Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 265387" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 701</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">lem’a-i ihtiyar, her terkipte bir şule-i hikmet, semerâtının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i zaife-i vâhiyeden ibaret kalır. Yalancı, esassız bir nizam olur. Nizam ve intizamın ruhu olan mâneviyat ve revâbıt ve niseb, hebâ olup gider.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Demek, nizamı nizam eden, saadet-i ebediyedir. Öyle ise, nizam-ı âlem, saadet-i ebediyeye işaret ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>İKİNCİ MEDAR:</strong> Hilkat-i kâinatta bir hikmet-i tâmme görünüyor. Evet, inâyet-i ezeliyenin timsali olan hikmet-i İlâhiye, kâinatın umumunda gösterdiği maslahatların riayeti ve hikmetlerin iltizamı lisanıyla, saadet-i ebediyeyi ilân eder. Çünkü, saadet-i ebediye olmazsa, şu kâinatta bilbedâhe sabit olan hikmetleri, faideleri mükâbere ile inkâr etmek lâzım gelir. Onuncu Sözün Onuncu Hakikati bu hakikati güneş gibi gösterdiğinden, ona iktifâen burada ihtisar ederiz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ÜÇÜNCÜ MEDAR:</strong> Akıl ve hikmet ve istikrâ ve tecrübenin şehadetleriyle sabit olan hilkat-i mevcudattaki adem-i abesiyet ve adem-i israf, saadet-i ebediyeye işaret eder.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Fıtratta israf ve hilkatte abesiyet olmadığına delil, Sâni-i Zülcelâlin, herşeyin hilkatinde en kısa yolu ve en yakın ciheti ve en hafif sureti ve en güzel keyfiyeti ihtiyar ve intihap etmesidir ve bazan birşeyi yüz vazifeyle tavzif etmesidir ve bir ince şeye bin meyve ve gayeleri takmasıdır. Madem israf yok ve abesiyet olmaz. Elbette saadet-i ebediye olacaktır. Çünkü, dönmemek üzere adem, herşeyi abes eder, herşey israf olur.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Umum fıtratta, ezcümle insanda, fenn-i menâfiü’l-âzâ şehadetiyle sabit olan adem-i israf gösteriyor ki, insanda olan hadsiz istidâdât-ı mâneviye ve nihayetsiz</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâni-i Zülcelâl</strong>: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan, sonsuz büyüklük ve haşmet sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>abes</strong>: faydasız, gayesiz, boş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>abesiyet</strong>: faydasızlık ve gayesizlik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>adem</strong>: hiçlik, yokluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>adem-i abesiyet</strong>: boş ve anlamsız olmama</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>adem-i israf</strong>: israfsızlık (bk. s-r-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bilbedâhe</strong>: ap açık bir şekilde</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cihet</strong>: taraf, yön</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ezcümle</strong>: örneğin, mesela</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fenn-i menâfiü’l-âzâ</strong>: insan organlarının neye yaradığını araştıran ilim</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fıtrat</strong>: yaratılış (bk. f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sayısız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hebâ olmak</strong>: boşa gitmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olduğunu gösteren ilim (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hikmet-i tâmme</strong>: tam ve mükemmel hikmet; eksiksiz ve yerli yerinde iş (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hikmet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın herşeyi bir sebep ve gayeye yönelik olarak, anlamlı ve yerli yerinde yapması (bk. ḥ-k-m; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hilkat</strong>: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hilkat-i kâinat</strong>: kâinatın, evrenin yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hilkat-i mevcudat</strong>: varlıkların yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ; v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihtisar</strong>: kısaltma, sınırlama</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihtiyar</strong>: seçme, tercih etme (bk. ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iktifâen</strong>: yeterli görerek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iltizam</strong>: gerekli görme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inayet-i ezeliye</strong>: ezelî olan Allah’ın inayeti, düzeni, nizamı (bk. a-n-y; e-z-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>inkâr</strong>: kabul etmeme, inanmama (bk. n-k-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>intihap</strong>: seçme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>israf</strong>: savurganlık (bk. s-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istidâdât-ı mâneviye</strong>: manevi istidatlar, kabiliyetler (bk. a-d-d; a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istikrâ</strong>: etraflı bilgilerden umumî bir netice çıkarmak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>keyfiyet</strong>: özellik, nitelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>lem’a-i ihtiyar</strong>: irade ve dileme parıltısı (bk. ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>lisan</strong>: dil</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maslahat</strong>: fayda, gaye (bk. ṣ-l-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>medar</strong>: kaynak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mâneviyat</strong>: mânevî âleme ait olan şeyler (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mükâbere</strong>: büyüklük taslayarak doğruyu kabul etmeme (bk. k-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar-ı dikkat</strong>: dikkatli bakış (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>niseb</strong>: bağlar (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nizam</strong>: düzen (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nizam-ı âlem</strong>: âlemin düzeni (bk. n-ẓ-m; a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>revâbıt</strong>: bağlantılar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>riayet</strong>: uyma, gözetme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>semerât</strong>: meyveler, neticeler</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret-i zaife-i vâhiye</strong>: zayıf ve esassız görüntü (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tavzif</strong>: vazifelendirme, görevlendirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>terkip</strong>: birleştirme; birleşik şey</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>timsal</strong>: suret, görüntü (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün, genel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahitlik (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şule-i hikmet</strong>: hikmet ışıltısı (bk. ḥ-k-m)</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 265387, member: 1"] [b]Yirmi Dokuzuncu Söz - Sayfa 701[/b] [FONT=tahoma]lem’a-i ihtiyar, her terkipte bir şule-i hikmet, semerâtının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte, eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i zaife-i vâhiyeden ibaret kalır. Yalancı, esassız bir nizam olur. Nizam ve intizamın ruhu olan mâneviyat ve revâbıt ve niseb, hebâ olup gider. Demek, nizamı nizam eden, saadet-i ebediyedir. Öyle ise, nizam-ı âlem, saadet-i ebediyeye işaret ediyor. [B]İKİNCİ MEDAR:[/B] Hilkat-i kâinatta bir hikmet-i tâmme görünüyor. Evet, inâyet-i ezeliyenin timsali olan hikmet-i İlâhiye, kâinatın umumunda gösterdiği maslahatların riayeti ve hikmetlerin iltizamı lisanıyla, saadet-i ebediyeyi ilân eder. Çünkü, saadet-i ebediye olmazsa, şu kâinatta bilbedâhe sabit olan hikmetleri, faideleri mükâbere ile inkâr etmek lâzım gelir. Onuncu Sözün Onuncu Hakikati bu hakikati güneş gibi gösterdiğinden, ona iktifâen burada ihtisar ederiz. [B]ÜÇÜNCÜ MEDAR:[/B] Akıl ve hikmet ve istikrâ ve tecrübenin şehadetleriyle sabit olan hilkat-i mevcudattaki adem-i abesiyet ve adem-i israf, saadet-i ebediyeye işaret eder. Fıtratta israf ve hilkatte abesiyet olmadığına delil, Sâni-i Zülcelâlin, herşeyin hilkatinde en kısa yolu ve en yakın ciheti ve en hafif sureti ve en güzel keyfiyeti ihtiyar ve intihap etmesidir ve bazan birşeyi yüz vazifeyle tavzif etmesidir ve bir ince şeye bin meyve ve gayeleri takmasıdır. Madem israf yok ve abesiyet olmaz. Elbette saadet-i ebediye olacaktır. Çünkü, dönmemek üzere adem, herşeyi abes eder, herşey israf olur. Umum fıtratta, ezcümle insanda, fenn-i menâfiü’l-âzâ şehadetiyle sabit olan adem-i israf gösteriyor ki, insanda olan hadsiz istidâdât-ı mâneviye ve nihayetsiz [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Sâni-i Zülcelâl[/B]: herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan, sonsuz büyüklük ve haşmet sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]abes[/B]: faydasız, gayesiz, boş[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]abesiyet[/B]: faydasızlık ve gayesizlik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]adem[/B]: hiçlik, yokluk[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]adem-i abesiyet[/B]: boş ve anlamsız olmama[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]adem-i israf[/B]: israfsızlık (bk. s-r-f)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bilbedâhe[/B]: ap açık bir şekilde[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cihet[/B]: taraf, yön[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ezcümle[/B]: örneğin, mesela[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fenn-i menâfiü’l-âzâ[/B]: insan organlarının neye yaradığını araştıran ilim[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fıtrat[/B]: yaratılış (bk. f-ṭ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hadsiz[/B]: sayısız[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hebâ olmak[/B]: boşa gitmek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olduğunu gösteren ilim (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hikmet-i tâmme[/B]: tam ve mükemmel hikmet; eksiksiz ve yerli yerinde iş (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hikmet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın herşeyi bir sebep ve gayeye yönelik olarak, anlamlı ve yerli yerinde yapması (bk. ḥ-k-m; e-l-h)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hilkat[/B]: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hilkat-i kâinat[/B]: kâinatın, evrenin yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hilkat-i mevcudat[/B]: varlıkların yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ; v-c-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ihtisar[/B]: kısaltma, sınırlama[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ihtiyar[/B]: seçme, tercih etme (bk. ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]iktifâen[/B]: yeterli görerek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]iltizam[/B]: gerekli görme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]inayet-i ezeliye[/B]: ezelî olan Allah’ın inayeti, düzeni, nizamı (bk. a-n-y; e-z-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]inkâr[/B]: kabul etmeme, inanmama (bk. n-k-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]intihap[/B]: seçme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]israf[/B]: savurganlık (bk. s-r-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istidâdât-ı mâneviye[/B]: manevi istidatlar, kabiliyetler (bk. a-d-d; a-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]istikrâ[/B]: etraflı bilgilerden umumî bir netice çıkarmak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]keyfiyet[/B]: özellik, nitelik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]lem’a-i ihtiyar[/B]: irade ve dileme parıltısı (bk. ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]lisan[/B]: dil[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]maslahat[/B]: fayda, gaye (bk. ṣ-l-ḥ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]medar[/B]: kaynak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mâneviyat[/B]: mânevî âleme ait olan şeyler (bk. a-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mükâbere[/B]: büyüklük taslayarak doğruyu kabul etmeme (bk. k-b-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazar-ı dikkat[/B]: dikkatli bakış (bk. n-ẓ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]niseb[/B]: bağlar (bk. n-s-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nizam[/B]: düzen (bk. n-ẓ-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nizam-ı âlem[/B]: âlemin düzeni (bk. n-ẓ-m; a-l-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]revâbıt[/B]: bağlantılar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]riayet[/B]: uyma, gözetme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]semerât[/B]: meyveler, neticeler[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]suret-i zaife-i vâhiye[/B]: zayıf ve esassız görüntü (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tavzif[/B]: vazifelendirme, görevlendirme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]terkip[/B]: birleştirme; birleşik şey[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]timsal[/B]: suret, görüntü (bk. m-s̱-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]umum[/B]: bütün, genel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şehadet[/B]: şahitlik (bk. ş-h-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şule-i hikmet[/B]: hikmet ışıltısı (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Dokuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst