Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257292" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmibeşinci Söz - Sayfa 575</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">bir uruc-u küllî var ki, tâ Sidretü’l-Müntehâya, tâ Kab-ı Kavseyne kadar merâtib-i külliye-i esmâiyede gözüne, kulağına tezahür eden âyât-ı Rabbâniyeyi ve acaib-i san’at-ı İlâhiyeyi işitmiş, görmüştür” der. O küçük, cüz’î seyahati, küllî ve mahşer-i acaip bir seyahatin anahtarı hükmünde gösteriyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Eğer zamir Cenâb-ı Hakka râci olsa şöyle oluyor ki: Bir abdini bir seyahatte huzuruna davet edip bir vazife ile tavzif etmek için Mescid-i Haramdan mecma‑ı enbiya olan Mescid-i Aksâya gönderip, enbiyalarla görüştürüp, bütün enbiyaların usul-ü dinlerine vâris-i mutlak olduğunu gösterdikten sonra, tâ Kab‑ı Kavseyne kadar mülk ve melekûtunda gezdirdi. İşte, çendan o zat bir abddir; bir mirac-ı cüz’îde seyahat eder. Fakat bu abdde, bütün kâinata taalluk eden bir emanet beraberdir. Hem şu kâinatın rengini değiştirecek bir nur beraberdir. Hem saadet-i ebediyenin kapısını açacak bir anahtar beraber olduğu için, Cenâb-ı Hak kendi zâtını, “bütün eşyayı işitir ve görür” sıfatıyla tavsif eder—tâ o emanet, o nur, o anahtarın cihanşümul hikmetlerini göstersin.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem meselâ,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اَلْحَمْدُ ِللهِ فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ جَاعِلِ الْمَلٰۤئِكَةِ رُسُلاً اُولِىۤ اَجْنِحَةٍ مَثْنىَ وَثُلٰثَ وَرُبَاعَ يَزيِدُ فِى الْخَلْقِ مَا يَشَاۤءُ اِنَّ اللهَ عَلٰى كُلِّ شَئٍْ قَدِيرٌ</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, şu sûrede, “Semâvât ve arzın Fâtır-ı Zülcelâli, semâvât ve arzı öyle bir tarzda tezyin edip âsâr-ı kemâlini göstermekle, hadsiz seyircilerinden Fâtırına hadsiz medh ü senâlar ettiriyor. Ve öyle de hadsiz nimetlerle süslendirmiş ki, semâ ve zemin bütün nimetlerin ve nimet-dîdelerin lisanlarıyla o Fâtır-ı Rahmân’ına</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Hamd o Allah’a mahsustur ki, gökleri ve yeri yoktan yaratmış, melekleri de ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılmıştır. O, yarattıkları için neyi dilerse onu arttırır. Muhakkak ki Allah herşeye hakkıyla kadirdir.” Fâtır Sûresi, 35:1.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Fâtır</strong>: herşeyi üstün san’atıyla yoktan yaratan Allah (bk. f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Fâtır-ı Rahmân</strong>: rahmet ve şefkati sınırsız olan ve herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Fâtır-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet sahibi olan ve herşeyi harika, üstün sanatıyla yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kab-ı Kavseyn</strong>: Cenab-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz Miracda bu makamda bizzat Cenab-ı Hak ile görüşmüştür (bk. ḳ-v-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mescid-i Aksâ</strong>: Kudüs’te Hz. Süleyman tarafından yaptırılan mukaddes mescid</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mescid-i Haram</strong>: Mekke’de içinde Kâbenin bulunduğu büyük mescid (bk. ḥ-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sidretü’l-Müntehâ</strong>: yedinci kat gökte olduğu rivâyet edilen ve Cebrail’in (a.s.m) çıkabildiği en son makam</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>abd</strong>: kul (bk. a-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acaib-i san’at-ı İlâhiye</strong>: Allah’ın hayrette bırakan san’at eserleri (bk. ṣ-n-a; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>arz</strong>: yer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihanşümul</strong>: dünya çapında, evrensel</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cüz’î</strong>: ferdî (bk. c-z-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enbiya</strong>: peygamberler (bk. n-b-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sayısız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küllî</strong>: kapsamlı, geniş (bk. k-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahşer-i acaip</strong>: hayret verici şeylerin toplandığı yer (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mecma-ı enbiya</strong>: peygamberlerin toplandığı yer (bk. c-m-a; n-b-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medh ü senâ</strong>: övme ve yüceltme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>melekût</strong>: melekler ve ruhlar âlemi (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>merâtib-i külliye-i esmâiye</strong>: Allah’ın isimlerinin büyük ve geniş mertebeleri (bk. k-l-l; s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mirac-ı cüz’î</strong>: küçük bir yükseliş (bk. a-r-c; c-z-e)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mülk</strong>: hükmedilen yer, sahip olunan şey (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nimet-dîde</strong>: nimete kavuşan (bk. n-a-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>râci</strong>: ait</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâ</strong>: gök (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâvat</strong>: gökler (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taalluk etmek</strong>: ilgilendirmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tavsif etmek</strong>: vasıflandırmak, özellikleriyle tanıtmak (bk. v-ṣ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tavzif etmek</strong>: vazifelendirmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezahür</strong>: belirme, görünme (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezyin etmek</strong>: süslemek (bk. z-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>uruc-u küllî</strong>: küllî, büyük yükseliş (bk. a-r-c; k-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>usul-ü din</strong>: din prensipleri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vâris-i mutlak</strong>: mutlak mirasçı (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zamir</strong>: ismin yerini tutan kelime</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemin</strong>: yeryüzü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr-ı kemâl</strong>: mükemmellik eserleri (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyât-ı Rabbaniye</strong>: Rabbânî âyetler; Allah’ı gösteren ve tanıtan deliller (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>çendan</strong>: gerçi</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257292, member: 1"] [b]Yirmibeşinci Söz - Sayfa 575[/b] [FONT=Tahoma]bir uruc-u küllî var ki, tâ Sidretü’l-Müntehâya, tâ Kab-ı Kavseyne kadar merâtib-i külliye-i esmâiyede gözüne, kulağına tezahür eden âyât-ı Rabbâniyeyi ve acaib-i san’at-ı İlâhiyeyi işitmiş, görmüştür” der. O küçük, cüz’î seyahati, küllî ve mahşer-i acaip bir seyahatin anahtarı hükmünde gösteriyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Eğer zamir Cenâb-ı Hakka râci olsa şöyle oluyor ki: Bir abdini bir seyahatte huzuruna davet edip bir vazife ile tavzif etmek için Mescid-i Haramdan mecma‑ı enbiya olan Mescid-i Aksâya gönderip, enbiyalarla görüştürüp, bütün enbiyaların usul-ü dinlerine vâris-i mutlak olduğunu gösterdikten sonra, tâ Kab‑ı Kavseyne kadar mülk ve melekûtunda gezdirdi. İşte, çendan o zat bir abddir; bir mirac-ı cüz’îde seyahat eder. Fakat bu abdde, bütün kâinata taalluk eden bir emanet beraberdir. Hem şu kâinatın rengini değiştirecek bir nur beraberdir. Hem saadet-i ebediyenin kapısını açacak bir anahtar beraber olduğu için, Cenâb-ı Hak kendi zâtını, “bütün eşyayı işitir ve görür” sıfatıyla tavsif eder—tâ o emanet, o nur, o anahtarın cihanşümul hikmetlerini göstersin. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem meselâ, [/FONT] [CENTER][FONT=Tahoma][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اَلْحَمْدُ ِللهِ فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ جَاعِلِ الْمَلٰۤئِكَةِ رُسُلاً اُولِىۤ اَجْنِحَةٍ مَثْنىَ وَثُلٰثَ وَرُبَاعَ يَزيِدُ فِى الْخَلْقِ مَا يَشَاۤءُ اِنَّ اللهَ عَلٰى كُلِّ شَئٍْ قَدِيرٌ[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT][/CENTER] [FONT=Tahoma] İşte, şu sûrede, “Semâvât ve arzın Fâtır-ı Zülcelâli, semâvât ve arzı öyle bir tarzda tezyin edip âsâr-ı kemâlini göstermekle, hadsiz seyircilerinden Fâtırına hadsiz medh ü senâlar ettiriyor. Ve öyle de hadsiz nimetlerle süslendirmiş ki, semâ ve zemin bütün nimetlerin ve nimet-dîdelerin lisanlarıyla o Fâtır-ı Rahmân’ına [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Hamd o Allah’a mahsustur ki, gökleri ve yeri yoktan yaratmış, melekleri de ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılmıştır. O, yarattıkları için neyi dilerse onu arttırır. Muhakkak ki Allah herşeye hakkıyla kadirdir.” Fâtır Sûresi, 35:1.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Fâtır[/B]: herşeyi üstün san’atıyla yoktan yaratan Allah (bk. f-ṭ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Fâtır-ı Rahmân[/B]: rahmet ve şefkati sınırsız olan ve herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Fâtır-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet sahibi olan ve herşeyi harika, üstün sanatıyla yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kab-ı Kavseyn[/B]: Cenab-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz Miracda bu makamda bizzat Cenab-ı Hak ile görüşmüştür (bk. ḳ-v-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Mescid-i Aksâ[/B]: Kudüs’te Hz. Süleyman tarafından yaptırılan mukaddes mescid[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Mescid-i Haram[/B]: Mekke’de içinde Kâbenin bulunduğu büyük mescid (bk. ḥ-r-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Sidretü’l-Müntehâ[/B]: yedinci kat gökte olduğu rivâyet edilen ve Cebrail’in (a.s.m) çıkabildiği en son makam[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]abd[/B]: kul (bk. a-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]acaib-i san’at-ı İlâhiye[/B]: Allah’ın hayrette bırakan san’at eserleri (bk. ṣ-n-a; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]arz[/B]: yer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihanşümul[/B]: dünya çapında, evrensel[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cüz’î[/B]: ferdî (bk. c-z-e)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]enbiya[/B]: peygamberler (bk. n-b-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hadsiz[/B]: sayısız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]küllî[/B]: kapsamlı, geniş (bk. k-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahşer-i acaip[/B]: hayret verici şeylerin toplandığı yer (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mecma-ı enbiya[/B]: peygamberlerin toplandığı yer (bk. c-m-a; n-b-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medh ü senâ[/B]: övme ve yüceltme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]melekût[/B]: melekler ve ruhlar âlemi (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]merâtib-i külliye-i esmâiye[/B]: Allah’ın isimlerinin büyük ve geniş mertebeleri (bk. k-l-l; s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mirac-ı cüz’î[/B]: küçük bir yükseliş (bk. a-r-c; c-z-e)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mülk[/B]: hükmedilen yer, sahip olunan şey (bk. m-l-k)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nimet-dîde[/B]: nimete kavuşan (bk. n-a-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]râci[/B]: ait[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]semâ[/B]: gök (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semâvat[/B]: gökler (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taalluk etmek[/B]: ilgilendirmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tavsif etmek[/B]: vasıflandırmak, özellikleriyle tanıtmak (bk. v-ṣ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tavzif etmek[/B]: vazifelendirmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tezahür[/B]: belirme, görünme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tezyin etmek[/B]: süslemek (bk. z-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]uruc-u küllî[/B]: küllî, büyük yükseliş (bk. a-r-c; k-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]usul-ü din[/B]: din prensipleri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vâris-i mutlak[/B]: mutlak mirasçı (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zamir[/B]: ismin yerini tutan kelime[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zemin[/B]: yeryüzü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr-ı kemâl[/B]: mükemmellik eserleri (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âyât-ı Rabbaniye[/B]: Rabbânî âyetler; Allah’ı gösteren ve tanıtan deliller (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]çendan[/B]: gerçi[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst