Bismillâhirrahmânirrahîm,
elhamdülillâhi rabbil âlemîn velâkıbetülil müttekîn vessalêtü vessalêmü alê seyyidine Muhammedivve alê êlihi vesahbihi ecmain, alê rasulüne salevât
yirmibirinci mektub un birinci makamını okuyalım inşallah birlikte
sabah ve akşam namazlarından sonra okunmasında
pek çok fazileti bulunan
ve bir rivâyet-i sahîhada İsm-i Âzam mertebesini taşıyan
şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var.
ve on bir kelimesinin herbirinde birer müjde var. Ve o müjdede birer şifa ve o şifada birer lezzet-i mâneviye bulunur.
insan sadece maddeden oluşmuyor
manevi bir hayatımızda var
bizi canlı tutan, bizi idare eden bir ruhumuz var
alem-i berzahta yaratılmış, alem-i şehadette yani hazır günümüzde bizimle dünyaya gelmiş
ve bizim maddi vucudumuz görevini tamamladıktan sonra yine yaşamasına devam edecek olan ruhumuzun
hayat dairesi çok geniş
ve alakadar olduğu alanda bu nisbette geniş
alakadar olduğu alan genişledikçede, ihtiyaçları ve düşmanları artıyor
insan çocukluğunda sadece anne bababsı ve arkadaşlarını bilir, oyuncaklarını bilir onlarla ilgilenir
dairesi nisbeten küçüktür
anne babasının hali ile, oyuncakları ile ilgilenir ve onaların hallerine göre üzülür veya sevinir
ihtiyaçlarını onlarla giderir
büyüdükçe ilgisi genişler
çevresi genişlediği gibi alaka gösterdiği şeylerde genişlemeye başlar
ve hepimiz görmüşüzdür ki bir çocuk her zaman mutlu olabilirken, bir büyük insanın mutlu huzurlu olması için
bazen bir çok sebebin bir araya gelmesi gerekir
işi, eşi, çocuğu, vatanı, dünyası
dairesi geniş olunca, kendisini etkileyen, üzen veya mutlu eden şeylerde genişliyor
ruhu bu nisbette düşündüğümüz zaman
yaşama alanı bukadar geniş olan insan ruhunun
ihtiyaçlarıda bu nisbette çok, ve buna mukabil düşmanları, onu sıkıntıya sokacak durumları da çoktur
bu hal içindeki ruh-u beşerin
bütün hâcâtını temin edecek olan
bütün düşmanlarının şerrinden onu emin edecek, güvenceye alacak olan
sonsuz rahmet ve sonsuz kuvvet sahibi olan bir zat-ı zülcelal olabilir
"la ilahe illalah" ile, bu kelimenin anlamını düşünmek, hissetmek ve bilmekle
ruh-u beşer bütün ihtiyaçlarını giderecek bir medet, yardım noktası
ve bütün düşmanlarının şerrinden onu muhafaza edecek bir dayanak noktası bulur
bu kelime-i muazzama ruhumuza der ki
senin bir Mâbudun var
bir Halıkın var
hükmü kudreti iradesi ondan büyük olan başka kimse yoktur
sen dahi bunu bil, ibadet ettiğin, seni yaratmış olan Rabbini tanı
ona dayan, ondan yardım iste, onun kuvvetinden kuvvet al
elhamdülillâhi rabbil âlemîn velâkıbetülil müttekîn vessalêtü vessalêmü alê seyyidine Muhammedivve alê êlihi vesahbihi ecmain, alê rasulüne salevât
yirmibirinci mektub un birinci makamını okuyalım inşallah birlikte
sabah ve akşam namazlarından sonra okunmasında
pek çok fazileti bulunan
ve bir rivâyet-i sahîhada İsm-i Âzam mertebesini taşıyan
şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var.
ve on bir kelimesinin herbirinde birer müjde var. Ve o müjdede birer şifa ve o şifada birer lezzet-i mâneviye bulunur.
BİRİNCİ KELİME
لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ da şöyle bir müjde var ki:
Hadsiz hâcâta müptelâ,
nihayetsiz a’dânın hücumuna hedef olan ruh-u insanî
şu kelimede öyle bir nokta-i istimdad bulur ki,
bütün hâcâtını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar.
Ve öyle bir nokta-i istinad bulur ki,
bütün a’dâsının şerrinden emin edecek bir kudret-i mutlakanın sahibi olan kendi Mâbudunu ve Hâlıkını bildirir
ve tanıttırır, sahibini gösterir,
mâliki kim olduğunu irâe eder.
insan sadece maddeden oluşmuyor
manevi bir hayatımızda var
bizi canlı tutan, bizi idare eden bir ruhumuz var
alem-i berzahta yaratılmış, alem-i şehadette yani hazır günümüzde bizimle dünyaya gelmiş
ve bizim maddi vucudumuz görevini tamamladıktan sonra yine yaşamasına devam edecek olan ruhumuzun
hayat dairesi çok geniş
ve alakadar olduğu alanda bu nisbette geniş
alakadar olduğu alan genişledikçede, ihtiyaçları ve düşmanları artıyor
insan çocukluğunda sadece anne bababsı ve arkadaşlarını bilir, oyuncaklarını bilir onlarla ilgilenir
dairesi nisbeten küçüktür
anne babasının hali ile, oyuncakları ile ilgilenir ve onaların hallerine göre üzülür veya sevinir
ihtiyaçlarını onlarla giderir
büyüdükçe ilgisi genişler
çevresi genişlediği gibi alaka gösterdiği şeylerde genişlemeye başlar
ve hepimiz görmüşüzdür ki bir çocuk her zaman mutlu olabilirken, bir büyük insanın mutlu huzurlu olması için
bazen bir çok sebebin bir araya gelmesi gerekir
işi, eşi, çocuğu, vatanı, dünyası
dairesi geniş olunca, kendisini etkileyen, üzen veya mutlu eden şeylerde genişliyor
ruhu bu nisbette düşündüğümüz zaman
yaşama alanı bukadar geniş olan insan ruhunun
ihtiyaçlarıda bu nisbette çok, ve buna mukabil düşmanları, onu sıkıntıya sokacak durumları da çoktur
bu hal içindeki ruh-u beşerin
bütün hâcâtını temin edecek olan
bütün düşmanlarının şerrinden onu emin edecek, güvenceye alacak olan
sonsuz rahmet ve sonsuz kuvvet sahibi olan bir zat-ı zülcelal olabilir
"la ilahe illalah" ile, bu kelimenin anlamını düşünmek, hissetmek ve bilmekle
ruh-u beşer bütün ihtiyaçlarını giderecek bir medet, yardım noktası
ve bütün düşmanlarının şerrinden onu muhafaza edecek bir dayanak noktası bulur
bu kelime-i muazzama ruhumuza der ki
senin bir Mâbudun var
bir Halıkın var
hükmü kudreti iradesi ondan büyük olan başka kimse yoktur
sen dahi bunu bil, ibadet ettiğin, seni yaratmış olan Rabbini tanı
ona dayan, ondan yardım iste, onun kuvvetinden kuvvet al
Ve o irâe ile, kalbi vahşet-i mutlakadan
ve ruhu hüzn-ü elîmden kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir süruru temin eder.