Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250434" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 419</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>İKİNCİ NOKTA</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İman nasıl ki bir nurdur; insanı ışıklandırıyor, üstünde yazılan bütün mektubât-ı Samedâniyeyi okutturuyor. Öyle de, kâinatı dahi ışıklandırıyor. Zaman-ı mazi ve müstakbeli, zulümattan kurtarıyor. Şu sırrı, bir vakıada</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> اَللهُ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنوُا يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ</span></span> âyet-i kerimesinin bir sırrına dair gördüğüm bir temsille beyan ederiz. Şöyle ki:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bir vakıa-i hayaliyede gördüm ki: İki yüksek dağ var, birbirine mukabil. Üstünde dehşetli bir köprü kurulmuş. Köprünün altında pek derin bir dere. Ben o köprünün üstünde bulunuyorum. Dünyayı da, her tarafı, karanlık, kesif bir zulümat istilâ etmişti.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ben sağ tarafıma baktım, nihayetsiz bir zulümat içinde bir mezar-ı ekber gördüm, yani tahayyül ettim. Sol tarafıma baktım; müthiş zulümat dalgaları içinde azîm fırtınalar, dağdağalar, dâhiyeler hazırlandığını görüyor gibi oldum. Köprünün altına baktım; gayet derin bir uçurum görüyorum zannettim. Bu müthiş zulümâta karşı, sönük bir cep fenerim vardı, onu istimal ettim. Yarım yamalak ışığıyla baktım; pek müthiş bir vaziyet bana göründü. Hattâ önümdeki köprünün başında ve etrafında öyle müthiş ejderhalar, arslanlar, canavarlar göründü ki, “Keşke bu cep fenerim olmasaydı, bu dehşetleri görmeseydim!” dedim. O feneri hangi tarafa çevirdimse, öyle dehşetler aldım. “Eyvah, şu fener başıma belâdır” dedim.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ondan kızdım, o cep fenerini yere çarptım, kırdım. Güya onun kırılması, dünyayı ışıklandıran büyük elektrik lâmbasının düğmesine dokundum gibi, birden o zulümat boşandı. Her taraf o lâmbanın nuruyla doldu, herşeyin hakikatini gösterdi. Baktım ki, o gördüğüm köprü, gayet muntazam yerde, ova içinde bir caddedir. Ve sağ tarafımda gördüğüm mezar-ı ekber, baştan başa güzel, yeşil bahçelerle nuranî insanların taht-ı riyasetinde ibadet ve hizmet ve sohbet ve zikir meclisleri olduğunu fark ettim. Ve sol tarafımda, fırtınalı, dağdağalı zannettiğim uçurumlar, şahikalar ise, süslü, sevimli, cazibedar olan dağların arkalarında azîm bir ziyafetgâh, güzel bir seyrangâh, yüksek bir nüzhetgâh bulunduğunu hayal meyal gördüm. Ve o müthiş canavarlar, ejderhalar zannettiğim mahlûklar ise, mûnis deve, öküz, koyun, keçi gibi hayvânât-ı ehliye olduğunu gördüm. <em>“Elhamdü lillâhi alâ nûri’l-îmân”</em> diyerek,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Allah, iman edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları inkâr karanlıklarından kurtarıp hidayet nuruna kavuşturur.” Bakara Sûresi, 2:257.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azîm</strong>: büyük (bk. a-z-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyan</strong>: açıklama (bk. b-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cazibedar</strong>: çekici</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dağdağa</strong>: sıkıntı, gürültü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dâhiye</strong>: korkunç belâ</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>el-hamdü lillâhi alâ nûri’l-îmân</strong>: iman nuru için Allah’a hamd olsun (bk. ḥ-m-d; e-l-h; n-v-r; e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayvanat-ı ehliye</strong>: evcil hayvanlar (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istimal etmek</strong>: kullanmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kesif</strong>: yoğun</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mektubat-ı Samedâniye</strong>: Allah’ın birer mektup gibi yazdığı ve san’atla yarattığı eserleri (bk. k-t-b; ṣ-m-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mezar-ı ekber</strong>: çok büyük mezar (bk. k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukabil</strong>: karşılık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mûnis</strong>: cana yakın</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstakbel</strong>: gelecek zaman</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nur</strong>: aydınlık, ışık (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nuranî</strong>: nurlu (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nüzhetgâh</strong>: gezi ve dinlenme yeri (bk. n-z-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>seyrangâh</strong>: gezi ve seyir yeri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahayyül</strong>: hayal etme (bk. ḫ-y-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taht-ı riyasetinde</strong>: başkanlığı altında</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vakıa</strong>: olay</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vâkıa-i hayaliye</strong>: hayalî olay, keşif (bk. ḫ-y-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaman-ı mazi</strong>: geçmiş zaman</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zikir</strong>: Allah’ı anmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyafetgâh</strong>: ziyafet yeri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zulümat</strong>: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şahika</strong>: zirve</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250434, member: 1"] [b]Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 419[/b] [FONT=Tahoma][B]İKİNCİ NOKTA [/B][/FONT] [FONT=Tahoma]İman nasıl ki bir nurdur; insanı ışıklandırıyor, üstünde yazılan bütün mektubât-ı Samedâniyeyi okutturuyor. Öyle de, kâinatı dahi ışıklandırıyor. Zaman-ı mazi ve müstakbeli, zulümattan kurtarıyor. Şu sırrı, bir vakıada [/FONT] [FONT=Tahoma][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] اَللهُ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنوُا يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ[/SIZE][/FONT] âyet-i kerimesinin bir sırrına dair gördüğüm bir temsille beyan ederiz. Şöyle ki: [/FONT] [FONT=Tahoma]Bir vakıa-i hayaliyede gördüm ki: İki yüksek dağ var, birbirine mukabil. Üstünde dehşetli bir köprü kurulmuş. Köprünün altında pek derin bir dere. Ben o köprünün üstünde bulunuyorum. Dünyayı da, her tarafı, karanlık, kesif bir zulümat istilâ etmişti. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ben sağ tarafıma baktım, nihayetsiz bir zulümat içinde bir mezar-ı ekber gördüm, yani tahayyül ettim. Sol tarafıma baktım; müthiş zulümat dalgaları içinde azîm fırtınalar, dağdağalar, dâhiyeler hazırlandığını görüyor gibi oldum. Köprünün altına baktım; gayet derin bir uçurum görüyorum zannettim. Bu müthiş zulümâta karşı, sönük bir cep fenerim vardı, onu istimal ettim. Yarım yamalak ışığıyla baktım; pek müthiş bir vaziyet bana göründü. Hattâ önümdeki köprünün başında ve etrafında öyle müthiş ejderhalar, arslanlar, canavarlar göründü ki, “Keşke bu cep fenerim olmasaydı, bu dehşetleri görmeseydim!” dedim. O feneri hangi tarafa çevirdimse, öyle dehşetler aldım. “Eyvah, şu fener başıma belâdır” dedim. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ondan kızdım, o cep fenerini yere çarptım, kırdım. Güya onun kırılması, dünyayı ışıklandıran büyük elektrik lâmbasının düğmesine dokundum gibi, birden o zulümat boşandı. Her taraf o lâmbanın nuruyla doldu, herşeyin hakikatini gösterdi. Baktım ki, o gördüğüm köprü, gayet muntazam yerde, ova içinde bir caddedir. Ve sağ tarafımda gördüğüm mezar-ı ekber, baştan başa güzel, yeşil bahçelerle nuranî insanların taht-ı riyasetinde ibadet ve hizmet ve sohbet ve zikir meclisleri olduğunu fark ettim. Ve sol tarafımda, fırtınalı, dağdağalı zannettiğim uçurumlar, şahikalar ise, süslü, sevimli, cazibedar olan dağların arkalarında azîm bir ziyafetgâh, güzel bir seyrangâh, yüksek bir nüzhetgâh bulunduğunu hayal meyal gördüm. Ve o müthiş canavarlar, ejderhalar zannettiğim mahlûklar ise, mûnis deve, öküz, koyun, keçi gibi hayvânât-ı ehliye olduğunu gördüm. [I]“Elhamdü lillâhi alâ nûri’l-îmân”[/I] diyerek, [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Allah, iman edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları inkâr karanlıklarından kurtarıp hidayet nuruna kavuşturur.” Bakara Sûresi, 2:257.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]azîm[/B]: büyük (bk. a-z-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beyan[/B]: açıklama (bk. b-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cazibedar[/B]: çekici[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dağdağa[/B]: sıkıntı, gürültü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dâhiye[/B]: korkunç belâ[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]el-hamdü lillâhi alâ nûri’l-îmân[/B]: iman nuru için Allah’a hamd olsun (bk. ḥ-m-d; e-l-h; n-v-r; e-m-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayvanat-ı ehliye[/B]: evcil hayvanlar (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istimal etmek[/B]: kullanmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kesif[/B]: yoğun[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mektubat-ı Samedâniye[/B]: Allah’ın birer mektup gibi yazdığı ve san’atla yarattığı eserleri (bk. k-t-b; ṣ-m-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mezar-ı ekber[/B]: çok büyük mezar (bk. k-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukabil[/B]: karşılık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mûnis[/B]: cana yakın[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müstakbel[/B]: gelecek zaman[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nur[/B]: aydınlık, ışık (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nuranî[/B]: nurlu (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nüzhetgâh[/B]: gezi ve dinlenme yeri (bk. n-z-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]seyrangâh[/B]: gezi ve seyir yeri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tahayyül[/B]: hayal etme (bk. ḫ-y-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taht-ı riyasetinde[/B]: başkanlığı altında[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vakıa[/B]: olay[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vâkıa-i hayaliye[/B]: hayalî olay, keşif (bk. ḫ-y-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zaman-ı mazi[/B]: geçmiş zaman[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zikir[/B]: Allah’ı anmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziyafetgâh[/B]: ziyafet yeri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zulümat[/B]: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şahika[/B]: zirve[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst