Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257429" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmibeşinci Söz - Sayfa 586</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">dair—beyanat-ı Kur’âniye o kadar tenasübü muhafaza etmiş ve herbir uzva ve meyveye lâyık bir suret vermiştir ki, bütün muhakkikler nihayet-i tahkikinde Kur’ân’ın tasvirine “Mâşaallah, bârekâllah” deyip, “Tılsım-ı kâinatı ve muammâ-yı hilkati keşif ve fetheden yalnız sensin, ey Kur’ân-ı Kerîm” demişler.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">وَ ِللهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> temsilde kusur yok, esmâ ve sıfât-ı İlâhiye ve şuûn ve ef’âl-i Rabbâniye bir şecere-i tûbâ-i nur hükmünde temsil edilmekle, o şecere-i nuraniyenin daire-i azameti ezelden ebede uzanıp gidiyor. Hudud-u kibriyâsı, gayr-ı mütenâhi fezâ-yı ıtlakta yayılıp ihata ediyor. Hudud-u icraatı</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">يَحوُلُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوٰى</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />3</u></strong> hududundan tut, ta</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">وَالسَّمٰوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />4</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضَ فِى سِتَّةِ اَيَّامٍ</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />5</u></strong> hududuna kadar intişar etmiş o hakikat-i nuraniyeyi bütün dal ve budaklarıyla, gayat ve meyveleriyle, o kadar tenasüple, birbirine uygun, birbirine lâyık, birbirini kırmayacak, birbirinin hükmünü bozmayacak, birbirinden tevahhuş etmeyecek bir surette o hakaik-ı esmâ ve sıfâtı ve şuûn ve ef’âli beyan eder ki, bütün ehl-i keşif ve hakikat ve daire-i melekûtta cevelân eden bütün ashab-ı irfan ve hikmet, o beyanat-ı Kur’âniyeye karşı “Sübhânallah” deyip “Ne kadar doğru, ne kadar mutabık, ne kadar güzel, ne kadar lâyık” diyerek tasdik ediyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Meselâ, bütün daire-i imkân ve daire-i vücuba bakan, hem o iki şecere-i azîmenin</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “En yüce misaller Allah içindir.” Nahl Sûresi, 16:60.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “O, kişiyle kalbinin arasına girer.” Enfâl Sûresi, 8:24.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-3</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Daneleri ve çekirdekleri çatlatan Odur.” En’âm Sûresi, 6:95.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-4</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Gökler Onun kudret eliyle dürülmüştür.” Zümer Sûresi, 39:67.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-5</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Gökleri ve yeri altı günde yarattı.” Hûd Sûresi, 11:7.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sübhânallah</strong>: “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir” (bk. s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ashab-ı irfan ve hikmet</strong>: ilim ve hikmet sahibi kimseler (bk. a-r-f; ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>barekâllah</strong>: Allah ne mübarek yaratmış (bk. b-r-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyan etmek</strong>: açıklamak (bk. b-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyanat-ı Kur’âniye</strong>: Kur’ân’ın açıklamaları (bk. b-y-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cevelân</strong>: dolaşma, gezme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daire-i azamet</strong>: büyüklük dairesi (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daire-i imkân</strong>: varlığı da yokluğu da eşit olan daire, kâinat (bk. m-k-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daire-i melekût</strong>: eşyanın iç yüzüyle alakalı daire, gayb dairesi (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daire-i vücub</strong>: hiç değişikliğe uğramayan varlığı zorunlu olan İlâhlık dairesi (bk. v-c-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebed</strong>: sonu olmayan gelecek zaman, sonsuz (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i keşif ve hakikat</strong>: gayb âlemine ait bilinmeyen hakikatleri Cenab-ı Allah’ın lütfu ve ihsanıyla bilen kimseler (bk. k-ş-f; ḥ-ḳ-ḳ) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ ve sıfât-ı İlâhiye</strong>: Allah’ın isim ve sıfatları (bk. s-m-v; v-ṣ-f; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ezel</strong>: başlangıcı olmayan, sonsuz (bk. e-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fethetmek</strong>: açma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fezâ-yı ıtlak</strong>: uçsuz bucaksız gökyüzü, uzay (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gayat</strong>: gayeler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gayr-ı mütenâhi</strong>: sonsuz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakaik-ı esmâ ve sıfât ve şuûn ve ef’âl</strong>: Allah’ın isimlerinin, sıfatlarının, işlerinin ve fiillerinin hakikatleri (bk. ḥ-ḳ-ḳ; s-m-v; v-ṣ-f; f-a-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat-i nuraniye</strong>: nurlu gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ; n-v-r) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hudud</strong>: sınır, uç</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hudud-u icraat</strong>: icraatın sınırı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hudud-u kibriya</strong>: büyüklüğün hududu (bk. k-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihata etmek</strong>: kuşatmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intişar etmek</strong>: yayılmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>keşif</strong>: açığa çıkarma (bk. k-ş-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muammâ-yı hilkat</strong>: yaratılıştaki sır ve gizlilikler (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza etmek</strong>: korumak (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhakkik</strong>: gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mutabık</strong>: uygun</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâşaallah</strong>: Allah ne güzel dilemiş ve yapmış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayet-i tahkik</strong>: araştırmanın sonu (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasdik etmek</strong>: doğruluğunu onaylamak (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasvir</strong>: resimleme; anlatma, ifade etme (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tenasüb</strong>: uygunluk (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevahhuş</strong>: korkmak, ürkmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tılsım-ı kâinat</strong>: kâinatın tılsımı, gizemi (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>uzuv</strong>: organ </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şecere-i azîme</strong>: büyük ağaç (bk. a-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şecere-i nuraniye</strong>: nurlu ağaç (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şecere-i tûbâ-i nur</strong>: nurlu tûbâ ağacı (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuûn ve ef’âl-i Rabbâniye</strong>: Allah’ın işleri ve fiilleri (bk. ş-e-n; f-a-l; r-b-b) </span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257429, member: 1"] [b]Yirmibeşinci Söz - Sayfa 586[/b] [FONT=Tahoma]dair—beyanat-ı Kur’âniye o kadar tenasübü muhafaza etmiş ve herbir uzva ve meyveye lâyık bir suret vermiştir ki, bütün muhakkikler nihayet-i tahkikinde Kur’ân’ın tasvirine “Mâşaallah, bârekâllah” deyip, “Tılsım-ı kâinatı ve muammâ-yı hilkati keşif ve fetheden yalnız sensin, ey Kur’ân-ı Kerîm” demişler. [/FONT] [FONT=Tahoma][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]وَ ِللهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] temsilde kusur yok, esmâ ve sıfât-ı İlâhiye ve şuûn ve ef’âl-i Rabbâniye bir şecere-i tûbâ-i nur hükmünde temsil edilmekle, o şecere-i nuraniyenin daire-i azameti ezelden ebede uzanıp gidiyor. Hudud-u kibriyâsı, gayr-ı mütenâhi fezâ-yı ıtlakta yayılıp ihata ediyor. Hudud-u icraatı [/FONT] [FONT=Tahoma][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]يَحوُلُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوٰى[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]3[/U][/B] hududundan tut, ta [/FONT] [FONT=Tahoma][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]وَالسَّمٰوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]4[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضَ فِى سِتَّةِ اَيَّامٍ[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]5[/U][/B] hududuna kadar intişar etmiş o hakikat-i nuraniyeyi bütün dal ve budaklarıyla, gayat ve meyveleriyle, o kadar tenasüple, birbirine uygun, birbirine lâyık, birbirini kırmayacak, birbirinin hükmünü bozmayacak, birbirinden tevahhuş etmeyecek bir surette o hakaik-ı esmâ ve sıfâtı ve şuûn ve ef’âli beyan eder ki, bütün ehl-i keşif ve hakikat ve daire-i melekûtta cevelân eden bütün ashab-ı irfan ve hikmet, o beyanat-ı Kur’âniyeye karşı “Sübhânallah” deyip “Ne kadar doğru, ne kadar mutabık, ne kadar güzel, ne kadar lâyık” diyerek tasdik ediyorlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Meselâ, bütün daire-i imkân ve daire-i vücuba bakan, hem o iki şecere-i azîmenin [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “En yüce misaller Allah içindir.” Nahl Sûresi, 16:60. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “O, kişiyle kalbinin arasına girer.” Enfâl Sûresi, 8:24. Dipnot-3[/FONT] [FONT=Tahoma] “Daneleri ve çekirdekleri çatlatan Odur.” En’âm Sûresi, 6:95. Dipnot-4[/FONT] [FONT=Tahoma] “Gökler Onun kudret eliyle dürülmüştür.” Zümer Sûresi, 39:67. Dipnot-5[/FONT] [FONT=Tahoma] “Gökleri ve yeri altı günde yarattı.” Hûd Sûresi, 11:7.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Sübhânallah[/B]: “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir” (bk. s-b-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ashab-ı irfan ve hikmet[/B]: ilim ve hikmet sahibi kimseler (bk. a-r-f; ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]barekâllah[/B]: Allah ne mübarek yaratmış (bk. b-r-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beyan etmek[/B]: açıklamak (bk. b-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beyanat-ı Kur’âniye[/B]: Kur’ân’ın açıklamaları (bk. b-y-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cevelân[/B]: dolaşma, gezme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]daire-i azamet[/B]: büyüklük dairesi (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]daire-i imkân[/B]: varlığı da yokluğu da eşit olan daire, kâinat (bk. m-k-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]daire-i melekût[/B]: eşyanın iç yüzüyle alakalı daire, gayb dairesi (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]daire-i vücub[/B]: hiç değişikliğe uğramayan varlığı zorunlu olan İlâhlık dairesi (bk. v-c-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ebed[/B]: sonu olmayan gelecek zaman, sonsuz (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i keşif ve hakikat[/B]: gayb âlemine ait bilinmeyen hakikatleri Cenab-ı Allah’ın lütfu ve ihsanıyla bilen kimseler (bk. k-ş-f; ḥ-ḳ-ḳ) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ ve sıfât-ı İlâhiye[/B]: Allah’ın isim ve sıfatları (bk. s-m-v; v-ṣ-f; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ezel[/B]: başlangıcı olmayan, sonsuz (bk. e-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fethetmek[/B]: açma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fezâ-yı ıtlak[/B]: uçsuz bucaksız gökyüzü, uzay (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]gayat[/B]: gayeler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gayr-ı mütenâhi[/B]: sonsuz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakaik-ı esmâ ve sıfât ve şuûn ve ef’âl[/B]: Allah’ın isimlerinin, sıfatlarının, işlerinin ve fiillerinin hakikatleri (bk. ḥ-ḳ-ḳ; s-m-v; v-ṣ-f; f-a-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat-i nuraniye[/B]: nurlu gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ; n-v-r) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hudud[/B]: sınır, uç[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hudud-u icraat[/B]: icraatın sınırı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hudud-u kibriya[/B]: büyüklüğün hududu (bk. k-b-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihata etmek[/B]: kuşatmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intişar etmek[/B]: yayılmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]keşif[/B]: açığa çıkarma (bk. k-ş-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muammâ-yı hilkat[/B]: yaratılıştaki sır ve gizlilikler (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza etmek[/B]: korumak (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhakkik[/B]: gerçekleri araştıran ve delilleriyle bilen âlimler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mutabık[/B]: uygun[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mâşaallah[/B]: Allah ne güzel dilemiş ve yapmış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nihayet-i tahkik[/B]: araştırmanın sonu (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasdik etmek[/B]: doğruluğunu onaylamak (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tasvir[/B]: resimleme; anlatma, ifade etme (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tenasüb[/B]: uygunluk (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevahhuş[/B]: korkmak, ürkmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tılsım-ı kâinat[/B]: kâinatın tılsımı, gizemi (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]uzuv[/B]: organ [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şecere-i azîme[/B]: büyük ağaç (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şecere-i nuraniye[/B]: nurlu ağaç (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şecere-i tûbâ-i nur[/B]: nurlu tûbâ ağacı (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şuûn ve ef’âl-i Rabbâniye[/B]: Allah’ın işleri ve fiilleri (bk. ş-e-n; f-a-l; r-b-b) [/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst