Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 264330" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 661</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, Kur’ân-ı Hakîmin envârıyla hasıl olan o inkılâb-ı azîm-i içtimaîde ezdad birbirinden çıkıp ayrılırken, şerler bütün tevâbiiyle, zulümâtıyla ve teferruâtıyla; ve hayır ve kemâlât bütün envârıyla ve netâiciyle karşı karşıya gelip, bir vaziyette, müheyyiç bir zamanda, her zikir ve tesbih, bütün mânâsının tabakatını turfanda ve taravetli ve taze ve genç bir surette ifade ettiği gibi, o inkılâb-ı azîmin tarrakası altında olan insanların bütün hissiyâtını, letâif-i mâneviyesini uyandırmış. Hattâ, vehim ve hayal ve sır gibi duygular hüşyar ve müteyakkız bir surette, o zikir, o tesbihlerdeki müteaddit mânâları kendi zevklerine göre alır, emer. İşte, şu hikmete binaen, bütün hissiyatları uyanık ve letâifleri hüşyar olan Sahâbeler, envâr-ı imaniye ve tesbihiyeyi câmi’ olan kelimât-ı mübarekeyi dedikleri vakit, kelimenin bütün mânâsıyla söyler ve bütün letâifiyle hisse alırlardı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Halbuki, o infilâk ve inkılâptan sonra, git gide letâif uykuya ve havâs o hakaik noktasında gaflete düşüp, o kelimât-ı mübareke, meyveler gibi, git gide ülfet perdesiyle letafetini ve taravetini kaybeder. Adeta, sathîlik havasıyla kuruyor gibi, az bir yaşlık kalıyor ki, kuvvetli, tefekkürî bir ameliyatla ancak evvelki hali iade edilebilir. İşte, bundandır ki, kırk dakikada bir Sahâbenin kazandığı fazilete ve makama kırk günde, hattâ kırk senede başkası ancak yetişebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ÜÇÜNCÜ SEBEP</strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong>On İkinci ve Yirmi Dördüncü ve Yirmi Beşinci Sözlerde ispat edildiği gibi, nübüvvetin velâyete nisbeti, güneşin ayn-ı zâtı ile, âyinelerde görülen güneşin misali gibidir. İşte, daire-i nübüvvet, daire-i velâyetten ne kadar yüksek ise, daire-i nübüvvetin hademeleri ve o güneşin yıldızları olan Sahâbeler dahi, daire-i velâyetteki sulehaya o derece tefevvuku olmak lâzım geliyor. Hattâ, velâyet-i</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong>: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sahâbe</strong>: Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan giden Müslümanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ayn-ı zâtı</strong>: bizzat kendisi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>binaen</strong>: –dayanarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>câmi’</strong>: içine alan (bk. c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daire-i nübüvvet</strong>: peygamberlik dairesi (bk. n-b-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daire-i velâyet</strong>: velilik dairesi (bk. v-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>envâr</strong>: nurlar (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>envâr-ı imaniye ve tesbihiye</strong>: tesbihat ve imandan kaynaklanan nurlar (bk. n-v-r; e-m-n; s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ezdad</strong>: zıtlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fazilet</strong>: manevi değer ve üstünlük (bk. f-ḍ-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gaflet</strong>: umursamazlık, Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma (bk. ğ-f-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hademe</strong>: hizmetçi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakaik</strong>: hakikatler, gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hasıl olan</strong>: ortaya çıkan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>havâs</strong>: hisler, duygular</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hayır</strong>: iyilik (bk. ḫ-y-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hikmet</strong>: sebep, gaye, fayda (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hissiyât</strong>: hisler, duygular</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hüşyar</strong>: uyanık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>infilâk</strong>: patlama</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkılâb</strong>: değişim, dönüşüm</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkılâb-ı azîm</strong>: büyük değişim (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkılâb-ı azîm-i içtimaî</strong>: toplum hayatında meydana gelen büyük değişim (bk. a-ẓ-m; c-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kelimât-ı mübareke</strong>: mübarek kelimeler (bk. k-l-m; b-r-k)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler, kusursuzluklar, üstün özellikler (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>letafet</strong>: güzellik, hoşluk (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>letaif-i mâneviye</strong>: mânevî lâtifeler, insandaki mânevî duygular (bk. l-ṭ-f; a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>letâif</strong>: lâtifeler, insandaki ince duygular (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>misal</strong>: görüntü, örnek (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müheyyiç</strong>: heyecan verici</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müteaddit</strong>: çeşitli, birçok</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müteyakkız</strong>: uyanık, tetikte</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>netâic</strong>: sonuçlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nisbet</strong>: oran, kıyas (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nübüvvet</strong>: peygamberlik (bk. n-b-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sathî</strong>: yüzeysel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suleha</strong>: dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden sâlih kimseler (bk. ṣ-l-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tabakat</strong>: tabakalar, dereceler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>taravet</strong>: tazelik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tarraka</strong>: gümbürtü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tefekkürî</strong>: etraflıca ve derinlemesine düşünmeye ait (bk. f-k-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>teferruât</strong>: ayrıntılar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tefevvuk</strong>: üstünlük</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tesbih</strong>: Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına layık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tevâbi</strong>: bağlı olanlar, uyanlar</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>turfanda</strong>: yeni, taze</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vehim</strong>: zan, şüphe, kuruntu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>velâyet</strong>: velilik (bk. v-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>velâyet-i kübrâ</strong>: en büyük velilik (bk. v-l-y; k-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zikir</strong>: Allah’ı anma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zulümât</strong>: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ülfet</strong>: alışkanlık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şer</strong>: kötülük, fenalık</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 264330, member: 1"] [b]Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 661[/b] [FONT=tahoma]Evet, Kur’ân-ı Hakîmin envârıyla hasıl olan o inkılâb-ı azîm-i içtimaîde ezdad birbirinden çıkıp ayrılırken, şerler bütün tevâbiiyle, zulümâtıyla ve teferruâtıyla; ve hayır ve kemâlât bütün envârıyla ve netâiciyle karşı karşıya gelip, bir vaziyette, müheyyiç bir zamanda, her zikir ve tesbih, bütün mânâsının tabakatını turfanda ve taravetli ve taze ve genç bir surette ifade ettiği gibi, o inkılâb-ı azîmin tarrakası altında olan insanların bütün hissiyâtını, letâif-i mâneviyesini uyandırmış. Hattâ, vehim ve hayal ve sır gibi duygular hüşyar ve müteyakkız bir surette, o zikir, o tesbihlerdeki müteaddit mânâları kendi zevklerine göre alır, emer. İşte, şu hikmete binaen, bütün hissiyatları uyanık ve letâifleri hüşyar olan Sahâbeler, envâr-ı imaniye ve tesbihiyeyi câmi’ olan kelimât-ı mübarekeyi dedikleri vakit, kelimenin bütün mânâsıyla söyler ve bütün letâifiyle hisse alırlardı. Halbuki, o infilâk ve inkılâptan sonra, git gide letâif uykuya ve havâs o hakaik noktasında gaflete düşüp, o kelimât-ı mübareke, meyveler gibi, git gide ülfet perdesiyle letafetini ve taravetini kaybeder. Adeta, sathîlik havasıyla kuruyor gibi, az bir yaşlık kalıyor ki, kuvvetli, tefekkürî bir ameliyatla ancak evvelki hali iade edilebilir. İşte, bundandır ki, kırk dakikada bir Sahâbenin kazandığı fazilete ve makama kırk günde, hattâ kırk senede başkası ancak yetişebilir. [B]ÜÇÜNCÜ SEBEP [/B]On İkinci ve Yirmi Dördüncü ve Yirmi Beşinci Sözlerde ispat edildiği gibi, nübüvvetin velâyete nisbeti, güneşin ayn-ı zâtı ile, âyinelerde görülen güneşin misali gibidir. İşte, daire-i nübüvvet, daire-i velâyetten ne kadar yüksek ise, daire-i nübüvvetin hademeleri ve o güneşin yıldızları olan Sahâbeler dahi, daire-i velâyetteki sulehaya o derece tefevvuku olmak lâzım geliyor. Hattâ, velâyet-i [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Kur’ân-ı Hakîm[/B]: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Sahâbe[/B]: Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan giden Müslümanlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ayn-ı zâtı[/B]: bizzat kendisi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]binaen[/B]: –dayanarak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]câmi’[/B]: içine alan (bk. c-m-a)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]daire-i nübüvvet[/B]: peygamberlik dairesi (bk. n-b-e)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]daire-i velâyet[/B]: velilik dairesi (bk. v-l-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]envâr[/B]: nurlar (bk. n-v-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]envâr-ı imaniye ve tesbihiye[/B]: tesbihat ve imandan kaynaklanan nurlar (bk. n-v-r; e-m-n; s-b-ḥ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ezdad[/B]: zıtlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fazilet[/B]: manevi değer ve üstünlük (bk. f-ḍ-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]gaflet[/B]: umursamazlık, Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma (bk. ğ-f-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hademe[/B]: hizmetçi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakaik[/B]: hakikatler, gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hasıl olan[/B]: ortaya çıkan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]havâs[/B]: hisler, duygular[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hayır[/B]: iyilik (bk. ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hikmet[/B]: sebep, gaye, fayda (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hissiyât[/B]: hisler, duygular[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hüşyar[/B]: uyanık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]infilâk[/B]: patlama[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]inkılâb[/B]: değişim, dönüşüm[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]inkılâb-ı azîm[/B]: büyük değişim (bk. a-ẓ-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]inkılâb-ı azîm-i içtimaî[/B]: toplum hayatında meydana gelen büyük değişim (bk. a-ẓ-m; c-m-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kelimât-ı mübareke[/B]: mübarek kelimeler (bk. k-l-m; b-r-k)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler, kusursuzluklar, üstün özellikler (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]letafet[/B]: güzellik, hoşluk (bk. l-ṭ-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]letaif-i mâneviye[/B]: mânevî lâtifeler, insandaki mânevî duygular (bk. l-ṭ-f; a-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]letâif[/B]: lâtifeler, insandaki ince duygular (bk. l-ṭ-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]misal[/B]: görüntü, örnek (bk. m-s̱-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müheyyiç[/B]: heyecan verici[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müteaddit[/B]: çeşitli, birçok[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müteyakkız[/B]: uyanık, tetikte[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]netâic[/B]: sonuçlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nisbet[/B]: oran, kıyas (bk. n-s-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nübüvvet[/B]: peygamberlik (bk. n-b-e)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sathî[/B]: yüzeysel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]suleha[/B]: dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden sâlih kimseler (bk. ṣ-l-ḥ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tabakat[/B]: tabakalar, dereceler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]taravet[/B]: tazelik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tarraka[/B]: gümbürtü[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tefekkürî[/B]: etraflıca ve derinlemesine düşünmeye ait (bk. f-k-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]teferruât[/B]: ayrıntılar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tefevvuk[/B]: üstünlük[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tesbih[/B]: Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına layık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tevâbi[/B]: bağlı olanlar, uyanlar[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]turfanda[/B]: yeni, taze[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vehim[/B]: zan, şüphe, kuruntu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]velâyet[/B]: velilik (bk. v-l-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]velâyet-i kübrâ[/B]: en büyük velilik (bk. v-l-y; k-b-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zikir[/B]: Allah’ı anma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zulümât[/B]: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ülfet[/B]: alışkanlık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şer[/B]: kötülük, fenalık[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst