Hazır Cevaplar

PIRLANTA

Well-known member
İmkansızlıklar içinde Kafkasya dağlarında yıllarca sürdürdüğü özgürlük mücadelesinden sonra Ruslara esir düşen Kafkas kartalı Şeyh Şamil’in büyük bir törenle Petersburg’a getirilip, şerefine büyük balo düzenlendiğini ve Çar ll. Aleksandır’ın Şamil’e bu baloyu nasıl bulduğunu sorması üzerine Büyük İmam’ın: “Çar hazretlerine meçhul değildir ki Cenab-ı Hak dünyayı Hristiyanlara ve ahireti Müslümanlara vaad buyurmuşlar. Cennet’e gidemeyeceğinize göre, dünyayı Cennet’e çevirmekte çok isabet buyurmuşsunuz” diye cevap vermiştir.
 

zeyhak_

Well-known member
Cevap: Hazir cevaplar

Necip Fazıl’a, “Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?” diye sormuşlar. “Evet geçirir” demiş.
Bunun üzerine “deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?” demişler.
Necip Fazıl, İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş:
- Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir.
 

VUSLAT

Well-known member
Necmi Abi'yle Şinasi
"Öldükten sonra dirilmeyi çok il­kel görüyorum!" "Neden böyle düşü­nüyorsun?" "Öldükten sonra atomla­rım, moleküllerim toprağa karışacak Artık ben toprağım!" "Evet, sen top­raksın!" "Zamanla toprağımda otlar çıkacak!" "Doğru, çıkar!" "Derken tarla olacak, arsa olacak, koyunlar otlayacak!" "Doğru!" "Sonra bir inek gelecek, atomlarımı yiyecek, atomlarım ineğe geçecek ve inekte devam edecek; benim atam koyun yiyecek, koyunda devam edecek; keçi yiyecek, atomla­rım başka bir canlıda vazife görmeye başlayacak" "Doğru söylüyorsun! Sen şimdi kaç yaşındasın?" "25 yaşın­dayım!" "26 sene evvel neredeydin?" "Yoktum!" "Vardın!" "Nasıl yani?" "Hatırlamıyorsun ama sen bir ıspa­naktın, inektin, keçiydin, koyundun" "Nasıl?" "Baban o ıspanağı yedi, ine­ğin köftesini yedi, keçinin kızartmasını yedi; sonra babanın damarında sperm oldu, ardından annene intikal etti, an­nen hoşaf yedi, börek yedi, Kayseri-'den gelen pastırmayı yedi, Simav'dan gelen fasulyeyi yedi, ABD'den gelen neskafeyi içti, sen annenin karnında güzel bir Ali oldun! Haberin oldu mu?" "Olmadı!" "O kadar dağınık yerden seni toplayıp güzel bir Ali ya­pan Allah yine dağıtır, günü geldiği zaman yine toplar Bir işi birinci defa mı yapmak zor, yoksa 2 defa mı?" "Tabiî 1 defa!" "1 defa yaratan Al­lah 2 defa da yaratır Zaten onun için her şey çok kolaydır!" "Teşek­kürler, beni gayet iyi aydınlattınız!"

:gül:
 

VUSLAT

Well-known member
YORGAN

Bir adam arkadaşının evine gece yarısı misafir gider. Kış mevsimi olduğundan gece yatakta titremektedir. O sırada konağın harem kısmından ney sesi duyulmaktadır. Misafir duvarına vurarak, ev sahibine:
“Ne yapıyorsunuz?” diye sorar.

Ev sahibi cevap verir:
“İsfahan peşrevini çıkarmaya çalışıyorum.”
Misafir bunu duyunca dayanamaz ve şöyle bağırır: “Aman efendim bırakın İsfahan peşrevini de bana bir yorgan çıkarınız.”

 

VUSLAT

Well-known member
Yemeğe Yenilmek

Sasani hükümdarlarından Ardşir Babegân, doktoruna, "Bir günde ne kadar yemek yemeli?" diye sordu. Doktoru: - Üçyüz gram kadar yeter, dedi. Babegân - Bu kadarcık şey insana ne kuvvet verir ki? diye bunu az bulunca, doktor şu karşılığı verdi: - Bu kadarı seni taşır. Bundan fazla olursa sen onu taşırsın.


 

VUSLAT

Well-known member
"Nasıl Hesaba Çeker?

Biri, Hz. Ali Efendimize (r.a) gelerek: "Ya Ali! Allah bu kadar insanı nasıl hesaba çeker?"
diye sorduğunda Hz. Ali'den şu cevap almış: "Nasıl rızıklandırıyorsa, öyle"

 

gül damlasý

Well-known member
CENNETİN YOLU
Hristiyan din adamlarından biri, Ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-Aferin çocuğum, der. Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim.
Çocuk, papazın niyetini sezerek:

- Siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?

Selamdaki incelik
Muzaffer Ozak Hoca'nın sahaflar çarşısındaki dükkanına giren bir genç:
- Selâmunaleyküm babalık... diye selâm verince, hazret selâmı alır:

- Aleykümselâm kurukalabalık...
 

gül damlasý

Well-known member
Kaza etmek
Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti
geçmeden bir mola vermesini rica eder. Şoför sinirlenerek:
- Kaza edin efendim, der. Ne olur yani?

Adam, sakin sakin cevap verir:
- Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen?


UYKU KARDEŞLİĞİ
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:

-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.
 

gül damlasý

Well-known member
Doğrusu bu ateş bin altına değer
Kanuni Sultan Süleyman, Halkalı yakınlarında avla nırken çıkan bir fırtınada yağmurdan ıslanmışlar. Bir eve sığınmışlar. Sultan, ateşin karşısına geçip şöyle demiş:
"Doğrusu bu ateş bin altına değer."
Bir müddet sonra konakladıkları evden ayrılırken padişah ev sahibine borcunun ne kadar olduğunu sorar.
Köylü şöyle cevap verir:
"Bin bir altın efendim."
Bu cevaba çok şaşıran padişah, bu kadar fazla ücre ti istemesinin sebebini sorar. Köylü bunada şöyle cevap verir.
"Efendimiz, ateş için bin altınlık değeri siz söylemiştiniz. Bir altın da konak ücretidir.
 

gül damlasý

Well-known member
Bal ile Sirke

Hocaya "bal ile sirke uyuşmaz" derler. Niçin uyuşmasın der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer, gelir oturur. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar:
- Bal ile sirke uyuşmadılar değil mi?
Hoca hiç erkekliği elden bırakır mı?
- Yo yo onlar uyuştular da, şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Hep hikmetli konuşan Lokman Hekim’in derisi siyah, dudakları da kalınmış. Değerli sözlerini duyarak hayranı olan biri düşmüş yollara bu hikmetli sözleri söyleyeni bulmaya. Bulmuş da ama bir de bakmış ki hayalinde büyüttüğü Lokman, siyah yüzlü, kalın dudaklı biri. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken Lokman Hekim, adamın içinden geçenleri sezmiş olacak ki, sormuş:
– Dostum, neden öyle şaşkın bakıyorsun? Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?
***

Sonra da ilave etmiş.

– Bak, demiş, benim ne yüzümün siyahlığında, ne de dudaklarımın kalınlığında bir tesirim vardır. Onları Yaratan öyle yaratmış, öylesini uygun görmüş. Benim tercihim değil...

İnsanlar yüz güzelliği, yahut da çirkinliğiyle kendilerine bir pay da çıkarırlar. Ama ne bize güzel gelende bir etkisi vardır insanın, ne de çirkinlikte. Her ikisini de yaratan ve layık gören Allâh-ü azimüşşandır. İnsan ancak kendi iradesiyle kazandığından sorumludur.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Sokrates bir gün yürürken , tek kişinin geçebileceği kadar mesafe olan bir mevkiide dönemin soylularından biriyle karşı karşıya gelir ve ikisi de durur... Kısa bir süre bakıştıktan sonra :

Soylu: " Ben senin gibi pis bir zavallıya yol vermem!"
Sokrates: "Ben veririm..."
 

VUSLAT

Well-known member
HZ. ADEMİN MİRASI
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
- Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
- İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.
Sultan Fatih:
- Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.
 

VUSLAT

Well-known member
UYKU KARDEŞLİĞİ
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:
- Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
- Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.:015:
 

VUSLAT

Well-known member
Parmakla Alınabilseydi
Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon’ un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
- Önce şurasını almalıydinız, sonra buradan geçerek ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
- Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım:005:
 
Üst