Ayrılık şiiri
Bediüzzaman Said Nursî, Denizli hapsinden beraat ve tahliyeden sonra bir buçuk ay Şehir Palas Otelinde kalmıştı.
3l Temmuz l944 Perşembe günü bir komiser refakatinde Denizli'den Afyon'a hareket etmişti. Bu hareket esnasında Hasan Feyzi Efendi, Üstad'ına: "Hazretinize buradan ayrılırken söylemiştim" başlığını taşıyan şu ayrılık şiirini takdım etmişti:
"Çekilip nur-u hidayet yine zindan olacak
"Yine fırkat, yine hasret, yine hüsran olacak
"Yine sen, yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm
"Çünkü hicran dolu kalbim yerine hicran olacak
***
"Yine göç var diye mecnuna haber verme sakın
"Yine matem, yine zari, yine efgan olacak
"Açılan ol gül-ü tevhid, sararıp solsa gerek
"Kapanıp Kâbe-i irfan, yine viran olacak
***
"Haber aldım ki, yarın yâd olacakmış bize yar
"Ne büyük yâre ki kimler buna derman olacak
"Bu büyük derd ü elemden kime şekva edeyim?
"İşiten nâlemi, hep ben gibi nâlân olacak.
***
"O şifa bahş olan envarını sen çeksen eğer
"Bana kim nur verecek, kim bana Lokman olacak!
"O temiz pâk nefesin, âb-ı hayatı bu çölün
"Onu dûr etme ki her fert ona reyyan olacak
***
"Hele ol nur-u şerifin kime değmişse eğer,
"Küçücük zerre de olsa, meh-i tâban olacak.
"O lütufkâr, o keremkâr eli öptükçe benim
"Bu küçük kalbi hazinim yine handan olacak.
***
"Bab-ı feyzinden ırak olmayı asla çekemem
"Dahi nezrim bu ki canım sana kurban olacak.
"Nazarın erse garip başıma ey nur-u Hüda
"Bugün artık bu hakir bende de umman olacak.
***
"Bu anasır, yüzüne her ne kadar çekse hicap;
"Yine haksın, buna şahid yine Kur'an olacak
"Kab-ı Kavseynden alıp dersimi bildim ki ayân,
"O güzel nur-u bedi, âleme sultan olacak.
***
"Sakınıp Feyz-i bîçareye bahs açma bugün
Yeni baştan, yine şeydâ, yine giryan olacak."
Bediüzzaman Said Nursî, Denizli hapsinden beraat ve tahliyeden sonra bir buçuk ay Şehir Palas Otelinde kalmıştı.
3l Temmuz l944 Perşembe günü bir komiser refakatinde Denizli'den Afyon'a hareket etmişti. Bu hareket esnasında Hasan Feyzi Efendi, Üstad'ına: "Hazretinize buradan ayrılırken söylemiştim" başlığını taşıyan şu ayrılık şiirini takdım etmişti:
"Çekilip nur-u hidayet yine zindan olacak
"Yine fırkat, yine hasret, yine hüsran olacak
"Yine sen, yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm
"Çünkü hicran dolu kalbim yerine hicran olacak
***
"Yine göç var diye mecnuna haber verme sakın
"Yine matem, yine zari, yine efgan olacak
"Açılan ol gül-ü tevhid, sararıp solsa gerek
"Kapanıp Kâbe-i irfan, yine viran olacak
***
"Haber aldım ki, yarın yâd olacakmış bize yar
"Ne büyük yâre ki kimler buna derman olacak
"Bu büyük derd ü elemden kime şekva edeyim?
"İşiten nâlemi, hep ben gibi nâlân olacak.
***
"O şifa bahş olan envarını sen çeksen eğer
"Bana kim nur verecek, kim bana Lokman olacak!
"O temiz pâk nefesin, âb-ı hayatı bu çölün
"Onu dûr etme ki her fert ona reyyan olacak
***
"Hele ol nur-u şerifin kime değmişse eğer,
"Küçücük zerre de olsa, meh-i tâban olacak.
"O lütufkâr, o keremkâr eli öptükçe benim
"Bu küçük kalbi hazinim yine handan olacak.
***
"Bab-ı feyzinden ırak olmayı asla çekemem
"Dahi nezrim bu ki canım sana kurban olacak.
"Nazarın erse garip başıma ey nur-u Hüda
"Bugün artık bu hakir bende de umman olacak.
***
"Bu anasır, yüzüne her ne kadar çekse hicap;
"Yine haksın, buna şahid yine Kur'an olacak
"Kab-ı Kavseynden alıp dersimi bildim ki ayân,
"O güzel nur-u bedi, âleme sultan olacak.
***
"Sakınıp Feyz-i bîçareye bahs açma bugün
Yeni baştan, yine şeydâ, yine giryan olacak."