Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257287" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmibeşinci Söz - Sayfa 570</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ile toplanır, bulut teşkil eder. Sonra, küçük küçük taifeler bir ordu teşkil eder gibi, o parça parça bulutları telif edip, kıyamette seyyar dağlar cesamet ve şeklinde ve rutubet ve beyazlık cihetinde kar ve dolu keyfiyetinde olan o sehab parçalarından, âb-ı hayatı bütün zîhayata gönderiyor. Fakat o göndermekte bir irade, bir kast görünüyor. Hâcâta göre geliyor; demek gönderiliyor. Cevv berrak, sâfi, hiçbir şey yokken, bir mahşer-i acaip gibi, dağvâri parçalar kendi kendine toplanmıyor. Belki zîhayatı tanıyan Birisidir ki, gönderiyor. İşte, şu mesafe-i mâneviyede Kadîr, Alîm, Mutasarrıf, Müdebbir, Mürebbî, Mugîs, Muhyî gibi esmâların matlaları görünüyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>SEKİZİNCİ MEZİYET-İ CEZÂLET:</strong> Kur’ân, kâh oluyor ki, Cenâb-ı Hakkın âhiretteki harika ef’allerini kalbe kabul ettirmek için ihzariye hükmünde ve zihni tasdike müheyyâ etmek için bir idadiye suretinde, dünyadaki acaib-i ef’âlini zikreder. Veyahut istikbalî ve uhrevî olan ef’âl-i acîbe-i İlâhiyeyi öyle bir surette zikreder ki, meşhudumuz olan çok nazireleriyle onlara kanaatimiz gelir. Meselâ, <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اَوَلَمْ يَرَ اْلاِنْسَانُ اَنَّاخَلَقْناَهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَاِذَا هُوَخَصِيمٌ مُبِينٌ</span></span> tâ sûrenin âhirine kadar... İşte, şu bahiste, haşir meselesinde, Kur’ân-ı Hakîm, haşri ispat için yedi sekiz surette, muhtelif bir tarzda ispat ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evvelâ neş’e-i ûlâyı nazara verir, der ki: Nutfeden alâkaya, alâkadan mudgaya, mudgadan tâ hilkat-i insaniyeye kadar olan neş’etinizi görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki neş’e-i uhrâyı inkâr ediyorsunuz? O onun misli, belki daha ehvenidir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Görmedi mi o insan? Biz onu bir damla sudan yarattık da, sonra o Bize ap açık bir düşman kesiliverdi.” Yâsin Sûresi, 36:77.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Alîm</strong>: herşeyi hakkıyla bilen, sonsuz ilim sahibi Allah (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın, ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr</strong>: herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong>: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mugîs</strong>: yardım dileyenler için yardıma yetişen Allah</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Muhyî</strong>: bütün canlılara hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mutasarrıf</strong>: sonsuz tasarruf hakkı ve yetkisi olan; her işi kendi istek ve kurallarına göre idare eden Allah (bk. ṣ-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Müdebbir</strong>: ilmiyle herşeyin sonunu görüp, ona göre hikmetle iş yapan Allah (bk. d-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mürebbî</strong>: herşeyi terbiye eden, ihtiyaçlarını veren Allah (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acaib-i ef’âl</strong>: şaşırtıcı ve hayret uyandırıcı işler ve fiiler (bk. f-a-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>alâka</strong>: kan pıhtısı, embriyo</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berrak</strong>: açık, duru</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cesamet</strong>: büyüklük</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cevv</strong>: hava, gök boşluğu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön, taraf</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dağvâri</strong>: dağ gibi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ef’al</strong>: fiiller, işler (bk. f-a-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ef’âl-i acîbe-i İlâhiye</strong>: Cenab-ı Allah’ın şaşırtıcı ve hayret uyandırıcı harika fiilleri (bk. f-a-l; e-l-h) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehven</strong>: kolay</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evvelâ</strong>: ilk önce, birinci olarak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilkat-i insaniye</strong>: insanın yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâcât</strong>: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>idadiye</strong>: hazırlama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihzariye</strong>: hazırlama (bk. ḥ-ḍ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irade</strong>: dileme, tercih (bk. r-v-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istikbalî</strong>: geleceğe ait</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kanaat</strong>: razı olma, inanma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kast</strong>: amaç, hedef (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>keyfiyet</strong>: nitelik, durum</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâh</strong>: bazen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıyamet</strong>: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması (bk. ḳ-v-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahşer-i acaip</strong>: hayret verici şeylerin toplandığı yer (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>matla</strong>: doğuş yeri</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mesafe-i mânevî</strong>: mânevî mesafe (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meziyet-i cezâlet</strong>: ifade güzelliğindeki üstünlük (bk. c-z-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşhud</strong>: görünen (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mudga</strong>: et parçası, bir çiğnem et</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhtelif</strong>: çeşitli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müheyyâ etmek</strong>: hazırlamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar</strong>: dikkat (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazire</strong>: örnek, benzer (bk. n-ẓ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neş’e-i ûlâ</strong>: insanın ilk yaratılışı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neş’e-yi uhrâ</strong>: öldükten sonra ikinci kez yaratılış (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neş’et</strong>: doğma, ilk yaratılış</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nutfe</strong>: rahimde iki ayrı cins hücrenin birleşmiş hali, zigot</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sehab</strong>: bulut</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>seyyar</strong>: gezici</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sâfi</strong>: duru, temiz (bk. ṣ-f-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taife</strong>: topluluk, grup</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tarz</strong>: şekil, biçim</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasdik</strong>: onaylama (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>telif etmek</strong>: uzlaştırmak, barıştırmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşkil etmek</strong>: meydana gelmek, oluşmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>uhrevî</strong>: âhirete ait (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zikretmek</strong>: anmak, hatırlatmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîhayat</strong>: canlı (bk. ẕî; h-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âb-ı hayat</strong>: hayat suyu (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhir</strong>: son (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257287, member: 1"] [b]Yirmibeşinci Söz - Sayfa 570[/b] [FONT=Tahoma]ile toplanır, bulut teşkil eder. Sonra, küçük küçük taifeler bir ordu teşkil eder gibi, o parça parça bulutları telif edip, kıyamette seyyar dağlar cesamet ve şeklinde ve rutubet ve beyazlık cihetinde kar ve dolu keyfiyetinde olan o sehab parçalarından, âb-ı hayatı bütün zîhayata gönderiyor. Fakat o göndermekte bir irade, bir kast görünüyor. Hâcâta göre geliyor; demek gönderiliyor. Cevv berrak, sâfi, hiçbir şey yokken, bir mahşer-i acaip gibi, dağvâri parçalar kendi kendine toplanmıyor. Belki zîhayatı tanıyan Birisidir ki, gönderiyor. İşte, şu mesafe-i mâneviyede Kadîr, Alîm, Mutasarrıf, Müdebbir, Mürebbî, Mugîs, Muhyî gibi esmâların matlaları görünüyor. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]SEKİZİNCİ MEZİYET-İ CEZÂLET:[/B] Kur’ân, kâh oluyor ki, Cenâb-ı Hakkın âhiretteki harika ef’allerini kalbe kabul ettirmek için ihzariye hükmünde ve zihni tasdike müheyyâ etmek için bir idadiye suretinde, dünyadaki acaib-i ef’âlini zikreder. Veyahut istikbalî ve uhrevî olan ef’âl-i acîbe-i İlâhiyeyi öyle bir surette zikreder ki, meşhudumuz olan çok nazireleriyle onlara kanaatimiz gelir. Meselâ, [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اَوَلَمْ يَرَ اْلاِنْسَانُ اَنَّاخَلَقْناَهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَاِذَا هُوَخَصِيمٌ مُبِينٌ[/SIZE][/FONT] tâ sûrenin âhirine kadar... İşte, şu bahiste, haşir meselesinde, Kur’ân-ı Hakîm, haşri ispat için yedi sekiz surette, muhtelif bir tarzda ispat ediyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evvelâ neş’e-i ûlâyı nazara verir, der ki: Nutfeden alâkaya, alâkadan mudgaya, mudgadan tâ hilkat-i insaniyeye kadar olan neş’etinizi görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki neş’e-i uhrâyı inkâr ediyorsunuz? O onun misli, belki daha ehvenidir. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Görmedi mi o insan? Biz onu bir damla sudan yarattık da, sonra o Bize ap açık bir düşman kesiliverdi.” Yâsin Sûresi, 36:77.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Alîm[/B]: herşeyi hakkıyla bilen, sonsuz ilim sahibi Allah (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın, ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr[/B]: herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kur’ân-ı Hakîm[/B]: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Mugîs[/B]: yardım dileyenler için yardıma yetişen Allah[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Muhyî[/B]: bütün canlılara hayat veren Allah (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Mutasarrıf[/B]: sonsuz tasarruf hakkı ve yetkisi olan; her işi kendi istek ve kurallarına göre idare eden Allah (bk. ṣ-r-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Müdebbir[/B]: ilmiyle herşeyin sonunu görüp, ona göre hikmetle iş yapan Allah (bk. d-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Mürebbî[/B]: herşeyi terbiye eden, ihtiyaçlarını veren Allah (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]acaib-i ef’âl[/B]: şaşırtıcı ve hayret uyandırıcı işler ve fiiler (bk. f-a-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]alâka[/B]: kan pıhtısı, embriyo[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]berrak[/B]: açık, duru[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cesamet[/B]: büyüklük[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cevv[/B]: hava, gök boşluğu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön, taraf[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dağvâri[/B]: dağ gibi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ef’al[/B]: fiiller, işler (bk. f-a-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ef’âl-i acîbe-i İlâhiye[/B]: Cenab-ı Allah’ın şaşırtıcı ve hayret uyandırıcı harika fiilleri (bk. f-a-l; e-l-h) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehven[/B]: kolay[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]evvelâ[/B]: ilk önce, birinci olarak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hilkat-i insaniye[/B]: insanın yaratılışı (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâcât[/B]: ihtiyaçlar (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]idadiye[/B]: hazırlama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihzariye[/B]: hazırlama (bk. ḥ-ḍ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]irade[/B]: dileme, tercih (bk. r-v-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istikbalî[/B]: geleceğe ait[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kanaat[/B]: razı olma, inanma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kast[/B]: amaç, hedef (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]keyfiyet[/B]: nitelik, durum[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâh[/B]: bazen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kıyamet[/B]: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması (bk. ḳ-v-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahşer-i acaip[/B]: hayret verici şeylerin toplandığı yer (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]matla[/B]: doğuş yeri[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mesafe-i mânevî[/B]: mânevî mesafe (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meziyet-i cezâlet[/B]: ifade güzelliğindeki üstünlük (bk. c-z-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meşhud[/B]: görünen (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mudga[/B]: et parçası, bir çiğnem et[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhtelif[/B]: çeşitli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müheyyâ etmek[/B]: hazırlamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazar[/B]: dikkat (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazire[/B]: örnek, benzer (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neş’e-i ûlâ[/B]: insanın ilk yaratılışı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]neş’e-yi uhrâ[/B]: öldükten sonra ikinci kez yaratılış (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neş’et[/B]: doğma, ilk yaratılış[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nutfe[/B]: rahimde iki ayrı cins hücrenin birleşmiş hali, zigot[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sehab[/B]: bulut[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]seyyar[/B]: gezici[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sâfi[/B]: duru, temiz (bk. ṣ-f-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taife[/B]: topluluk, grup[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tarz[/B]: şekil, biçim[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasdik[/B]: onaylama (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]telif etmek[/B]: uzlaştırmak, barıştırmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teşkil etmek[/B]: meydana gelmek, oluşmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]uhrevî[/B]: âhirete ait (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zikretmek[/B]: anmak, hatırlatmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zîhayat[/B]: canlı (bk. ẕî; h-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âb-ı hayat[/B]: hayat suyu (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âhir[/B]: son (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst