Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257007" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmibeşinci Söz - Sayfa 543</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. Demek, Kur’ân’ın nazar-ı gayb-bînîsi, o kütüb-ü sâlifenin umumunun fevkinde ahvâl-i maziyeyi görüyor ki, ittifakî meselelerde musaddıkane onları tezkiye ediyor, ihtilâfî meselelerde musahhihâne onlara faysal oluyor. Halbuki, Kur’ân’ın vukuat ve ahvâl-i maziyeye dair ihbârâtı aklî bir iş değil ki akılla ihbar edilsin. Belki semâa mütevakkıf nakildir. Nakil ise, kıraat ve kitabet ehline mahsustur. Dost ve düşmanın ittifakıyla kıraatsiz, kitabetsiz, emanetle maruf, ümmî lâkabıyla mevsuf bir zâta nüzul ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem o ahvâl-i maziyeyi öyle bir surette ihbar eder ki, bütün o ahvâli görür gibi bahseder. Çünkü, uzun bir hadisenin ukde-i hayatiyesini ve ruhunu alır, maksadına mukaddime yapar. Demek, Kur’ân’daki fezlekeler, hülâsalar gösteriyor ki, bu hülâsa ve fezlekeyi gösteren, bütün maziyi bütün ahvâliyle görüyor. Zira bir zâtın bir fende veya bir san’atta mütehassıs olduğu, hülâsalı bir sözle, fezlekeli bir san’atçıkla, o şahısların maharet ve melekelerini gösterdiği gibi, Kur’ân’da zikrolunan vukuatın hülâsaları ve ruhları gösteriyor ki, onları söyleyen, bütün vukuatı ihata etmiş, görüyor, tabiri caizse bir maharet-i fevkalâde ile ihbar ediyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>İKİNCİ ŞAVK:</em></strong><em>İstikbale ait ihbârât-ı gaybiyesidir.</em> Şu kısım ihbârâtın çok envâı var. Birinci kısım hususîdir. Bir kısım, ehl-i keşif ve velâyete mahsustur. Meselâ, Muhyiddin-i Arabî <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> الۤمۤ غُلِبَتِ الرُّومُ Sûresinde pek çok ihbârât-ı gaybiyeyi bulmuştur. İmam-ı Rabbânî, sûrelerin başındaki mukattaât-ı hurufla çok muamelât-ı gaybiyenin işaretlerini ve ihbârâtını görmüştür ve hâkezâ... Ulema-yı bâtın için, Kur’ân baştan başa ihbârât-ı gaybiye nev’indendir. Biz ise,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Elif lâm mim. Rumlar mağlûp düştüler.” Rum Sûresi, 30:1-2.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Muhyiddin-i Arabî</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ahvâl</strong>: haller, durumlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ahvâl-i maziye</strong>: geçmişteki haller</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aklî</strong>: akılla ilgili</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i keşif ve velâyet</strong>: maneviyat âlemlerinde iman hakikatlerini gözleme yeteneğine sahip insanlar, veliler (bk. k-ş-f; v-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emanet</strong>: eminlik, güvenilirlik (bk. e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ</strong>: çeşitler, türler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fasletmek</strong>: çözüme kavuşturmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>faysal</strong>: ayırıcı, çözüme kavuşturucu</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fen</strong>: bilim</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fevkinde</strong>: üstünde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fezleke</strong>: netice, özet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat-i vakıa</strong>: olayın gerçekliği (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hususî</strong>: özel</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkezâ</strong>: bunun gibi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hülâsa</strong>: özet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihata</strong>: kapsama, içine alma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihbar</strong>: haber verme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihbârât</strong>: haber vermeler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihbârât-ı gaybiye</strong>: gayptan verilen haberler (bk. ğ-y-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtilafî</strong>: tartışmalı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtilâf</strong>: ayrılık, anlaşmazlık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istikbal</strong>: gelecek zaman</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ittifak</strong>: birleşme, fikir birliği</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ittifak etmek</strong>: birleşmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ittifakî</strong>: üzerinde birleşilmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kitabet</strong>: yazma (bk. k-t-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kütüb-ü sâlife</strong>: Tevrat, Zebur ve İncil gibi geçmiş kitaplar (bk. k-t-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıraat</strong>: okuma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maharet</strong>: ustalık, beceri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maharet-i fevkalâde</strong>: olağanüstü beceri</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maksad</strong>: gaye, amaç (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maruf</strong>: bilinen (bk. a-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazi</strong>: geçmiş zamanı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meleke</strong>: kabiliyet, beceri (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevsuf</strong>: vasıflandırılan (bk. v-ṣ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muamelât-ı gaybiye</strong>: gayba ait muamele ve işleyişler (bk. ğ-y-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukaddime</strong>: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukattaât-ı huruf</strong>: bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan kesik harfler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musaddıkane</strong>: doğrulayarak (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musahhihâne</strong>: düzelterek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvafakat etmek</strong>: uyuşmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütehassıs</strong>: ihtisas sahibi, uzman</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütevakkıf</strong>: bağlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nakil</strong>: aktarma, anlatma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar-ı gayb-bînî</strong>: gaybı gören bakış (bk. n-ẓ-r; ğ-y-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev’</strong>: tür</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nüzul etmek</strong>: inmek (bk. n-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâ</strong>: işitme, duyma (bk. s-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezkiye</strong>: iyi hal üzere şahitlik etme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ukde-i hayatiye</strong>: hayat düğümü, çekirdeği (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulema-yı bâtın</strong>: şeriatın zâhirinden ve açık hükümlerinden daha çok, mânâ ve esrârını bilen âlimler (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vukuat</strong>: olaylar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zikrolunmak</strong>: anılmak, belirtilmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ümmî</strong>: okuma yazma bilmeyen, tahsil görmemiş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>İmam-ı Rabbânî</strong>: (bk. bilgiler)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şavk</strong>: ışık, parıltı</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257007, member: 1"] [b]Yirmibeşinci Söz - Sayfa 543[/b] [FONT=Tahoma]ihbar ediyor. Kütüb-ü sâlifenin ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmiştir. İhtilâf ettikleri bahislerde, musahhihâne, hakikat-i vakıayı faslediyor. Demek, Kur’ân’ın nazar-ı gayb-bînîsi, o kütüb-ü sâlifenin umumunun fevkinde ahvâl-i maziyeyi görüyor ki, ittifakî meselelerde musaddıkane onları tezkiye ediyor, ihtilâfî meselelerde musahhihâne onlara faysal oluyor. Halbuki, Kur’ân’ın vukuat ve ahvâl-i maziyeye dair ihbârâtı aklî bir iş değil ki akılla ihbar edilsin. Belki semâa mütevakkıf nakildir. Nakil ise, kıraat ve kitabet ehline mahsustur. Dost ve düşmanın ittifakıyla kıraatsiz, kitabetsiz, emanetle maruf, ümmî lâkabıyla mevsuf bir zâta nüzul ediyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem o ahvâl-i maziyeyi öyle bir surette ihbar eder ki, bütün o ahvâli görür gibi bahseder. Çünkü, uzun bir hadisenin ukde-i hayatiyesini ve ruhunu alır, maksadına mukaddime yapar. Demek, Kur’ân’daki fezlekeler, hülâsalar gösteriyor ki, bu hülâsa ve fezlekeyi gösteren, bütün maziyi bütün ahvâliyle görüyor. Zira bir zâtın bir fende veya bir san’atta mütehassıs olduğu, hülâsalı bir sözle, fezlekeli bir san’atçıkla, o şahısların maharet ve melekelerini gösterdiği gibi, Kur’ân’da zikrolunan vukuatın hülâsaları ve ruhları gösteriyor ki, onları söyleyen, bütün vukuatı ihata etmiş, görüyor, tabiri caizse bir maharet-i fevkalâde ile ihbar ediyor. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]İKİNCİ ŞAVK:[/I][/B][I]İstikbale ait ihbârât-ı gaybiyesidir.[/I] Şu kısım ihbârâtın çok envâı var. Birinci kısım hususîdir. Bir kısım, ehl-i keşif ve velâyete mahsustur. Meselâ, Muhyiddin-i Arabî [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] الۤمۤ غُلِبَتِ الرُّومُ Sûresinde pek çok ihbârât-ı gaybiyeyi bulmuştur. İmam-ı Rabbânî, sûrelerin başındaki mukattaât-ı hurufla çok muamelât-ı gaybiyenin işaretlerini ve ihbârâtını görmüştür ve hâkezâ... Ulema-yı bâtın için, Kur’ân baştan başa ihbârât-ı gaybiye nev’indendir. Biz ise, [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Elif lâm mim. Rumlar mağlûp düştüler.” Rum Sûresi, 30:1-2. [/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Muhyiddin-i Arabî[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ahvâl[/B]: haller, durumlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ahvâl-i maziye[/B]: geçmişteki haller[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]aklî[/B]: akılla ilgili[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i keşif ve velâyet[/B]: maneviyat âlemlerinde iman hakikatlerini gözleme yeteneğine sahip insanlar, veliler (bk. k-ş-f; v-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]emanet[/B]: eminlik, güvenilirlik (bk. e-m-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]envâ[/B]: çeşitler, türler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fasletmek[/B]: çözüme kavuşturmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]faysal[/B]: ayırıcı, çözüme kavuşturucu[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fen[/B]: bilim[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fevkinde[/B]: üstünde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fezleke[/B]: netice, özet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat-i vakıa[/B]: olayın gerçekliği (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hususî[/B]: özel[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâkezâ[/B]: bunun gibi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hülâsa[/B]: özet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihata[/B]: kapsama, içine alma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihbar[/B]: haber verme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihbârât[/B]: haber vermeler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihbârât-ı gaybiye[/B]: gayptan verilen haberler (bk. ğ-y-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihtilafî[/B]: tartışmalı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihtilâf[/B]: ayrılık, anlaşmazlık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istikbal[/B]: gelecek zaman[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ittifak[/B]: birleşme, fikir birliği[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ittifak etmek[/B]: birleşmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ittifakî[/B]: üzerinde birleşilmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kitabet[/B]: yazma (bk. k-t-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kütüb-ü sâlife[/B]: Tevrat, Zebur ve İncil gibi geçmiş kitaplar (bk. k-t-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kıraat[/B]: okuma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]maharet[/B]: ustalık, beceri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maharet-i fevkalâde[/B]: olağanüstü beceri[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]maksad[/B]: gaye, amaç (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maruf[/B]: bilinen (bk. a-r-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mazi[/B]: geçmiş zamanı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meleke[/B]: kabiliyet, beceri (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mevsuf[/B]: vasıflandırılan (bk. v-ṣ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muamelât-ı gaybiye[/B]: gayba ait muamele ve işleyişler (bk. ğ-y-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukaddime[/B]: başlangıç, giriş (bk. ḳ-d-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukattaât-ı huruf[/B]: bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan kesik harfler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musaddıkane[/B]: doğrulayarak (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]musahhihâne[/B]: düzelterek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muvafakat etmek[/B]: uyuşmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mütehassıs[/B]: ihtisas sahibi, uzman[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mütevakkıf[/B]: bağlı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nakil[/B]: aktarma, anlatma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazar-ı gayb-bînî[/B]: gaybı gören bakış (bk. n-ẓ-r; ğ-y-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nev’[/B]: tür[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nüzul etmek[/B]: inmek (bk. n-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semâ[/B]: işitme, duyma (bk. s-m-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tezkiye[/B]: iyi hal üzere şahitlik etme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ukde-i hayatiye[/B]: hayat düğümü, çekirdeği (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ulema-yı bâtın[/B]: şeriatın zâhirinden ve açık hükümlerinden daha çok, mânâ ve esrârını bilen âlimler (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vukuat[/B]: olaylar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zikrolunmak[/B]: anılmak, belirtilmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ümmî[/B]: okuma yazma bilmeyen, tahsil görmemiş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]İmam-ı Rabbânî[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şavk[/B]: ışık, parıltı[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst