Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250157" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirminci Söz - Sayfa 353</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>İkincisi:</em></strong> Ateşin bir derecesi var ki, burûdetiyle ihrak eder, yani ihrak gibi bir tesir yapar. Cenâb-ı Hak,<strong><u><strong><u> HAŞİYE-1</u></strong></u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> سَلاَ ماً</span></span> lâfzıyla, burûdete diyor ki: “Sen de hararet gibi burûdetinle ihrak etme.” Demek o mertebedeki ateş, soğukluğuyla yandırır gibi tesir gösteriyor. Hem ateştir, hem berddir. Evet, hikmet-i tabiiyede nâr-ı beyzâ halinde ateşin bir derecesi var ki, harareti etrafına neşretmiyor; ve etrafındaki harareti kendine celb ettiği için, şu tarz burûdetle, etrafındaki su gibi mâyi şeyleri incimad ettirip, mânen burûdetiyle ihrak eder. İşte Zemherir, burûdetiyle ihrak eden bir sınıf ateştir. Öyle ise, ateşin bütün derecâtına ve umum envâına cami’ olan Cehennem içinde, elbette Zemheririn bulunması zarurîdir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Üçüncüsü:</em> </strong>Cehennem ateşinin tesirini men edecek ve eman verecek iman gibi bir madde-i mâneviye, İslâmiyet gibi bir zırh olduğu misillü, dünyevî ateşinin dahi tesirini men edecek bir madde-i maddiye vardır. Çünkü, Cenâb-ı Hak, ism‑i Hakîm iktizasıyla, bu dünya dârü’l-hikmet olmak hasebiyle, esbab perdesi altında icraat yapıyor. Öyle ise, Hazret-i İbrahim’in cismi gibi, gömleğini de ateş yakmadı ve ateşe karşı mukavemet haletini vermiştir. İbrahim’i yakmadığı gibi, gömleğini de yakmıyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte bu işaretin remziyle, mânen şu âyet diyor ki: “Ey millet-i İbrahim! İbrahimvâri olunuz, tâ maddî ve mânevî gömlekleriniz, en büyük düşmanınız olan ateşe hem burada, hem orada bir zırh olsun. Ruhunuza imanı giydirip Cehennem ateşine karşı zırhınız olduğu gibi, Cenâb-ı Hakkın zeminde sizin için sakladığı ve ihzar ettiği bazı maddeler var; onlar sizi ateşin şerrinden muhafaza eder. Arayınız, çıkarınız, giyiniz.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, beşerin mühim terakkiyâtından ve keşfiyâtındandır ki, bir maddeyi bulmuş, ateş yakmayacak ve ateşe dayanır bir gömlek giymiş. Şu âyet ise, ona mukabil, bak, ne kadar ulvî, lâtif ve güzel ve ebede kadar yırtılmayacak, <em>Hanîfen Müslimen</em><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> destgâhında dokunacak bir hulleyi gösteriyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Bir tefsir diyor: <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">سَلاَمًا</span></span> demeseydi, burûdetiyle ihrak edecekti.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:67, 95; Nisâ Sûresi, 4:125; En’âm Sûresi, 6:161; Nahl Sûresi, 16:120.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hakîm</strong>: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hanîfen Müslimen</strong>: Allah’ı bir olarak tanıyan dosdoğru bir Müslüman (Kur’ân-ı Kerimde Hz. İbrahim için söylenen bir ibare) (bk. s-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hazret-i İbrahim</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berd</strong>: soğuk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beşer</strong>: insan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>burûdet</strong>: soğukluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cami’ olan</strong>: içine alan, kapsayan (bk. c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>celb etmek</strong>: çekmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>derecât</strong>: dereceler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dârü’l-hikmet</strong>: hikmet yeri; işlerin bir sebep ve zamana bağlı olarak yapıldığı yer olan dünya (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebed</strong>: sonsuzluk (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>eman</strong>: eminlik, korkusuzluk (bk. e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ</strong>: çeşitler, türler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>halet</strong>: hal, vaziyet</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hararet</strong>: sıcaklık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot; açıklayıcı not</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet-i tabiiye</strong>: tabiat bilgisi (bk. ḥ-k-m; ṭ-b-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hulle</strong>: elbise</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihrak etmek</strong>: yakmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihzar etmek</strong>: hazırlamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iktiza</strong>: gerektirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>incimad ettirmek</strong>: dondurmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>keşfiyât</strong>: keşifler (bk. k-ş-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâfz</strong>: söz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: güzel, hoş (bk. l-ṭ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>madde-i maddiye</strong>: maddî madde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>madde-i mâneviye</strong>: mânevî madde (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>men etmek</strong>: yasaklamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>millet-i İbrahim</strong>: İbrahim milleti, tevhid inancını benimseyenler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misillü</strong>: gibi (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukabil</strong>: karşılık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukavemet</strong>: karşı gelme, direnç</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânen</strong>: mânevî olarak (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâyi</strong>: sıvı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşretmek</strong>: yaymak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâr-ı beyzâ</strong>: akkor, beyaz ateş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>remz</strong>: işaret</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>selâmen</strong>: “selâmetli ol” (bk. s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tefsir</strong>: Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından izah eden, yorumlayan kitap (bk. f-s-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>terakkiyât</strong>: terakkiler, ilerlemeler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulvî</strong>: yüce</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zarurî</strong>: zorunlu, gerekli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemherir</strong>: şiddetli, yakıcı soğuk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemin</strong>: yeryüzü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>İbrahimvâri</strong>: Hz. İbrahim gibi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şer</strong>: kötülük</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250157, member: 1"] [b]Yirminci Söz - Sayfa 353[/b] [FONT=Tahoma][B][I]İkincisi:[/I][/B] Ateşin bir derecesi var ki, burûdetiyle ihrak eder, yani ihrak gibi bir tesir yapar. Cenâb-ı Hak,[B][U][B][U] HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] سَلاَ ماً[/SIZE][/FONT] lâfzıyla, burûdete diyor ki: “Sen de hararet gibi burûdetinle ihrak etme.” Demek o mertebedeki ateş, soğukluğuyla yandırır gibi tesir gösteriyor. Hem ateştir, hem berddir. Evet, hikmet-i tabiiyede nâr-ı beyzâ halinde ateşin bir derecesi var ki, harareti etrafına neşretmiyor; ve etrafındaki harareti kendine celb ettiği için, şu tarz burûdetle, etrafındaki su gibi mâyi şeyleri incimad ettirip, mânen burûdetiyle ihrak eder. İşte Zemherir, burûdetiyle ihrak eden bir sınıf ateştir. Öyle ise, ateşin bütün derecâtına ve umum envâına cami’ olan Cehennem içinde, elbette Zemheririn bulunması zarurîdir. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Üçüncüsü:[/I] [/B]Cehennem ateşinin tesirini men edecek ve eman verecek iman gibi bir madde-i mâneviye, İslâmiyet gibi bir zırh olduğu misillü, dünyevî ateşinin dahi tesirini men edecek bir madde-i maddiye vardır. Çünkü, Cenâb-ı Hak, ism‑i Hakîm iktizasıyla, bu dünya dârü’l-hikmet olmak hasebiyle, esbab perdesi altında icraat yapıyor. Öyle ise, Hazret-i İbrahim’in cismi gibi, gömleğini de ateş yakmadı ve ateşe karşı mukavemet haletini vermiştir. İbrahim’i yakmadığı gibi, gömleğini de yakmıyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte bu işaretin remziyle, mânen şu âyet diyor ki: “Ey millet-i İbrahim! İbrahimvâri olunuz, tâ maddî ve mânevî gömlekleriniz, en büyük düşmanınız olan ateşe hem burada, hem orada bir zırh olsun. Ruhunuza imanı giydirip Cehennem ateşine karşı zırhınız olduğu gibi, Cenâb-ı Hakkın zeminde sizin için sakladığı ve ihzar ettiği bazı maddeler var; onlar sizi ateşin şerrinden muhafaza eder. Arayınız, çıkarınız, giyiniz.” [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, beşerin mühim terakkiyâtından ve keşfiyâtındandır ki, bir maddeyi bulmuş, ateş yakmayacak ve ateşe dayanır bir gömlek giymiş. Şu âyet ise, ona mukabil, bak, ne kadar ulvî, lâtif ve güzel ve ebede kadar yırtılmayacak, [I]Hanîfen Müslimen[/I][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] destgâhında dokunacak bir hulleyi gösteriyor. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma] Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Bir tefsir diyor: [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]سَلاَمًا[/SIZE][/FONT] demeseydi, burûdetiyle ihrak edecekti. Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:67, 95; Nisâ Sûresi, 4:125; En’âm Sûresi, 6:161; Nahl Sûresi, 16:120.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hakîm[/B]: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Hanîfen Müslimen[/B]: Allah’ı bir olarak tanıyan dosdoğru bir Müslüman (Kur’ân-ı Kerimde Hz. İbrahim için söylenen bir ibare) (bk. s-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hazret-i İbrahim[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]berd[/B]: soğuk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beşer[/B]: insan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]burûdet[/B]: soğukluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cami’ olan[/B]: içine alan, kapsayan (bk. c-m-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]celb etmek[/B]: çekmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]derecât[/B]: dereceler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dârü’l-hikmet[/B]: hikmet yeri; işlerin bir sebep ve zamana bağlı olarak yapıldığı yer olan dünya (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ebed[/B]: sonsuzluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]eman[/B]: eminlik, korkusuzluk (bk. e-m-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]envâ[/B]: çeşitler, türler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]halet[/B]: hal, vaziyet[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hararet[/B]: sıcaklık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot; açıklayıcı not[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet-i tabiiye[/B]: tabiat bilgisi (bk. ḥ-k-m; ṭ-b-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hulle[/B]: elbise[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihrak etmek[/B]: yakmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihzar etmek[/B]: hazırlamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iktiza[/B]: gerektirme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]incimad ettirmek[/B]: dondurmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]keşfiyât[/B]: keşifler (bk. k-ş-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâfz[/B]: söz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: güzel, hoş (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]madde-i maddiye[/B]: maddî madde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]madde-i mâneviye[/B]: mânevî madde (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]men etmek[/B]: yasaklamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]millet-i İbrahim[/B]: İbrahim milleti, tevhid inancını benimseyenler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misillü[/B]: gibi (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukabil[/B]: karşılık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukavemet[/B]: karşı gelme, direnç[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mânen[/B]: mânevî olarak (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mâyi[/B]: sıvı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neşretmek[/B]: yaymak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nâr-ı beyzâ[/B]: akkor, beyaz ateş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]remz[/B]: işaret[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]selâmen[/B]: “selâmetli ol” (bk. s-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tefsir[/B]: Kur’ân-ı Kerimi mânâ bakımından izah eden, yorumlayan kitap (bk. f-s-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]terakkiyât[/B]: terakkiler, ilerlemeler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ulvî[/B]: yüce[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zarurî[/B]: zorunlu, gerekli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zemherir[/B]: şiddetli, yakıcı soğuk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zemin[/B]: yeryüzü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]İbrahimvâri[/B]: Hz. İbrahim gibi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şer[/B]: kötülük[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst