Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dördüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250642" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Dördüncü Söz - Sayfa 463</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">onları mübalâğalı zannetmişler. Halbuki, bütün onlar ayn-ı hak ve mahz-ı hakikat olduklarından, mücazefe ve mübalâğa, içlerinde yoktur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ezcümle, en ziyade insafsızların zihnini kurcalayan şu hadistir ki:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">لَوْ وَزِنَتِ الدُّنْياَ عِنْدَ اللهِ جَناَحَ بَعُوضَةٍ مَا شَرِبَ الْكَافِرُ مِنْهَا جُرْعَةَ مَاۤءٍ </span></span><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ev kemâ kàl. Meâl-i şerifi: “Dünyanın, Cenâb-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler.” Hakikati şudur ki: عِنْدَ اللهِtabiri, “âlem-i bekàdan” demektir. Evet, âlem-i bekàdan bir sinek kanadı kadar bir nur, madem ebedîdir, yeryüzünü dolduracak muvakkat bir nurdan daha çoktur. Demek koca dünyayı bir sinek kanadıyla muvazene değil; belki herkesin kısacık ömrüne yerleşen hususî dünyasını, âlem-i bekàdan bir sinek kanadı kadar daimî bir feyz-i İlâhîye ve bir ihsan-ı İlâhîye muvazeneye gelmediği demektir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem dünyanın iki yüzü var, belki üç yüzü var: Biri, Cenâb-ı Hakkın esmâsının âyineleridir. Diğeri âhirete bakar, âhiret tarlasıdır. Diğeri fenâya, ademe bakar. Bildiğimiz, marzî-i İlâhî olmayan, ehl-i dalâletin dünyasıdır. Demek, Esmâ‑i Hüsnânın âyineleri ve mektubât-ı Samedâniye ve âhiretin mezraası olan koca dünya değil; belki âhirete zıt ve bütün hatîâtın menşei ve beliyyâtın menbaı olan, dünyaperestlerin dünyasının, âlem-i âhirette ehl-i imana verilen sermedî bir zerresine değmediğine işarettir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, en doğru ve ciddî şu hakikat nerede? Ve insafsız ehl-i ilhâdın fehmettikleri mânâ nerede? O insafsız ehl-i ilhâdın en mübalâğa, en mücazefe zannettikleri mânâ nerede?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem meselâ, insafsız ehl-i ilhâdın mübalâğa zannettikleri, hattâ muhal bir mübalâğa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de, amellerin sevabına dair ve bazı</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. <em>Tirmizi</em>, Zühd: 13; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:306; Ebû Naîm el-Isbahânî, <em>Hilyetü’l-Evliyâ</em>, 3:253.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Esmâ-i Hüsnâ</strong>: Allah’ın en güzel isimleri (bk. s-m-v; ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>adem</strong>: yokluk, hiçlik</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>amel</strong>: davranış, iş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ayn-ı hak</strong>: hakkın, doğrunun ta kendisi (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beliyyât</strong>: belâlar, musibetler </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dünyaperest</strong>: dünyaya düşkün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebedî</strong>: sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i dalâlet</strong>: hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i ilhâd</strong>: inkârcılar, dinsizler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i iman</strong>: iman edenler, inananlar (bk. e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ev kemâ kâl</strong>: veya nasıl söylemiş ise...</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ezcümle</strong>: meselâ, örneğin</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fehmetmek</strong>: anlamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fena</strong>: gelip geçicilik, yok oluş (bk. f-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>feyz-i İlâhiye</strong>: Allah’ın feyzi, lütfu (bk. f-y-ḍ; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadis</strong>: Peygamberimize ait söz, emir veya davranışlar (bk. ḥ-d-s̱)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hatîât</strong>: hatalar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hususî</strong>: özel</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihsan-ı İlâhî</strong>: Allah’ın ihsanı, ikramı, bağışı (bk. ḥ-s-n; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahz-ı hakikat</strong>: gerçeğin ta kendisi (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>marzî-i İlâhî</strong>: Allah’ın rızasına uygun olan iş (bk. e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mektubat-ı Samedâniye</strong>: Allah tarafından gönderilmiş birer mektup gibi, şuur sahiplerine İlâhî san’atı anlatan eserler (bk. k-t-b; ṣ-m-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menba</strong>: kaynak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menşe</strong>: kaynak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mezraa</strong>: tarla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meâl-i şerif</strong>: şerefli, yüce mânâ</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhal</strong>: imkansız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvakkat</strong>: geçici </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvazene</strong>: karşılaştırma (bk. v-z-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mübalağa</strong>: abartı (bk. b-l-ğ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mücazefe</strong>: aldatma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sermedî</strong>: daimi, sürekli </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabir</strong>: ifade (bk. a-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevehhüm etmek</strong>: zannetmek, sanmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zerre</strong>: atom, maddenin en küçük parçası</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i bekà</strong>: dev</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250642, member: 1"] [b]Yirmi Dördüncü Söz - Sayfa 463[/b] [FONT=Tahoma]onları mübalâğalı zannetmişler. Halbuki, bütün onlar ayn-ı hak ve mahz-ı hakikat olduklarından, mücazefe ve mübalâğa, içlerinde yoktur. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ezcümle, en ziyade insafsızların zihnini kurcalayan şu hadistir ki: [/FONT] [CENTER][FONT=Tahoma][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]لَوْ وَزِنَتِ الدُّنْياَ عِنْدَ اللهِ جَناَحَ بَعُوضَةٍ مَا شَرِبَ الْكَافِرُ مِنْهَا جُرْعَةَ مَاۤءٍ [/SIZE][/FONT][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT][/CENTER] [FONT=Tahoma] ev kemâ kàl. Meâl-i şerifi: “Dünyanın, Cenâb-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler.” Hakikati şudur ki: عِنْدَ اللهِtabiri, “âlem-i bekàdan” demektir. Evet, âlem-i bekàdan bir sinek kanadı kadar bir nur, madem ebedîdir, yeryüzünü dolduracak muvakkat bir nurdan daha çoktur. Demek koca dünyayı bir sinek kanadıyla muvazene değil; belki herkesin kısacık ömrüne yerleşen hususî dünyasını, âlem-i bekàdan bir sinek kanadı kadar daimî bir feyz-i İlâhîye ve bir ihsan-ı İlâhîye muvazeneye gelmediği demektir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem dünyanın iki yüzü var, belki üç yüzü var: Biri, Cenâb-ı Hakkın esmâsının âyineleridir. Diğeri âhirete bakar, âhiret tarlasıdır. Diğeri fenâya, ademe bakar. Bildiğimiz, marzî-i İlâhî olmayan, ehl-i dalâletin dünyasıdır. Demek, Esmâ‑i Hüsnânın âyineleri ve mektubât-ı Samedâniye ve âhiretin mezraası olan koca dünya değil; belki âhirete zıt ve bütün hatîâtın menşei ve beliyyâtın menbaı olan, dünyaperestlerin dünyasının, âlem-i âhirette ehl-i imana verilen sermedî bir zerresine değmediğine işarettir. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, en doğru ve ciddî şu hakikat nerede? Ve insafsız ehl-i ilhâdın fehmettikleri mânâ nerede? O insafsız ehl-i ilhâdın en mübalâğa, en mücazefe zannettikleri mânâ nerede? [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem meselâ, insafsız ehl-i ilhâdın mübalâğa zannettikleri, hattâ muhal bir mübalâğa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de, amellerin sevabına dair ve bazı [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. [I]Tirmizi[/I], Zühd: 13; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:306; Ebû Naîm el-Isbahânî, [I]Hilyetü’l-Evliyâ[/I], 3:253.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Esmâ-i Hüsnâ[/B]: Allah’ın en güzel isimleri (bk. s-m-v; ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]adem[/B]: yokluk, hiçlik[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]amel[/B]: davranış, iş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ayn-ı hak[/B]: hakkın, doğrunun ta kendisi (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beliyyât[/B]: belâlar, musibetler [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dünyaperest[/B]: dünyaya düşkün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ebedî[/B]: sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i dalâlet[/B]: hak yoldan sapmış inançsız kimseler (bk. ḍ-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i ilhâd[/B]: inkârcılar, dinsizler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i iman[/B]: iman edenler, inananlar (bk. e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ev kemâ kâl[/B]: veya nasıl söylemiş ise...[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ezcümle[/B]: meselâ, örneğin[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fehmetmek[/B]: anlamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fena[/B]: gelip geçicilik, yok oluş (bk. f-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]feyz-i İlâhiye[/B]: Allah’ın feyzi, lütfu (bk. f-y-ḍ; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hadis[/B]: Peygamberimize ait söz, emir veya davranışlar (bk. ḥ-d-s̱)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hatîât[/B]: hatalar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hususî[/B]: özel[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihsan-ı İlâhî[/B]: Allah’ın ihsanı, ikramı, bağışı (bk. ḥ-s-n; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahz-ı hakikat[/B]: gerçeğin ta kendisi (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]marzî-i İlâhî[/B]: Allah’ın rızasına uygun olan iş (bk. e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mektubat-ı Samedâniye[/B]: Allah tarafından gönderilmiş birer mektup gibi, şuur sahiplerine İlâhî san’atı anlatan eserler (bk. k-t-b; ṣ-m-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]menba[/B]: kaynak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]menşe[/B]: kaynak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mezraa[/B]: tarla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meâl-i şerif[/B]: şerefli, yüce mânâ[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhal[/B]: imkansız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muvakkat[/B]: geçici [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muvazene[/B]: karşılaştırma (bk. v-z-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mübalağa[/B]: abartı (bk. b-l-ğ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mücazefe[/B]: aldatma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sermedî[/B]: daimi, sürekli [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tabir[/B]: ifade (bk. a-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevehhüm etmek[/B]: zannetmek, sanmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zerre[/B]: atom, maddenin en küçük parçası[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i bekà[/B]: dev[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dördüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst