Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250207" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi İkinci Söz - Sayfa 391</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">izzetini, Rububiyetin haşmetini izhar içindir, tâ umur-u hasise ile kudretin mübaşereti görünmesin. Acz-âlûd, fakr-pîşe olan insanî bir sultan gibi, acz ve ihtiyaç için memurları şerik-i saltanat ittihaz etmiş değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Demek esbab vaz edilmiş, tâ aklın nazar-ı zahirîsine karşı kudretin izzeti muhafaza edilsin. Zira, âyinenin iki vechi gibi, herşeyin bir <em>mülk </em>ciheti var ki, âyinenin mülevven yüzüne benzer; muhtelif renklere ve hâlâta medar olabilir. Biri <em>melekût’</em>tur ki, âyinenin parlak yüzüne benzer. Mülk ve zahir vechinde, kudret-i Samedâniyenin izzetine ve kemâline münâfi hâlât vardır. Esbab, o hâlâta hem merci, hem medar olmak için vaz edilmişler. Fakat melekûtiyet ve hakikat cânibinde herşey şeffaftır, güzeldir, kudretin bizzat mübaşeretine münasiptir, izzetine münâfi değildir. Onun için, esbab sırf zahirîdir; melekûtiyette ve hakikatte tesir-i hakikîleri yoktur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem esbab-ı zahiriyenin diğer bir hikmeti şudur ki: Haksız şekvâları ve bâtıl itirazları Âdil-i Mutlaka tevcih etmemek için, o şekvâlara, o itirazlara hedef olacak esbab vaz edilmiştir. Çünkü kusur onlardan çıkıyor ve onların kabiliyetsizliğinden ileri geliyor. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bu sırra bir misal-i lâtif suretinde bir temsil-i mânevî rivâyet ediliyor ki:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hazret-i Azrâil Aleyhisselâm, Cenâb-ı Hakka demiş ki: “Kabz-ı ervah vazifesinde Senin ibâdın benden şekvâ edecekler, küsecekler.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Cenâb-ı Hak, lisan-ı hikmetle ona demiş ki: “Seninle ibâdımın ortasında musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım-tâ şekvâları onlara gidip senden küsmesinler.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, bak: Nasıl hastalıklar perdedir; ecelde tevehhüm olunan fenalıklara mercidirler. Ve kabz-ı ervahta hakikat olarak olan hikmet ve güzellik, Azrâil Aleyhisselâmın vazifesine mütealliktir. Öyle de, Hazret-i Azrâil dahi bir perdedir. Kabz-ı ervahta zahiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemâline münasip</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Aleyhisselâm</strong>: Allah’ın selamı onun üzerine olsun (bk. s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın tâ kendisi olan, şeref sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hazret-i Azrail</strong>: ölüm meleği, ruhları kabzetmekle görevli melek (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rububiyet</strong>: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acz</strong>: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acz-âlûd</strong>: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâtıl</strong>: gerçek dışı, boş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cânib</strong>: taraf, yön</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ecel</strong>: ölüm zamanı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab-ı zahiriye</strong>: görünürdeki sebepler (bk. s-b-b; ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fakr-pîşe</strong>: fakirlik, muhtaçlık (bk. f-ḳ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fenalık</strong>: kötülük (bk. f-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâlât</strong>: durumlar, haller</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ibâd</strong>: kullar (bk. a-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ittihaz etmek</strong>: edinmek </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>izhar</strong>: gösterme (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>izzet</strong>: şeref, yücelik (bk. a-z-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kabz-ı ervah</strong>: ruhları teslim alma (bk. r-v-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl</strong>: kusursuzluk, mükemmellik (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret</strong>: Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret-i Samedâniye</strong>: hiçbir şeye muhtaç olmayan ve herşey Kendisine muhtaç olan Allah’ın sınırsız güç ve iktidarı (bk. ḳ-d-r; ṣ-m-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan-ı hikmet</strong>: hikmet dili (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: sebep, vesile</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>melekût</strong>: iç yüzü (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>merci</strong>: kaynak, başvurulacak yer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misal-i lâtif</strong>: güzel ve hoş bir örnek, suret, şekil (bk. m-s̱-l; l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza</strong>: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhtelif</strong>: çeşitli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musibet</strong>: belâ, dert, felâket</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mübaşeret</strong>: temas</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mülevven</strong>: renkli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mülk ciheti</strong>: dış yüzü (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasip</strong>: uygun (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münâfi</strong>: zıt, aykırı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteallik</strong>: ilgili, ait</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar-ı zahirî</strong>: dışa dönük bakış (bk. n-ẓ-r; ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil-i mânevî</strong>: mânevi örnek, benzetme (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesir-i hakikî</strong>: gerçek tesir (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevcih etme</strong>: yöneltme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevehhüm olunmak</strong>: zannedilmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umur-u hasise</strong>: alçak ve değersiz işler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vaz edilmek</strong>: konulmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vech</strong>: taraf</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahir</strong>: görünen (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahiren</strong>: dış görünüş itibariyle (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahirî</strong>: dışa dönük (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Âdil-i Mutlak</strong>: sınırsız adâlet sahibi Allah (bk. a-d-l; ṭ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şeffaf</strong>: saydam, parlak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şekvâ</strong>: şikâyet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şerik-i saltanat</strong>: saltanata ortak (bk. s-l-ṭ)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250207, member: 1"] [b]Yirmi İkinci Söz - Sayfa 391[/b] [FONT=Tahoma]izzetini, Rububiyetin haşmetini izhar içindir, tâ umur-u hasise ile kudretin mübaşereti görünmesin. Acz-âlûd, fakr-pîşe olan insanî bir sultan gibi, acz ve ihtiyaç için memurları şerik-i saltanat ittihaz etmiş değildir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Demek esbab vaz edilmiş, tâ aklın nazar-ı zahirîsine karşı kudretin izzeti muhafaza edilsin. Zira, âyinenin iki vechi gibi, herşeyin bir [I]mülk [/I]ciheti var ki, âyinenin mülevven yüzüne benzer; muhtelif renklere ve hâlâta medar olabilir. Biri [I]melekût’[/I]tur ki, âyinenin parlak yüzüne benzer. Mülk ve zahir vechinde, kudret-i Samedâniyenin izzetine ve kemâline münâfi hâlât vardır. Esbab, o hâlâta hem merci, hem medar olmak için vaz edilmişler. Fakat melekûtiyet ve hakikat cânibinde herşey şeffaftır, güzeldir, kudretin bizzat mübaşeretine münasiptir, izzetine münâfi değildir. Onun için, esbab sırf zahirîdir; melekûtiyette ve hakikatte tesir-i hakikîleri yoktur. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem esbab-ı zahiriyenin diğer bir hikmeti şudur ki: Haksız şekvâları ve bâtıl itirazları Âdil-i Mutlaka tevcih etmemek için, o şekvâlara, o itirazlara hedef olacak esbab vaz edilmiştir. Çünkü kusur onlardan çıkıyor ve onların kabiliyetsizliğinden ileri geliyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bu sırra bir misal-i lâtif suretinde bir temsil-i mânevî rivâyet ediliyor ki: [/FONT] [FONT=Tahoma]Hazret-i Azrâil Aleyhisselâm, Cenâb-ı Hakka demiş ki: “Kabz-ı ervah vazifesinde Senin ibâdın benden şekvâ edecekler, küsecekler.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Cenâb-ı Hak, lisan-ı hikmetle ona demiş ki: “Seninle ibâdımın ortasında musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım-tâ şekvâları onlara gidip senden küsmesinler.” [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, bak: Nasıl hastalıklar perdedir; ecelde tevehhüm olunan fenalıklara mercidirler. Ve kabz-ı ervahta hakikat olarak olan hikmet ve güzellik, Azrâil Aleyhisselâmın vazifesine mütealliktir. Öyle de, Hazret-i Azrâil dahi bir perdedir. Kabz-ı ervahta zahiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemâline münasip [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Aleyhisselâm[/B]: Allah’ın selamı onun üzerine olsun (bk. s-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın tâ kendisi olan, şeref sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hazret-i Azrail[/B]: ölüm meleği, ruhları kabzetmekle görevli melek (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Rububiyet[/B]: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]acz[/B]: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]acz-âlûd[/B]: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bâtıl[/B]: gerçek dışı, boş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cânib[/B]: taraf, yön[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ecel[/B]: ölüm zamanı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esbab-ı zahiriye[/B]: görünürdeki sebepler (bk. s-b-b; ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fakr-pîşe[/B]: fakirlik, muhtaçlık (bk. f-ḳ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fenalık[/B]: kötülük (bk. f-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâlât[/B]: durumlar, haller[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ibâd[/B]: kullar (bk. a-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ittihaz etmek[/B]: edinmek [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]izhar[/B]: gösterme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]izzet[/B]: şeref, yücelik (bk. a-z-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kabz-ı ervah[/B]: ruhları teslim alma (bk. r-v-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl[/B]: kusursuzluk, mükemmellik (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudret[/B]: Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kudret-i Samedâniye[/B]: hiçbir şeye muhtaç olmayan ve herşey Kendisine muhtaç olan Allah’ın sınırsız güç ve iktidarı (bk. ḳ-d-r; ṣ-m-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lisan-ı hikmet[/B]: hikmet dili (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: sebep, vesile[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]melekût[/B]: iç yüzü (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]merci[/B]: kaynak, başvurulacak yer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misal-i lâtif[/B]: güzel ve hoş bir örnek, suret, şekil (bk. m-s̱-l; l-ṭ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza[/B]: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhtelif[/B]: çeşitli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musibet[/B]: belâ, dert, felâket[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mübaşeret[/B]: temas[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mülevven[/B]: renkli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mülk ciheti[/B]: dış yüzü (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münasip[/B]: uygun (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münâfi[/B]: zıt, aykırı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteallik[/B]: ilgili, ait[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazar-ı zahirî[/B]: dışa dönük bakış (bk. n-ẓ-r; ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]temsil-i mânevî[/B]: mânevi örnek, benzetme (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tesir-i hakikî[/B]: gerçek tesir (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevcih etme[/B]: yöneltme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevehhüm olunmak[/B]: zannedilmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umur-u hasise[/B]: alçak ve değersiz işler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vaz edilmek[/B]: konulmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vech[/B]: taraf[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahir[/B]: görünen (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zahiren[/B]: dış görünüş itibariyle (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahirî[/B]: dışa dönük (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Âdil-i Mutlak[/B]: sınırsız adâlet sahibi Allah (bk. a-d-l; ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şeffaf[/B]: saydam, parlak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şekvâ[/B]: şikâyet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şerik-i saltanat[/B]: saltanata ortak (bk. s-l-ṭ)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst