paslandığı gibi kalpler de paslanır.

Bu söz üzerine sorulur:

– Ey Allah’ın Rasulü, öyleyse kalplerin cilası nedir?

Allah Rasulü s.a.v. şöyle cevaplar:

– Kur’an okumak ve ölümü hatırlamaktır.” (Beyhakî)

İmam Gazalî rh.a. Kur’an-ı Kerim’in fazileti hakkında şöyle der:

“Kur’an’daki kıssa ve haberler sayesinde düşünürler için ibret yolu genişlemiştir. Onda açıkça beyan edilen hükümler sayesinde de tutulacak dosdoğru yol herkese açık bir şekilde görünmüştür.

O kitap helal ve haramı ayırmıştır. Bu yüzden ışıktır.

O kitap sayesinde insanoğlu gururdan kurtulur.

O kitapta hastalıkların şifası vardır.

O kitaba muhalefet eden dik kafalı zalim ve zorbaların belini Cenab-ı Hak kırmış ve kıracaktır.

O kitap Alllah’ın kopmaz ipidir. Apaçık nurdur.

O, Allah yolunun en kuvvetli tutamağı ve insanı hedefine ulaştırıcı en sağlam vesiledir.

O kitap, azı çoğu, küçüğü büyüğü, hülasa bütün hakikati kendinde toplayan bir kitaptır. İçindeki hikmetler bitmez ve tükenmez.” (İhyâu Ulûmu’d-Dîn)

Müberra kitabımız Kur’an-ı Kerim’i okumaya, öğrenmeye, ezberlemeye ve öğretmeye açılan her kapıda hayır vardır. Nitekim Fahr-i Kainat Efendimiz s.a.v. buyurmuştur:

“Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı on sevaptır. Ben, ‘elif lâm mîm’ bir harftir demiyorum. Elif bir harftir, lâm bir harftir, mim de bir harftir.” (Tirmizî)

Yine buyurmuştur:

“Kim Kur’an’ı okur, ezberler, helal kıldığı şeyi helal kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse, Allah bu sayede onu cennetine koyar. O kişi de kendi ailesinden cehennemi hak eden on kişiye şefaat eder.” (Tirmizî)

Bir başka hadis-i şerifte de Efendimiz şöyle müjdeler:

“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.” (Buhârî)

Sahabe’den Ebu Ümame el-Bâhilî r.a. şöyle der:

“Kur’an’ı okuyunuz. Sakın bu duvarlarda asılı bulunan mushaflar sizi aldatmasın. Çünkü Kur’an’a kap olan bir kalbi Cenab-ı Hak azaba uğratmaz.”

Ebu Hüreyre r.a. da şöyle buyurmuştur:

“Herhangi bir evde Kur’an okunursa, şüphesiz o ev aile efradı için genişler, hayrı çoğalır, oraya melekler dolar ve şeytanlar kaçar. Kur’an okunmayan ev, aile efradı üzerine daralır, hayrı azalır, melekler oradan çıkıp şeytanlar dolar.”

Evliyanın büyüklerinden Süfyân-ı Sevrî k.s. şöyle müjdemiştir:

“Kişi Kur’an okuduğu zaman, melek onun gözlerinin ortasından öper.”

Tabiîn’in büyüklerinden Hasan Basrî k.s. hazretleri de şöyle demiştir:

“Allah’a yemin ederim, Kur’an’dan daha üstün bir zenginlik olmadığı gibi, ondan mahrum olmaktan da daha büyük fakirlik yoktur.”

Kur’an-ı Kerim ahiret zenginliğinin vesilesidir. Öyleyse bu vesileye yapışmamız gerekiyor. Bilmeyen mutlaka öğrenmeli, öğrenen öğretmeli veyahut öğretenleri desteklemelidir. Yaz aylarını fırsat bilip çocuklarımızı Kur’an’a yönlendirmeliyiz.

Rabbimizin tevfik ve inayetiyle…

Mübarek Erol
 
Üst