Hadisi Şerif - Yolculuk Esnasinda Namaz ve Ibadet

faris

Well-known member
ﻭﻋﻦ اﺑﻦ ﻋﻤﺮ ﺭَﺿِﻲَ اﻟﻠّﻪُ ﻋَﻨْﻬﻤﺎ ﻗﺎﻝ: ]ﻛﺎﻥَ ﺭَﺳﻮﻝُ اﻟﻠّﻪِ # ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﻋَﻠﻰ ﻇَﻬْﺮِ ﺭَاﺣِﻠَﺘِﻪِ ﺣَﻴْﺚُ ﻛﺎﻥَ ﻭَﺟْﻬُﻪُ ﻭَﻳُﻮﻣِﻰ ﺑِﺮَﺃﺳِﻪِ، ﻭَﻛﺎﻥَ اﺑﻦُ ﻋُﻤَﺮَ ﻳَﻔْﻌَﻠُﻪُ[. ﺃﺧﺮﺟﻪ اﻟﺴﺘﺔ.ﺯاﺩ ﻓﻲ ﺃﺧﺮﻯ ﻟﻤﺴﻠﻢ: »ﻛﺎﻥَ # ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﻋَﻠﻰ ﻇَﻬْﺮِ اﻟﺮَّاﺣِﻠَﺔِ ﻭَﻳُﻮﺗِﺮُ ﻋَﻠَﻴْﻬَﺎ، ﻏَﻴْﺮَ ﺃﻧَّﻪُ َ ﻳُﺼَﻠِّﻰ ﻋَﻠَﻴْﻬَﺎ اﻟﻤَﻜْﺘُﻮﺑَﺔَ« .

Hadisi Şerif :

Resulullah (sav) bineğinin üzerinde iken yönü hangi istikamette olursa olsun tesbih ediyor, (nafile namaz kılıyor, rüku ve secde içinde) başıyla imada bulunuyordu, (İbnu Ömer de böyle yapıyordu). (Müslim'de gelen diğer bir rivayette İbnu Ömer şu ziyadeyi yapar: "Aleyhissalatu vesselam, bineğin sırtında tesbihte (nafile namazda) bulunur ve vitir kılardı, fakat farz namaz kılmazdı.")

Ravi : Hz. İbnu Ömer

Kaynak :Buhari, Taksiru's-Salat 7, 8, 11, 12, Vitr 5, 6, Müslim, Müsafirin 39, (700), Muvatta, Kasru's-Salat 22, (1, 160, 151), Ebu Davud, Salat 277, (1224,1225), Tirmizi, Salat 345, (472), Tefsir, Bakara (2961), Nesai, Kıble 23, (243, 244), Kıyamu'l-Leyl 23, (3,

Açıklama :
1- Bu iki hadis, Resûlullah'ın yolculuk sırasında takip ettiği namaz âdâbından bazılarına yer vermektedir. Şöyle ki:

* Aleyhissalâtu vesselâm bineğin üzerinde nafile ve vitir namazlarını kılmıştır.

* Farz namazları kılmamıştır.

* Bu namazlara başlarken bineğini kıbleye çevirmiş ise de, iftitah tekbirinden sonra yolun durumuna göre, hayvan hangi istikamete dönerse dönsün, onun yürüyüş istikametine yönelmiş olarak namazını devam ettirmiş, yönün kıbleye gelmesi için herhangi bir gayrete girmemiştir.

* Binek üstündeki namazların rükû ve secdelerinde başıyla imayı esas almıştır.

* Hadis İbnu Ömer'in de böyle yaptığını haber verir.

2- Başla ima'dan maksad şudur: Namazda rükû'ya ve secdeye işaret etmek üzere başı eğmektir. Bu ayakta yapılabileceği gibi, oturarak da yapılabilir. Ulema bunun cevazında ittifak eder. Fakihler secdeye delâlet eden ima'da başın, rükû'ya delâlet eden imaya nazarın daha fazla eğilmesi gerektiğini belirtirler. Böylece bedel'in asl'a muvafık olacağını söylerler.

İma ile alakalı olarak şunu da belirtelim: Hastalık, korku gibi özür halinde yatarak da ima caiz görülmüştür, ancak bir şeye dayanarak ayakta yapılması mümkün olan bir ima, yatarak yapılamaz, caiz değildir.

3- İbnu Battâl, farz namazın özür hali olmadan hayvan üzerinde kılınamayacağı, hayvandan inmenin şart olduğu hususunda ulemanın icma ettiğini belirtir.

4- Sadedinde olduğumuz hadiste tesbih'le nafile namaz kastedilmiştir. Aslında tesbih sübhânallah demektir. Namazda bu kelimenin çokca zikri sebebiyle namaz tesbih olarak isimlendirilmiştir. Bu bir şeyin, onun bir kısmı ile isimlendirilmesine bir örnektir. Mamafih bu isimleme için şu yorum da yapılmıştır: "Musalli Allah Teâlâ'ya ibâdeti O'na tahsis etmek sûretiyle tenzih edici olduğu içindir, zaten "tesbih" tenzih demektir."

Tesbih'le farzların değil nafile namazların kastedilmesi şer'i bir örftür.

5- Hayvan üzerinde kılınan nafile namaza başlarken kıbleye yönelme, bütün rivayetlerde gelmemiştir. Bu sebeple, ulema bunu bir vecibe olarak hükme bağlamamıştır. Sadece Ahmed İbnu Hanbel ve Ebû Sevr, Enes'ten gelen rivayet (2702) sebebiyle iftitah tekbiri sırasında kıbleye yönelmeyi müstehab addetmişlerdir.

6- Namazın kısaltılması câiz olmayan yolculuk sırasında hayvan üzerinde namaz kılmanın câiz olup olmadığı hususunda ulema ihtilaf etmiştir. Cumhur caiz olduğuna hükmetmiştir. İmam Mâlik, Sadece namazın kısaltıldığı yolculuklarda caiz olduğuna kânidir. Taberî: "Mâlik'e bu görüşünde uyan bir başkasını bilmem" der.

Hadisi Serif Arapca Türkçe Açıklamalı
 
Üst