Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250192" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi İkinci Söz - Sayfa 376</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">bir saray şeklinde yapan ve baştan başa hârika şeylerle dolduran ve müzeyyenâtın envâıyla tezyin eden ve ibretnümâ mu’cizatlarla donatan bir zat, elbette bizden ve buraya gelenlerden bir istediği vardır. Onu tanımalıyız. Hem ne istediğini bilmekliğimiz lâzımdır.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Öteki adam dedi: “İnanmam, böyle bahsettiğin gibi bir zat bulunsun ve bütün bu âlemi tek başıyla idare etsin.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Arkadaşı cevaben dedi ki: “Bunu tanımazsak, lâkayt kalsak, menfaati hiç yok. Zararı olsa pek azîmdir. Eğer tanımasına çalışsak, meşakkati pek hafiftir; menfaati olursa pek azîmdir. Onun için, ona karşı lâkayt kalmak hiç kâr-ı akıl değildir.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">O serseri adam dedi: “Ben bütün rahatımı, keyfimi, onu düşünmemekte görüyorum. Hem böyle aklıma sığışmayan şeylerle uğraşmayacağım. Bütün bu işler, tesadüfî ve karma karışık işlerdir; kendi kendine dönüyor. Benim neme lâzım?”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Akıllı arkadaşı ona dedi: “Senin bu temerrüdün beni de, belki çokları da belâya atacaktır. Bir edepsizin yüzünden, bazan olur ki, bir memleket harap olur.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Yine o serseri dönüp dedi ki: “Ya kat’iyen bana ispat et ki, bu koca memleketin tek bir mâliki, tek bir sânii vardır. Yahut bana ilişme.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Cevaben, arkadaşı dedi: “Madem inadın divanelik derecesine çıkmış; o inadınla bizi ve belki memleketi bir kahra giriftar edeceksin. Ben de sana On İki Burhan ile göstereceğim ki, bir saray gibi şu âlemin, bir şehir gibi şu memleketin tek bir ustası vardır. Ve o usta, herşeyi idare eden yalnız odur. Hiçbir cihetle noksaniyeti yoktur. Bize görünmeyen o usta, bizi ve herşeyi görür ve sözlerini işitir. Bütün işleri mu’cize ve hârikadır. Bütün bu gördüğümüz ve dillerini bilmediğimiz şu mahlûklar onun memurlarıdır.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>BİRİNCİ BURHAN</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Gel, her tarafa bak, herşeye dikkat et. Bütün bu işler içinde gizli bir el işliyor. Çünkü, bak, bir dirhem<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong> kadar kuvveti olmayan, bir çekirdek küçüklüğünde birşey, binler batman yükü kaldırıyor. Zerre kadar şuuru<strong><u><strong><u>HAŞİYE-2</u></strong></u></strong> olmayan, gayet hakîmâne işler görüyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Ağaçları başlarında taşıyan çekirdeklere işarettir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Kendi kendine yükselmeyen ve meyvelerin sıkletine dayanmayan üzüm çubukları gibi nâzenin nebâtâtın, başka ağaçlara lâtif eller atıp sarmalarına ve onlara yüklenmelerine işarettir.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azîm</strong>: büyük (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>batman</strong>: eskiden kullanılan ve 8 kiloluk ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>burhan</strong>: güçlü, mantıkî delil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön, taraf</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dirhem</strong>: eskiden kullanılan ve 3 gramlık ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dîvane</strong>: deli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ</strong>: çeşitler, türler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>giriftar etmek</strong>: düşürmek, müptelâ etmek, dûçar etmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakîmâne</strong>: hikmetli bir biçimde (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ibretnümâ</strong>: ibret verici</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kahr</strong>: mahv, helâk, batırma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’iyen</strong>: kesinlikle</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâr-ı akıl</strong>: aklın kabul edeceği iş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâkayt</strong>: ilgisiz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: ince, hoş (bk. l-ṭ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşakkat</strong>: güçlük</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cizat</strong>: mu’cizeler (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cize</strong>: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müzeyyenat</strong>: süslü varlıklar (bk. z-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nebatat</strong>: bitkiler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>noksaniyet</strong>: eksiklik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâzenin</strong>: ince, nâzik</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sâni</strong>: sanatkâr (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sıklet</strong>: ağırlık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temerrüd</strong>: inat, karşı gelme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesadüfî</strong>: rastlantı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezyin etmek</strong>: süslemek (bk. z-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zerre</strong>: atom, çok küçük parça</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, anlayış (bk. ş-a-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250192, member: 1"] [b]Yirmi İkinci Söz - Sayfa 376[/b] [FONT=Tahoma]bir saray şeklinde yapan ve baştan başa hârika şeylerle dolduran ve müzeyyenâtın envâıyla tezyin eden ve ibretnümâ mu’cizatlarla donatan bir zat, elbette bizden ve buraya gelenlerden bir istediği vardır. Onu tanımalıyız. Hem ne istediğini bilmekliğimiz lâzımdır.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Öteki adam dedi: “İnanmam, böyle bahsettiğin gibi bir zat bulunsun ve bütün bu âlemi tek başıyla idare etsin.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Arkadaşı cevaben dedi ki: “Bunu tanımazsak, lâkayt kalsak, menfaati hiç yok. Zararı olsa pek azîmdir. Eğer tanımasına çalışsak, meşakkati pek hafiftir; menfaati olursa pek azîmdir. Onun için, ona karşı lâkayt kalmak hiç kâr-ı akıl değildir.” [/FONT] [FONT=Tahoma]O serseri adam dedi: “Ben bütün rahatımı, keyfimi, onu düşünmemekte görüyorum. Hem böyle aklıma sığışmayan şeylerle uğraşmayacağım. Bütün bu işler, tesadüfî ve karma karışık işlerdir; kendi kendine dönüyor. Benim neme lâzım?” [/FONT] [FONT=Tahoma]Akıllı arkadaşı ona dedi: “Senin bu temerrüdün beni de, belki çokları da belâya atacaktır. Bir edepsizin yüzünden, bazan olur ki, bir memleket harap olur.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Yine o serseri dönüp dedi ki: “Ya kat’iyen bana ispat et ki, bu koca memleketin tek bir mâliki, tek bir sânii vardır. Yahut bana ilişme.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Cevaben, arkadaşı dedi: “Madem inadın divanelik derecesine çıkmış; o inadınla bizi ve belki memleketi bir kahra giriftar edeceksin. Ben de sana On İki Burhan ile göstereceğim ki, bir saray gibi şu âlemin, bir şehir gibi şu memleketin tek bir ustası vardır. Ve o usta, herşeyi idare eden yalnız odur. Hiçbir cihetle noksaniyeti yoktur. Bize görünmeyen o usta, bizi ve herşeyi görür ve sözlerini işitir. Bütün işleri mu’cize ve hârikadır. Bütün bu gördüğümüz ve dillerini bilmediğimiz şu mahlûklar onun memurlarıdır.” [/FONT] [FONT=Tahoma][B]BİRİNCİ BURHAN [/B][/FONT] [FONT=Tahoma]Gel, her tarafa bak, herşeye dikkat et. Bütün bu işler içinde gizli bir el işliyor. Çünkü, bak, bir dirhem[B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B] kadar kuvveti olmayan, bir çekirdek küçüklüğünde birşey, binler batman yükü kaldırıyor. Zerre kadar şuuru[B][U][B][U]HAŞİYE-2[/U][/B][/U][/B] olmayan, gayet hakîmâne işler görüyor. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Ağaçları başlarında taşıyan çekirdeklere işarettir. Haşiye-2[/FONT] [FONT=Tahoma] Kendi kendine yükselmeyen ve meyvelerin sıkletine dayanmayan üzüm çubukları gibi nâzenin nebâtâtın, başka ağaçlara lâtif eller atıp sarmalarına ve onlara yüklenmelerine işarettir.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]azîm[/B]: büyük (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]batman[/B]: eskiden kullanılan ve 8 kiloluk ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]burhan[/B]: güçlü, mantıkî delil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön, taraf[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dirhem[/B]: eskiden kullanılan ve 3 gramlık ağırlığa karşılık gelen bir ölçü birimi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dîvane[/B]: deli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]envâ[/B]: çeşitler, türler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]giriftar etmek[/B]: düşürmek, müptelâ etmek, dûçar etmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakîmâne[/B]: hikmetli bir biçimde (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ibretnümâ[/B]: ibret verici[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kahr[/B]: mahv, helâk, batırma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kat’iyen[/B]: kesinlikle[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâr-ı akıl[/B]: aklın kabul edeceği iş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâkayt[/B]: ilgisiz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: ince, hoş (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meşakkat[/B]: güçlük[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cizat[/B]: mu’cizeler (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cize[/B]: bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şey (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müzeyyenat[/B]: süslü varlıklar (bk. z-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nebatat[/B]: bitkiler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]noksaniyet[/B]: eksiklik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nâzenin[/B]: ince, nâzik[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sâni[/B]: sanatkâr (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sıklet[/B]: ağırlık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temerrüd[/B]: inat, karşı gelme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tesadüfî[/B]: rastlantı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tezyin etmek[/B]: süslemek (bk. z-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zerre[/B]: atom, çok küçük parça[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, anlayış (bk. ş-a-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst