ASHAB-I BEDR
Well-known member
Birinci Söz'de; Bismillah demeyip, Allah namına hareket etmeyenlerin perişan olacakları yazılıdır. Fakat hayatta bunun tersini görüyoruz, nasıl izah eder siniz?
"Bizden daha rahat yaşıyorlar..." dediğiniz, işin maddi boyutudur.
Halbuki, Birinci Söz'de ifade edilen ise, manevi boyuttur. Karşısında idam sehpası hazır bekleyen bir insanın köşklerde ve saraylarda yaşaması onu mutlu edebilir mi? Üstad'ın On Yedinci Lem'a'da geçen şu ifadelere bakalım:
Halbuki, Birinci Söz'de ifade edilen ise, manevi boyuttur. Karşısında idam sehpası hazır bekleyen bir insanın köşklerde ve saraylarda yaşaması onu mutlu edebilir mi? Üstad'ın On Yedinci Lem'a'da geçen şu ifadelere bakalım:
"Acaba, hem ruhunda, hem vicdanında, hem aklında, hem kalbinde dehşetli musibetlerle musibetzede olmuş ve azaba düşmüş bir adamın, cismiyle zâhirî bir surette, aldatıcı bir ziynet ve servet içinde bulunmasıyla saadeti mümkün olabilir mi?
Ona mesut denilebilir mi? Âyâ, görmüyor musun ki, bir adamın cüz’î bir emirden meyus olması ve vehmî bir emelden ümidi kesilmesi ve ehemmiyetsiz bir işten inkisar-ı hayale uğraması sebebiyle, tatlı hayaller ona acılaşıyor, şirin vaziyetler onu tazip ediyor, dünya ona dar geliyor, zindan oluyor.
Halbuki, senin şeâmetinle kalbinin en derin köşelerinde ve ruhunun tâ esasında dalâlet darbesini yiyen ve o dalâlet cihetiyle bütün emelleri inkıtaa uğrayan ve bütün elemleri ondan neş’et eden bir biçare insana hangi saadeti temin ediyorsun? Acaba, zâil, yalancı bir cennette cismi bulunan ve kalbi, ruhu cehennemde azap çeken bir insana mesut denilebilir mi?"(1)
Ona mesut denilebilir mi? Âyâ, görmüyor musun ki, bir adamın cüz’î bir emirden meyus olması ve vehmî bir emelden ümidi kesilmesi ve ehemmiyetsiz bir işten inkisar-ı hayale uğraması sebebiyle, tatlı hayaller ona acılaşıyor, şirin vaziyetler onu tazip ediyor, dünya ona dar geliyor, zindan oluyor.
Halbuki, senin şeâmetinle kalbinin en derin köşelerinde ve ruhunun tâ esasında dalâlet darbesini yiyen ve o dalâlet cihetiyle bütün emelleri inkıtaa uğrayan ve bütün elemleri ondan neş’et eden bir biçare insana hangi saadeti temin ediyorsun? Acaba, zâil, yalancı bir cennette cismi bulunan ve kalbi, ruhu cehennemde azap çeken bir insana mesut denilebilir mi?"(1)
Yirmi Dördüncü Söz'de de yer alan bir hadisde şöyle buyuruluyor:
“Dünyanın, Cenâb-ı Hakk'ın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler.”(2)
Bu hadisten de anlaşılıyor ki, asıl mesele kalbimiz ve ruhumuzdaki huzurdur. Maddi olarak yükselmeyi ise Allah, kullarının gayretine bağlamıştır. Müminler dünyaya çalışmadıkları için dünyada sıkıntısı çekiyorlar, ahiretlerine çalıştıkları için de ahirette mutlu olacaklardır. Kafirler ise dünyaya çalıştıkları için dünya işlerinde başarılıdırlar. Ama ahirete çalışmadıkları için ise, burada manen, ahirette de maddi olarak sıkıntı çekeceklerdir.
Dipnotlar:
(1) bk. Lem'alar, On Yedinci Lem'a, Beşinci Nota.
(2) bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal
Dipnotlar:
(1) bk. Lem'alar, On Yedinci Lem'a, Beşinci Nota.
(2) bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal