Yüzünüzden Tebessüm Eksik Olmasın

uður1

Well-known member
Yüzünüzden Tebessüm Eksik Olmasın
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i imrân, 159)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Ben mizah yaparım, ancak dâimâ doğruyu söylerim!” (Nüveyri, Nihâyetü’l-Ereb fi Fünûni’l-Edeb, Kahire tsz. IV, 2)
Ebu’d-Derdâ (ra), bir söz söylediğinde muhakkak tebessüm ederdi. Bir gün hanımı kendisine:
“-İnsanların seni ayıplamasından korkuyorum!” dedi. O ise:
“-Rasûlullah (sav) bir söz söylerken muhakkak tebessüm ederdi.” cevabını verdi. (Ahmed, V, 198,199)
Abdullah bin Muhammed son derece neşeli ve şakacı bir karaktere sahipti. Hatta ölüm döşeğinde halası Hz. Âişe’ye dahi şaka yapmıştı. Hz. Âişe validemiz hastalanmış yatıyorken, Abdullah onu ziyaret etmiş ve:
“-Anneciğim! Sana kurban olayım, kendini nasıl hissediyorsun?” diye sormuştu. Hz. Âişe:
“-Vallahi bu ölüm derdidir.” deyince Abdullah:
“-Öyleyse mühim bir şey değil!” diye şaka yaptı. Onun bu durumda dahi şaka yaptığını gören Hz. Âişe:
“-Sen hiçbir zaman bu huyundan vazgeçmeyeceksin!” dedi. (İbn-i Sa’d, VII, 76)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
en-Nûr: Nurlandıran, nurun kaynağı, âlemleri nurlandıran, simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran, kulunun iç âlemini nurlandırarak onu hidâyete kavuşturan, hakkı, doğruyu görmesini sağlayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Peygamber Efendimiz’in ashâbı, heyecanlı hareketli ve neşeli insanlardı. Nerede nasıl hareket edeceklerini çok iyi bilirlerdi. Gerektiğinde nükteli konuşurlar ve şaka yaparlar, gerektiğinde ise ciddileşirlerdi. Îtidâl üzere dengeli bir hayat yaşar, aşırılıklardan sakınırlardı.
Lügatçe
mizah: Gülmece.
nükte:
Espri yapmak.
 
Üst