Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 190106" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Ebû Süfyan 'in, Hz. Osman ile Hz. Ali 'ye Başvurması</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Kendi kendine "Vallahi, ben bugünden daha zor, daha çetin bir gün görmedim!" diye mırıldanıp Hz. Ömer'in yanından ayrılan Ebû Süfyan, doğruca Hz. Osman'ın yanına gitti. "Ey Osman!.." dedi, "Bu topluluk içinde akrabalıkta bana en yakın sensin. Ne olur, şu mütârekeyi yenile ve müddetini uzat! Çünkü, sahibin seni hiçbir zaman reddetmez."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Osman, "Benim himayemde bulunanlar, Resûlullah'ın (a.s.m.) himayesinde bulunanlardır."769 diyerek, bu hususta kendisine hiçbir yardımda bulunamayacağını ifade etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Süfyan'ın içi, müracaatlarının neticesiz kalmasından için için yanıyordu. Son şansını denemek üzere Hz. Ali'ye başvurdu. "Benim en yakım akrabamsın! Bu akrabalık hakkı için, Resûlullah'a gidip, bu muahede işinin yenilenmesi ve müddetinin uzatılması için şefaatçi ol!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ali'nin de cevabı diğer Ashabı Kiram'ınkinden farklı olmadı. "Allah senin iyiliğini versin, ey Ebû Süfyan!.." dedi, "Vallahi, Resûlullah Aleyhisselâm(a.s.m.) bir işe karar verdi mi onu mutlaka yapar! Bu, Resûlullah'ı ilgilendiren bir iştir. Ben, onun hakkında asla bir hüküm veremem!"770</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Ebû Süfyan, yalvarır bir eda ile, "Peki, ey Ali, bana bu hususta bir öğüt ver!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ali, "Vallahi, ben, senin için bu hususta faydalı olacak bir şey bilmiyorum! Ama sen, Benî Kinanelerin büyüğüsün. Kalk, iki taraf halkını uzlaştırmak için, himayene aldığını ilân et! Sonra da yurduna çık git!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Çaresiz ve bitkin Ebû Süfyan, bu tavsiyeye can simidi gibi yapıştı. "Evet, sen doğru söyledin! Ben, bunu yapmalıyım!" diyerek Hz. Ali'nin yanından ayrılıp Mescidi Nebevî'ye vardı.771</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Süfyan, manen yorgun ve bitkin idi. Üzerine aldığı meseleyi halledememenin üzüntüsünü yaşıyordu. Mescidi Nebevî'de ayakta dikildi ve, "Ey insanlar!.. Ben, iki tarafı uzlaştırmak için onları himayeme aldım; haberiniz olsun!" dedikten sonra ürkek ürkek ilâve etti: "Muhammed'in, bu taahhüdümde bana vefasızlık edeceğini hiç sanmıyorum." Sonra, tereddütler içinde bocalar bir bitkinlikle Efendimizin yanına vardı. "Yâ Muhammedi.." dedi, "Zannetmem ki, bu himaye sözümü reddedesin!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, "Ey Ebû Süfyan!.. Bunu sen söylüyorsun, ben değil!" buyurdu. </span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Süfyan meseleyi anlamıştı. Görüşmelerinden hiçbir netice alamamanın eziklik ve ümitsizliği içinde devesine zar zor atlayarak Mekke'nin yolunu tuttu. </span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Ebû Süfyan, Mekke 'd</strong></span>e</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Mekke'ye varan Ebû Süfyan'a Kureyşliler, "Neler yaptın, anlat bakalım!" dediler. Ebû Süfyan, kötü bir elçilik yapmış olmanın mahcubiyet ve ezikliği içinde, olup bitenleri olduğu gibi anlattı.Kureyş müşriklerinin korkuları bir kat daha arttı!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 190106, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Ebû Süfyan 'in, Hz. Osman ile Hz. Ali 'ye Başvurması[/B][/COLOR] Kendi kendine "Vallahi, ben bugünden daha zor, daha çetin bir gün görmedim!" diye mırıldanıp Hz. Ömer'in yanından ayrılan Ebû Süfyan, doğruca Hz. Osman'ın yanına gitti. "Ey Osman!.." dedi, "Bu topluluk içinde akrabalıkta bana en yakın sensin. Ne olur, şu mütârekeyi yenile ve müddetini uzat! Çünkü, sahibin seni hiçbir zaman reddetmez." Hz. Osman, "Benim himayemde bulunanlar, Resûlullah'ın (a.s.m.) himayesinde bulunanlardır."769 diyerek, bu hususta kendisine hiçbir yardımda bulunamayacağını ifade etti. Ebû Süfyan'ın içi, müracaatlarının neticesiz kalmasından için için yanıyordu. Son şansını denemek üzere Hz. Ali'ye başvurdu. "Benim en yakım akrabamsın! Bu akrabalık hakkı için, Resûlullah'a gidip, bu muahede işinin yenilenmesi ve müddetinin uzatılması için şefaatçi ol!" dedi. Hz. Ali'nin de cevabı diğer Ashabı Kiram'ınkinden farklı olmadı. "Allah senin iyiliğini versin, ey Ebû Süfyan!.." dedi, "Vallahi, Resûlullah Aleyhisselâm(a.s.m.) bir işe karar verdi mi onu mutlaka yapar! Bu, Resûlullah'ı ilgilendiren bir iştir. Ben, onun hakkında asla bir hüküm veremem!"770 Bunun üzerine Ebû Süfyan, yalvarır bir eda ile, "Peki, ey Ali, bana bu hususta bir öğüt ver!" dedi. Hz. Ali, "Vallahi, ben, senin için bu hususta faydalı olacak bir şey bilmiyorum! Ama sen, Benî Kinanelerin büyüğüsün. Kalk, iki taraf halkını uzlaştırmak için, himayene aldığını ilân et! Sonra da yurduna çık git!" dedi. Çaresiz ve bitkin Ebû Süfyan, bu tavsiyeye can simidi gibi yapıştı. "Evet, sen doğru söyledin! Ben, bunu yapmalıyım!" diyerek Hz. Ali'nin yanından ayrılıp Mescidi Nebevî'ye vardı.771 Ebû Süfyan, manen yorgun ve bitkin idi. Üzerine aldığı meseleyi halledememenin üzüntüsünü yaşıyordu. Mescidi Nebevî'de ayakta dikildi ve, "Ey insanlar!.. Ben, iki tarafı uzlaştırmak için onları himayeme aldım; haberiniz olsun!" dedikten sonra ürkek ürkek ilâve etti: "Muhammed'in, bu taahhüdümde bana vefasızlık edeceğini hiç sanmıyorum." Sonra, tereddütler içinde bocalar bir bitkinlikle Efendimizin yanına vardı. "Yâ Muhammedi.." dedi, "Zannetmem ki, bu himaye sözümü reddedesin!" Peygamber Efendimiz, "Ey Ebû Süfyan!.. Bunu sen söylüyorsun, ben değil!" buyurdu. Ebû Süfyan meseleyi anlamıştı. Görüşmelerinden hiçbir netice alamamanın eziklik ve ümitsizliği içinde devesine zar zor atlayarak Mekke'nin yolunu tuttu. [COLOR="DarkGreen"][B]Ebû Süfyan, Mekke 'd[/B][/COLOR]e Mekke'ye varan Ebû Süfyan'a Kureyşliler, "Neler yaptın, anlat bakalım!" dediler. Ebû Süfyan, kötü bir elçilik yapmış olmanın mahcubiyet ve ezikliği içinde, olup bitenleri olduğu gibi anlattı.Kureyş müşriklerinin korkuları bir kat daha arttı! [/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst