Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 265603" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 703</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">nebâtat köklerini ve bir kısım hayvanları aynen baharda ihyâ etmek ve yaprakları ve çiçekleri ve meyveleri gibi sair bir kısım şeyleri aynıyla değil, misliyle iade ederek bir nevi haşir ve neşir yapmak, herbir şahs-ı insanîde kıyamet-i umumiye içinde bir kıyamet-i şahsiyeye delil olabilir. Çünkü, insanın birtek şahsı, başkasının bir nev’i hükmündedir. Zira, fikir nuru, insanın âmâline ve efkârına öyle bir genişlik vermiş ki, mazi ve müstakbeli ihata eder; dünyayı dahi yutsa tok olmaz. Sair nevilerde fertlerin mahiyeti cüz’iyedir, kıymeti şahsiyedir, nazarı mahduttur, kemâli mahsurdur, lezzeti ve elemi ânidir. Beşerin ise, mahiyeti ulviyedir, kıymeti gàliyedir, nazarı âmmdır, kemâli hadsizdir, mânevî lezzeti ve elemi kısmen daimîdir. Öyle ise, bilmüşahede sair nevilerde tekerrür eden bir çeşit kıyametler, haşirler, şu kıyamet-i kübrâ-yı umumiyede her şahs-ı insanî aynıyla iade edilerek haşredilmesine remzeder, haber verir. Onuncu Sözün Dokuzuncu Hakikatinde iki kere iki dört eder derecesinde kat’iyetle ispat edildiğinden, burada ihtisar ederiz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>BEŞİNCİ MEDAR: </strong>Beşerin cevher-i ruhunda derc edilmiş gayr-ı mahdut istidadat ve o istidadatta mündemiç olan gayr-ı mahsur kabiliyetler ve o kabiliyetlerden neş’et eden hadsiz meyiller ve o hadsiz meyillerden hasıl olan nihayetsiz emeller ve o nihayetsiz emellerden tevellüt eden gayr-ı mütenâhi efkâr ve tasavvurât-ı insaniye, şu âlem-i şehadetin arkasında bulunan saadet-i ebediyeye elini uzatmış, ona gözünü dikmiş, o tarafa müteveccih olmuş olduğunu ehl-i tahkik görüyor.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, hiç yalan söylemeyen fıtrat ve fıtrattaki şu kat’î ve şedit ve sarsılmaz meyl-i saadet-i ebediye, saadet-i ebediyenin tahakkukuna dair, vicdana bir hads‑i kat’î veriyor. Onuncu Sözün On Birinci Hakikati, bu hakikati gündüz gibi gösterdiğinden, kısa kesiyoruz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>beşer</strong>: insan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bilmüşahede</strong>: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cevher-i ruh</strong>: ruhun özü (bk. r-v-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cüz’iye</strong>: ferdî (bk. c-z-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daimî</strong>: devamlı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>derc etmek</strong>: yerleştirmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>efkâr</strong>: fikirler, düşünceler (bk. f-k-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ehl-i tahkik</strong>: gerçeği delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>elem</strong>: acı, üzüntü</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>emel</strong>: arzu, istek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fert</strong>: şahıs, kişi (bk. f-r-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtrat</strong>: yaratılış (bk. f-ṭ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gayr-ı mahdut</strong>: sınırsız</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gayr-ı mahsur</strong>: sınırlanmamış</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gayr-ı mütenâhi</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gàliye</strong>: kıymetli, pahalı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hads-i kat’î</strong>: kesin ve doğru sezgi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hasıl olma</strong>: meydana gelme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haşir ve neşir</strong>: yeniden dirilip toplanma ve tekrar dağılıp yayılma (bk. ḥ-ş-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haşredilme</strong>: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihata etme</strong>: kuşatma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihtisar</strong>: kısaltma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihyâ etmek</strong>: hayat vermek, diriltmek (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istidadat</strong>: istidatlar, kabiliyetler (bk. a-d-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kat’iyet</strong>: kesinlik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kat’î</strong>: kesin</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kemâl</strong>: mükemmel (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kıyamet-i kübrâ-yı umumiye</strong>: umumî olan büyük kıyamet (bk. ḳ-v-m; k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kıyamet-i umumiye</strong>: genel, herşeyi içine alan kıyamet (bk. ḳ-v-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kıyamet-i şahsiye</strong>: kişinin kıyameti (bk. ḳ-v-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahdut</strong>: sınırlı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahiyet</strong>: özellik, nitelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahsur</strong>: sınırlanmış</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mazi</strong>: geçmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>medar</strong>: kaynak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>meyil</strong>: eğilim, arzu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>meyl-i saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluğa olan eğilim, arzu(bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>misil</strong>: benzer (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mündemiç</strong>: içine alan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müstakbel</strong>: gelecek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müteveccih</strong>: yönelme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nebâtat</strong>: bitkiler</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nevi</strong>: tür, çeşit</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>neş’et etme</strong>: doğma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>remz</strong>: ince, gizli işaret</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tahakkuk</strong>: gerçekleşme (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tasavvurât-ı insaniye</strong>: insanın düşünceleri, hayalleri (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tekerrür</strong>: tekrarlanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tevellüt</strong>: doğma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ulviye</strong>: yüce</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zira</strong>: çünkü</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i şehadet</strong>: görünen âlem (bk. a-l-m; ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âmm</strong>: genel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âmâl</strong>: ameller, işler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şahs-ı insanî</strong>: insanın kişiliği</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şedit</strong>: şiddetli</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 265603, member: 1"] [b]Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 703[/b] [FONT=tahoma]nebâtat köklerini ve bir kısım hayvanları aynen baharda ihyâ etmek ve yaprakları ve çiçekleri ve meyveleri gibi sair bir kısım şeyleri aynıyla değil, misliyle iade ederek bir nevi haşir ve neşir yapmak, herbir şahs-ı insanîde kıyamet-i umumiye içinde bir kıyamet-i şahsiyeye delil olabilir. Çünkü, insanın birtek şahsı, başkasının bir nev’i hükmündedir. Zira, fikir nuru, insanın âmâline ve efkârına öyle bir genişlik vermiş ki, mazi ve müstakbeli ihata eder; dünyayı dahi yutsa tok olmaz. Sair nevilerde fertlerin mahiyeti cüz’iyedir, kıymeti şahsiyedir, nazarı mahduttur, kemâli mahsurdur, lezzeti ve elemi ânidir. Beşerin ise, mahiyeti ulviyedir, kıymeti gàliyedir, nazarı âmmdır, kemâli hadsizdir, mânevî lezzeti ve elemi kısmen daimîdir. Öyle ise, bilmüşahede sair nevilerde tekerrür eden bir çeşit kıyametler, haşirler, şu kıyamet-i kübrâ-yı umumiyede her şahs-ı insanî aynıyla iade edilerek haşredilmesine remzeder, haber verir. Onuncu Sözün Dokuzuncu Hakikatinde iki kere iki dört eder derecesinde kat’iyetle ispat edildiğinden, burada ihtisar ederiz. [B]BEŞİNCİ MEDAR: [/B]Beşerin cevher-i ruhunda derc edilmiş gayr-ı mahdut istidadat ve o istidadatta mündemiç olan gayr-ı mahsur kabiliyetler ve o kabiliyetlerden neş’et eden hadsiz meyiller ve o hadsiz meyillerden hasıl olan nihayetsiz emeller ve o nihayetsiz emellerden tevellüt eden gayr-ı mütenâhi efkâr ve tasavvurât-ı insaniye, şu âlem-i şehadetin arkasında bulunan saadet-i ebediyeye elini uzatmış, ona gözünü dikmiş, o tarafa müteveccih olmuş olduğunu ehl-i tahkik görüyor. İşte, hiç yalan söylemeyen fıtrat ve fıtrattaki şu kat’î ve şedit ve sarsılmaz meyl-i saadet-i ebediye, saadet-i ebediyenin tahakkukuna dair, vicdana bir hads‑i kat’î veriyor. Onuncu Sözün On Birinci Hakikati, bu hakikati gündüz gibi gösterdiğinden, kısa kesiyoruz. [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]beşer[/B]: insan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]bilmüşahede[/B]: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]cevher-i ruh[/B]: ruhun özü (bk. r-v-ḥ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cüz’iye[/B]: ferdî (bk. c-z-e)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]daimî[/B]: devamlı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]derc etmek[/B]: yerleştirmek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]efkâr[/B]: fikirler, düşünceler (bk. f-k-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ehl-i tahkik[/B]: gerçeği delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]elem[/B]: acı, üzüntü[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]emel[/B]: arzu, istek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fert[/B]: şahıs, kişi (bk. f-r-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fıtrat[/B]: yaratılış (bk. f-ṭ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]gayr-ı mahdut[/B]: sınırsız[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]gayr-ı mahsur[/B]: sınırlanmamış[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]gayr-ı mütenâhi[/B]: sonsuz[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]gàliye[/B]: kıymetli, pahalı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hads-i kat’î[/B]: kesin ve doğru sezgi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hasıl olma[/B]: meydana gelme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]haşir ve neşir[/B]: yeniden dirilip toplanma ve tekrar dağılıp yayılma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]haşredilme[/B]: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ihata etme[/B]: kuşatma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ihtisar[/B]: kısaltma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ihyâ etmek[/B]: hayat vermek, diriltmek (bk. ḥ-y-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istidadat[/B]: istidatlar, kabiliyetler (bk. a-d-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kat’iyet[/B]: kesinlik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kat’î[/B]: kesin[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kemâl[/B]: mükemmel (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kıyamet-i kübrâ-yı umumiye[/B]: umumî olan büyük kıyamet (bk. ḳ-v-m; k-b-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kıyamet-i umumiye[/B]: genel, herşeyi içine alan kıyamet (bk. ḳ-v-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kıyamet-i şahsiye[/B]: kişinin kıyameti (bk. ḳ-v-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahdut[/B]: sınırlı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mahiyet[/B]: özellik, nitelik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahsur[/B]: sınırlanmış[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mazi[/B]: geçmiş[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]medar[/B]: kaynak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]meyil[/B]: eğilim, arzu[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]meyl-i saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluğa olan eğilim, arzu(bk. e-b-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]misil[/B]: benzer (bk. m-s̱-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mündemiç[/B]: içine alan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müstakbel[/B]: gelecek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müteveccih[/B]: yönelme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazar[/B]: bakış (bk. n-ẓ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nebâtat[/B]: bitkiler[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nevi[/B]: tür, çeşit[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]neş’et etme[/B]: doğma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]remz[/B]: ince, gizli işaret[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tahakkuk[/B]: gerçekleşme (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tasavvurât-ı insaniye[/B]: insanın düşünceleri, hayalleri (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tekerrür[/B]: tekrarlanma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tevellüt[/B]: doğma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ulviye[/B]: yüce[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zira[/B]: çünkü[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i şehadet[/B]: görünen âlem (bk. a-l-m; ş-h-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âmm[/B]: genel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âmâl[/B]: ameller, işler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şahs-ı insanî[/B]: insanın kişiliği[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şedit[/B]: şiddetli[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst