Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250461" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 437</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">sonra sana verilecek bâki kalan on beş altından, her eline geçtikçe, yarısını ihtiyaten muhafaza et. Yani, gideceğin yerde sana lâzım olacak bazı şeyleri al.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Baktım, nefsim razı olmuyor. “Üçte birisini” dedi. Ona da nefsim itaat etmedi. Sonra “Dörtte birisini” dedi. Baktım, nefsim müptelâ olduğu âdetini terk edemiyor. O adam hiddetle yüzünü çevirdi, gitti.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Birden o hal değişti. Baktım ki, ben tünel içinde sukut eder gibi bir sür’atle giden bir şimendifer içindeyim. Telâş ettim. Fakat ne çare ki hiçbir tarafa kaçılmaz. Garaipten olarak, o şimendiferin iki tarafında pek cazibedar çiçekler, leziz meyveler görünüyordu. Ben de akılsız acemiler gibi onlara bakıp elimi uzattım. O çiçekleri koparmak, o meyveleri almak için çalıştım. Fakat o çiçekler ve meyveler dikenli mikenli; mülâkatında elime batıyor, kanatıyor, şimendiferin gitmesiyle mufarakatinden elimi parçalıyorlar, bana pek pahalı düşüyorlardı.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Birden, şimendiferdeki bir hademe dedi: “Beş kuruş ver; sana o çiçek ve meyvelerden istediğin kadar vereceğim. Beş kuruş yerine, elin parçalanmasıyla yüz kuruş zarar ediyorsun. Hem de ceza var; izinsiz koparamazsın.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Birden, sıkıntıdan, ne vakit tünel bitecek diye, başımı çıkarıp ileriye baktım. Gördüm ki, tünel kapısı yerine çok delikler görünüyor. O uzun şimendiferden o deliklere adamlar atılıyorlar. Bana mukabil bir delik gördüm; iki tarafında iki mezar taşı dikilmiş. Merakla dikkat ettim. O mezar taşında büyük harflerle “Said” ismi yazılmış gördüm. Teessüf ve hayretimden “Eyvah!” dedim. Birden, o han kapısında bana nasihat eden zâtın sesini işittim. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dedi:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">“Aklın başına geldi mi?”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Dedim: “Evet, geldi. Fakat kuvvet kalmadı, çare yok.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Dedi: “Tevbe et, tevekkül et.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Dedim: “Ettim.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ayıldım. Eski Said kaybolmuş; Yeni Said olarak kendimi gördüm.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, o vakıa-i hayaliyeyi, Allah hayretsin, bir iki kısmını ben tabir edeceğim; sair cihetleri sen kendin tabir et.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">O yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı mâderden, gençlikten, ihtiyarlıktan, kabirden, berzahtan, haşirden, köprüden geçen, ebedü’l-âbâd tarafına bir yolculuktur. O altmış altın ise, altmış sene ömürdür ki, bu vakıayı gördüğüm vakit kendimi kırk beş yaşında tahmin ediyordum. Senedim yok; fakat bâki kalan on beşinden yarısını âhirete sarf etmek için, Kur’ân-ı Hakîmin hâlis bir tilmizi beni irşad etti.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Eski Said</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong>: sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Yeni Said</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berzah</strong>: kabir âlemi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâki</strong>: arta kalan; devamlı, sürekli (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cazibedar</strong>: cazibeli, çekici</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebedü’l-âbâd</strong>: sonsuzlukların sonsuzluğu olan âhiret (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>garaib</strong>: tuhaf, şaşılacak şey</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hademe</strong>: hizmetçi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hiddet</strong>: öfke</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâlis</strong>: samimi, saf, temiz (bk. ḫ-l-ṣ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtiyaten</strong>: ilerisini düşünerek </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irşad</strong>: doğru yolu gösterme (bk. r-ş-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>leziz</strong>: lezzetli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mufarakat</strong>: ayrılık (bk. f-r-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza</strong>: saklama (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukabil</strong>: karşılık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mülâkat</strong>: kavuşma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müptelâ</strong>: bağımlı, tutkun</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nasihat</strong>: öğüt</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nefis</strong>: kişinin kendisi (bk. n-f-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahm-ı mâder</strong>: ana rahmi (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sarf etmek</strong>: harcamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sukut</strong>: düşme, alçalma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabir</strong>: yorumlama, açıklama (bk. a-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teessüf</strong>: üzüntü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevbe</strong>: pişmanlık duyarak günahtan dönüş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevekkül</strong>: Allah’a dayanma ve güvenme (bk. v-k-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tilmiz</strong>: öğrenci</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vakıa</strong>: olay</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vakıa-i hayaliye</strong>: hayalî olay (bk. ḫ-y-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âdet</strong>: alışkanlık, huy</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i ervah</strong>: ruhlar âlemi (bk. a-l-m; r-v-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şimendifer</strong>: tren</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250461, member: 1"] [b]Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 437[/b] [FONT=Tahoma]sonra sana verilecek bâki kalan on beş altından, her eline geçtikçe, yarısını ihtiyaten muhafaza et. Yani, gideceğin yerde sana lâzım olacak bazı şeyleri al.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Baktım, nefsim razı olmuyor. “Üçte birisini” dedi. Ona da nefsim itaat etmedi. Sonra “Dörtte birisini” dedi. Baktım, nefsim müptelâ olduğu âdetini terk edemiyor. O adam hiddetle yüzünü çevirdi, gitti. [/FONT] [FONT=Tahoma]Birden o hal değişti. Baktım ki, ben tünel içinde sukut eder gibi bir sür’atle giden bir şimendifer içindeyim. Telâş ettim. Fakat ne çare ki hiçbir tarafa kaçılmaz. Garaipten olarak, o şimendiferin iki tarafında pek cazibedar çiçekler, leziz meyveler görünüyordu. Ben de akılsız acemiler gibi onlara bakıp elimi uzattım. O çiçekleri koparmak, o meyveleri almak için çalıştım. Fakat o çiçekler ve meyveler dikenli mikenli; mülâkatında elime batıyor, kanatıyor, şimendiferin gitmesiyle mufarakatinden elimi parçalıyorlar, bana pek pahalı düşüyorlardı. [/FONT] [FONT=Tahoma]Birden, şimendiferdeki bir hademe dedi: “Beş kuruş ver; sana o çiçek ve meyvelerden istediğin kadar vereceğim. Beş kuruş yerine, elin parçalanmasıyla yüz kuruş zarar ediyorsun. Hem de ceza var; izinsiz koparamazsın.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Birden, sıkıntıdan, ne vakit tünel bitecek diye, başımı çıkarıp ileriye baktım. Gördüm ki, tünel kapısı yerine çok delikler görünüyor. O uzun şimendiferden o deliklere adamlar atılıyorlar. Bana mukabil bir delik gördüm; iki tarafında iki mezar taşı dikilmiş. Merakla dikkat ettim. O mezar taşında büyük harflerle “Said” ismi yazılmış gördüm. Teessüf ve hayretimden “Eyvah!” dedim. Birden, o han kapısında bana nasihat eden zâtın sesini işittim. Dedi: [/FONT] [FONT=Tahoma]“Aklın başına geldi mi?” [/FONT] [FONT=Tahoma]Dedim: “Evet, geldi. Fakat kuvvet kalmadı, çare yok.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Dedi: “Tevbe et, tevekkül et.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Dedim: “Ettim.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Ayıldım. Eski Said kaybolmuş; Yeni Said olarak kendimi gördüm. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, o vakıa-i hayaliyeyi, Allah hayretsin, bir iki kısmını ben tabir edeceğim; sair cihetleri sen kendin tabir et. [/FONT] [FONT=Tahoma]O yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı mâderden, gençlikten, ihtiyarlıktan, kabirden, berzahtan, haşirden, köprüden geçen, ebedü’l-âbâd tarafına bir yolculuktur. O altmış altın ise, altmış sene ömürdür ki, bu vakıayı gördüğüm vakit kendimi kırk beş yaşında tahmin ediyordum. Senedim yok; fakat bâki kalan on beşinden yarısını âhirete sarf etmek için, Kur’ân-ı Hakîmin hâlis bir tilmizi beni irşad etti. [/FONT] [FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Eski Said[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kur’ân-ı Hakîm[/B]: sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Yeni Said[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]berzah[/B]: kabir âlemi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bâki[/B]: arta kalan; devamlı, sürekli (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cazibedar[/B]: cazibeli, çekici[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ebedü’l-âbâd[/B]: sonsuzlukların sonsuzluğu olan âhiret (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]garaib[/B]: tuhaf, şaşılacak şey[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hademe[/B]: hizmetçi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hiddet[/B]: öfke[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâlis[/B]: samimi, saf, temiz (bk. ḫ-l-ṣ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihtiyaten[/B]: ilerisini düşünerek [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]irşad[/B]: doğru yolu gösterme (bk. r-ş-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]leziz[/B]: lezzetli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mufarakat[/B]: ayrılık (bk. f-r-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza[/B]: saklama (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukabil[/B]: karşılık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mülâkat[/B]: kavuşma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müptelâ[/B]: bağımlı, tutkun[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nasihat[/B]: öğüt[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nefis[/B]: kişinin kendisi (bk. n-f-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rahm-ı mâder[/B]: ana rahmi (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sarf etmek[/B]: harcamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sukut[/B]: düşme, alçalma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tabir[/B]: yorumlama, açıklama (bk. a-b-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teessüf[/B]: üzüntü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevbe[/B]: pişmanlık duyarak günahtan dönüş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevekkül[/B]: Allah’a dayanma ve güvenme (bk. v-k-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tilmiz[/B]: öğrenci[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vakıa[/B]: olay[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vakıa-i hayaliye[/B]: hayalî olay (bk. ḫ-y-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âdet[/B]: alışkanlık, huy[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âhiret[/B]: öteki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i ervah[/B]: ruhlar âlemi (bk. a-l-m; r-v-ḥ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şimendifer[/B]: tren[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst