Hz.Yunus'un kıssası ışığında , istikbalimiz

sahici159

Well-known member
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
elhamdülillâhi rabbil âlemîn velâkıbetülil müttekîn vessalêtü vessalêmü alê seyyidine Muhammedivve alê êlihi vesahbihi ecmain, alê rasulüne salevâtelfü elfi selatin ve elfü elfi selamin aleyke ya resulellah. elfü elfi selatin ve elfü elfi selamin aleyke ya habibellah elfü elfi selatin ve elfü elfi selamin aleyke ya emine vahyillah


Birinci Lem’aHAZRET-İ YUNUS ibni Mettâ Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhissalâtü Vesselâmın münâcâtı, en azîm bir münâcattır ve en mühim bir vesile-i icabe-i duadır.

Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssa-i meşhuresinin hülâsası denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. 1 Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette, 2 سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّۤ اَنْتَ münâcâtı, ona sür’aten vasıta-i necat olmuştur.Evet bu dua Hz. Yunus aleyhisselam a bir kurtuluş aracı olmuştur.Şu münâcâtın sırr-ı azîmi şudur ki:O vaziyette esbab bilkülliye sukut etti. Çünkü o halde ona necat verecek öyle bir Zat lâzım ki, hükmü hem balığa, hem denize, hem geceye, hem cevv-i semâya geçebilsin.

Çünkü onun aleyhinde gece, deniz ve hût ittifak etmişlerneden sebepler sukut etmis; çünkü gece zifiri karanlıkdeniz olabildiğince dalgalı ve azgınve Hz. Yunus bir balık tarafından yutulmuşböyle bir vaziyette olduğumuzu düşünelimkimden nasıl yardım isteyebilirizbize, kim nasıl bir güç yardım edebilirAllah’tan başka kimse yardım edemez değimliBu üçünü birden emrine musahhar eden bir Zat onu sahil-i selâmete çıkarabilir. Eğer bütün halk onun hizmetkârı ve yardımcısı olsaydılar, yine beş para faydaları olmazdı.ancak bütün sebeplerin sahibi olan Rabbimiz söz geçirebilir her seyeisterse bütün insanlik orada yunus as. kurtarmaya çalissinfayda etmezAllah kurtulusu dilemedikten sonra Fayda etmez değimli!

Demek esbabın tesiri yok. Müsebbibü’l-Esbabdan başka bir melce olamadığını aynelyakin gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf ettiği için, şu münâcat birden bire geceyi, denizi ve hûtu musahhar etmiştir.Hz . Yunus as. Ayette anlatılan duayı yaptığında, kendisine karşı birleşmiş olan deniz, gece ve balık tarafından kuşatılmış ve bütün çareleri tükenmiş bir vaziyette idi

O , ““Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum” dediği zaman, bunların üçüne birden hükmü geçen Allah’a sığınıyordu.Yani aleyhindeki sebeplerin her biri için ayrı bir sığınak aramıyor, hepsinin de üzerinde mutlak eğemenlik sahibi olan Allah’a yöneliyordu.sirr-i ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkisaf ettigi içinbirlik sirri teklik nuru içinde inkisaf ettigi içinher seyin bir olan Allah’a ait olduguna ve Onun yaptigina inandigimizda bir tevhid nuru doğuyor demek değimli! bu nur ile de Allah’in her bir varlikta birligini görebiliyoruzbu da her şeyin Rabbinin bir olduğunu ifade eden tevhid anlamına geliyor

birde Hz. Yunus tarafından bakacak olursakAlemlerin Rabbi olan Allah’ın , doğrudan doğruya bir kuluna yönelmesi, dilediğinde bütün kainatı ona yardımcı vermesi.Buda Allah’ın birliğini ifade eder ama tek bir kul açısından ele alan ehadiyet sırrıyla ifade etmiştirEvet ne demiştik birlik sirri teklik nuru içinde inkisaf ettigi içinsebeplerin tesirsiz kaldığı bir durumda ne yapacak insan; herseye gücü yeten Allah 'a yönelip çözümü onda arayacak inş.


Bu arada Hz Yunus’un kıssasından bahsedelim biraz Hz.Yunus Aleyhisselam tebligini yaparfakat halk onun izinden gitmez, isyanda ve küfürde devam ederbunu üzerine üzerlerine bir felaket gönderilecektir Hz.Yunus Aleyhisselam bu felaketten kurtarilacaktirancak kendisi –estagfirullah- Rabbimizden gidebilirsin iznini beklemedengemiyle denize açilirHz Yunus gitmesindeki asıl etken kavminin inkârda israr etmesiancak nefsini dinlemek ve bunun sonucunda basa gelecek musibetlere bir örnek teskil ettirilmek üzere bu mübarek peygamberin de basina bir sürü musibet getirilir mübarek peygamber bu olaylar silsilesinin sebebini anlayinca Rabbine iltica eder ve münâcâtını sunarSu münâcâtin sirr-i azîmi sudur ki: O nur-u tevhid ile hûtun karnını bir tahtelbahir gemisi hükmüne getirip ve zelzeleli dağvâri emvac dehşeti içinde, denizi, o nur-u tevhid ile emniyetli bir sahrâ, bir meydan-ı cevelân ve tenezzühgâhı olarak o nur ile semâ yüzünü bulutlardan süpürüp, kameri bir lâmba gibi başı üstünde bulundurdu.


herşeyin bir olan Allah 'a ait olduğunuve O'nun yaptığına inandık2 مِنَ الظَّالِمِينَ لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّۤ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ Duasını yaptıkve Allah bize kurtuluş yolunu açtı ne yaptı o balığın karnını adeta bir denizaltına çevirdio dehşetli, dalgalı azgın denizi emniyetli bir sahrayabir gezinti alanı na dönüştürdüHer taraftan onu tehdit ve tazyik eden o mahlûkat, her cihette ona dostluk yüzünü gösterdiler. Tâ sahil-i selâmete çıktı, şecere-i yaktîn 4 altında o lûtf-u Rabbânîyi müşahede etti.

Aleyhinde olan bütün sebepler ona dostluk yüzünü gösterdiler yunus as o baligin kanindan çiktiktan sonra bir kabak agacinin altina birakiliyor evet bu nasıl oluyorالظَّالِمِينَ لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّۤ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَSenden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.” Enbiyâ Sûresi, 21:87İşte, Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın birinci vaziyetinden yüz derece daha müthiş bir vaziyetteyiz. Gecemiz istikbaldir. İstikbalimiz, nazar-ı gafletle, onun gecesinden yüz derece daha karanlık ve dehşetlidir. Denizimiz, şu sergerdan küre-i zeminimizdir. Bu denizin her mevcinde binler cenaze bulunuyor; onun denizinden bin derece daha korkuludurüstad diyoki bunu size boşuna anlatmadımkıssadan hisse çıkarmanın vaktidir diyorne diyor pekiGecemiz zifiri karanlık , istikbalimiz ise tehlikelerle doluDünyamız dalgalarla çalkalanan bir azgın denizVe her dalgası beraberinde sıkıntıları, belaları, ölümleri, ayrılıkları getiriyor

Nasıl Hz. Yunus’u balık yutmuştu, bizide nefsimiz yutmuşDünyamızı daha da kötüsü ahretimizi mahvetmeye çalışıyorAllah muhafazaBizi hem istikbalimize, hem dünyamıza hemde nefsimize hükmü geçen bir Zat sahil-i selamete çıkarabilirYunus Aleyhisselamı gecenin zifiri karanlığından, hut un karnından ve dalgaların azgınlığından kurtardığı gibiBizim hevâ-yı nefsimiz, hûtumuzdur;hayat-ı ebediyemizi sıkıp mahvına çalışıyor. 1 Bu hut, onun hûtundan bin derece daha muzırdır. Çünkü onun hûtu yüz senelik bir hayatı mahveder. Bizim hûtumuz ise, yüz milyon seneler hayatın mahvına çalışıyor.Evet bizim nefsimiz O’nun hutundan bin derece daha zararlıdırÇünkü onun hutu ancak dünya hayatını mahveder,Bizim nefsimiz ise hem dünyamızı hemde ahretimizi yersiz istek ve arzularıyla mahvetmeye çalışıyor

Gaflette , vurdumduymazlıkta takılıp kalırsak ahiretimizde mahvoluyorAllah muhafazaMadem hakikî vaziyetimiz budur. Biz de, Hazret-i Yunus Aleyhisselâma iktidaen, umum esbabdan yüzümüzü çevirip, doğrudan doğruya, Müsebbibü’l-Esbab olan Rabbimize iltica edip 2 لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ demeliyiz ve aynelyakin anlamalıyız ki, gaflet ve dalâletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbal, dünya ve hevâ-yı nefsin zararlarını def edecek yalnız o Zat olabilir ki, istikbal taht-ı emrinde, dünya taht-ı hükmünde, nefsimiz taht-ı idaresindedir.

Evet madem Allah ‘tan başka sığınacak bir kapı yok, sebepler tesirsiz kalıyorO halde o sebeplerden yüzümüzü çevirip doğrudan doğruya, bütün sebepleri ve sebeplerin neticesini yaratan Allah’a yönelmeliyiz ;“Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum”Münacatında bulunup anlamalıyız ki , bütün bu gafletimiz dalaletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbal, dünya ve nefsimiz zararlarını def edecek yalnız ve yalnız Allah-u Teala’dır.istikbalimiz O’nun emrinde, dünyamız O’nun hükmünde ve nefsimiz O’nun idaresindedir.

El-fatiha
 
Üst