Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 190105" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>EBÛ SÜFYAN, MEDİNE'DE</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müşrik ileri gelenlerinin verdiği direktife göre Ebû Süfyan, Peygamberimizle görüşüp, eski fikirlerinden vazgeçtiklerini bildirecek ve Hudeybiye Anlaşmasının yenilenmesini, hattâ müddetin uzatılmasını temine çalışacaktı. Ancak, son pişmanlık fayda vermeyecek ve müşrikler bu isteklerinde muvaffak olamayacaklardı. Çünkü, Resûli Ekrem, daha henüz Ebû Süfyan, Medine'ye gelmeden, ashabına işin neticesini haber verip şöyle buyuruyordu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ebû Süfyan, Hudeybiye Anlaşmasını takviye etmek ve mütâreke müddetini uzatmak için yanınıza gelmek üzeredir! Fakat bu arzusuna nail olmadan öfkeyle geri dönecektir."763</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Ebû Süfyan ve Kızı</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan, Medine'ye gelince, Peygamber Efendimizin huzuruna çıkmadan önce, Ezvacı Tâhirat'tan olan kızı Hz. Ümmü Habibe'nin evine gitti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Baba henüz îman etmemiş ve müşriklerin lideri, kızı ise Hz. Resûli Ekrem'in pâk zevcesi... Ebû Süfyan, Hz. Resûlullah'ın minderine oturmak istedi. Hz. Ümmü Habibe buna müsaade etmedi. Ebû Süfyan, "Kızım," dedi, "anlayamadım! Sen minderi mi benden, beni mi minderden esirgiyorsun?" diye sordu. Hz. Ümmü Habibe, "Bu, Resûlullah'ın (s.a.v.) minderidir. Sen ise şirk içindesin! Senin gibi birisinin Resûlullah'ın minderine oturmasına gönlüm asla razı olamaz!"764 diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Evet, Allah ve Resulünün hatır ve muhabbeti, her hatır ve muhabbetin üstündedir. Onların hatırları anne babanın, hele hele müşrik bir babanın hatınyla değiştirilemez; onlara muhabbet, şâir muhabbetler için terk edilemez. Çünkü, insana ebedî saadeti kazandıran, Allah ve Resulüne olan samimî muhabbettir, emir ve nehiylerine ciddî hürmettir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan, kerîmesinin bu hareketi üzerine, "Vallahi, kızım, sen yanımdan ayrıldıktan sonra değişmişsin; sana kötülük gelmiş!" diyerek kızgınlığını ifade etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ümmü Habibe, "Hayır!.. Allah, bana kötülüğü değil, İslâmiyeti nasîb etti. Sen ise, işitmez, görmez, taştan yontulmuş puta tapmakta devam ediyorsun!" dedikten sonra ilâve etti: "Babacığım!.. Senin gibi, Kureyşlilerin büyüğü bir kimse, nasıl olur da İslâmiyete uzak kalır?"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan'm kızgınlığı daha da arttı. "Yazıklar olsun sana!.." dedi, "Senden bu sözleri de mi işitecektim? Ben, atalarımın tapageldiklerini bırakıp Muhammed'in dinine gireceğim, öyle mi?" dedi; sonra da, Hz. Ümmü Habibe'nin yanından öfkeyle ayrıldı.765</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Ebû Süfyan 'in, Peygamberimize Müracaatı</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kerîmesi Hz. Ümmü Habibe'nin yanından öfkeyle ayrılan Ebû Süfyan, doğruca Hz. Resûlullah'ın yanına vardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ey Muhammed!.." dedi, "Hudeybiye Muahedesini yenile ve mütâreke müddetini de uzat!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, "Ey Ebû Süfyan!.. Sen bunun için mi geldin?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan, "Evet, bunun için geldim!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, "Biz, aramızdaki o ahid üzerinde duruyoruz! Yoksa siz, bir hâdise çıkarıp onu bozdunuz mu?" diye sordu. Ebû Siifyan, bir an durakladı. Ne diyeceğini o anda kestiremedi. Sonunda cesaretini topladı ve, "Allah korusun! Öyle bir şey yapmadık! Ama biz, her şeye rağmen muahedenin yenilenmesini istiyoruz." diye, "hiçbir şey olmamış gibi" konuştu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz, bu teklifine herhangi bir cevap vermeden sustu.766</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Siifyan, çıkmaz bir sokağa girdiğini anlamıştı. Bundan nasıl kurtulabileceğini de bir türlü kestiremiyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Resûlullah'tan herhangi bir cevap alamayınca, gidip Hz. Ebû Bekir'e başvurdu. Aynı arzusunu ona da tekrarladı ve bu hususta Hz. Resûlullah ile kendisi arasında tavassut etmesini istedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Bekir, "Bu benim değil, Resûlullah'in bileceği, ona âit bir iştir. Ben, buna asla karışamam!" diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan, "Öyle ise, beni himayene al ve bunu halka bildir." dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Bekir, Hz. Resûlullah'a sadâkatini bir kere daha belgeledi. "Benim himayemde bulunanlar," dedi, "Resûlullah'ın himayesinde bulunanlardır!"767</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan, ümitsiz bir vaziyette bu sefer Hz. Ömer'e başvurdu; "Muahedeyi yenilemeye çalış, halkın arasını bul!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kâfirlere karşı hiddet ve şiddetiyle mevsuf Hz. Ömer, öfkeyle, "Demek, siz muahedeyi bozdunuz, öyle mi?" dedikten sonra ilâve etti: "Eğer, ondan geride bir şey kalmışsa, Allah onu da bir an evvel yok etsin! Ben, bu hususta, asla gidip Resûlullah'tan şefaat dilemeyeceğim! Vallahi, ben küçük bir karıncadan başka bir şey bulamazsam bile, o karıncadan faydalanır, yine sizinle savaşırım!"7''8</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 190105, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]EBÛ SÜFYAN, MEDİNE'DE[/B][/COLOR] Müşrik ileri gelenlerinin verdiği direktife göre Ebû Süfyan, Peygamberimizle görüşüp, eski fikirlerinden vazgeçtiklerini bildirecek ve Hudeybiye Anlaşmasının yenilenmesini, hattâ müddetin uzatılmasını temine çalışacaktı. Ancak, son pişmanlık fayda vermeyecek ve müşrikler bu isteklerinde muvaffak olamayacaklardı. Çünkü, Resûli Ekrem, daha henüz Ebû Süfyan, Medine'ye gelmeden, ashabına işin neticesini haber verip şöyle buyuruyordu: "Ebû Süfyan, Hudeybiye Anlaşmasını takviye etmek ve mütâreke müddetini uzatmak için yanınıza gelmek üzeredir! Fakat bu arzusuna nail olmadan öfkeyle geri dönecektir."763 [COLOR="DarkGreen"][B]Ebû Süfyan ve Kızı[/B][/COLOR] Ebû Süfyan, Medine'ye gelince, Peygamber Efendimizin huzuruna çıkmadan önce, Ezvacı Tâhirat'tan olan kızı Hz. Ümmü Habibe'nin evine gitti. Baba henüz îman etmemiş ve müşriklerin lideri, kızı ise Hz. Resûli Ekrem'in pâk zevcesi... Ebû Süfyan, Hz. Resûlullah'ın minderine oturmak istedi. Hz. Ümmü Habibe buna müsaade etmedi. Ebû Süfyan, "Kızım," dedi, "anlayamadım! Sen minderi mi benden, beni mi minderden esirgiyorsun?" diye sordu. Hz. Ümmü Habibe, "Bu, Resûlullah'ın (s.a.v.) minderidir. Sen ise şirk içindesin! Senin gibi birisinin Resûlullah'ın minderine oturmasına gönlüm asla razı olamaz!"764 diye cevap verdi. Evet, Allah ve Resulünün hatır ve muhabbeti, her hatır ve muhabbetin üstündedir. Onların hatırları anne babanın, hele hele müşrik bir babanın hatınyla değiştirilemez; onlara muhabbet, şâir muhabbetler için terk edilemez. Çünkü, insana ebedî saadeti kazandıran, Allah ve Resulüne olan samimî muhabbettir, emir ve nehiylerine ciddî hürmettir. Ebû Süfyan, kerîmesinin bu hareketi üzerine, "Vallahi, kızım, sen yanımdan ayrıldıktan sonra değişmişsin; sana kötülük gelmiş!" diyerek kızgınlığını ifade etti. Hz. Ümmü Habibe, "Hayır!.. Allah, bana kötülüğü değil, İslâmiyeti nasîb etti. Sen ise, işitmez, görmez, taştan yontulmuş puta tapmakta devam ediyorsun!" dedikten sonra ilâve etti: "Babacığım!.. Senin gibi, Kureyşlilerin büyüğü bir kimse, nasıl olur da İslâmiyete uzak kalır?" Ebû Süfyan'm kızgınlığı daha da arttı. "Yazıklar olsun sana!.." dedi, "Senden bu sözleri de mi işitecektim? Ben, atalarımın tapageldiklerini bırakıp Muhammed'in dinine gireceğim, öyle mi?" dedi; sonra da, Hz. Ümmü Habibe'nin yanından öfkeyle ayrıldı.765 [COLOR="DarkGreen"][B]Ebû Süfyan 'in, Peygamberimize Müracaatı[/B][/COLOR] Kerîmesi Hz. Ümmü Habibe'nin yanından öfkeyle ayrılan Ebû Süfyan, doğruca Hz. Resûlullah'ın yanına vardı. "Ey Muhammed!.." dedi, "Hudeybiye Muahedesini yenile ve mütâreke müddetini de uzat!" Peygamber Efendimiz, "Ey Ebû Süfyan!.. Sen bunun için mi geldin?" diye sordu. Ebû Süfyan, "Evet, bunun için geldim!" Resûli Ekrem, "Biz, aramızdaki o ahid üzerinde duruyoruz! Yoksa siz, bir hâdise çıkarıp onu bozdunuz mu?" diye sordu. Ebû Siifyan, bir an durakladı. Ne diyeceğini o anda kestiremedi. Sonunda cesaretini topladı ve, "Allah korusun! Öyle bir şey yapmadık! Ama biz, her şeye rağmen muahedenin yenilenmesini istiyoruz." diye, "hiçbir şey olmamış gibi" konuştu. Resûli Ekrem Efendimiz, bu teklifine herhangi bir cevap vermeden sustu.766 Ebû Siifyan, çıkmaz bir sokağa girdiğini anlamıştı. Bundan nasıl kurtulabileceğini de bir türlü kestiremiyordu. Hz. Resûlullah'tan herhangi bir cevap alamayınca, gidip Hz. Ebû Bekir'e başvurdu. Aynı arzusunu ona da tekrarladı ve bu hususta Hz. Resûlullah ile kendisi arasında tavassut etmesini istedi. Hz. Ebû Bekir, "Bu benim değil, Resûlullah'in bileceği, ona âit bir iştir. Ben, buna asla karışamam!" diye cevap verdi. Ebû Süfyan, "Öyle ise, beni himayene al ve bunu halka bildir." dedi. Hz. Ebû Bekir, Hz. Resûlullah'a sadâkatini bir kere daha belgeledi. "Benim himayemde bulunanlar," dedi, "Resûlullah'ın himayesinde bulunanlardır!"767 Ebû Süfyan, ümitsiz bir vaziyette bu sefer Hz. Ömer'e başvurdu; "Muahedeyi yenilemeye çalış, halkın arasını bul!" dedi. Kâfirlere karşı hiddet ve şiddetiyle mevsuf Hz. Ömer, öfkeyle, "Demek, siz muahedeyi bozdunuz, öyle mi?" dedikten sonra ilâve etti: "Eğer, ondan geride bir şey kalmışsa, Allah onu da bir an evvel yok etsin! Ben, bu hususta, asla gidip Resûlullah'tan şefaat dilemeyeceğim! Vallahi, ben küçük bir karıncadan başka bir şey bulamazsam bile, o karıncadan faydalanır, yine sizinle savaşırım!"7''8 [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst