Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 189917" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>ZÂTÛ'SSELÂSİL SEFERİ</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">(Hicret 'in 8. senesi Cemaziyelahir ayı / Milâdi 629)</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bazı Arap kabîleleri, Müte Harbinin neticesini Müslümanlar için zahirî bir mağlûbiyet ve gerileme olarak değerlendirmiş olacaklar ki, Medine'ye saldırmak maksadıyla bir araya gelmişlerdi. Bunlar, Kuzaa, Beliy, Cüzzam, Lahm ve Âmile adındaki kabilelerdi.741</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Durumu haber alan Peygamber Efendimiz, derhâl Amr b. As Hazretlerini yanına çağırdı ve, "Ey Amr!.. Silâhını kuşan, yolculuk elbiselerini üzerine giy ve hemen yanıma gel!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Amr, hemen gidip silâhını kuşandı ve sefer elbiselerini de giyerek Efendimizin yanına vardı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, "Ey Amr!.." dedi, "Seni selâmete ve zenginliğe erdirsin diye askerî bir birliğin başında bir yere göndermek istiyor, en iyi dileğimle senin için zenginlik diliyorum!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Amr, "Yâ Resûlallah!.. Ben zengin olayım diye Müslüman olmadım; hiçbir karşılık beklemeden ve cihadlara katılıp, zâtınızın yanında bulunmayı arzuladığım için Müslüman oldum!" diye karşılık verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, "Ey Amr!.. Zenginliğin faydalısı, insanların hayırlı ve faydalasına ne güzel yaraşır!"742 diye buyurdu. </span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimizin Amr'ı tercih edişinin bir sebebi vardı: O da, Hz. Amr'm, Beliy Kabilesiyle akraba oluşuydu. Babaannesi Beliy Kabîlesindendi. Amr'ı göndermekle, onları akrabalık noktasından bir derece yumuşatmak ve İslâmiyete ısındırmak istiyordu!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ayrıca Efendimiz, üzerine yürüyeceği kabileleri İslâm'a davet etmesi için de Amr Hazretlerine emir verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bütün bunlardan sonra Hz. Amr, emrindeki Muhacir ve Ensâr'dan müteşekkil 300 mücâhidle Medine'den yola çıktı. Müşrik kabilelerin toplandığı bölgeye yaklaştığında, fazlaca kalabalık olduklarını gördü. Bunun üzerine, ashabtan Rafı b. Mekis'i Peygamber Efendimize göndererek acele yardım istedi. Medine'ye gelen bu sahabî, durumu Peygamber Efendimize haber verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, bu istek üzerine, Hz. Ebû Ubeyde b. Cerrah kumandasında 200 kişilik bir takviye kuvveti gönderdi. Bunlar arasında Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Ensâr ve Muhacir'in ileri gelenlerinden birçok kimse vardı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, Amr b. Âs'la buluşup hep birlikte hareket etmelerini de Hz. Ebû Ubeyde'ye sıkı sıkıya tembih etti.743</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Takviye birliği sür'atle yol alarak Hz. Amr'in yardımına yetişti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Amr (r.a.), Ebû Ubeyde Hazretlerine, "Sizin de kumandanınız benim!.. Çünkü, Resûlullah'a haber gönderip bana yardım etmenizi kendisinden ben istedim!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Fakat, Ebû Ubeyde Hazretleri, kendi birliğine kumandanlık etmek istedi ve, "Ben, emrim altındaki birliğin kumandanıyım; sen ise, emrin altındaki birliğin kumandanısın!"744 diye karşılık verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Amr ise, aynı şekilde, onların da kumandanı olduğunu, imamlığa yetkili olanın da kendisi bulunduğunu ifade etti. Bu küçük münakaşaya Muhacir Müslümanlar da Ebû Ubeyde Hazretlerinin tarafını tutarak katıldılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Ubeyde, Hz. Resûlullah'ın tembihini hatırlayınca, münakaşanın uzamasına meydan vermedi. "Ey Amr!.. Resûlullah'ın (a.s.m.), Medine'den ayrılırken en son sözü, 'Arkadaşının yanına varınca, birbirinize itaat ediniz, sakın aranızda ihtilâfa düşmeyiniz.' emir ve tavsiyesi olmuştur. Eğer sen bana itaat etmezsen, ben sana itaat ederim."745 dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Böylece, başkumandanlık, münakaşa uzamadan Amr b. As Hazretlerinde kaldı. Namazı da mücâhidlere o kıldırmaya başladı.746</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Varılan yerde hava oldukça soğuk ve sert idi. Mücâhidler, ateş yakmak için etraftan odun toplayarak ısınmak istedilerse de Kumandan Hz. Amr, buna kat'iyetle müsaade etmedi. Bu durum, ashabın itirazına sebep oldu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ebû Bekir, meseleyi kendisiyle konuşmak isteyince, Hz. Amr b. As, "Sen, beni dinlemek ve bana itaat etmekle emrolundun, değil mi?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ebû Bekir, "Evet..." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Hz. Amr, "O hâlde, neye emrolundunsa onu yap!"747 dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ömer, bu sözlere tahammül edemedi ve gidip Hz. Amr'a çatmak istediyse de, Hz. Ebû Bekir buna mâni oldu ve, "Bırak onu; istediğini yapsın. Resûlullah (a.s.m.), onu ancak harbteki mahareti sebebiyle başımıza kumandan tâyin etti. Mademki o şu anda kumandandır, onun işine karışmak doğru olmaz."748 diye konuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Hz. Ömer, hiddetini yenip sustu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Aslında Hz. Amr, güzel bir taktik ve tedbir icabı mücâhidlerin ateş yakmalarına müsaade etmiyordu. O da şuydu: Düşman çok, mücâhidler ise onlara nazaran sayıca az idiler. Ateş yakıldığı takdirde sayıları ortaya çıkacak ve düşman hiçbir endişe ve korkuya kapılmadan üzerlerine hücum edecekti; fakat, yakılmadığı takdirde düşman, mücâhidlerin sayısını tam bilmeyecek ve ihtiyatlı hareket etmek durumunda kalacaktı. Nitekim de aynı durum cereyan etti: Müslümanların oldukça kalabalık oldukları zannına kapılan düşman kuvvetleri, çarpışmayı bile göze alamadan her biri bir tarafa dağıldı. Az sayıda bir birlik karşı koymaya direndi; ancak onlar da bir müddet sonra mücâhidlerin toptan hücumu karşısında dayanamayarak kaçmaya mecbur kaldılar.749 Harb sanatını iyi bilen Komutan Amr (r.a.), kaçanları, "Mücâhidlere bir pusu kurulmuş olabilir." ihtimalini göz önüne alarak takibten vazgeçti. İslâm Ordusu, gayesine ulaşmış olmanın huzurunu içinde Medine'ye döndü.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 189917, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]ZÂTÛ'SSELÂSİL SEFERİ[/B][/COLOR] (Hicret 'in 8. senesi Cemaziyelahir ayı / Milâdi 629) Bazı Arap kabîleleri, Müte Harbinin neticesini Müslümanlar için zahirî bir mağlûbiyet ve gerileme olarak değerlendirmiş olacaklar ki, Medine'ye saldırmak maksadıyla bir araya gelmişlerdi. Bunlar, Kuzaa, Beliy, Cüzzam, Lahm ve Âmile adındaki kabilelerdi.741 Durumu haber alan Peygamber Efendimiz, derhâl Amr b. As Hazretlerini yanına çağırdı ve, "Ey Amr!.. Silâhını kuşan, yolculuk elbiselerini üzerine giy ve hemen yanıma gel!" buyurdu. Hz. Amr, hemen gidip silâhını kuşandı ve sefer elbiselerini de giyerek Efendimizin yanına vardı. Resûli Ekrem, "Ey Amr!.." dedi, "Seni selâmete ve zenginliğe erdirsin diye askerî bir birliğin başında bir yere göndermek istiyor, en iyi dileğimle senin için zenginlik diliyorum!" Hz. Amr, "Yâ Resûlallah!.. Ben zengin olayım diye Müslüman olmadım; hiçbir karşılık beklemeden ve cihadlara katılıp, zâtınızın yanında bulunmayı arzuladığım için Müslüman oldum!" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, "Ey Amr!.. Zenginliğin faydalısı, insanların hayırlı ve faydalasına ne güzel yaraşır!"742 diye buyurdu. Resûli Ekrem Efendimizin Amr'ı tercih edişinin bir sebebi vardı: O da, Hz. Amr'm, Beliy Kabilesiyle akraba oluşuydu. Babaannesi Beliy Kabîlesindendi. Amr'ı göndermekle, onları akrabalık noktasından bir derece yumuşatmak ve İslâmiyete ısındırmak istiyordu! Ayrıca Efendimiz, üzerine yürüyeceği kabileleri İslâm'a davet etmesi için de Amr Hazretlerine emir verdi. Bütün bunlardan sonra Hz. Amr, emrindeki Muhacir ve Ensâr'dan müteşekkil 300 mücâhidle Medine'den yola çıktı. Müşrik kabilelerin toplandığı bölgeye yaklaştığında, fazlaca kalabalık olduklarını gördü. Bunun üzerine, ashabtan Rafı b. Mekis'i Peygamber Efendimize göndererek acele yardım istedi. Medine'ye gelen bu sahabî, durumu Peygamber Efendimize haber verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, bu istek üzerine, Hz. Ebû Ubeyde b. Cerrah kumandasında 200 kişilik bir takviye kuvveti gönderdi. Bunlar arasında Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Ensâr ve Muhacir'in ileri gelenlerinden birçok kimse vardı. Resûli Ekrem Efendimiz, Amr b. Âs'la buluşup hep birlikte hareket etmelerini de Hz. Ebû Ubeyde'ye sıkı sıkıya tembih etti.743 Takviye birliği sür'atle yol alarak Hz. Amr'in yardımına yetişti. Amr (r.a.), Ebû Ubeyde Hazretlerine, "Sizin de kumandanınız benim!.. Çünkü, Resûlullah'a haber gönderip bana yardım etmenizi kendisinden ben istedim!" dedi. Fakat, Ebû Ubeyde Hazretleri, kendi birliğine kumandanlık etmek istedi ve, "Ben, emrim altındaki birliğin kumandanıyım; sen ise, emrin altındaki birliğin kumandanısın!"744 diye karşılık verdi. Hz. Amr ise, aynı şekilde, onların da kumandanı olduğunu, imamlığa yetkili olanın da kendisi bulunduğunu ifade etti. Bu küçük münakaşaya Muhacir Müslümanlar da Ebû Ubeyde Hazretlerinin tarafını tutarak katıldılar. Ebû Ubeyde, Hz. Resûlullah'ın tembihini hatırlayınca, münakaşanın uzamasına meydan vermedi. "Ey Amr!.. Resûlullah'ın (a.s.m.), Medine'den ayrılırken en son sözü, 'Arkadaşının yanına varınca, birbirinize itaat ediniz, sakın aranızda ihtilâfa düşmeyiniz.' emir ve tavsiyesi olmuştur. Eğer sen bana itaat etmezsen, ben sana itaat ederim."745 dedi. Böylece, başkumandanlık, münakaşa uzamadan Amr b. As Hazretlerinde kaldı. Namazı da mücâhidlere o kıldırmaya başladı.746 Varılan yerde hava oldukça soğuk ve sert idi. Mücâhidler, ateş yakmak için etraftan odun toplayarak ısınmak istedilerse de Kumandan Hz. Amr, buna kat'iyetle müsaade etmedi. Bu durum, ashabın itirazına sebep oldu. Hz. Ebû Bekir, meseleyi kendisiyle konuşmak isteyince, Hz. Amr b. As, "Sen, beni dinlemek ve bana itaat etmekle emrolundun, değil mi?" diye sordu. Hz. Ebû Bekir, "Evet..." dedi. Bunun üzerine Hz. Amr, "O hâlde, neye emrolundunsa onu yap!"747 dedi. Hz. Ömer, bu sözlere tahammül edemedi ve gidip Hz. Amr'a çatmak istediyse de, Hz. Ebû Bekir buna mâni oldu ve, "Bırak onu; istediğini yapsın. Resûlullah (a.s.m.), onu ancak harbteki mahareti sebebiyle başımıza kumandan tâyin etti. Mademki o şu anda kumandandır, onun işine karışmak doğru olmaz."748 diye konuştu. Bunun üzerine Hz. Ömer, hiddetini yenip sustu. Aslında Hz. Amr, güzel bir taktik ve tedbir icabı mücâhidlerin ateş yakmalarına müsaade etmiyordu. O da şuydu: Düşman çok, mücâhidler ise onlara nazaran sayıca az idiler. Ateş yakıldığı takdirde sayıları ortaya çıkacak ve düşman hiçbir endişe ve korkuya kapılmadan üzerlerine hücum edecekti; fakat, yakılmadığı takdirde düşman, mücâhidlerin sayısını tam bilmeyecek ve ihtiyatlı hareket etmek durumunda kalacaktı. Nitekim de aynı durum cereyan etti: Müslümanların oldukça kalabalık oldukları zannına kapılan düşman kuvvetleri, çarpışmayı bile göze alamadan her biri bir tarafa dağıldı. Az sayıda bir birlik karşı koymaya direndi; ancak onlar da bir müddet sonra mücâhidlerin toptan hücumu karşısında dayanamayarak kaçmaya mecbur kaldılar.749 Harb sanatını iyi bilen Komutan Amr (r.a.), kaçanları, "Mücâhidlere bir pusu kurulmuş olabilir." ihtimalini göz önüne alarak takibten vazgeçti. İslâm Ordusu, gayesine ulaşmış olmanın huzurunu içinde Medine'ye döndü.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst