Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 265607" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 707</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">o maddenin zerrâtı, bir kafile gibi küre-i havada, toprakta, suda dağılmışken, birden hareket emrini almışlar gibi bir hareket-i kasdîyi işmam eden bir keyfiyetle toplanıyorlar. Güya onlardan herbir zerre bir vazifeyle bir muayyen mekâna gitmek için memurdur gibi, gayet muntazam toplanıyorlar. Hem gidişatından görünüyor ki, bir Fâil-i Muhtarın bir kanun-u mahsusuyla sevk edilip, cemâdat âleminden mevâlide, yani zîhayat âlemine girerler. Sonra, nizâmât-ı muayyene ve harekât-ı muttarıda ile ve desâtir-i mahsusa ile, rızık olarak bir bedene girip, o beden içinde dört matbahta pişirildikten sonra ve dört inkılâbât-ı acîbeyi geçirdikten sonra ve dört süzgeçten süzüldükten sonra, bedenin aktârına yayılarak, bütün muhtaç olan âzâların muhtelif ve ayrı ayrı derece-i ihtiyaçlarına göre, Rezzâk-ı Hakikînin inâyetiyle ve muntazam kanunlarıyla inkısam ederler.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, o zerrattan hangi zerreye bir nazar-ı hikmetle baksan göreceksin ki, basîrâne, muntazamâne, semîâne, alîmâne sevk olunan o zerreye, kör ittifak, kanunsuz tesadüf, sağır tabiat, şuursuz esbab hiç ona karışamaz. Çünkü, herbirisi, unsur-u muhitten tut, tâ beden hücresine kadar, hangi tavra girmişse, o tavrın kavânîn-i muayyenesiyle güya ihtiyaren amel ediyor, muntazaman giriyor. Hangi tabakaya sefer etmişse, öyle muntazam adım atıyor ki, bilbedâhe bir Sâik-i Hakîmin emriyle gidiyor gibi görünüyor. İşte, böyle muntazam tavırdan tavra, tabakadan tabakaya, git gide, hedef-i maksadından ayrılmayarak, tâ makam-ı lâyıkına, meselâ Tevfik’in gözbebeğine emr-i Rabbânî ile girer, oturur, çalışır. İşte bu halde, yani erzaktaki tecellî-i rububiyet gösteriyor ki, iptidâ o zerreler muayyen idiler, muvazzaf idiler, o makamlar için namzet idiler. Güya herbirisinin alnında</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Fâil-i Muhtar</strong>: kendi istek ve iradesi ile iş gören Fâil, Allah (bk. f-a-l; ḫ-y-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Rezzâk-ı Hakikî</strong>: gerçek rızık verici olan Allah (bk. r-z-ḳ; ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâik-i Hakîm</strong>: herşeyi hikmetli bir şekilde bir amaca yönlendiren Allah (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Tevfik</strong>: (bk. bilgiler-Şamlı Hâfız Tevfik Göksu)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>aktâr</strong>: her taraf</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>alîmâne</strong>: bilerek (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>amel etmek</strong>: davranmak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>basîrâne</strong>: görerek (bk. b-ṣ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bilbedâhe</strong>: ap açık bir şekilde</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cemâdat âlemi</strong>: cansız varlıklar âlemi (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>derece-i ihtiyaç</strong>: ihtiyaç derecesi (bk. ḥ-v-c)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>desâtir-i mahsusa</strong>: özel kurallar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>emr-i Rabbânî</strong>: Allah’ın emri (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>erzak</strong>: rızıklar (bk. r-z-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>esbap</strong>: sebepler (bk. s-b-b; s-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gayet</strong>: çok</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gidişat</strong>: hal, vaziyet</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>güya</strong>: sanki</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hareket-i kasdî</strong>: amaçlı bir hareket (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>harekât-ı muttarıda</strong>: birbirini izleyen düzenli hareketler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hedef-i maksad</strong>: asıl gaye, kastedilen hedef (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihtiyaren</strong>: kendi istek ve tercihiyle (bk. ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkılâbât-ı acîbe</strong>: şaşırtıcı ve hayret verici değişimler</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkısam etme</strong>: bölünme, kısımlara ayrılma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inâyet</strong>: yardım, ikram, düzen, nizam (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iptidâ</strong>: başlangıç</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ittifak</strong>: birleşme, birlik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>işmam</strong>: hissettirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kafile</strong>: grup, topluluk</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kanun-u mahsus</strong>: özel kanun (bk. ḳ-n-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kavânîn-i muayyene</strong>: belirli kanunlar (bk. ḳ-n-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>keyfiyet</strong>: nitelik, özellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>küre-i hava</strong>: hava küresi, atmosfer</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>makam</strong>: konum, yer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>makam-ı lâyık</strong>: lâyık olduğu makam</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>matbah</strong>: mutfak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>memur</strong>: görevli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevâlid</strong>: doğumla çoğalanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muayyen</strong>: belirlenmiş</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhtelif</strong>: çeşitli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muntazaman</strong>: düzenli olarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muntazamâne</strong>: düzenli şekilde (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muvazzaf</strong>: görevli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>namzet</strong>: aday</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar-ı hikmet</strong>: varlıklardaki anlam ve ince sırları araştıran bakış (bk. n-ẓ-r; ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nizâmât-ı muayyene</strong>: belirlenmiş düzenler (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>semîâne</strong>: işiterek (bk. s-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sevk etme</strong>: gönderme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tabiat</strong>: kâinat ve içindekiler, canlı cansız varlıklar, maddî âlem (bk. ṭ-b-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tavır</strong>: durum</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tecellî-i rububiyet</strong>: rububiyetin yansıması (bk. c-l-y; r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tesadüf</strong>: rastlantı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>unsur-u muhit</strong>: her yeri kaplayan unsur</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zerre</strong>: atom, en küçük madde parçası</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zerrât</strong>: atomlar, en küçük madde parçaları</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zîhayat âlemi</strong>: canlılar âlemi (bk. ẕî; ḥ-y-y; a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âzâ</strong>: organlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuursuz</strong>: bilinçsiz (bk. ş-a-r)</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 265607, member: 1"] [b]Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 707[/b] [FONT=tahoma]o maddenin zerrâtı, bir kafile gibi küre-i havada, toprakta, suda dağılmışken, birden hareket emrini almışlar gibi bir hareket-i kasdîyi işmam eden bir keyfiyetle toplanıyorlar. Güya onlardan herbir zerre bir vazifeyle bir muayyen mekâna gitmek için memurdur gibi, gayet muntazam toplanıyorlar. Hem gidişatından görünüyor ki, bir Fâil-i Muhtarın bir kanun-u mahsusuyla sevk edilip, cemâdat âleminden mevâlide, yani zîhayat âlemine girerler. Sonra, nizâmât-ı muayyene ve harekât-ı muttarıda ile ve desâtir-i mahsusa ile, rızık olarak bir bedene girip, o beden içinde dört matbahta pişirildikten sonra ve dört inkılâbât-ı acîbeyi geçirdikten sonra ve dört süzgeçten süzüldükten sonra, bedenin aktârına yayılarak, bütün muhtaç olan âzâların muhtelif ve ayrı ayrı derece-i ihtiyaçlarına göre, Rezzâk-ı Hakikînin inâyetiyle ve muntazam kanunlarıyla inkısam ederler. İşte, o zerrattan hangi zerreye bir nazar-ı hikmetle baksan göreceksin ki, basîrâne, muntazamâne, semîâne, alîmâne sevk olunan o zerreye, kör ittifak, kanunsuz tesadüf, sağır tabiat, şuursuz esbab hiç ona karışamaz. Çünkü, herbirisi, unsur-u muhitten tut, tâ beden hücresine kadar, hangi tavra girmişse, o tavrın kavânîn-i muayyenesiyle güya ihtiyaren amel ediyor, muntazaman giriyor. Hangi tabakaya sefer etmişse, öyle muntazam adım atıyor ki, bilbedâhe bir Sâik-i Hakîmin emriyle gidiyor gibi görünüyor. İşte, böyle muntazam tavırdan tavra, tabakadan tabakaya, git gide, hedef-i maksadından ayrılmayarak, tâ makam-ı lâyıkına, meselâ Tevfik’in gözbebeğine emr-i Rabbânî ile girer, oturur, çalışır. İşte bu halde, yani erzaktaki tecellî-i rububiyet gösteriyor ki, iptidâ o zerreler muayyen idiler, muvazzaf idiler, o makamlar için namzet idiler. Güya herbirisinin alnında [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Fâil-i Muhtar[/B]: kendi istek ve iradesi ile iş gören Fâil, Allah (bk. f-a-l; ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Rezzâk-ı Hakikî[/B]: gerçek rızık verici olan Allah (bk. r-z-ḳ; ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Sâik-i Hakîm[/B]: herşeyi hikmetli bir şekilde bir amaca yönlendiren Allah (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Tevfik[/B]: (bk. bilgiler-Şamlı Hâfız Tevfik Göksu)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]aktâr[/B]: her taraf[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]alîmâne[/B]: bilerek (bk. a-l-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]amel etmek[/B]: davranmak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]basîrâne[/B]: görerek (bk. b-ṣ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bilbedâhe[/B]: ap açık bir şekilde[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cemâdat âlemi[/B]: cansız varlıklar âlemi (bk. a-l-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]derece-i ihtiyaç[/B]: ihtiyaç derecesi (bk. ḥ-v-c)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]desâtir-i mahsusa[/B]: özel kurallar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]emr-i Rabbânî[/B]: Allah’ın emri (bk. r-b-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]erzak[/B]: rızıklar (bk. r-z-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]esbap[/B]: sebepler (bk. s-b-b; s-b-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]gayet[/B]: çok[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]gidişat[/B]: hal, vaziyet[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]güya[/B]: sanki[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hareket-i kasdî[/B]: amaçlı bir hareket (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]harekât-ı muttarıda[/B]: birbirini izleyen düzenli hareketler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hedef-i maksad[/B]: asıl gaye, kastedilen hedef (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ihtiyaren[/B]: kendi istek ve tercihiyle (bk. ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]inkılâbât-ı acîbe[/B]: şaşırtıcı ve hayret verici değişimler[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]inkısam etme[/B]: bölünme, kısımlara ayrılma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]inâyet[/B]: yardım, ikram, düzen, nizam (bk. a-n-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]iptidâ[/B]: başlangıç[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ittifak[/B]: birleşme, birlik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]işmam[/B]: hissettirme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kafile[/B]: grup, topluluk[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kanun-u mahsus[/B]: özel kanun (bk. ḳ-n-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kavânîn-i muayyene[/B]: belirli kanunlar (bk. ḳ-n-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]keyfiyet[/B]: nitelik, özellik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]küre-i hava[/B]: hava küresi, atmosfer[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]makam[/B]: konum, yer[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]makam-ı lâyık[/B]: lâyık olduğu makam[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]matbah[/B]: mutfak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]memur[/B]: görevli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mevâlid[/B]: doğumla çoğalanlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muayyen[/B]: belirlenmiş[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muhtelif[/B]: çeşitli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli (bk. n-ẓ-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muntazaman[/B]: düzenli olarak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muntazamâne[/B]: düzenli şekilde (bk. n-ẓ-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muvazzaf[/B]: görevli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]namzet[/B]: aday[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazar-ı hikmet[/B]: varlıklardaki anlam ve ince sırları araştıran bakış (bk. n-ẓ-r; ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nizâmât-ı muayyene[/B]: belirlenmiş düzenler (bk. n-ẓ-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]semîâne[/B]: işiterek (bk. s-m-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sevk etme[/B]: gönderme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tabiat[/B]: kâinat ve içindekiler, canlı cansız varlıklar, maddî âlem (bk. ṭ-b-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tavır[/B]: durum[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tecellî-i rububiyet[/B]: rububiyetin yansıması (bk. c-l-y; r-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tesadüf[/B]: rastlantı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]unsur-u muhit[/B]: her yeri kaplayan unsur[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zerre[/B]: atom, en küçük madde parçası[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zerrât[/B]: atomlar, en küçük madde parçaları[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zîhayat âlemi[/B]: canlılar âlemi (bk. ẕî; ḥ-y-y; a-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âzâ[/B]: organlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şuursuz[/B]: bilinçsiz (bk. ş-a-r)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst