teblið
Vefasýz
Bu başlık altınta Hanefi mezhebine ait kurallar yer almıştır..
Hanifi Mezhebinde Namaz;
BEŞ VAKİT NAMAZIN KILINIŞI
Beş vakit namaz
Akıl ve baliğ olan yani erginlik çağına gelen her müslümanın hergün beş vakit namaz kılması farzdır Bir namazın vakti gelince, bu namazı kılmaya başladığı vakit, kılması farz olur Kılmadı ise, vaktin sonunda, yanî vaktin çıkmasına, abdest alıp namaza başlayacak kadar zaman kalınca, kılması farz olur
Özrü yok iken kılmadan vakit çıkarsa, büyük günâh olur Özrü olanın da, olmıyanın da, kazâ etmeleri farz olur Yeni müslüman olana önce namazın şartlarını öğrenmek farz olur Öğrendikten sonra, kılması da farz olur
Beş vakit namaz, kırk rek'at eder Bunlardan onyedi rek’ati farzdır Üç rek’ati vâciptir Yirmi rek’ati sünnettir Şöyle ki:
Sabah namazıDört rek'attir Önce, iki rek'at sünneti, sonra iki rek'at de farzı kılınır Bu sünnet, çok kuvvetlidir Vâcip diyenler de vardırÖğle namazıOn rek'attir Önce, dört rek'at ilk sünneti, sonra dört rek'at farzı, farzdan sonra da iki rek’at son sünneti kılınırİkindi namazıSekiz rek'attir Önce, dört rek'at sünneti, sonra dört rek'at farzı kılınırAkşam namazıBeş rek'attir Önce üç rek'at farzı, sonra iki rek'at sünneti kılınırYatsı namazı[10+3] Onüç rek'attir Önce, dört rek'at sünnet, sonra dört rek'at farz, sonra iki rek'at son sünnet, bundan sonra üç rek'at, Vitir namazı kılınır.
İkindi ve yatsının ilk sünnetleri, “Gayr-i müekkede”dir Bunların ikinci rek'atlerinde otururken, Ettehiyyâtü den sonra, Allahümme salli alâ sonra Bârik alâ sonuna kadar okunur Ayağa kalkınca, üçüncü rek’atte, önce Besmele çekmeden, Sübhâneke okunur, hâlbuki, öğle namazının ilk sünneti “Müekked”dir Yanî, kuvvetle emrolunmuştur Sevâbı daha çoktur Bunda, birinci oturuşta, farzlarda olduğu gibi, yalnız Ettehiyyâtü okunup, sonra üçüncü rek’at için, hemen ayağa kalkılır Kalkınca, önce Besmele çekip, doğruca Fâtiha okunur.
Birinci rek’at, namaza durunca, diğer rek'atler ayağa kalkınca başlar ve tekrar ayağa kalkıncaya kadar devam eder Son rek'at ise, selâm verinciye kadar devam eder İki rek’atten az namaz olmaz Akşamın farzı ile vitirden başka, her namaz, çift rek’atlidir İkinci secdeden sonra, çift rek’atlerde oturulur
Herbir rek’atte namazın farzları, vâcipleri, sünnetleri, müfsidleri ve mekrûhları vardır.
--->: Namaz Ilmihali. Beş vakit Namazın kılınışı ve duaları
CUMA NAMAZI
Cuma namazının önemi
Allahü teâlâ Cuma gününü müslümanlara mahsus kılmıştır Cuma günü öğle vaktinde, Cuma namazını kılmak, Allahü teâlânın emridir
Allahü teâlâ, Cuma sûresi sonundaki âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki,
(Ey îmân etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezânı okunduğu vakit hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz! Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size başka işlerinizden daha faydalıdır Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz Allahü teâlâdan rızık bekleyerek çalışırsınız Allahü teâlâyı çok hâtırlayınız ki, kurtulabilesiniz!)
Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır, isteyen câmide kalıp namaz kılmak ile, Kur’ân-ı kerîm ve duâ ile meşgul olur Cuma namazı vakti girince, alış-veriş günahtır
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” çeşitli hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki:
(Bir müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları affolur ve her adımı için sevâb verilir)
(Cuma namazı kılmayanların kalblerini Allahü teâlâ mühürler Gâfil olurlar)
(Günlerin en kıymetlisi Cumadır Cuma günü, bayram günlerinden ve Aşûre gününden daha kıymetlidir Cuma, dünyada ve Cennette mü’minlerin bayramıdır)
(Bir kimse, mâni yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa, Allahü teâlâ, kalbini mühürler Ya’nî iyilik yapmaz olur)
(Cuma namazından sonra bir an vardır ki, mü’minin o anda ettiği duâ red olmaz)
(Cuma namazından sonra, yedi defa İhlâs ve Mu’avvizeteyn yani Felak ve Nas surelerini okuyanı Allahü teâlâ, bir hafta kazâdan, belâdan ve kötü işlerden korur)
(Cumartesi günleri yahudilere, Pazar günleri nasaraya [hıristiyanlara] verildiği gibi, Cuma günü de Müslümanlara verildi Bu gün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır)
Cuma günü yapılan ibâdetlere, başka günde yapılanların, en az iki katı sevâb verilir Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır
Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar Kabirler ziyaret edilir Bu günde kabir azâbı durdurulur Bazı âlimlere göre, mü’minin azâbı artık başlamaz Kâfirin azâbı, Cuma ve Ramazanda yapılmamak üzere, kıyâmete kadar sürer Bu gün ve gecesinde ölen mü’minler, kabir azâbı çekmez Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz Âdem aleyhisselâm, Cuma günü yaratıldı Cuma günü Cennetten çıkarıldı Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir
Cuma Namazının Şartları
Cuma günü onaltı rek’at namaz kılınır Bunun iki rek’atını kılmak farzdır Öğle namazından daha kuvvetli farzdır Cum’a namazı farz olmak için iki türlü şartı vardır:
1 - Edâ şartları,
2 - Vücub şartları
Edâ şartlarından biri noksan olursa namaz kabûl olmaz Vücub şartları bulunmazsa kabûl olur
Edâ, ya’nî Cuma namazının sahîh olması için şartları yedidir:
1 - Namazı şehirde kılmak (Şehir: Cemâati en büyük camiye sığmayan yer demektir)
2 - Devlet reisinin veya vâlinin izni ile kılmak Bunların tayin ettiği hatib, kendi yerine başkasını vekil edebilir
3 - Öğle namazının vaktinde kılmak
4 - Vakit içinde hutbe okumak Âlimler, Cum’a hutbesini okumak, namaza dururken (Allahü ekber) demek gibidir dedi
Ya’nî iki hutbeyi de, yalnız Arapça okumak lâzımdır Hatib efendi, içinden Eûzü okuyup, sonra yüksek sesle, hamd ve senâ ve kelime-i şehâdet, salât-ü selâm okur Sonra, vaâz ya’nî sevâba, azâba sebeb olan şeyleri hatırlatır ve âyet-i kerîme okur Oturup kalkar İkinci hutbeyi okuyup, vaâz yerine, mü’minlere duâ eder Dört halîfenin adını söylemesi müstehabdır Hutbeye dünya sözü karıştırmak haramdır Hutbeyi, nutuk ve konferans şekline sokmamalıdır Hutbeyi kısa okumak sünnettir Uzun okumak mekrûhdur
5 - Hutbeyi namazdan önce okumak
6 - Cuma namazını cemâat ile kılmak
7 - Câmi kapılarını herkese açık tutmak
Cuma namazının vücûb şartları dokuzdur:
1 - Şehirde, kasabada oturmak Müsafirlere farz değildir
2 - Sağlam olmak, hastaya, hastayı bırakamıyan bakıcıya ve ihtiyarlara farz değildir
3 - Hür olmak
4 - Erkek olmak Kadınlara farz değildir
5 - Âkıl ve bâliğ olmak
6 - Kör olmamak Yolda götüren olsa bile, a’mâ olana farz değildir
7 - Yürüyebilmektir Nakil vâsıtası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir
8 - Hapsedilmiş olmamak ve düşman korkusu, hükûmetten, zâlimden korkusu olmamak
9 - Fazla yağmur, kar, fırtına, çamur ve soğuk olmamak
Cuma Namazı Nasıl Kılınır
Cuma günü, öğle ezânı okununca, onaltı rek’at Cuma namazı kılınır Bunlar sırası ile şöyledir:
1 - Önce, Cuma namazının dört rek’atlik “İlk sünneti” kılınır Bu sünnet, öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır Buna niyet, “Niyet ettim Allah rızası için, Cuma namazının ilk sünnetini kılmağa, döndüm kıbleye” diye yapılır
2 - Sonra, cami içinde ikinci ezân ve hutbe okunur
3 - Hutbe okunduktan sonra, kâmet okunup cemâat ile Cuma namazının iki rek’atlik “farzı” kılınır
4 - Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, dört rek’atlik “Son sünneti” kılınır Bunun kılınışı öğle namazının ilk sünneti gibidir
5 - Bundan sonra, “Üzerime farz olan kılamadığım son öğle namazının farzını kılmağa” diye niyet ederek, “Âhir zuhur” namazı kılınır Dört rek’atlik bu namazın kılınışı öğle namazının farzının kılınışı gibidir
6 - Sonra da, iki rek’at “Vaktin sünneti” kılınır Kılınışı, sabah namazının sünnetinin kılışını gibidir
7 - Bundan sonra, Âyetel-kürsî ve tesbihler okunup, duâ edilir
CEMAATLE NAMAZ
Namazda, en az iki kişiden birinin imâm olması ile cemâat meydana gelir Beş vakit namazın farzlarını cemâatle kılmak, erkeklere sünnettir Cuma ve bayram namazları için cemâat farzdır Cemâat ile kılınan namazlara daha çok sevâb verildiği hadîs-i şerîflerde bildirilmektedir Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Cemâatle kılınan namaza, yalnız kılınan namazdan yirmiyedi kat fazla sevâb verilir) Yine buyurdu ki: (İyi bir abdest alıp, mescidlerden birine cemâat ile namaz kılmak için gidenin, Allahü teâlâ, her adımına bir sevâb yazar ve her adımında amel defterinden bir günâhı siler ve Cennette onu bir derece yükseltir)
Cemâat ile kılınan namaz, müslümanlar arasında birliği beraberliği sağlar Sevgi ve bağlılığı arttırır Cemâat toplanıp birbirleriyle sohbet ederler Dert ve sıkıntıları olanlar, hastalar bu sayede kolayca ortaya çıkar Cemâat, müslümanların tek kalb, tek vücut gibi olduklarının en güzel nümûnesidir
Hasta, felçli, bir ayağı kesik olanın, yürüyemiyen ihtiyarların ve a’mânın cemâate gitmesi şart değildir
Cemâat ile kılınan namazda kendisine uyulan kimseye “İmâm” denir İmâmlığın ve buna uyup cemâat olmanın şartları vardır
İmâmlığın şartları
İmâm olmak için altı şart lâzımdır Bu şartlardan biri bulunmadığı bilinen imâmın arkasında kılınan namaz kabûl olmaz
1- Müslüman olmak Ebû Bekr Sıddîk ve Ömer Fârûkun “radıyallahü anhümâ” halîfe olduğuna inanmayan, mi’râca, kabir azâbına inanmayan imâm olamaz
2- Bülûğ yaşında olmak
3- Akıllı olmak Sarhoş ve bunak imâm olamaz
4- Erkek olmak Kadın, erkeklere imâm olamaz
5- Hiç olmazsa, Fâtiha-yı şerîfe ile, bir âyeti doğru okuyabilmek Bir âyeti ezberlememiş olan ve ezberlese de, tecvîd ile okuyamıyan, nağme yapan kimse imâm olamaz
6- Özürsüz olmak Özrü olan, özrü olmayanlara imâm olamaz
İmâmın, kırâati güzel, Kur’ân-ı kerîm tecvîd ile okuması lâzımdır, tegannî ile değil Namazın şartlarına ehemmiyet vermeyen imâmların arkasında namaz kılınmaz (Sâlih ve fâcir arkasında namaz kılınız) hadîs-i şerîfi, câmi imâmları için değil, Cuma kıldıran emîrler, vâliler içindir
İmâmlığa en lâyık kimse, sünneti [ya’nî din bilgilerini] en iyi bilen kimsedir Bunda eşit olanlar olursa, Kur’ân-ı kerîmi en iyi okuyan imâm olur Bu da eşitse, takvâsı ziyâde olan Yine eşitlik olursa, yaşı ilerlemiş olan tercih edilir
Açıktan günah işliyenin amâ ve zinâ çocuğunun imâmeti, mekrûhdur
İmâm cemâate usanç verecek ve onları sıkacak şekilde namazı uzatmaz
Kadınların yalnız başlarına cemâat ile kılmaları mekrûhdur
Tek şahıs ile kılacak olan imâm, onu sağ tarafında durdurur İki kişiye imâm olacaksa, önlerine geçer Erkeklerin kadına, çocuğa uymaları câiz değildir
İmâmın arkasında erkekler saf bağlar, sonra çocuklar ve onların arkasında da kadınlar saf bağlar
İmâm kadınlara da imâmete niyet etmişse, aynı namazda bulunan bir kadın, bir erkekle aynı hizâda namaza durursa, erkeğin namazı bozulur Eğer imâm bu kadına imâmeti niyet etmemişse, yanında durduğu erkeğe zarar olmaz Ancak kadının namazı câiz olmaz Ayakta namaz kılanın, otururken kılana uyması câizdir Mukîm olan seferî imâma uyabilir Farz kılan, nâfile kılana uyamaz Nâfile kılan, farz kılana uyabilir İmâma uyup namaz kıldıktan sonra, imâmın abdestsiz olduğunu bilen kimse namazını iâde eder
Regâib, Berât ve Kadir gibi nafile namazları cemâat ile kılmak mekrûhdur
Cemâat istese de, imâmın farz kıldırırken kırâati ve tesbîhleri sünnetten fazla okuması tahrîmen mekrûhdur
İmâma rükû’da yetişemiyen o rek’ati imâmla kılmış olmaz İmâm rükû’da iken gelen, niyet eder ve ayakta tekbîr getirip, namaza girer Hemen rükû’a eğilip, imâma uyar Rükû’a eğilmeden, imâm rükû’dan kalkarsa rükû’a yetişmemiş olur
İmâmdan önce rükû’a eğilmek, secdeye gitmek veya önce kalkmak tahrîmen mekrûhdur Farz namazları kılınca, safları bozmak müstehabdır
Bir mü’min beş vakit namazını, hergün cemâat ile kılsa, bütün Peygamberlere “aleyhimüsselâm” yetişmiş gibi sevâba nâil olur
Cemâat ile kılınan namazın bu kadar fazîleti, imâmın namazı kabûl olduğu takdirdedir
Bir kimse, cemâati özürsüz terk etse, o şahıs Cennet kokusu duyamaz Cemâati özürsüz terk edenler, dört kitabda mel’un diye vasıflandırılmışlardır
Beş vakit namazı cemâat ile kılmağa gayret etmelidir Kıyamet günü Allahü teâlâ hazretleri yedi kat yerleri, yedi kat gökleri, Arşı, Kürsîyi ve bütün mahlûkatı terazinin bir tarafına koysa, şartları gözetilerek cemâat ile kılınan bir vakit namazın sevâbını diğer tarafa koysa, cemâat ile kılınan namazın sevâbı daha ağır gelir
BAYRAM NAMAZLARI
Şevval ayının birinci günü fıtır, ya’nî Ramazan bayramının, Zilhiccenin onuncu günü ise, Kurban bayramının birinci günleridir Bu iki günde, güneş doğduktan sonra, iki rek’at bayram namazı kılmak, erkeklere vâcibdir
Bayram namazlarının şartları, Cuma namazının şartları gibidir Fakat, burada hutbe sünnettir ve namazdan sonra okunur
Ramazan bayramında namazdan önce tatlı [hurma veya şeker] yimek, gusül etmek, misvak kullanmak, en iyi elbiseleri giymek, fıtrayı namazdan önce vermek, yolda yavaşça tekbîr okumak müstehabdır
Kurban bayramı namazından önce bir şey yimemek, namazdan sonra önce kurban eti yimek, namaza giderken yüksek sesle, özrü olan yavaşça tekbîr getirmek müstehabdır
Bayram namazları iki rek’attir Cemâat ile kılınır, yalnız kılınmaz Ramazan ve Kurban bayramı namazlarının kılınışı aynıdır
Bayram Namazı Nasıl Kılınır
1- Önce “Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmağa, uydum hazır olan imâma” diye niyet ederek, namaza durulur Sonra “Sübhâneke” okunur
2- Sübhânekeden sonra eller üç defa tekbîr getirerek kulaklara kaldırılıp, birinci ve ikincisinde iki yana bırakılır Üçüncüsünde, göbek altına bağlanır İmâm önce Fâtiha, sonra bir sûre okur ve beraberce rükû’a eğilinir
3- İkinci rek’atta, önce Fâtiha ve bir sûre okunur Sonra iki el üç defa tekbîr getirerek kaldırılır Üçüncüde de yanlara bırakılır Dördüncü tekbîrde elleri kulaklara kaldırmayıp, rükû’a eğilinir Kısaca: iki salla, bir bağla, üç salla, bir eğil! diye ezberlenir
Teşrik Tekbîrleri
Kurban Bayramının arefesi günü, sabah namazından, dördüncü günü ikindi namazına kadar, hacıların ve hacca gitmeyenlerin, erkek, kadın herkesin, cemâat ile kılsın, yalnız kılsın, farz namazından sonra selâm verir vermez, bir kere “Teşrîk tekbîr”ini okuması vâcibdir
Cenaze namazından sonra okunmaz Camiden çıktıktan sonra veya konuştuktan sonra, okumak lâzım değildir
İmâm tekbîri unutursa, cemâat terk etmez Erkekler, yüksek sesle okuyabilir Kadınlar yavaş söyler
Teşrik Tekbîri:
“ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER LÂ İLÂHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER VE LİLLÂHİLHAMD”
Hanifi Mezhebinde Namaz;
BEŞ VAKİT NAMAZIN KILINIŞI
Beş vakit namaz
Akıl ve baliğ olan yani erginlik çağına gelen her müslümanın hergün beş vakit namaz kılması farzdır Bir namazın vakti gelince, bu namazı kılmaya başladığı vakit, kılması farz olur Kılmadı ise, vaktin sonunda, yanî vaktin çıkmasına, abdest alıp namaza başlayacak kadar zaman kalınca, kılması farz olur
Özrü yok iken kılmadan vakit çıkarsa, büyük günâh olur Özrü olanın da, olmıyanın da, kazâ etmeleri farz olur Yeni müslüman olana önce namazın şartlarını öğrenmek farz olur Öğrendikten sonra, kılması da farz olur
Beş vakit namaz, kırk rek'at eder Bunlardan onyedi rek’ati farzdır Üç rek’ati vâciptir Yirmi rek’ati sünnettir Şöyle ki:
Sabah namazıDört rek'attir Önce, iki rek'at sünneti, sonra iki rek'at de farzı kılınır Bu sünnet, çok kuvvetlidir Vâcip diyenler de vardırÖğle namazıOn rek'attir Önce, dört rek'at ilk sünneti, sonra dört rek'at farzı, farzdan sonra da iki rek’at son sünneti kılınırİkindi namazıSekiz rek'attir Önce, dört rek'at sünneti, sonra dört rek'at farzı kılınırAkşam namazıBeş rek'attir Önce üç rek'at farzı, sonra iki rek'at sünneti kılınırYatsı namazı[10+3] Onüç rek'attir Önce, dört rek'at sünnet, sonra dört rek'at farz, sonra iki rek'at son sünnet, bundan sonra üç rek'at, Vitir namazı kılınır.
İkindi ve yatsının ilk sünnetleri, “Gayr-i müekkede”dir Bunların ikinci rek'atlerinde otururken, Ettehiyyâtü den sonra, Allahümme salli alâ sonra Bârik alâ sonuna kadar okunur Ayağa kalkınca, üçüncü rek’atte, önce Besmele çekmeden, Sübhâneke okunur, hâlbuki, öğle namazının ilk sünneti “Müekked”dir Yanî, kuvvetle emrolunmuştur Sevâbı daha çoktur Bunda, birinci oturuşta, farzlarda olduğu gibi, yalnız Ettehiyyâtü okunup, sonra üçüncü rek’at için, hemen ayağa kalkılır Kalkınca, önce Besmele çekip, doğruca Fâtiha okunur.
Birinci rek’at, namaza durunca, diğer rek'atler ayağa kalkınca başlar ve tekrar ayağa kalkıncaya kadar devam eder Son rek'at ise, selâm verinciye kadar devam eder İki rek’atten az namaz olmaz Akşamın farzı ile vitirden başka, her namaz, çift rek’atlidir İkinci secdeden sonra, çift rek’atlerde oturulur
Herbir rek’atte namazın farzları, vâcipleri, sünnetleri, müfsidleri ve mekrûhları vardır.
--->: Namaz Ilmihali. Beş vakit Namazın kılınışı ve duaları
NAMAZIN VÂCİBLERİ
Namazın vâcibleri şunlardır:
1- Fâtiha sûresini okumak.
2- Fâtihadan sonra bir sûre veya en az üç kısa âyet okumak.
3- Fâtihayı, sûreden önce okumak.
4- Fâtihadan sonra okunan sûreyi, farzların birinci ve ikinci rek’atlerinde, sünnetlerin her rek’atinde okumak.
5- Secdeleri birbiri ardınca yapmak.
6- Fâtihayı sünnet ve vâcib namazların her rek’atinde bir kere okumak.
7- Üç ve dört rek’atli namazların ikinci rek’atinde oturmak. Son oturuş farzdır.
8- İkinci rek’atte teşehhütten fazla oturmamak.
9- Secdede burnu alnı ile beraber yere koymak.
10- Son rek’atte otururken “Ettehıyyâtü” duâsını okumak.
11- Namazda ta’dîl-i erkâna riâyet etmek.
12- Namazın sonunda, “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” demek.
13- Vitr namazının üçüncü rek’atinin sonunda, kunut duâsı okumak.
14- Bayram namazlarında tekbîr getirmek.
15- İmâmın sabah, Cuma, bayram, terâvih, vitir namazlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rek’atinde yüksek sesle okuması.
16- İmâmın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rek’atlerinde sessiz okuması.
Bu vaciblerden birini geciktiren veya unutarak terk eden kimse sehv secdesi yapar.
NAMAZI BOZAN ŞEYLER
Namazı bozan şeyler şunlardır:
1 - Konuşmak: Bir kelime de namazı bozar. Bilerek, bilmiyerek, zorla, unutarak söylemek, hep bozar. Başkasının selâmına, sözüne cevap vermek bozar. Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîfte bulunmıyan duâları okumak, bozar.
2 - Boğazından, özürsüz, öksürür gibi ses çıkarmak bozar. Kendiliğinden olursa bozmaz. Okumayı kolaylaştırmak için yaparsa, zararı olmaz.
3 - Ah, of, Uf gibi sözler bozar. Sesli ağlamak bozar. Sessiz gözyaşı bozmaz.Hasta, elinde olmıyarak ah, of der ve ağlarsa bozulmaz.
4 - Aksırıp Elhamdülillah diyene Yerhamükallah demek bozar.
5 - Başkasının sözü ile yerini değiştirmek veya yanına gelene, onun sözü ile yer açmak bozar. Fakat, kendiliğinden hareket ederse yer verirse bozmaz.
6 - Az da olsa, unutarak da olsa, dışardan alarak yimek, içmek bozar. Diş arasında kalmış, nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz. Ağzındaki ufak bir şeyi üç kere çiğnemek veya eritip yutmak, namazı bozar.
7 - Kur'ân-ı kerîme veya kâğıda bakıp, öğrenerek okumak bozar.
8 - Namazdan olmıyan fazla hareketler, namazı bozar. Bir elin hareketi üçten az olursa bozmaz.
9 - Bir rükünde, üç kere sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa veya derisinde, elbisesinde, namaz kılacak yerde namazı bozacak kadar necâset olursa bozulur.
10 - Özürsüz, göğsünü kıbleden çevirince hemen bozar. Yüzünü, başka uzvunu çevirmek bozmaz, mekrûh olur. Elinde olmıyarak çevrilince, bir rükün devam ederse, bozar.
11- Namaz içindeki tekbîrlerde Allahü derken, baştaki hemzeyi uzatırsa namaz bozulur. Namaza dururken uzatırsa, namaza başlaması sahîh olmaz.
12 - Tegannî ile okumak, mânâyı bozarsa, namaz bozular. Meselâ Ra'yı uzatarak Râbbenâ lekelhamd, demek bozar.
13 - Zellet-ül-kâri Ya'ni yanlış okumak bozar: Bu hatâ harekelerde ve sükûnde olabilir. Harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder, yâhut azaltır. Veyâhut harfi ileri geri alır. Kelimelerde ve cümlelerde olur. Bunun için harfleri usulüne uygun çıkarmak lâzımdır. Aksi taktirde namaz bozulabilir. Meselâ, ehad yerine ehat deyince bozulur.
Düzgün okunmadığında, Kur'ân-ı kerîmin mânâsı değişerek, küfre sebeb olacak mânâların çıktığı haller de çoktur. Meselâ Hallâk kelimesi, Hı ile okunduğunda yaratıcı, Ha ile okunduğunda, berber mânâsına gelmektedir. Bu şekilde okunduğunda, meselâ Yasîn-i şerîfin seksenbirinci âyet-i kerîmesindeki (Onun yarattıkları pek çoktur. O, herşeyi bilir) ifadesi (O berberdir, herşeyi bilicidir) şeklini almaktadır.
Arabîdeki harflerin karşılığı lâtin harflerinde yoktur. Arabide üç tane, S, üç tane Z harfi vardır. Bir kalın Zı, ikinci ince okunan Ze, üçüncüsü Zâl'dır. Bunların üçü ayrı ayrı söylenir. Rükü' tesbîhinde Zı ile (azîm) denir ki, Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile ya'ni zâl ile (azîm) denilirse, Rabbim benim düşmanımdır mânâsına gelmektedir. Kur'ân-ı kerîmi lâtin harfi ile öğrenip okuyan, bu üç harfi ayıramıyacağı için namazı sahîh, geçerli olmaz.
Bunun için, her müslümanın namaz kılacak kadar sûreleri, duâları, düzgün okumasını bilen birinden mutlaka öğrenmesi lâzımdır. Bunları lâtin harfleri ile düzgün olarak ezberlemek mümkün değildir. Kur'ân-ı kerimi de mutlaka aslından okumaladır. Aslından okunmazsa, sevap kazanalım derken, günâha hattâ küfre girilebilir.
NAMAZIN MEKRUHLARI
Mekrûh, Peygamber efendimizin beğenmediği, hoş görmediği şeyler demektir. Mekrûh olarak kılınan namaz sahîh, ya'nî geçerli olur, fakat o ibâdetin sevâbını azaltır, va'd edilen sevâbın tamamına kavuşulamaz. Namazın mekrûhlarından bazıları şunlardır:
1- Secdeye inerken pantalon paçalarını kaldırmak mekrûhtur.
2- Kolları sığalı olarak ve kısa kollu gömlekle namaza durmak mekrûhtur. Abdest alıp, imâma yetişmek için acele edenin, kolları sığalı kalmış ise, namazda iken yavaş yavaş indirmesi lâzımdır.
3- Abes, ya'nî fâidesiz hareketler. Meselâ elbisesi ile oynamak, mekrûhtur. Namazda faydalı hareketin, meselâ, eli ile, alnındaki teri silmenin zararı olmaz. Pantalon, entâri ete yapışınca, avret mahallinin şekli belli olmasın diye, bunları buradan ayırmak mekrûh olmaz. Kaşınmak abes değil ise de, bir rüknde, eli üç kere kaldırırsa, namazı bozulur.
4- İş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamıyacak elbise ile ve fenâ kokulu elbise ve çorap ile kılmak mekrûhtur. Başka elbisesi yoksa, mekrûh olmaz. Parası varsa, alması lâzımdır. Bol pijama ile kılmak mekrûh değildir. Ceketin ve paltonun önünü kapalı veya açık bulundurmak mekrûh değildir.
5- Ağızda, kırâate mâni' olmıyacak birşey bulundurmak mekrûhtur. Mâni' olursa, namaz bozulur.
6- Baş açık, yalın ayak kılmak mekruhtur. Başlığı düşerse, az hareketle örtmek iyi olur. Namazda başı herhangi bir renkte olan takke ile örtmelidir.
7- Namazda, secde yerinden, taşı, toprağı eli ile süpürmek mekrûhtur. Secdeyi güçleştiriyorsa, bir hareket ile, câiz olursa da, namazdan önce temizlemelidir.
8- Câmide, namaz için safa girerken, namaza dururken ve namaz içinde parmakları bükerek çıtırdatmak, iki elin parmaklarını birbiri arasına sokup çıtırdatmak mekrûhtur. Namaza hazırlanmadan önce, zarûret olursa, mekrûh olmaz.
9- Başını, yüzünü etrafa çevirmek mekrûhtur. Gözleri ile etrafa bakmak, tenzîhen mekrûhtur. Göğsü çevirince, namaz bozulur.
10- Secdede, erkeklerin kollarını yere döşemesi mekrûhtur. Kadınlar ise, kollarını yere yaymalıdır.
11- İnsanın yüzüne karşı kılmak mekrûhtur. İnsan uzakta dahî olsa, mekrûh olur. Arada, namaz kılana sırtı dönük biri bulunursa, mekrûh olmaz.
12- Selâma eli ile, başı ile cevap vermek mekrûhtur. Suâle başı ile, eli ile cevap vermesi mekrûh değildir. Meselâ, kaç rek'at kıldınız, diyene parmağı ile cevap vermesi gibi.
13- Namazda ve namaz hâricinde ağzını açarak esnemek mekrûhtur. Alt dudağını dişlerin arasına sıkıştırmalıdır. Kendini tutamazsa, ayakta sağ elin, diğer rüknlerde ve namaz hâricinde sol elin dışı ile, ağzını örtmelidir. Peygamberler esnemezlerdi.
14- Namazda gözleri yummak tenzîhen mekrûhtur. Zihni dağılmasın diye yumarsa, mekrûh olmaz.
15- Öndeki safta boş yer varken, arkasındaki safta durmak ve safta yer yok iken, saf arkasında yalnız durmak mekrûhtur. Safta yer olmayınca, yalnız başına durmayıp, rükü'a kadar, birini bekler. Kimse gelmezse, öndeki safa sıkışır. Öndeki safa sığmazsa, güvendiği birini arkaya, yanına çeker. Güvendiği kimse yoksa, yalnız durur.
16- Üzerinde canlı resmi, insan veya hayvan resmi bulunan elbise ile kılmak tahrîmen mekrûhtur. Cansız resimleri bulunursa, mekrûh olmaz.
Canlı resmi, namaz kılanın başında, önünde, sağ ve sol hizâsında, duvara çizilmiş veya beze, kâğıda yapılarak asılmış veya konmuş ise, mekrûhtur. Resim, namaz kılanın arkasındaki duvarlarda ve tavanda ise, hafîf mekrûhtur. Çocuklara oynamak için alınan bebek namaz kılanın kıble istikametinde değilse namaza zararı olmaz.
Üzerinde Kâ'be, câmi' resmi veya Kur'ân-ı kerîm harfli yazı bulunan seccâdeleri namaz kılmak için yere sermek câiz değildir. Bunlara hürmetsizlik olur.
17- Bir kimsenin yüzüne karşı ve yüksek sesle konuşanların sırtına karşı namaz kılmak mekrûhtur.
18- Açık başına sarık sarıp, tepesi açık olarak kılmak, tahrîmen mekrûhtur. Maske, eldiven ve alnın yere değmesine mâni' olan gözlük takarak kılmamalıdır. Zarûret olmadan bu şekilde namaz kılmamalıdır.
19- Özürsüz, boğazından balgam çıkarmak, öksürür gibi yapmak mekrûhtur.
20- Amel-i kalîl, ya'nî bir eli, bir veya iki kere hareket ettirmek mekrûhtur.
21- Namazın sünnetlerinden birini terk etmek mekrûhtur. Namazda müekked sünneti terk, tahrîmen mekrûh olur. Müekked olmıyan sünneti terk, tenzîhen mekrûh olur.
22- Kalbi meşgûl eden, huşû'u gideren şeyler yanında, meselâ süslü şeyler karşısında, oyun ve çalgı âletlerinin bulunduğu yerde ve arzû ettiği yemek karşısında özürsüz kılmak mekrûhtur. Ayakkabılarını arkada bırakarak kılmak mekrûhtur.
23- Farz kılarken özürsüz, sağlam kimsenin duvara, direğe dayanması mekrûhtur.
24- Kırâeti, rükü'a eğildikte tamamlamak mekrûhtur. Secdelere ve rükü'a, imâmdan önce başını koymak ve kaldırmak, ta'dil-i erkânı terk etmek, mekrûhtur.
25- Kabre karşı kılmak mekrûhtur. Vehhâbîler, buna şirk diyorlar.
26- Teşehhüdlerde, sünnete uygun oturmamak, tenzîhen mekrûhtur. Özrü varsa, mekrûh olmaz.
27- İkinci rek'atte, birinci okuduğu âyeti tekrâr okumak, tenzîhen mekrûhtur. Ondan evvelki bir âyeti okumak tahrîmen mekrûhtur. Unutarak okursa, mekrûh olmazlar. İkinci rek'atte birinciden üç âyet uzun okumak mekrûhtur.
28- Farzdan sonra son sünnete hemen kalkmamak, konuşmak mekrûhtur.
29- Başı bir tarafa eğmek, tekbîr alırken veya teşehhüdde otururken parmakları açık veya kapalı tutmak mekruhtur. Buralarda parmaklar kendi hâlinde bırakılır. Fakat secdede kapalı, rüküda ise açık tutulur.
30- Namazda, vücudunun ağırlığını bir ayağı üzerine vermek, imâm açıktan okurken sübhaneke okumak. Kıyâmda, ayakta ayağının birini kaldırmak. Namaz kılanın önünden geçmek veya önünden geçilebilecek bir yerde durmak da mekruhtur.
31- Küçük ve büyük abdesti sıkıştırırken ve yel zorlarken namaza durmak mekrûhtur.
Namazın vâcibleri şunlardır:
1- Fâtiha sûresini okumak.
2- Fâtihadan sonra bir sûre veya en az üç kısa âyet okumak.
3- Fâtihayı, sûreden önce okumak.
4- Fâtihadan sonra okunan sûreyi, farzların birinci ve ikinci rek’atlerinde, sünnetlerin her rek’atinde okumak.
5- Secdeleri birbiri ardınca yapmak.
6- Fâtihayı sünnet ve vâcib namazların her rek’atinde bir kere okumak.
7- Üç ve dört rek’atli namazların ikinci rek’atinde oturmak. Son oturuş farzdır.
8- İkinci rek’atte teşehhütten fazla oturmamak.
9- Secdede burnu alnı ile beraber yere koymak.
10- Son rek’atte otururken “Ettehıyyâtü” duâsını okumak.
11- Namazda ta’dîl-i erkâna riâyet etmek.
12- Namazın sonunda, “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” demek.
13- Vitr namazının üçüncü rek’atinin sonunda, kunut duâsı okumak.
14- Bayram namazlarında tekbîr getirmek.
15- İmâmın sabah, Cuma, bayram, terâvih, vitir namazlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rek’atinde yüksek sesle okuması.
16- İmâmın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rek’atlerinde sessiz okuması.
Bu vaciblerden birini geciktiren veya unutarak terk eden kimse sehv secdesi yapar.
NAMAZI BOZAN ŞEYLER
Namazı bozan şeyler şunlardır:
1 - Konuşmak: Bir kelime de namazı bozar. Bilerek, bilmiyerek, zorla, unutarak söylemek, hep bozar. Başkasının selâmına, sözüne cevap vermek bozar. Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîfte bulunmıyan duâları okumak, bozar.
2 - Boğazından, özürsüz, öksürür gibi ses çıkarmak bozar. Kendiliğinden olursa bozmaz. Okumayı kolaylaştırmak için yaparsa, zararı olmaz.
3 - Ah, of, Uf gibi sözler bozar. Sesli ağlamak bozar. Sessiz gözyaşı bozmaz.Hasta, elinde olmıyarak ah, of der ve ağlarsa bozulmaz.
4 - Aksırıp Elhamdülillah diyene Yerhamükallah demek bozar.
5 - Başkasının sözü ile yerini değiştirmek veya yanına gelene, onun sözü ile yer açmak bozar. Fakat, kendiliğinden hareket ederse yer verirse bozmaz.
6 - Az da olsa, unutarak da olsa, dışardan alarak yimek, içmek bozar. Diş arasında kalmış, nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz. Ağzındaki ufak bir şeyi üç kere çiğnemek veya eritip yutmak, namazı bozar.
7 - Kur'ân-ı kerîme veya kâğıda bakıp, öğrenerek okumak bozar.
8 - Namazdan olmıyan fazla hareketler, namazı bozar. Bir elin hareketi üçten az olursa bozmaz.
9 - Bir rükünde, üç kere sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa veya derisinde, elbisesinde, namaz kılacak yerde namazı bozacak kadar necâset olursa bozulur.
10 - Özürsüz, göğsünü kıbleden çevirince hemen bozar. Yüzünü, başka uzvunu çevirmek bozmaz, mekrûh olur. Elinde olmıyarak çevrilince, bir rükün devam ederse, bozar.
11- Namaz içindeki tekbîrlerde Allahü derken, baştaki hemzeyi uzatırsa namaz bozulur. Namaza dururken uzatırsa, namaza başlaması sahîh olmaz.
12 - Tegannî ile okumak, mânâyı bozarsa, namaz bozular. Meselâ Ra'yı uzatarak Râbbenâ lekelhamd, demek bozar.
13 - Zellet-ül-kâri Ya'ni yanlış okumak bozar: Bu hatâ harekelerde ve sükûnde olabilir. Harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder, yâhut azaltır. Veyâhut harfi ileri geri alır. Kelimelerde ve cümlelerde olur. Bunun için harfleri usulüne uygun çıkarmak lâzımdır. Aksi taktirde namaz bozulabilir. Meselâ, ehad yerine ehat deyince bozulur.
Düzgün okunmadığında, Kur'ân-ı kerîmin mânâsı değişerek, küfre sebeb olacak mânâların çıktığı haller de çoktur. Meselâ Hallâk kelimesi, Hı ile okunduğunda yaratıcı, Ha ile okunduğunda, berber mânâsına gelmektedir. Bu şekilde okunduğunda, meselâ Yasîn-i şerîfin seksenbirinci âyet-i kerîmesindeki (Onun yarattıkları pek çoktur. O, herşeyi bilir) ifadesi (O berberdir, herşeyi bilicidir) şeklini almaktadır.
Arabîdeki harflerin karşılığı lâtin harflerinde yoktur. Arabide üç tane, S, üç tane Z harfi vardır. Bir kalın Zı, ikinci ince okunan Ze, üçüncüsü Zâl'dır. Bunların üçü ayrı ayrı söylenir. Rükü' tesbîhinde Zı ile (azîm) denir ki, Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile ya'ni zâl ile (azîm) denilirse, Rabbim benim düşmanımdır mânâsına gelmektedir. Kur'ân-ı kerîmi lâtin harfi ile öğrenip okuyan, bu üç harfi ayıramıyacağı için namazı sahîh, geçerli olmaz.
Bunun için, her müslümanın namaz kılacak kadar sûreleri, duâları, düzgün okumasını bilen birinden mutlaka öğrenmesi lâzımdır. Bunları lâtin harfleri ile düzgün olarak ezberlemek mümkün değildir. Kur'ân-ı kerimi de mutlaka aslından okumaladır. Aslından okunmazsa, sevap kazanalım derken, günâha hattâ küfre girilebilir.
NAMAZIN MEKRUHLARI
Mekrûh, Peygamber efendimizin beğenmediği, hoş görmediği şeyler demektir. Mekrûh olarak kılınan namaz sahîh, ya'nî geçerli olur, fakat o ibâdetin sevâbını azaltır, va'd edilen sevâbın tamamına kavuşulamaz. Namazın mekrûhlarından bazıları şunlardır:
1- Secdeye inerken pantalon paçalarını kaldırmak mekrûhtur.
2- Kolları sığalı olarak ve kısa kollu gömlekle namaza durmak mekrûhtur. Abdest alıp, imâma yetişmek için acele edenin, kolları sığalı kalmış ise, namazda iken yavaş yavaş indirmesi lâzımdır.
3- Abes, ya'nî fâidesiz hareketler. Meselâ elbisesi ile oynamak, mekrûhtur. Namazda faydalı hareketin, meselâ, eli ile, alnındaki teri silmenin zararı olmaz. Pantalon, entâri ete yapışınca, avret mahallinin şekli belli olmasın diye, bunları buradan ayırmak mekrûh olmaz. Kaşınmak abes değil ise de, bir rüknde, eli üç kere kaldırırsa, namazı bozulur.
4- İş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamıyacak elbise ile ve fenâ kokulu elbise ve çorap ile kılmak mekrûhtur. Başka elbisesi yoksa, mekrûh olmaz. Parası varsa, alması lâzımdır. Bol pijama ile kılmak mekrûh değildir. Ceketin ve paltonun önünü kapalı veya açık bulundurmak mekrûh değildir.
5- Ağızda, kırâate mâni' olmıyacak birşey bulundurmak mekrûhtur. Mâni' olursa, namaz bozulur.
6- Baş açık, yalın ayak kılmak mekruhtur. Başlığı düşerse, az hareketle örtmek iyi olur. Namazda başı herhangi bir renkte olan takke ile örtmelidir.
7- Namazda, secde yerinden, taşı, toprağı eli ile süpürmek mekrûhtur. Secdeyi güçleştiriyorsa, bir hareket ile, câiz olursa da, namazdan önce temizlemelidir.
8- Câmide, namaz için safa girerken, namaza dururken ve namaz içinde parmakları bükerek çıtırdatmak, iki elin parmaklarını birbiri arasına sokup çıtırdatmak mekrûhtur. Namaza hazırlanmadan önce, zarûret olursa, mekrûh olmaz.
9- Başını, yüzünü etrafa çevirmek mekrûhtur. Gözleri ile etrafa bakmak, tenzîhen mekrûhtur. Göğsü çevirince, namaz bozulur.
10- Secdede, erkeklerin kollarını yere döşemesi mekrûhtur. Kadınlar ise, kollarını yere yaymalıdır.
11- İnsanın yüzüne karşı kılmak mekrûhtur. İnsan uzakta dahî olsa, mekrûh olur. Arada, namaz kılana sırtı dönük biri bulunursa, mekrûh olmaz.
12- Selâma eli ile, başı ile cevap vermek mekrûhtur. Suâle başı ile, eli ile cevap vermesi mekrûh değildir. Meselâ, kaç rek'at kıldınız, diyene parmağı ile cevap vermesi gibi.
13- Namazda ve namaz hâricinde ağzını açarak esnemek mekrûhtur. Alt dudağını dişlerin arasına sıkıştırmalıdır. Kendini tutamazsa, ayakta sağ elin, diğer rüknlerde ve namaz hâricinde sol elin dışı ile, ağzını örtmelidir. Peygamberler esnemezlerdi.
14- Namazda gözleri yummak tenzîhen mekrûhtur. Zihni dağılmasın diye yumarsa, mekrûh olmaz.
15- Öndeki safta boş yer varken, arkasındaki safta durmak ve safta yer yok iken, saf arkasında yalnız durmak mekrûhtur. Safta yer olmayınca, yalnız başına durmayıp, rükü'a kadar, birini bekler. Kimse gelmezse, öndeki safa sıkışır. Öndeki safa sığmazsa, güvendiği birini arkaya, yanına çeker. Güvendiği kimse yoksa, yalnız durur.
16- Üzerinde canlı resmi, insan veya hayvan resmi bulunan elbise ile kılmak tahrîmen mekrûhtur. Cansız resimleri bulunursa, mekrûh olmaz.
Canlı resmi, namaz kılanın başında, önünde, sağ ve sol hizâsında, duvara çizilmiş veya beze, kâğıda yapılarak asılmış veya konmuş ise, mekrûhtur. Resim, namaz kılanın arkasındaki duvarlarda ve tavanda ise, hafîf mekrûhtur. Çocuklara oynamak için alınan bebek namaz kılanın kıble istikametinde değilse namaza zararı olmaz.
Üzerinde Kâ'be, câmi' resmi veya Kur'ân-ı kerîm harfli yazı bulunan seccâdeleri namaz kılmak için yere sermek câiz değildir. Bunlara hürmetsizlik olur.
17- Bir kimsenin yüzüne karşı ve yüksek sesle konuşanların sırtına karşı namaz kılmak mekrûhtur.
18- Açık başına sarık sarıp, tepesi açık olarak kılmak, tahrîmen mekrûhtur. Maske, eldiven ve alnın yere değmesine mâni' olan gözlük takarak kılmamalıdır. Zarûret olmadan bu şekilde namaz kılmamalıdır.
19- Özürsüz, boğazından balgam çıkarmak, öksürür gibi yapmak mekrûhtur.
20- Amel-i kalîl, ya'nî bir eli, bir veya iki kere hareket ettirmek mekrûhtur.
21- Namazın sünnetlerinden birini terk etmek mekrûhtur. Namazda müekked sünneti terk, tahrîmen mekrûh olur. Müekked olmıyan sünneti terk, tenzîhen mekrûh olur.
22- Kalbi meşgûl eden, huşû'u gideren şeyler yanında, meselâ süslü şeyler karşısında, oyun ve çalgı âletlerinin bulunduğu yerde ve arzû ettiği yemek karşısında özürsüz kılmak mekrûhtur. Ayakkabılarını arkada bırakarak kılmak mekrûhtur.
23- Farz kılarken özürsüz, sağlam kimsenin duvara, direğe dayanması mekrûhtur.
24- Kırâeti, rükü'a eğildikte tamamlamak mekrûhtur. Secdelere ve rükü'a, imâmdan önce başını koymak ve kaldırmak, ta'dil-i erkânı terk etmek, mekrûhtur.
25- Kabre karşı kılmak mekrûhtur. Vehhâbîler, buna şirk diyorlar.
26- Teşehhüdlerde, sünnete uygun oturmamak, tenzîhen mekrûhtur. Özrü varsa, mekrûh olmaz.
27- İkinci rek'atte, birinci okuduğu âyeti tekrâr okumak, tenzîhen mekrûhtur. Ondan evvelki bir âyeti okumak tahrîmen mekrûhtur. Unutarak okursa, mekrûh olmazlar. İkinci rek'atte birinciden üç âyet uzun okumak mekrûhtur.
28- Farzdan sonra son sünnete hemen kalkmamak, konuşmak mekrûhtur.
29- Başı bir tarafa eğmek, tekbîr alırken veya teşehhüdde otururken parmakları açık veya kapalı tutmak mekruhtur. Buralarda parmaklar kendi hâlinde bırakılır. Fakat secdede kapalı, rüküda ise açık tutulur.
30- Namazda, vücudunun ağırlığını bir ayağı üzerine vermek, imâm açıktan okurken sübhaneke okumak. Kıyâmda, ayakta ayağının birini kaldırmak. Namaz kılanın önünden geçmek veya önünden geçilebilecek bir yerde durmak da mekruhtur.
31- Küçük ve büyük abdesti sıkıştırırken ve yel zorlarken namaza durmak mekrûhtur.
CUMA NAMAZI
Cuma namazının önemi
Allahü teâlâ Cuma gününü müslümanlara mahsus kılmıştır Cuma günü öğle vaktinde, Cuma namazını kılmak, Allahü teâlânın emridir
Allahü teâlâ, Cuma sûresi sonundaki âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki,
(Ey îmân etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezânı okunduğu vakit hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz! Alışverişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size başka işlerinizden daha faydalıdır Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz Allahü teâlâdan rızık bekleyerek çalışırsınız Allahü teâlâyı çok hâtırlayınız ki, kurtulabilesiniz!)
Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır, isteyen câmide kalıp namaz kılmak ile, Kur’ân-ı kerîm ve duâ ile meşgul olur Cuma namazı vakti girince, alış-veriş günahtır
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” çeşitli hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki:
(Bir müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları affolur ve her adımı için sevâb verilir)
(Cuma namazı kılmayanların kalblerini Allahü teâlâ mühürler Gâfil olurlar)
(Günlerin en kıymetlisi Cumadır Cuma günü, bayram günlerinden ve Aşûre gününden daha kıymetlidir Cuma, dünyada ve Cennette mü’minlerin bayramıdır)
(Bir kimse, mâni yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa, Allahü teâlâ, kalbini mühürler Ya’nî iyilik yapmaz olur)
(Cuma namazından sonra bir an vardır ki, mü’minin o anda ettiği duâ red olmaz)
(Cuma namazından sonra, yedi defa İhlâs ve Mu’avvizeteyn yani Felak ve Nas surelerini okuyanı Allahü teâlâ, bir hafta kazâdan, belâdan ve kötü işlerden korur)
(Cumartesi günleri yahudilere, Pazar günleri nasaraya [hıristiyanlara] verildiği gibi, Cuma günü de Müslümanlara verildi Bu gün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır)
Cuma günü yapılan ibâdetlere, başka günde yapılanların, en az iki katı sevâb verilir Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır
Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar Kabirler ziyaret edilir Bu günde kabir azâbı durdurulur Bazı âlimlere göre, mü’minin azâbı artık başlamaz Kâfirin azâbı, Cuma ve Ramazanda yapılmamak üzere, kıyâmete kadar sürer Bu gün ve gecesinde ölen mü’minler, kabir azâbı çekmez Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz Âdem aleyhisselâm, Cuma günü yaratıldı Cuma günü Cennetten çıkarıldı Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir
Cuma Namazının Şartları
Cuma günü onaltı rek’at namaz kılınır Bunun iki rek’atını kılmak farzdır Öğle namazından daha kuvvetli farzdır Cum’a namazı farz olmak için iki türlü şartı vardır:
1 - Edâ şartları,
2 - Vücub şartları
Edâ şartlarından biri noksan olursa namaz kabûl olmaz Vücub şartları bulunmazsa kabûl olur
Edâ, ya’nî Cuma namazının sahîh olması için şartları yedidir:
1 - Namazı şehirde kılmak (Şehir: Cemâati en büyük camiye sığmayan yer demektir)
2 - Devlet reisinin veya vâlinin izni ile kılmak Bunların tayin ettiği hatib, kendi yerine başkasını vekil edebilir
3 - Öğle namazının vaktinde kılmak
4 - Vakit içinde hutbe okumak Âlimler, Cum’a hutbesini okumak, namaza dururken (Allahü ekber) demek gibidir dedi
Ya’nî iki hutbeyi de, yalnız Arapça okumak lâzımdır Hatib efendi, içinden Eûzü okuyup, sonra yüksek sesle, hamd ve senâ ve kelime-i şehâdet, salât-ü selâm okur Sonra, vaâz ya’nî sevâba, azâba sebeb olan şeyleri hatırlatır ve âyet-i kerîme okur Oturup kalkar İkinci hutbeyi okuyup, vaâz yerine, mü’minlere duâ eder Dört halîfenin adını söylemesi müstehabdır Hutbeye dünya sözü karıştırmak haramdır Hutbeyi, nutuk ve konferans şekline sokmamalıdır Hutbeyi kısa okumak sünnettir Uzun okumak mekrûhdur
5 - Hutbeyi namazdan önce okumak
6 - Cuma namazını cemâat ile kılmak
7 - Câmi kapılarını herkese açık tutmak
Cuma namazının vücûb şartları dokuzdur:
1 - Şehirde, kasabada oturmak Müsafirlere farz değildir
2 - Sağlam olmak, hastaya, hastayı bırakamıyan bakıcıya ve ihtiyarlara farz değildir
3 - Hür olmak
4 - Erkek olmak Kadınlara farz değildir
5 - Âkıl ve bâliğ olmak
6 - Kör olmamak Yolda götüren olsa bile, a’mâ olana farz değildir
7 - Yürüyebilmektir Nakil vâsıtası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir
8 - Hapsedilmiş olmamak ve düşman korkusu, hükûmetten, zâlimden korkusu olmamak
9 - Fazla yağmur, kar, fırtına, çamur ve soğuk olmamak
Cuma Namazı Nasıl Kılınır
Cuma günü, öğle ezânı okununca, onaltı rek’at Cuma namazı kılınır Bunlar sırası ile şöyledir:
1 - Önce, Cuma namazının dört rek’atlik “İlk sünneti” kılınır Bu sünnet, öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır Buna niyet, “Niyet ettim Allah rızası için, Cuma namazının ilk sünnetini kılmağa, döndüm kıbleye” diye yapılır
2 - Sonra, cami içinde ikinci ezân ve hutbe okunur
3 - Hutbe okunduktan sonra, kâmet okunup cemâat ile Cuma namazının iki rek’atlik “farzı” kılınır
4 - Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, dört rek’atlik “Son sünneti” kılınır Bunun kılınışı öğle namazının ilk sünneti gibidir
5 - Bundan sonra, “Üzerime farz olan kılamadığım son öğle namazının farzını kılmağa” diye niyet ederek, “Âhir zuhur” namazı kılınır Dört rek’atlik bu namazın kılınışı öğle namazının farzının kılınışı gibidir
6 - Sonra da, iki rek’at “Vaktin sünneti” kılınır Kılınışı, sabah namazının sünnetinin kılışını gibidir
7 - Bundan sonra, Âyetel-kürsî ve tesbihler okunup, duâ edilir
CEMAATLE NAMAZ
Namazda, en az iki kişiden birinin imâm olması ile cemâat meydana gelir Beş vakit namazın farzlarını cemâatle kılmak, erkeklere sünnettir Cuma ve bayram namazları için cemâat farzdır Cemâat ile kılınan namazlara daha çok sevâb verildiği hadîs-i şerîflerde bildirilmektedir Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Cemâatle kılınan namaza, yalnız kılınan namazdan yirmiyedi kat fazla sevâb verilir) Yine buyurdu ki: (İyi bir abdest alıp, mescidlerden birine cemâat ile namaz kılmak için gidenin, Allahü teâlâ, her adımına bir sevâb yazar ve her adımında amel defterinden bir günâhı siler ve Cennette onu bir derece yükseltir)
Cemâat ile kılınan namaz, müslümanlar arasında birliği beraberliği sağlar Sevgi ve bağlılığı arttırır Cemâat toplanıp birbirleriyle sohbet ederler Dert ve sıkıntıları olanlar, hastalar bu sayede kolayca ortaya çıkar Cemâat, müslümanların tek kalb, tek vücut gibi olduklarının en güzel nümûnesidir
Hasta, felçli, bir ayağı kesik olanın, yürüyemiyen ihtiyarların ve a’mânın cemâate gitmesi şart değildir
Cemâat ile kılınan namazda kendisine uyulan kimseye “İmâm” denir İmâmlığın ve buna uyup cemâat olmanın şartları vardır
İmâmlığın şartları
İmâm olmak için altı şart lâzımdır Bu şartlardan biri bulunmadığı bilinen imâmın arkasında kılınan namaz kabûl olmaz
1- Müslüman olmak Ebû Bekr Sıddîk ve Ömer Fârûkun “radıyallahü anhümâ” halîfe olduğuna inanmayan, mi’râca, kabir azâbına inanmayan imâm olamaz
2- Bülûğ yaşında olmak
3- Akıllı olmak Sarhoş ve bunak imâm olamaz
4- Erkek olmak Kadın, erkeklere imâm olamaz
5- Hiç olmazsa, Fâtiha-yı şerîfe ile, bir âyeti doğru okuyabilmek Bir âyeti ezberlememiş olan ve ezberlese de, tecvîd ile okuyamıyan, nağme yapan kimse imâm olamaz
6- Özürsüz olmak Özrü olan, özrü olmayanlara imâm olamaz
İmâmın, kırâati güzel, Kur’ân-ı kerîm tecvîd ile okuması lâzımdır, tegannî ile değil Namazın şartlarına ehemmiyet vermeyen imâmların arkasında namaz kılınmaz (Sâlih ve fâcir arkasında namaz kılınız) hadîs-i şerîfi, câmi imâmları için değil, Cuma kıldıran emîrler, vâliler içindir
İmâmlığa en lâyık kimse, sünneti [ya’nî din bilgilerini] en iyi bilen kimsedir Bunda eşit olanlar olursa, Kur’ân-ı kerîmi en iyi okuyan imâm olur Bu da eşitse, takvâsı ziyâde olan Yine eşitlik olursa, yaşı ilerlemiş olan tercih edilir
Açıktan günah işliyenin amâ ve zinâ çocuğunun imâmeti, mekrûhdur
İmâm cemâate usanç verecek ve onları sıkacak şekilde namazı uzatmaz
Kadınların yalnız başlarına cemâat ile kılmaları mekrûhdur
Tek şahıs ile kılacak olan imâm, onu sağ tarafında durdurur İki kişiye imâm olacaksa, önlerine geçer Erkeklerin kadına, çocuğa uymaları câiz değildir
İmâmın arkasında erkekler saf bağlar, sonra çocuklar ve onların arkasında da kadınlar saf bağlar
İmâm kadınlara da imâmete niyet etmişse, aynı namazda bulunan bir kadın, bir erkekle aynı hizâda namaza durursa, erkeğin namazı bozulur Eğer imâm bu kadına imâmeti niyet etmemişse, yanında durduğu erkeğe zarar olmaz Ancak kadının namazı câiz olmaz Ayakta namaz kılanın, otururken kılana uyması câizdir Mukîm olan seferî imâma uyabilir Farz kılan, nâfile kılana uyamaz Nâfile kılan, farz kılana uyabilir İmâma uyup namaz kıldıktan sonra, imâmın abdestsiz olduğunu bilen kimse namazını iâde eder
Regâib, Berât ve Kadir gibi nafile namazları cemâat ile kılmak mekrûhdur
Cemâat istese de, imâmın farz kıldırırken kırâati ve tesbîhleri sünnetten fazla okuması tahrîmen mekrûhdur
İmâma rükû’da yetişemiyen o rek’ati imâmla kılmış olmaz İmâm rükû’da iken gelen, niyet eder ve ayakta tekbîr getirip, namaza girer Hemen rükû’a eğilip, imâma uyar Rükû’a eğilmeden, imâm rükû’dan kalkarsa rükû’a yetişmemiş olur
İmâmdan önce rükû’a eğilmek, secdeye gitmek veya önce kalkmak tahrîmen mekrûhdur Farz namazları kılınca, safları bozmak müstehabdır
Bir mü’min beş vakit namazını, hergün cemâat ile kılsa, bütün Peygamberlere “aleyhimüsselâm” yetişmiş gibi sevâba nâil olur
Cemâat ile kılınan namazın bu kadar fazîleti, imâmın namazı kabûl olduğu takdirdedir
Bir kimse, cemâati özürsüz terk etse, o şahıs Cennet kokusu duyamaz Cemâati özürsüz terk edenler, dört kitabda mel’un diye vasıflandırılmışlardır
Beş vakit namazı cemâat ile kılmağa gayret etmelidir Kıyamet günü Allahü teâlâ hazretleri yedi kat yerleri, yedi kat gökleri, Arşı, Kürsîyi ve bütün mahlûkatı terazinin bir tarafına koysa, şartları gözetilerek cemâat ile kılınan bir vakit namazın sevâbını diğer tarafa koysa, cemâat ile kılınan namazın sevâbı daha ağır gelir
BAYRAM NAMAZLARI
Şevval ayının birinci günü fıtır, ya’nî Ramazan bayramının, Zilhiccenin onuncu günü ise, Kurban bayramının birinci günleridir Bu iki günde, güneş doğduktan sonra, iki rek’at bayram namazı kılmak, erkeklere vâcibdir
Bayram namazlarının şartları, Cuma namazının şartları gibidir Fakat, burada hutbe sünnettir ve namazdan sonra okunur
Ramazan bayramında namazdan önce tatlı [hurma veya şeker] yimek, gusül etmek, misvak kullanmak, en iyi elbiseleri giymek, fıtrayı namazdan önce vermek, yolda yavaşça tekbîr okumak müstehabdır
Kurban bayramı namazından önce bir şey yimemek, namazdan sonra önce kurban eti yimek, namaza giderken yüksek sesle, özrü olan yavaşça tekbîr getirmek müstehabdır
Bayram namazları iki rek’attir Cemâat ile kılınır, yalnız kılınmaz Ramazan ve Kurban bayramı namazlarının kılınışı aynıdır
Bayram Namazı Nasıl Kılınır
1- Önce “Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmağa, uydum hazır olan imâma” diye niyet ederek, namaza durulur Sonra “Sübhâneke” okunur
2- Sübhânekeden sonra eller üç defa tekbîr getirerek kulaklara kaldırılıp, birinci ve ikincisinde iki yana bırakılır Üçüncüsünde, göbek altına bağlanır İmâm önce Fâtiha, sonra bir sûre okur ve beraberce rükû’a eğilinir
3- İkinci rek’atta, önce Fâtiha ve bir sûre okunur Sonra iki el üç defa tekbîr getirerek kaldırılır Üçüncüde de yanlara bırakılır Dördüncü tekbîrde elleri kulaklara kaldırmayıp, rükû’a eğilinir Kısaca: iki salla, bir bağla, üç salla, bir eğil! diye ezberlenir
Teşrik Tekbîrleri
Kurban Bayramının arefesi günü, sabah namazından, dördüncü günü ikindi namazına kadar, hacıların ve hacca gitmeyenlerin, erkek, kadın herkesin, cemâat ile kılsın, yalnız kılsın, farz namazından sonra selâm verir vermez, bir kere “Teşrîk tekbîr”ini okuması vâcibdir
Cenaze namazından sonra okunmaz Camiden çıktıktan sonra veya konuştuktan sonra, okumak lâzım değildir
İmâm tekbîri unutursa, cemâat terk etmez Erkekler, yüksek sesle okuyabilir Kadınlar yavaş söyler
Teşrik Tekbîri:
“ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER LÂ İLÂHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER VE LİLLÂHİLHAMD”