Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Zekâtını vermeyenlere Sâlebe'den ibret dersi!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 31637" data-attributes="member: 656"><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Tefsirlerde genişçe anlatılan mesaj yüklü bu hadiseyi özetleyerek tefekkürlerinize takdim ediyor, olayı değerlendiren herkesin kendine ait bir ders çıkaracağını düşünüyorum.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Medine halkından Sâlebe, çok mala sahip olmak istiyordu. Ama hakkında hayırlısı çok mal mıydı onu hiç düşünmüyordu. Bu yüzden tam üç defa Efendimiz (sas)'e müracaat ederek zengin olması için dua etmesini istemiş, hatta sonuncu müracaatında da yemin ederek demişti ki: "Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, istediğim serveti verirse yoksullara da çokça yardımda bulunacak, onların da ihtiyaçlarını karşılayacağım!.." </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Bu kadar ısrardan sonra Efendimiz istediği duayı yapmış; "Sâlebe'yi istediğine kavuştur ya Rab!" diye niyazda bulunmuştu. </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Bundan sonra Sâlebe'nin sahip olduğu koyun sürüsü kısa zamanda öylesine çoğaldı ki, 'cami güvercini' denen Sâlebe, artık vakit namazlarını bırak, cumalara dahi gelemiyor, çölün derinliklerinde sürüsünün arkasında sürünüp gidiyordu. Efendimiz, camiden çıkmayan Sâlebe'yi hiç göremez olunca: </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Yazık oldu Sâlebe'ye. Keşke hakkında hayırlı olanı isteseydi!.. diye hayıflanıyordu. İşte bu sıralarda zekât âyeti nazil oldu. İmkân sahibi zenginlere görevliler gönderildi. Zekâtlarını toplayıp hazineye getirecekler, oradan da ihtiyaç sahibi fakirlere dağıtacaklardı. Sâlebe'ye giden görevliler de durumu anlattılar. </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Gelen ayetler, zenginlerin zekât vermelerini emrediyor. Sen de zengin olduğundan zekât vermen gerekiyor, bunun için geldik, dediler. Buna beklenmedik tepki gösteren Sâlebe: </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- "Bu çölde malın peşinde koşup kazanan benim, hiç ilginiz olmadığı halde hisse isteyen sizsiniz. Bu sizin istediğiniz şey haraçtan başka bir şey değildir!.." diyerek zekât memurlarını azarlayıp eli boş çevirdi. Sâlebe'nin bu tutumunu duyan Resulullah (sas) Hazretleri: </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Yazık oldu Sâlebe'ye, keşke mutlaka zengin olmayı değil de hakkında hayırlı olanı isteseydi, diyerek üzüntülerini bir daha izhâr etti. Bu olay üzerine Tevbe Sûresi'ndeki münafıkları anlatan âyetler nazil oldu: </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Münafıklardan bazıları da, mal mülk verip zengin ettiği takdirde yoksula yardım edeceklerine Allah'a söz verirler de, istedikleri mala kavuştuklarında cimrilik edip yoksulun hakkını vermezler!.. (76. ayet) </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ayet-i kerime, verdiği sözünde durmayan Sâlebe'nin münafıklar sınıfına kaydığını işaretliyordu. Bunu anlayan akrabaları, gidip ona derhal malının zekâtını vermesini, yoksa münafıklardan biri olarak damgalanacağını hatırlattılar. Yakınlarının zorlaması üzerine zekâtını alıp Resulullah'a gelen Sâlebe, yoksulun hakkını getirdiğini söyledi ise de Resulullah (sas) Hazretleri,: "Bu sizin yaptığınız, haraççılıktan başka bir şey değildir!" diyen Sâlebe'ye üzüntülü bir eda ile,: </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"- Senin yardımını alamam artık Sâlebe. Allah Celle ve Âlâ men etti!.. karşılığını verdi. Resulullah (sas)'ın vefatından sonra Hazreti Ebû Bekir'e müracaat eden Sâlebe, sırasıyla Hazreti Ömer ve Osman'a da müracaat ettiyse de hepsi de,: </span></strong><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">'- Resulullah'ın kabul etmediğini bize mi kabul ettirmek istiyorsun?' şeklinde karşılık verdiler. Hazreti Osman (ra) zamanında hasta yatağında son anlarını yaşadığı sıralarda kulaklarında Resulullah'ın ilk ikazları yankılanıyordu: </span></strong><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Sâlebe! Çok malın sorumluluğu vardır. Yerine getirmezsen hakkında hayırlı olmaz. Mutlaka zengin olmayı değil, hakkında hayırlı olanı iste!.. Ama artık vakit çok geçmişti. Sâlebe, zamanında mükellefiyetini yerine getirmeyen zenginlere ibret örneği veriyordu bu tutumuyla. </span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">Ahmed ŞAHİN</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 31637, member: 656"] [B][FONT=Comic Sans MS]Tefsirlerde genişçe anlatılan mesaj yüklü bu hadiseyi özetleyerek tefekkürlerinize takdim ediyor, olayı değerlendiren herkesin kendine ait bir ders çıkaracağını düşünüyorum.[/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]Medine halkından Sâlebe, çok mala sahip olmak istiyordu. Ama hakkında hayırlısı çok mal mıydı onu hiç düşünmüyordu. Bu yüzden tam üç defa Efendimiz (sas)'e müracaat ederek zengin olması için dua etmesini istemiş, hatta sonuncu müracaatında da yemin ederek demişti ki: "Seni hak peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, istediğim serveti verirse yoksullara da çokça yardımda bulunacak, onların da ihtiyaçlarını karşılayacağım!.." [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]Bu kadar ısrardan sonra Efendimiz istediği duayı yapmış; "Sâlebe'yi istediğine kavuştur ya Rab!" diye niyazda bulunmuştu. [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]Bundan sonra Sâlebe'nin sahip olduğu koyun sürüsü kısa zamanda öylesine çoğaldı ki, 'cami güvercini' denen Sâlebe, artık vakit namazlarını bırak, cumalara dahi gelemiyor, çölün derinliklerinde sürüsünün arkasında sürünüp gidiyordu. Efendimiz, camiden çıkmayan Sâlebe'yi hiç göremez olunca: [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]- Yazık oldu Sâlebe'ye. Keşke hakkında hayırlı olanı isteseydi!.. diye hayıflanıyordu. İşte bu sıralarda zekât âyeti nazil oldu. İmkân sahibi zenginlere görevliler gönderildi. Zekâtlarını toplayıp hazineye getirecekler, oradan da ihtiyaç sahibi fakirlere dağıtacaklardı. Sâlebe'ye giden görevliler de durumu anlattılar. [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]- Gelen ayetler, zenginlerin zekât vermelerini emrediyor. Sen de zengin olduğundan zekât vermen gerekiyor, bunun için geldik, dediler. Buna beklenmedik tepki gösteren Sâlebe: [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]- "Bu çölde malın peşinde koşup kazanan benim, hiç ilginiz olmadığı halde hisse isteyen sizsiniz. Bu sizin istediğiniz şey haraçtan başka bir şey değildir!.." diyerek zekât memurlarını azarlayıp eli boş çevirdi. Sâlebe'nin bu tutumunu duyan Resulullah (sas) Hazretleri: [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]- Yazık oldu Sâlebe'ye, keşke mutlaka zengin olmayı değil de hakkında hayırlı olanı isteseydi, diyerek üzüntülerini bir daha izhâr etti. Bu olay üzerine Tevbe Sûresi'ndeki münafıkları anlatan âyetler nazil oldu: [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]- Münafıklardan bazıları da, mal mülk verip zengin ettiği takdirde yoksula yardım edeceklerine Allah'a söz verirler de, istedikleri mala kavuştuklarında cimrilik edip yoksulun hakkını vermezler!.. (76. ayet) [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]Ayet-i kerime, verdiği sözünde durmayan Sâlebe'nin münafıklar sınıfına kaydığını işaretliyordu. Bunu anlayan akrabaları, gidip ona derhal malının zekâtını vermesini, yoksa münafıklardan biri olarak damgalanacağını hatırlattılar. Yakınlarının zorlaması üzerine zekâtını alıp Resulullah'a gelen Sâlebe, yoksulun hakkını getirdiğini söyledi ise de Resulullah (sas) Hazretleri,: "Bu sizin yaptığınız, haraççılıktan başka bir şey değildir!" diyen Sâlebe'ye üzüntülü bir eda ile,: [/FONT][/B] [B][FONT=Comic Sans MS]"- Senin yardımını alamam artık Sâlebe. Allah Celle ve Âlâ men etti!.. karşılığını verdi. Resulullah (sas)'ın vefatından sonra Hazreti Ebû Bekir'e müracaat eden Sâlebe, sırasıyla Hazreti Ömer ve Osman'a da müracaat ettiyse de hepsi de,: [/FONT][/B][B][FONT=Comic Sans MS]'- Resulullah'ın kabul etmediğini bize mi kabul ettirmek istiyorsun?' şeklinde karşılık verdiler. Hazreti Osman (ra) zamanında hasta yatağında son anlarını yaşadığı sıralarda kulaklarında Resulullah'ın ilk ikazları yankılanıyordu: [/FONT][/B][B][FONT=Comic Sans MS]- Sâlebe! Çok malın sorumluluğu vardır. Yerine getirmezsen hakkında hayırlı olmaz. Mutlaka zengin olmayı değil, hakkında hayırlı olanı iste!.. Ama artık vakit çok geçmişti. Sâlebe, zamanında mükellefiyetini yerine getirmeyen zenginlere ibret örneği veriyordu bu tutumuyla. [/FONT][/B] [B][/B] [B][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]Ahmed ŞAHİN[/COLOR] [/FONT][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Zekâtını vermeyenlere Sâlebe'den ibret dersi!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst