Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250436" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 421</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">âliyeye uçmalarını ve müstakbel tarafına geçmelerini kalb gözüyle görür. Sol tarafına bakar ki, dağlar misal bazı inkılâbât-ı berzahiye ve uhreviye arkalarında, Cennetin bağlarındaki saadet saraylarında kurulmuş bir ziyafet-i Rahmâniyeyi, o nur-u imanla uzaktan uzağa fark eder. Ve fırtına ve zelzele, tâun gibi hadiseleri, birer musahhar memur bilir. Bahar fırtınası ve yağmur gibi hâdisâtı, sureten haşin, mânen çok lâtif hikmetlere medar görüyor. Hattâ, mevti, hayat-ı ebediyenin mukaddimesi ve kabri, saadet-i ebediyenin kapısı görüyor. Daha sair cihetleri sen kıyas eyle; hakikati, temsile tatbik et.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ÜÇÜNCÜ NOKTA</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir. <em>“Tevekkeltü alâllah”</em> der, sefine-i hayatta kemâl-i emniyetle, hâdisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadîr-i Mutlakın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra, saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa, tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları, uçmasına değil, belki esfel-i sâfilîne çeker.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Demek, <em>iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.</em> Fakat yanlış anlama. Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, esbabı, dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-yı fiilî telâkki ederek, müsebbebatı yalnız Cenâb-ı Haktan istemek ve neticeleri Ondan bilmek ve Ona minnettar olmaktan ibarettir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em>Tevekkül eden ve etmeyenin misalleri, şu hikâyeye benzer: </em>Vaktiyle iki adam, hem bellerine, hem başlarına ağır yükler yüklenip, büyük bir sefineye birer bilet alıp girdiler. Birisi, girer girmez yükünü gemiye bırakıp, üstünde oturup nezaret</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr-i Mutlak</strong>: sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berzah</strong>: kabir âlemi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dağlarvâri</strong>: dağlar gibi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dest-i kudret</strong>: Allah’ın kudret eli (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dua-yı fiilî</strong>: fiilî dua, gerekli şartları ve sebepleri yerine getirme (bk. d-a-v; f-a-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esfel-i sâfilîn</strong>: aşağıların en aşağısı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı ebediye</strong>: sonsuz hayat (bk. ḥ-y-y; e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşin</strong>: kırıcı, sert</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâdisat</strong>: olaylar (bk. ḥ-d-s̱)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iktiza</strong>: gerektirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâbât-ı berzahiye ve uhreviye</strong>: kabir ve âhiret âlemlerinde meydana gelen büyük değişiklikler (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istirahat</strong>: dinlenme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i emniyet</strong>: tam bir emniyet (bk. k-m-l; e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: lütuf içeren, hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>makamât-ı âliye</strong>: yüce makamlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: sebep, vesile</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevt</strong>: ölüm (bk. m-v-t)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>minnettar olmak</strong>: şükran duymak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misal</strong>: örnek (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukaddime</strong>: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musahhar</strong>: boyun eğen, uysal</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânen</strong>: mânevî olarak (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müsebbebat</strong>: sebeplerin sonuçları (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstakbel</strong>: gelecek zaman</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: tür, çeşit</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nezaret etme</strong>: gözetme (bk. n-ẓ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur</strong>: ışık, aydınlık (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur-u iman</strong>: iman nuru (bk. n-v-r; e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>riayet etmek</strong>: uymak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet</strong>: mutluluk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i dâreyn</strong>: dünya ve âhiret mutluluğu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sefine</strong>: gemi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sefine-i hayat</strong>: hayat gemisi (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>seyran etmek</strong>: seyretmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sureten</strong>: görünüşte (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tatbik</strong>: uygulama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tazyikat</strong>: baskılar, sıkıştırmalar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>telâkki etmek</strong>: kabul etmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevekkeltü alâllah</strong>: “Allah’a tevekkül ettim, dayandım” (bk. v-k-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevekkül</strong>: Allah’a dayanma ve güvenme (bk. v-k-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevhid</strong>: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma (bk. v-ḥ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşebbüs</strong>: başvurma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tâun</strong>: veba, bulaşıcı ve ölümcül hastalık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yed-i kudret</strong>: Allah’ın kudret eli (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyafet-i Rahmâniye</strong>: Allah’ın sonsuz rahmetiyle kullarına sunduğu ziyafetler (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250436, member: 1"] [b]Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 421[/b] [FONT=Tahoma]âliyeye uçmalarını ve müstakbel tarafına geçmelerini kalb gözüyle görür. Sol tarafına bakar ki, dağlar misal bazı inkılâbât-ı berzahiye ve uhreviye arkalarında, Cennetin bağlarındaki saadet saraylarında kurulmuş bir ziyafet-i Rahmâniyeyi, o nur-u imanla uzaktan uzağa fark eder. Ve fırtına ve zelzele, tâun gibi hadiseleri, birer musahhar memur bilir. Bahar fırtınası ve yağmur gibi hâdisâtı, sureten haşin, mânen çok lâtif hikmetlere medar görüyor. Hattâ, mevti, hayat-ı ebediyenin mukaddimesi ve kabri, saadet-i ebediyenin kapısı görüyor. Daha sair cihetleri sen kıyas eyle; hakikati, temsile tatbik et. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]ÜÇÜNCÜ NOKTA [/B][/FONT] [FONT=Tahoma]İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir. [I]“Tevekkeltü alâllah”[/I] der, sefine-i hayatta kemâl-i emniyetle, hâdisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadîr-i Mutlakın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra, saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa, tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları, uçmasına değil, belki esfel-i sâfilîne çeker. [/FONT] [FONT=Tahoma]Demek, [I]iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.[/I] Fakat yanlış anlama. Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, esbabı, dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-yı fiilî telâkki ederek, müsebbebatı yalnız Cenâb-ı Haktan istemek ve neticeleri Ondan bilmek ve Ona minnettar olmaktan ibarettir. [/FONT] [FONT=Tahoma][I]Tevekkül eden ve etmeyenin misalleri, şu hikâyeye benzer: [/I]Vaktiyle iki adam, hem bellerine, hem başlarına ağır yükler yüklenip, büyük bir sefineye birer bilet alıp girdiler. Birisi, girer girmez yükünü gemiye bırakıp, üstünde oturup nezaret [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr-i Mutlak[/B]: sınırsız güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]berzah[/B]: kabir âlemi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dağlarvâri[/B]: dağlar gibi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dest-i kudret[/B]: Allah’ın kudret eli (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dua-yı fiilî[/B]: fiilî dua, gerekli şartları ve sebepleri yerine getirme (bk. d-a-v; f-a-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esfel-i sâfilîn[/B]: aşağıların en aşağısı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı ebediye[/B]: sonsuz hayat (bk. ḥ-y-y; e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşin[/B]: kırıcı, sert[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâdisat[/B]: olaylar (bk. ḥ-d-s̱)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iktiza[/B]: gerektirme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâbât-ı berzahiye ve uhreviye[/B]: kabir ve âhiret âlemlerinde meydana gelen büyük değişiklikler (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istirahat[/B]: dinlenme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i emniyet[/B]: tam bir emniyet (bk. k-m-l; e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: lütuf içeren, hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]makamât-ı âliye[/B]: yüce makamlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: sebep, vesile[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mevt[/B]: ölüm (bk. m-v-t)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]minnettar olmak[/B]: şükran duymak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]misal[/B]: örnek (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukaddime[/B]: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musahhar[/B]: boyun eğen, uysal[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mânen[/B]: mânevî olarak (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müsebbebat[/B]: sebeplerin sonuçları (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müstakbel[/B]: gelecek zaman[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: tür, çeşit[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nezaret etme[/B]: gözetme (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nur[/B]: ışık, aydınlık (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nur-u iman[/B]: iman nuru (bk. n-v-r; e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]riayet etmek[/B]: uymak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saadet[/B]: mutluluk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i dâreyn[/B]: dünya ve âhiret mutluluğu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sefine[/B]: gemi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sefine-i hayat[/B]: hayat gemisi (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]seyran etmek[/B]: seyretmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sureten[/B]: görünüşte (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tatbik[/B]: uygulama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tazyikat[/B]: baskılar, sıkıştırmalar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]telâkki etmek[/B]: kabul etmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevekkeltü alâllah[/B]: “Allah’a tevekkül ettim, dayandım” (bk. v-k-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevekkül[/B]: Allah’a dayanma ve güvenme (bk. v-k-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevhid[/B]: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teşebbüs[/B]: başvurma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tâun[/B]: veba, bulaşıcı ve ölümcül hastalık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]yed-i kudret[/B]: Allah’ın kudret eli (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ziyafet-i Rahmâniye[/B]: Allah’ın sonsuz rahmetiyle kullarına sunduğu ziyafetler (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst