Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 251640" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 523</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">derecesine sözüyle nüzul edip öyle konuşan esâlib-i Kur’âniye, en mütebahhir hükemanın fikirleriyle yetişemediği hakaik-i gàmıza-ı İlâhiye ve esrar-ı Rabbâniyeyi müteşabihat suretinde bir kısım teşbihat ve temsilâtla en ümmî bir âmiye ifham eder. Meselâ <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى</span></span> bir temsil ile, rububiyet-i İlâhiyeyi saltanat misalinde; ve âlemin tedbirinde mertebe-i rububiyetini, bir sultanın taht-ı saltanatında durup icra-yı hükûmet ettiği gibi bir misalde gösteriyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, Kur’ân, bu kâinat Hâlık-ı Zülcelâlinin kelâmı olarak rububiyetinin mertebe-i âzamından çıkarak, umum mertebeler üstüne gelerek, o mertebelere çıkanları irşad ederek, yetmiş bin perdelerden geçerek, o perdelere bakıp tenvir ederek, fehim ve zekâca muhtelif binler tabaka muhataplara feyzini dağıtıp ve nurunu neşrederek, kabiliyetçe ayrı ayrı asırlar, karnlar üzerinde yaşamış ve bu kadar mebzuliyetle mânâlarını ortaya saçmış olduğu halde, kemâl-i şebâbetinden, gençliğinden zerre kadar zayi etmeyerek, gayet taravette, nihayet letafette kalarak, gayet suhuletli bir tarzda, sehl-i mümteni bir surette, her âmiye anlayışlı ders verdiği gibi, aynı derste, aynı sözlerle, fehimleri muhtelif ve dereceleri mütebayin pek çok tabakalara dahi ders verip ikna eden, işbâ eden bir kitab-ı mu’ciznümânın hangi tarafına dikkat edilse, elbette bir lem’a-i i’câz görülebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em><strong>Elhasıl:</strong> </em>Nasıl <em>Elhamdü lillâh</em> gibi bir lâfz-ı Kur’ânî okunduğu zaman, dağın kulağı olan mağarasını doldurduğu gibi, aynı lâfız, sineğin küçücük kulakçığına da tamamen yerleşir. Aynen öyle de, Kur’ân’ın mânâları, dağ gibi akılları işbâ ettiği gibi, sinek gibi küçücük, basit akılları dahi aynı sözlerle talim eder, tatmin eder. Zira Kur’ân bütün ins ve cinnin bütün tabakalarını imana davet eder. Hem</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “O Rahmân ki, hükümranlığı Arşı kaplamıştır.” Tâhâ Sûresi, 20:5.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Elhamdü lillâh</strong>: hamd ve övgü Allah’a mahsustur (bk. ḥ-m-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi, herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elhasıl</strong>: özetle, sonuç olarak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esrar-ı Rabbâniye</strong>: Rabbânî sırlar (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esâlib-i Kur’âniye</strong>: Kur’ân’ın üslûpları</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fehim</strong>: anlayış, kavrayış</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>feyz</strong>: ilim, irfan (bk. f-y-ḍ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakaik-i gàmıza-i İlâhiye</strong>: Allah’ın Kur’ân’da açıkladığı derin hakikatler (bk. ḥ-ḳ-ḳ; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hükema</strong>: âlimler, filozoflar (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>icra-yı hükûmet</strong>: yönetmek, idare etmek (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ifham</strong>: anlatma, öğretme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ins ve cin</strong>: insanlar ve cinler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irşad</strong>: doğru yolu gösterme (bk. r-ş-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>işbâ</strong>: doyurma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>karn</strong>: asır, çağ</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm</strong>: söz (bk. k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i şebâbet</strong>: mükemmel derecedeki gençlik (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kitab-ı mu’ciznümâ</strong>: mu’cize gösteren kitap (bk. k-t-b; a-c-z) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lafz-ı Kur’ânî</strong>: Kur’ân’ın lafzı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lem’a-i i’câz</strong>: mu’cizelik parıltısı (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>letafet</strong>: güzellik, hoşluk (bk. l-ṭ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâfız</strong>: söz, kelime</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mebzuliyet</strong>: bolluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mertebe-i rububiyet</strong>: rububiyetin mertebesi (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mertebe-i âzam</strong>: en büyük mertebe (bk. a-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhtelif</strong>: çeşitli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânâ</strong>: anlam (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütebahhir</strong>: ilmi derin olan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütebayin</strong>: ayrı ayrı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteşabihat</strong>: metnin kelimelerinden çıkartılan dış anlam değil de, başka mânâya gelen âyetler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşretmek</strong>: yaymak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayet</strong>: son derece</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nüzul etmek</strong>: inmek (bk. n-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rububiyet</strong>: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rububiyet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın terbiye ve idarece ediciliği (bk. r-b-b; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sehl-i mümteni</strong>: imkânsız birşeyi kolayca ifade etme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suhuletli</strong>: kolay</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabaka</strong>: sınıf </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taht-ı saltanat</strong>: egemenlik tahtı (bk. s-l-ṭ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>talim</strong>: öğretme, eğitme (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taravet</strong>: tazelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tatmin etmek</strong>: ikna etmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tedbir</strong>: idare etme (bk. d-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsilât</strong>: kıyaslama tarzında benzetmeler, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tenvir</strong>: aydınlatma (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşbihat</strong>: benzetmeler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zayi etmek</strong>: kaybetmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zerre</strong>: atom, en küçük parça</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem</strong>: kâinat, evren (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âmi</strong>: cahil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ümmî</strong>: tahsil görmemiş, okuma yazma bilmeyen</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 251640, member: 1"] [b]Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 523[/b] [FONT=Tahoma]derecesine sözüyle nüzul edip öyle konuşan esâlib-i Kur’âniye, en mütebahhir hükemanın fikirleriyle yetişemediği hakaik-i gàmıza-ı İlâhiye ve esrar-ı Rabbâniyeyi müteşabihat suretinde bir kısım teşbihat ve temsilâtla en ümmî bir âmiye ifham eder. Meselâ [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى[/SIZE][/FONT] bir temsil ile, rububiyet-i İlâhiyeyi saltanat misalinde; ve âlemin tedbirinde mertebe-i rububiyetini, bir sultanın taht-ı saltanatında durup icra-yı hükûmet ettiği gibi bir misalde gösteriyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, Kur’ân, bu kâinat Hâlık-ı Zülcelâlinin kelâmı olarak rububiyetinin mertebe-i âzamından çıkarak, umum mertebeler üstüne gelerek, o mertebelere çıkanları irşad ederek, yetmiş bin perdelerden geçerek, o perdelere bakıp tenvir ederek, fehim ve zekâca muhtelif binler tabaka muhataplara feyzini dağıtıp ve nurunu neşrederek, kabiliyetçe ayrı ayrı asırlar, karnlar üzerinde yaşamış ve bu kadar mebzuliyetle mânâlarını ortaya saçmış olduğu halde, kemâl-i şebâbetinden, gençliğinden zerre kadar zayi etmeyerek, gayet taravette, nihayet letafette kalarak, gayet suhuletli bir tarzda, sehl-i mümteni bir surette, her âmiye anlayışlı ders verdiği gibi, aynı derste, aynı sözlerle, fehimleri muhtelif ve dereceleri mütebayin pek çok tabakalara dahi ders verip ikna eden, işbâ eden bir kitab-ı mu’ciznümânın hangi tarafına dikkat edilse, elbette bir lem’a-i i’câz görülebilir. [/FONT] [FONT=Tahoma][I][B]Elhasıl:[/B] [/I]Nasıl [I]Elhamdü lillâh[/I] gibi bir lâfz-ı Kur’ânî okunduğu zaman, dağın kulağı olan mağarasını doldurduğu gibi, aynı lâfız, sineğin küçücük kulakçığına da tamamen yerleşir. Aynen öyle de, Kur’ân’ın mânâları, dağ gibi akılları işbâ ettiği gibi, sinek gibi küçücük, basit akılları dahi aynı sözlerle talim eder, tatmin eder. Zira Kur’ân bütün ins ve cinnin bütün tabakalarını imana davet eder. Hem [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “O Rahmân ki, hükümranlığı Arşı kaplamıştır.” Tâhâ Sûresi, 20:5.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Elhamdü lillâh[/B]: hamd ve övgü Allah’a mahsustur (bk. ḥ-m-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi, herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]elhasıl[/B]: özetle, sonuç olarak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esrar-ı Rabbâniye[/B]: Rabbânî sırlar (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esâlib-i Kur’âniye[/B]: Kur’ân’ın üslûpları[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fehim[/B]: anlayış, kavrayış[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]feyz[/B]: ilim, irfan (bk. f-y-ḍ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakaik-i gàmıza-i İlâhiye[/B]: Allah’ın Kur’ân’da açıkladığı derin hakikatler (bk. ḥ-ḳ-ḳ; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hükema[/B]: âlimler, filozoflar (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]icra-yı hükûmet[/B]: yönetmek, idare etmek (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ifham[/B]: anlatma, öğretme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ins ve cin[/B]: insanlar ve cinler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]irşad[/B]: doğru yolu gösterme (bk. r-ş-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]işbâ[/B]: doyurma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]karn[/B]: asır, çağ[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm[/B]: söz (bk. k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i şebâbet[/B]: mükemmel derecedeki gençlik (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kitab-ı mu’ciznümâ[/B]: mu’cize gösteren kitap (bk. k-t-b; a-c-z) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lafz-ı Kur’ânî[/B]: Kur’ân’ın lafzı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lem’a-i i’câz[/B]: mu’cizelik parıltısı (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]letafet[/B]: güzellik, hoşluk (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâfız[/B]: söz, kelime[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mebzuliyet[/B]: bolluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mertebe-i rububiyet[/B]: rububiyetin mertebesi (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mertebe-i âzam[/B]: en büyük mertebe (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhtelif[/B]: çeşitli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mânâ[/B]: anlam (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mütebahhir[/B]: ilmi derin olan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mütebayin[/B]: ayrı ayrı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müteşabihat[/B]: metnin kelimelerinden çıkartılan dış anlam değil de, başka mânâya gelen âyetler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neşretmek[/B]: yaymak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nihayet[/B]: son derece[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nüzul etmek[/B]: inmek (bk. n-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rububiyet[/B]: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rububiyet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın terbiye ve idarece ediciliği (bk. r-b-b; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sehl-i mümteni[/B]: imkânsız birşeyi kolayca ifade etme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suhuletli[/B]: kolay[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tabaka[/B]: sınıf [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taht-ı saltanat[/B]: egemenlik tahtı (bk. s-l-ṭ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]talim[/B]: öğretme, eğitme (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taravet[/B]: tazelik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tatmin etmek[/B]: ikna etmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tedbir[/B]: idare etme (bk. d-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsilât[/B]: kıyaslama tarzında benzetmeler, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tenvir[/B]: aydınlatma (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teşbihat[/B]: benzetmeler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zayi etmek[/B]: kaybetmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zerre[/B]: atom, en küçük parça[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem[/B]: kâinat, evren (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âmi[/B]: cahil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ümmî[/B]: tahsil görmemiş, okuma yazma bilmeyen[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst