Tesettürsüzlük (yani açık saçıklık) aile ortamında da güven, saygı ve sevgiyi sarsar. Tamamen kadınlığa ait olan lâtif güzelliklerini başka erkeklerin bakışlarına peşkeş çeken her kadın, kadına olması gereken saygıyı mahv u perişan eder.
Tesettürsüzlük erkeklere, karısını başka kadınlarla güzelliklerini mukayese ettirir. Aynı şekilde kadınlar da kocalarını başka erkeklerle mukayesede, birtakım davranış bozukluklarına düşmeye yol açar. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, kadınların her altmış saniyede bir alış-veriş yapmayı; erkeklerin ise 52 saniyede bir cinselliği düşündüğü tesbit edilmiştir. Buradan şu sonuca varabiliriz. Erkekler kadınlara göre (fıtraten de böyle) daha çok mağlup olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. “Tesettür esarettir” anlayışı sosyal hayatta “atlatılan eşler”i çığ gibi büyütüyor.
Eskiden Batı toplumlarında domuz kafası anlayışını çok duyardık. “Aile içi cinsel tâciz” olayları sürekli konuşulup facianın ayak seslerine dikkat çekilirdi. Hocalarımız, firaset sahibi büyüklerimiz “Bu böyle giderse aynı akıbete maruz kalacağız” derlerdi. Korkulan başa geldi.
Tarih boyu bütün peygamberler böylesi iğrençliklerle mücadele etmişlerdir.
Maalesef tesettürsüzlüğün ve kural tanımazlığın günümüzde insanlığı tehdit eder hale geldiği açık bir gerçektir.
Kadının (ve erkeğin) hemcinsleri yanında iken bile tesettüre (avret yerlerini örtmeye) riayet etmeleri bir zarurettir. Fıkıh kitaplarımızda bunun ölçüleri en geniş mânâda beyan edilmiştir.
Bu konuda Peygamberimiz (SAV) Efendimizin üç emrini hatırlatayım. Buyurur ki:
* “Çocuğun avretine riayet edin ve onu örtün. Çünkü onun avreti de büyüğünkü gibidir. Allah (CC), avretini açanlara rahmet nazarı ile bakmaz.”
*“Yedi yaşındaki erkek ve kız çocukların, erkek ve kız kardeşlerin yataklarını ayırınız…” (Cem’ül-Fevaid, C/1, Sf: 139)
Konu ile ilgili bir başka hadis-i şerif de şöyle:
* “Kız ve erkek çocuklar, on yaşına basınca onların yataklarını anne, baba, kız ve erkek kardeşlerinin yataklarından ayırmak vacibtir.
Erkeğin erkek ile, kadının da kadınla aynı yatakta yatmaları asla câiz değildir, her biri yatağın bir kenarında olsa bile…” (Fetava’n-Nebevi, Sf: 215 a; İbrahim Canan. Hz.Peygamberin Sünnetinde Terbiye, Sf. 309) tarzındaki birçok hadisin, hikmetleri de bulunsa gerek.
Şu husus çok açıktır: Mahremler için dahi tesettür ölçülerine riayetsizlik, toplumda tedavi edilmez yaralar açıyor. Bundan dolayı aile içi cinsel taciz bütün dünyada olduğu gibi maalesef ülkemizde de kanayan yaralardan bir tanesidir.
Sapık medeniyetin insanları saptırma aracı olan tesettürsüzlüğün şu sebep olduğu belâlara bakın hele siz.
Tek çare Kur’ân-ı Kerîm’in tesettür emrine muhalefetten insanlığı kurtarmak ve Allah’ın emirlerine herkesin uyması için gayret göstermektir.
Allah (CC) muinimiz (yardımcımız) olsun.
Mevlüt Özcan
