Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257534" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmibeşinci Söz - Sayfa 604</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">dahi tilâveti vaktinde pervane gibi etrafında hakperestâne toplanmaları, Kur’ân’ın kâinatça makbuliyetine ve en yüksek bir makamda bulunduğuna bir imzadır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem, nev-i beşerin umum tabakaları, en gabî ve âmiden tut, tâ en zeki ve âlime kadar herbirisi Kur’ân’ın dersinden tam hisse almaları ve en derin hakikatleri fehmetmeleri ve yüzer fen ve ulûm-u İslâmiyenin ve bilhassa Şeriat-ı Kübrânın büyük müçtehidleri ve usulüddin ve ilm-i kelâmın dâhi muhakkikleri gibi her taife, kendi ilmine ait bütün hâcâtını ve cevaplarını Kur’ân’dan istihraç etmeleri, Kur’ân menba-ı hak ve maden-i hakikat olduğuna bir imzadır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem edebiyatça en ileri bulunan Arap edipleri şimdiye kadar Müslüman olmayanlar muarazaya pek çok muhtaç oldukları halde, Kur’ân’ın i’câzından yedi büyük vechi varken, yalnız birtek vechi olan belâğatinin, tek bir sûrenin mislini getirmekten istinkâfları; ve şimdiye kadar gelen ve muaraza ile şöhret kazanmak isteyen meşhur belîğlerin ve dâhi âlimlerin, onun hiçbir vech-i i’câzına karşı çıkamamaları ve âcizâne sükût etmeleri, Kur’ân mu’cize ve tâkat-i beşerin fevkinde olduğuna bir imzadır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, bir kelâm, “Kimden gelmiş ve kime gelmiş ve ne için?” denilmesiyle kıymeti ve ulviyeti ve belâğati tezahür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz ve ona yetişilmez. Çünkü, Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve bütün kâinatın Hâlıkının hitabı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklidi ve tasannuu ihsas edecek hiçbir emare bulunmayan bir mukâlemesi; ve bütün insanların, belki bütün mahlûkatın namına meb’us ve nev-i beşerin en meşhur ve namdar muhatabı bulunan ve o muhatabın kuvvet ve vüs’at-i imanı koca İslâmiyeti tereşşuh edip sahibini Kàb-ı Kavseyn makamına çıkararak muhatab-ı Samedâniyeye mazhariyetle nüzul eden;</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık</strong>: herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kàb-ı Kavseyn</strong>: Cenab-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz Miracda bu makamda bizzat Cenab-ı Hak ile görüşmüştür (bk. ḳ-v-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rab</strong>: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beliğ</strong>: belagâtçi, maksadını noksansız ve güzel sözlerle anlatabilen (bk. b-l-ğ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>belâğat</strong>: sözün düzgün, kusursuz, halin ve makamın icabına göre yerinde söylenmesi (bk. b-l-ğ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bilhassa</strong>: özellikle</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dâhi</strong>: son derece zeki, dehâ ve hikmet sahibi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>edip</strong>: edebiyatçı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emare</strong>: belirti, işaret</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fehmetmek</strong>: anlamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fen ve ulûm-u İslâmiye</strong>: İslâmî ilimler ve fenler (bk. a-l-m; s-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fevkinde</strong>: üstünde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gabî</strong>: anlayışı kıt, zekâsı az</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek ve doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakperestâne</strong>: hakkı üstün tutarcasına (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hisse</strong>: pay</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâcât</strong>: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihsas etmek</strong>: hissettirmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ilm-i kelâm</strong>: kelâm ilmi (bk. a-l-m; k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihraç etmek</strong>: çıkarmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istinkâf</strong>: çekimser kalma, uzak durma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>i’câz</strong>: mu’cize oluş (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm</strong>: söz (bk. k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kuvvet ve vüs’at-i iman</strong>: imanın kuvveti ve genişliği (bk. e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maden-i hakikat</strong>: gerçeklerin ve doğruların kaynağı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûkat</strong>: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>makbuliyet</strong>: kabul edilmiş olma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhariyet</strong>: erişme, nail olma (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meb’us</strong>: gönderilmiş, görevli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menba-ı hak</strong>: hakkın ve doğrunun kaynağı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhakkik</strong>: gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhatab-ı samedâniye</strong>: Allah’ın muhatabı (bk. ḫ-ṭ-b; ṣ-m-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukâleme</strong>: konuşma (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muâraza</strong>: sözle mücadele</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müçtehid</strong>: içtihad eden, âyet ve hadislerden hüküm çıkaran âlim (bk. c-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>namdar</strong>: şan ve şöhret sahibi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev-i beşer</strong>: insanlık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nüzul etmek</strong>: inmek (bk. n-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sükût etme</strong>: sessiz kalma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taife</strong>: topluluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>takât-i beşer</strong>: insanın gücü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasannu</strong>: yapmacıklık (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tereşşuh</strong>: sızıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezahür etme</strong>: belirme, görünme (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tilâvet</strong>: okuma </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulviyet</strong>: yücelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>usulüddin</strong>: din usulü, kelâm </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vech</strong>: yön </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vech-i i’câz</strong>: mu’cizelik yönü (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âcizâne</strong>: âciz ve güçsüz bir şekilde (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âmi</strong>: cahil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Şeriat-ı Kübrâ</strong>: İslâmın büyük ve yüce kanunları (bk. ş-r-a; k-b-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257534, member: 1"] [b]Yirmibeşinci Söz - Sayfa 604[/b] [FONT=Tahoma]dahi tilâveti vaktinde pervane gibi etrafında hakperestâne toplanmaları, Kur’ân’ın kâinatça makbuliyetine ve en yüksek bir makamda bulunduğuna bir imzadır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem, nev-i beşerin umum tabakaları, en gabî ve âmiden tut, tâ en zeki ve âlime kadar herbirisi Kur’ân’ın dersinden tam hisse almaları ve en derin hakikatleri fehmetmeleri ve yüzer fen ve ulûm-u İslâmiyenin ve bilhassa Şeriat-ı Kübrânın büyük müçtehidleri ve usulüddin ve ilm-i kelâmın dâhi muhakkikleri gibi her taife, kendi ilmine ait bütün hâcâtını ve cevaplarını Kur’ân’dan istihraç etmeleri, Kur’ân menba-ı hak ve maden-i hakikat olduğuna bir imzadır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem edebiyatça en ileri bulunan Arap edipleri şimdiye kadar Müslüman olmayanlar muarazaya pek çok muhtaç oldukları halde, Kur’ân’ın i’câzından yedi büyük vechi varken, yalnız birtek vechi olan belâğatinin, tek bir sûrenin mislini getirmekten istinkâfları; ve şimdiye kadar gelen ve muaraza ile şöhret kazanmak isteyen meşhur belîğlerin ve dâhi âlimlerin, onun hiçbir vech-i i’câzına karşı çıkamamaları ve âcizâne sükût etmeleri, Kur’ân mu’cize ve tâkat-i beşerin fevkinde olduğuna bir imzadır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, bir kelâm, “Kimden gelmiş ve kime gelmiş ve ne için?” denilmesiyle kıymeti ve ulviyeti ve belâğati tezahür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz ve ona yetişilmez. Çünkü, Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve bütün kâinatın Hâlıkının hitabı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklidi ve tasannuu ihsas edecek hiçbir emare bulunmayan bir mukâlemesi; ve bütün insanların, belki bütün mahlûkatın namına meb’us ve nev-i beşerin en meşhur ve namdar muhatabı bulunan ve o muhatabın kuvvet ve vüs’at-i imanı koca İslâmiyeti tereşşuh edip sahibini Kàb-ı Kavseyn makamına çıkararak muhatab-ı Samedâniyeye mazhariyetle nüzul eden; [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık[/B]: herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kàb-ı Kavseyn[/B]: Cenab-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz Miracda bu makamda bizzat Cenab-ı Hak ile görüşmüştür (bk. ḳ-v-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Rab[/B]: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beliğ[/B]: belagâtçi, maksadını noksansız ve güzel sözlerle anlatabilen (bk. b-l-ğ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]belâğat[/B]: sözün düzgün, kusursuz, halin ve makamın icabına göre yerinde söylenmesi (bk. b-l-ğ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bilhassa[/B]: özellikle[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dâhi[/B]: son derece zeki, dehâ ve hikmet sahibi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]edip[/B]: edebiyatçı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]emare[/B]: belirti, işaret[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fehmetmek[/B]: anlamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fen ve ulûm-u İslâmiye[/B]: İslâmî ilimler ve fenler (bk. a-l-m; s-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fevkinde[/B]: üstünde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gabî[/B]: anlayışı kıt, zekâsı az[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek ve doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakperestâne[/B]: hakkı üstün tutarcasına (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hisse[/B]: pay[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâcât[/B]: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihsas etmek[/B]: hissettirmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ilm-i kelâm[/B]: kelâm ilmi (bk. a-l-m; k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istihraç etmek[/B]: çıkarmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istinkâf[/B]: çekimser kalma, uzak durma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]i’câz[/B]: mu’cize oluş (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm[/B]: söz (bk. k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kuvvet ve vüs’at-i iman[/B]: imanın kuvveti ve genişliği (bk. e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maden-i hakikat[/B]: gerçeklerin ve doğruların kaynağı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûkat[/B]: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]makbuliyet[/B]: kabul edilmiş olma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mazhariyet[/B]: erişme, nail olma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meb’us[/B]: gönderilmiş, görevli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]menba-ı hak[/B]: hakkın ve doğrunun kaynağı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhakkik[/B]: gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhatab-ı samedâniye[/B]: Allah’ın muhatabı (bk. ḫ-ṭ-b; ṣ-m-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukâleme[/B]: konuşma (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muâraza[/B]: sözle mücadele[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müçtehid[/B]: içtihad eden, âyet ve hadislerden hüküm çıkaran âlim (bk. c-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]namdar[/B]: şan ve şöhret sahibi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nev-i beşer[/B]: insanlık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nüzul etmek[/B]: inmek (bk. n-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sükût etme[/B]: sessiz kalma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taife[/B]: topluluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]takât-i beşer[/B]: insanın gücü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasannu[/B]: yapmacıklık (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tereşşuh[/B]: sızıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tezahür etme[/B]: belirme, görünme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tilâvet[/B]: okuma [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ulviyet[/B]: yücelik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]usulüddin[/B]: din usulü, kelâm [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vech[/B]: yön [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vech-i i’câz[/B]: mu’cizelik yönü (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âcizâne[/B]: âciz ve güçsüz bir şekilde (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âmi[/B]: cahil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Şeriat-ı Kübrâ[/B]: İslâmın büyük ve yüce kanunları (bk. ş-r-a; k-b-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst