Bu dediklerinizden hiçbirşey anlayamadım.Neye tabi olduğumu da söylermisiniz?Daha önceki yazılarımda hadislerden de deliller sunduğumu görmediniz mi?Ehli sünnet ve Kuran bu ne demektir?Onda bir onda dokuz bu oranlar nedir.Hakikat mi?Hakikat sadece Kuran'dır.Siz ise Kuran'da olmayan bir şeye inanmakta ısrar ediyorsunuz ve bana hakikati anlattığınızı iddia ediyorsunuz.
Nasıl yani Allah'ın kitabında olmayan birşeyi kabul ediyorsunuz farkındamısınız.Allah'ın kitabında olmayan şeyleri kabul ettikçe inandığınız din Allah'ın dini olmaktan çıkar değil mi?
Daha önce kendiniz Kur'anı Kerimin mealinden başka hiçbir şeye inanmadığınızı hadisi şeriflerin sadece rivayetten ibaret hakikat olmadıklarını kendiniz ifade ettiniz. Bununla beraber islamiyetin Kur'anı kerimden ibaret olmadığı bir çok ayeti kerime ile sabittir. Örneğin :
[BILGI]
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ülülemre de itaat edin. Eğer Allah'a ve âhirete iman ediyorsanız, hakkında ihtilafa düştüğünüz meseleyi Allah'a ve Resulüne arzediniz. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. [16,43; 42,10] Nisâ Sûresi 59[/BILGI]
Allah'ın Kitabında olmayan birşeyi kabul etmezsek farz ibadelerini nasıl eda edeceğiz? Nitekim helal ve haram, emir ve nehy Kur'anda sınırları belirlenmiş olsada tafsilatı islam akaidi ve fıkhında yer bulmaktadır..
Kuran adına konuşuyorsunuz.Onu tarif ediyorsunuz.Neden Kuran'ı tarif ederken Onun kendini tarif eden ayetlerini kullanmıyorsunuz da kafanızdan uydurduğunuz tarifleri kullanıyorsunuz.Kuran ne tılsımdır ne de şifre barındırır Kuran Allah'ın insanlara ikramıdır.O ikram herkese doğru yolu gösterir.Yeter ki Kuran'ı anlamak için okusunlar.
Kuran'ı mealinden okumadığımı nasıl bir yöntem izlediğimi açıklamıştım.Neden benim söylediklerimin yerine sürekli kendi anlamak istediklerinize göre konuşuyorsunuz?
Kur'anı Kerimin ayetlerinden bahsetmem onu tarif etmekte zorlanacağım anlamına gelmez. Nitekim Kur'an herkesi doğru yola götürseydi dünyada gayri müslim olmazdı. Tılsım olmasındaki en bariz hikmet ise namazın illede Kur'anı Kıraat ile okumak olmasındandır. Nitekim tılsım olmasaydı namazı kıraat ile değil mealleri ilede kılabilirdik.. İşte bu sebeble herkes Kur'anı Kerimi anlayacak kapasitede olsaydı islamiyet her gün yenilenmez kılıfını değiştirmez insanlar içinde Allah'ın sevdiği veli kullar mertebe kazanamazdı.. Mesela:
Birine atfedilen bir mesele var şöyle ki: Adama sormuşlar niye namaz kılmıyorsun, adam demiş Kur'anı Kerimde namaz kılmayınız diyor. Yine sormuşlar peki evvelinde ne diyor; adam demiş ben hafız değilim.. İşte bunun gibi tevatur derecesinde nakledilen bir mesele günümüzde bir çok alim sıfatıyla dolaşan kimselerde mevcut. Demek Kur'anı Kerim herkes için tek başına bir kurtuluş değildir. Nitekim insanda nefis vardır ve ayeti kerimede :
[BILGI]43. Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? (Furkan Süresi)[/BILGI]
İşte bu haseble kişi tek başına Kur'anı Kerimi okumak ile hakikati bulmakta zorlanacaktır bu nedenle onu tarif edecek bir Ustad olarak Resülu Zişan a.s.v. efendimiz ve onu neşredecek sahabe-i kiramlar ve veli kulları herdaim gelecektir..
O tavsiye ettiğiniz yöntem insanların uydurduğu Allah'ın kitabını öteleyen,Allah'ın dinini içine sayısız hurafeleri karıştırma ihtilami çok yüksek olan bir yöntemdir.O yöntemi takip ettiğiniz taktirde Allah'ın sözlerine değil insanların uydurdukları sözlere iman edersiniz.Bu yöntemden de çok zarar görürsünüz.Allah bize kitabını başkasının anladıkları gibi anlamamızı emretmiyor.Bu Kuran tüm insanlara indirildi Onu anlıyacak ve insanlara açıklayacak bir zümreye değil.
kardeşim inkar etmekte çok hızlı kabul etmekte çok yavaşsınız bu sizin zararınıza olur bundan ben birşey kaybetmem bir ayarınız olsun size söylenen herşeyi bir çizgide karalamayın güzel olanları almaya çalışınız.. Nitekim insanlar dediğimiz sizin ise zümre olarak hitap ettiğiniz Allah katında makbul olan ve Kur'anı Kerimde hakkında ittiba ve itaat etmek için inen ayetlerdir.
[BILGI]31. De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Ali İmran Süresi)[/BILGI]
[BILGI]“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, ve size neyi yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın azabı çetindir.” Haşir suresi , 7
[/BILGI]
[BILGI]“O, kendiliğinden konuşmaz. Onun konuşması ancak indirilen bir vahiy iledir.” Necm suresi , 3-4
[/BILGI]
[BILGI]Kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab’ı ve Hikmet’i talim edip, bilmediklerinizi öğreten, (Bakara, 48; Ali İmran, 164.) Allah’ın kendisine Kitab’ı ve Hikmet’i bildirdiği, (Nisa, 113; Cuma, 2.)
[/BILGI]
Zaten Kuran'da da hiçbir şekilde geleceğinden bahsedilmemekte.Hiçbir kitapta ve risale i nurlarda dahi peygamber olarak geleceğini söylemediği için İsa'nın peygamber olarak gelmeyeceğine inanıyorsunuz da.Kuran'da geleceğinden bahsetmediği halde geleceğine nasıl inanabiliyorsunuz?Diğer kitapların söylemedikleri şey sizin için geçerli iken Kuran'ın söylemediği şey sizin için neden geçerli olmuyor?
Üstelik Allah İsa peygamberin peygamber olduğunu Kuran'da bildirmişken,Kuran dışı bir kaynağa nasıl inanır da onun peygamberliğini elinden alırsınız ya da kitaplarını okuduğunuz kişiler hakkında ayet olmadığı halde nasıl böyle birşeye cüret edebilirler.Allah'ın peygamber kıldığı bir kişiyi peygamberlikten indiriyorsunuz farkında mısınız.Hadislerde var deseniz bile Peygamberimizin böyle birşey söyleyebileceğini nasıl düşünür ve emin olabilirsiniz.?
Birincisi şu meseleyi açıklığa kavuşturalım. Kur'anı Kerimde Hz İsa a.s.'ın ölmediği kesindir ve geleceğini bildiren ap açık bir ayeti kerime bulunmamaktadır. Ancak gelmeyeceğinide bildiren ap açık bir ayeti kerimede bulunmamaktadır. Dolayısıyla Allah'ın Rahmeti ve Mağfireti madem sonsuzdur. O rahmeti o kadar sınırsızdır ki cehennemdeki kafiler dahi o rahmetten istifade edebilecekler iken dünyamız cehenneme döneceği bir hengamda Hz. İsa a.s. gibi zatlar ile dinini muzaffet etmesi neden mümkün olmasın? Ve böyle bir ümid imana niye zarar versin? Allah'ın rahmetini umut etmek çok mu kötü? Bırakın umut edelim ancak gayreti de elden bırakmamak gerekir..
İkinci mesele ise Hz. İsa a.s.'ın peygamberliği elinden alınmıştır sözleriniz ile alakalı bir husus belirtmedim. Bu hususta Risale-i Nurda özetle Hz. İsa a.s. gelecek lakin herkes onun Hz. İsa a.s. olduğunu bilmeyecek bilenler ise şahsi manevi olarak bileceklerdir..
Allah herşeye kadirdir ancak kendi sünnetinin dışına çıkmaz.Kuran'da söylemediği bir şeyi yapmaz.Ya da söylediğinden dönmez.Kuran'da hızır dan da bahsedilmez.hatta hızır ismi bile geçmez.
Çok çabuk çiziyorsunuz hiç değil azıcık araştırınız hataya düşmeyiniz..
[BILGI]65. Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Kehf Süresi[/BILGI]
ve Kehf Süresindeki 60 ile 82 ayetleri arasındaki ayetlere bakınız.. Hz. Hızır a.s. dan bahsedildiğini görmemek için kör olmak gerekir..
İsa peygamberin öldüğünü İsa peygamberi Allah'ın öldürdüğünü Kuran'dan anlıyoruz.Ali İmran 55-Maide 117.Siz veli kabul ettiğiniz insanların sözlerini kabul edin bende Allah'ın ayetlerini görmezden gelemeyerek Allah'ın ayetlerini kabul ederim.Peygamberimize hürmetsizlik,onun Kuran'a muhalif sözler söylediğini kabul etmenizdir.
Yukarıda bahsettiğiniz şeylerin hepsine Mustafa Karataş Hoca gayet güzel cevap vermiş.Sözlerinizden videoyu izlemediğiniz kanaatine vardım.Eğer izlemediyseniz.İzlerseniz sizin için faydalı olacaktır inşallah.
Ayeti kerimeyi kendimize göre değiştirmek Allah adına konuşmak olacaktır bundan sakınalım. Ayeti kerimede öldüğünü söylemiyor eğer söyleseydi Allah niye ölüler alemine göndermiyorda kendi katına alıyor? Hem Azrail a.s. ruhları kabzetmek ile vazifeli melek değil mi neden Allah bizzat kendim son vereceğim diyor? Allah'ın sünnetine aykırı değil mi?
Buyurun beraber bakalım :
[BILGI]55. Hani Allah şöyle buyurmuştu: "Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim. Seni kendime yükselteceğim. Seni inkâr edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim." (Ali İmran)[/BILGI]
[BILGI]116-118. Hem Allah Teâla: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin," diye? "diye sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin!" "Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin!" [4,172] (Maide Süresi) [/BILGI]
İkinci husus ise niyet okuyuculuğuna girmeyi bırakalım ayeti kerime ile hüsnü zan farz süi zan haramdır. Birbirimize karşı söylediklerimizi hüsnü zan ile emri bil maruf dairesinde değerlendirelim.. Nitekim Mustafa Karataş komşumdur videoyu izledim, izlemesem bile kendisine bizzat sorabilirim..
Netice olarak daha fazla bu hususta yazamayacağımı bildirmekle beraber Kur'anı Kerim sizin için yeterli olabilir ama şu bir gerçektir ki Kur'anı Kerimi hakkıyla anlayabilmek için evvela onun dilini bilmek gerekir saniyen Ona dair yazılmış söylenmiş sözleri dinlemek gerekir ki hakkıyla anlayabilmekten bahsedilsin. Yoksa daha dilini bile bilmeden bazı kimselerin yazdığı mealler ile hakikate ulaşmak mümkün değildir. En güzel örneği ise sizin Hz. İsa a.s. ın öldüğüne dair verdiğiniz ayetlerde bırakın kendi dilini mealinde bile bunu söylemek imkansızdır. Ama hakkını vermeden Kur'anı Kerim bana yeter dediğimiz için hatalara düşüyoruz.. Hatta Kur'anı Kerimi dahi anlamak için başkalarının anladıkları ile okuyoruz. Öncelikle kendi dilini bir öğrenelim sonra Kur'anı Kerim bana yeter diyelim..