Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 267286" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 716</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>DÖRDÜNCÜ ESAS</strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Nasıl kıyamet ve haşre muktazi var; ve haşri getirecek Fâil dahi muktedirdir. Öyle de, şu dünyanın kıyamet ve haşre kabiliyeti vardır. İşte, “Şu mahal kabildir” olan müddeâmızda dört mesele vardır:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>Birincisi: </em></strong>Şu âlem-i dünyanın imkân-ı mevtidir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>İkincisi: </em></strong>O mevtin vukuudur.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>Üçüncüsü: </em></strong>O harap olmuş, ölmüş dünyanın, âhiret suretinde tamir ve dirilmesinin imkânıdır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><em></em></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><em><strong>Dördüncüsü: </strong></em>O mümkün olan tamir ve ihyânın vuku bulmasıdır.BİRİNCİ MESELE: Şu kâinatın mevti mümkündür. Çünkü birşey kanun-u tekâmülde dahil ise, o şeyde alâküllihal neşvünemâ vardır. Neşvünemâ ve büyümek varsa, ona alâküllihal bir ömr-ü fıtrî vardır. Ömr-ü fıtrîsi varsa, alâküllihal bir ecel-i fıtrîsi vardır. Gayet geniş bir istikrâ ve tetebbu ile sabittir ki, öyle şeyler mevtin pençesinden kendini kurtaramaz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, nasıl ki insan küçük bir âlemdir, yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir insandır; o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz. O da ölecek, sonra dirilecek; veya yatıp, sonra subh-u haşirle gözünü açacaktır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Hem nasıl ki kâinatın bir nüsha-i musağğarası olan bir şecere-i zîhayat tahrip ve inhilâlden başını kurtaramaz. Öyle de, şecere-i hilkatten teşa’ub etmiş olan silsile-i kâinat, tamir ve tecdit için tahripten, dağılmaktan kendini kurtaramaz. Eğer dünyanın ecel-i fıtrîsinden evvel, irade-i ezeliyenin izniyle hâricî bir maraz veya muharrip bir hadise başına gelmezse ve onun Sâni-i Hakîmi dahi ecel-i fıtrîden evvel onu bozmazsa, herhalde, hattâ fennî bir hesapla, birgün gelecek ki</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâni-i Hakîm</strong>: herşeyi hikmetle ve sanatla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>alâküllihal</strong>: ister istemez, her durumda (bk. k-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ecel-i fıtrî</strong>: Allah tarafından belirlenmiş ölüm anı (bk. f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>evvel</strong>: önce</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fennî</strong>: bilimsel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fâil</strong>: işi yapan (bk. f-a-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadise</strong>: olay (bk. ḥ-d-s̱)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>harap</strong>: yıkılma, bozulma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hâricî</strong>: dışardan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihyâ</strong>: diriltme, hayat verme (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>imkân</strong>: mümkün olma, olabilirlik (bk. m-k-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>imkân-ı mevt</strong>: ölümün mümkün olması (bk. m-k-n; m-v-t)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inhilâl</strong>: dağılma, çözülme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>irade-i ezeliye</strong>: ezelî olan Allah’ın irâdesi (bk. r-v-d; e-z-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istikrâ</strong>: etraflı bilgilerden genel bir netice çıkarmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kabil</strong>: mümkün</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kanun-u tekâmül</strong>: olgunlaşma, mükelleşme kanunu (bk. ḳ-n-n; k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kıyamet</strong>: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması; kâinatın ölümünden sonra, bütün ölülerin dirilip ayağa kalkmaları (bk. ḳ-v-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahal</strong>: yer, mekân</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maraz</strong>: hastalık, illet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevt</strong>: ölüm (bk. m-v-t)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muharrip</strong>: tahrip eden, bozan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muktazi</strong>: gerekçe</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muktedir</strong>: gücü yeten, iktidar sahibi (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müddeâ</strong>: iddia edilen şey</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mümkün</strong>: imkân dahilinde olan, olabilir (bk. m-k-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>neşvünemâ</strong>: büyüme ve gelişme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nüsha-i musağğara</strong>: küçültülmüş örnek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>silsile-i kâinat</strong>: kâinattaki varlıklar zinciri (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>subh-u haşir</strong>: haşir sabahı (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tahrip</strong>: yıkılma, bozulma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tecdit</strong>: yenileme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tetebbu</strong>: araştırıp incelemek, derinliğine inceleyip tanımak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>teşa’ub</strong>: şubelere ve bölümlere ayrılma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vuku</strong>: gerçekleşme, meydana gelme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem</strong>: kâinat, evren (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i dünya</strong>: dünya âlemi (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ömr-ü fıtrî</strong>: Allah tarafından belirlenmiş ömür süresi (bk. f-ṭ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şecere-i hilkat</strong>: yaratılış ağacı (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şecere-i zîhayat</strong>: canlı ağaç (bk. ẕî; ḥ-y-y)</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 267286, member: 1"] [b]Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 716[/b] [FONT=tahoma][B]DÖRDÜNCÜ ESAS[/B] Nasıl kıyamet ve haşre muktazi var; ve haşri getirecek Fâil dahi muktedirdir. Öyle de, şu dünyanın kıyamet ve haşre kabiliyeti vardır. İşte, “Şu mahal kabildir” olan müddeâmızda dört mesele vardır: [B][I]Birincisi: [/I][/B]Şu âlem-i dünyanın imkân-ı mevtidir. [B] [I]İkincisi: [/I][/B]O mevtin vukuudur. [B][I]Üçüncüsü: [/I][/B]O harap olmuş, ölmüş dünyanın, âhiret suretinde tamir ve dirilmesinin imkânıdır. [I] [B]Dördüncüsü: [/B][/I]O mümkün olan tamir ve ihyânın vuku bulmasıdır.BİRİNCİ MESELE: Şu kâinatın mevti mümkündür. Çünkü birşey kanun-u tekâmülde dahil ise, o şeyde alâküllihal neşvünemâ vardır. Neşvünemâ ve büyümek varsa, ona alâküllihal bir ömr-ü fıtrî vardır. Ömr-ü fıtrîsi varsa, alâküllihal bir ecel-i fıtrîsi vardır. Gayet geniş bir istikrâ ve tetebbu ile sabittir ki, öyle şeyler mevtin pençesinden kendini kurtaramaz. Evet, nasıl ki insan küçük bir âlemdir, yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir insandır; o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz. O da ölecek, sonra dirilecek; veya yatıp, sonra subh-u haşirle gözünü açacaktır. Hem nasıl ki kâinatın bir nüsha-i musağğarası olan bir şecere-i zîhayat tahrip ve inhilâlden başını kurtaramaz. Öyle de, şecere-i hilkatten teşa’ub etmiş olan silsile-i kâinat, tamir ve tecdit için tahripten, dağılmaktan kendini kurtaramaz. Eğer dünyanın ecel-i fıtrîsinden evvel, irade-i ezeliyenin izniyle hâricî bir maraz veya muharrip bir hadise başına gelmezse ve onun Sâni-i Hakîmi dahi ecel-i fıtrîden evvel onu bozmazsa, herhalde, hattâ fennî bir hesapla, birgün gelecek ki [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Sâni-i Hakîm[/B]: herşeyi hikmetle ve sanatla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]alâküllihal[/B]: ister istemez, her durumda (bk. k-l-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ecel-i fıtrî[/B]: Allah tarafından belirlenmiş ölüm anı (bk. f-ṭ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]evvel[/B]: önce[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fennî[/B]: bilimsel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fâil[/B]: işi yapan (bk. f-a-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hadise[/B]: olay (bk. ḥ-d-s̱)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]harap[/B]: yıkılma, bozulma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hâricî[/B]: dışardan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ihyâ[/B]: diriltme, hayat verme (bk. ḥ-y-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]imkân[/B]: mümkün olma, olabilirlik (bk. m-k-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]imkân-ı mevt[/B]: ölümün mümkün olması (bk. m-k-n; m-v-t)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]inhilâl[/B]: dağılma, çözülme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]irade-i ezeliye[/B]: ezelî olan Allah’ın irâdesi (bk. r-v-d; e-z-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istikrâ[/B]: etraflı bilgilerden genel bir netice çıkarmak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kabil[/B]: mümkün[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kanun-u tekâmül[/B]: olgunlaşma, mükelleşme kanunu (bk. ḳ-n-n; k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kıyamet[/B]: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması; kâinatın ölümünden sonra, bütün ölülerin dirilip ayağa kalkmaları (bk. ḳ-v-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahal[/B]: yer, mekân[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]maraz[/B]: hastalık, illet[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mevt[/B]: ölüm (bk. m-v-t)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muharrip[/B]: tahrip eden, bozan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muktazi[/B]: gerekçe[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muktedir[/B]: gücü yeten, iktidar sahibi (bk. ḳ-d-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müddeâ[/B]: iddia edilen şey[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mümkün[/B]: imkân dahilinde olan, olabilir (bk. m-k-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]neşvünemâ[/B]: büyüme ve gelişme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nüsha-i musağğara[/B]: küçültülmüş örnek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]silsile-i kâinat[/B]: kâinattaki varlıklar zinciri (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]subh-u haşir[/B]: haşir sabahı (bk. ḥ-ş-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]suret[/B]: şekil (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tahrip[/B]: yıkılma, bozulma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tecdit[/B]: yenileme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tetebbu[/B]: araştırıp incelemek, derinliğine inceleyip tanımak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]teşa’ub[/B]: şubelere ve bölümlere ayrılma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vuku[/B]: gerçekleşme, meydana gelme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlem[/B]: kâinat, evren (bk. a-l-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i dünya[/B]: dünya âlemi (bk. a-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ömr-ü fıtrî[/B]: Allah tarafından belirlenmiş ömür süresi (bk. f-ṭ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şecere-i hilkat[/B]: yaratılış ağacı (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şecere-i zîhayat[/B]: canlı ağaç (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst