Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 251179" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 507</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">secdeye giderdi. Bir bedevî <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ</span></span>kelâmını işittiği anda secdeye gitti. Ona dediler: “Müslüman mı oldun?” “Yok,” dedi. “Ben şu kelâmın belâğatine secde ediyorum.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>DÖRDÜNCÜ NOKTA:</em> </strong>Lâfzındaki fesahat-i harikasıdır. Evet, Kur’ân mânen, üslûb-u beyan cihetiyle fevkalâde beliğ olduğu gibi, lâfzında gayet selis bir fesahati vardır. Fesahatin kat’î vücuduna, usandırmaması delildir. Ve fesahatin hikmetine, fenn-i beyan ve maânînin dâhi ulemasının şehadetleri bir burhan-ı bâhirdir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, binler defa tekrar edilse usandırmıyor. Belki lezzet veriyor. Küçük, basit bir çocuğun hafızasına ağır gelmiyor; hıfzedebilir. En hastalıklı, az bir sözden müteezzî olan bir kulağa nâhoş gelmiyor, hoş geliyor. Sekeratta olanın damağına şerbet gibi oluyor. Zemzeme-i Kur’ân, onun kulağında ve dimağında, aynen ağzında ve damağında mâ-i zemzem gibi leziz geliyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Usandırmamasının sırr-ı hikmeti şudur ki: Kur’ân, kulûbe kut ve gıda ve ukûle kuvvet ve gınâ ve ruha mâ ve ziya ve nüfusa devâ ve şifa olduğundan usandırmaz. Hergün ekmek yeriz, usanmayız. Fakat en güzel bir meyveyi hergün yesek, usandıracak. Demek, Kur’ân hak ve hakikat ve sıdk ve hidayet ve harika bir fesahat olduğundandır ki, usandırmıyor. Daima gençliğini muhafaza ettiği gibi, taravetini, halâvetini de muhafaza ediyor. Hattâ Kureyş’in rüesasından müdakkik bir beliğ, müşrikler tarafından, Kur’ân’ı dinlemek için gitmiş. Dinlemiş, dönmüş, demiş ki: “Şu kelâmın öyle bir halâveti ve tarâveti var ki, kelâm-ı beşere benzemez. Ben şairleri, kâhinleri biliyorum. Bu onların hiç sözlerine benzemez. Olsa olsa, etbâımızı kandırmak için sihir demeliyiz.” İşte, Kur’ân-ı Hakîmin en muannid düşmanları bile fesahatinden hayran oluyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Kur’ân-ı Hakîmin âyetlerinde, kelâmlarında, cümlelerinde fesahatin esbabını izah çok uzun gider. Onun için sözü kısa kesip yalnız nümune olarak bir âyetteki</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Emrolunduğun şeyi açıkla.” Hicr Sûresi, 15:94.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kureyş</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong>: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bedevî</strong>: çölde yaşayan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beliğ</strong>: maksadını noksansız ve güzel sözlerle anlatabilen (bk. b-l-ğ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>belâğat</strong>: sözün düzgün, kusursuz, halin, makamın icabına göre yerinde söylenmesi (bk. b-l-ğ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>burhan-ı bâhir</strong>: çok açık, güçlü delil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>devâ</strong>: şifa, ilâç</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dimağ</strong>: beyin</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbap</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>etbâ</strong>: halk, yönetilenler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fenn-i beyan ve maânî</strong>: beyan ve mânâ ilimleri; belâğat ilminin üç ana dalından ikisi (bk. b-y-n; a-n-y) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fesahat-i harika</strong>: sözün hayranlık verici şekildeki düzgünlük, açıklık ve akıcılığı (bk. f-ṣ-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fesâhat</strong>: dilin doğru, düzgün, açık ve akıcı şekilde kullanılması (bk. f-ṣ-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fevkalâde</strong>: olağanüstü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gınâ</strong>: zenginlik (bk. ğ-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hak</strong>: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>halâvet</strong>: tatlılık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hidayet</strong>: doğru yolu gösterme (bk. h-d-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hıfz etmek</strong>: ezberlemek (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>izah</strong>: açıklama</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’î</strong>: kesin </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm</strong>: kelime, söz (bk. k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm-ı beşer</strong>: insan sözü (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kulûb</strong>: kalpler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kut</strong>: gıda</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâhin</strong>: gelecekten haber veren kimse</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>leziz</strong>: lezzetli, tatlı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâfz</strong>: ifade, kelime</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muannid</strong>: inatçı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza etmek</strong>: korumak (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâ</strong>: su</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâ-i zemzem</strong>: zemzem suyu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müdakkik</strong>: dikkatli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteezzî</strong>: incinen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşrik</strong>: Allah’a ortak koşan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâhoş</strong>: hoşa gitmeyen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nüfus</strong>: nefisler (bk. n-f-s)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nümune</strong>: örnek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rüesa</strong>: reisler, önde gelenler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>secde</strong>: yere kapanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sekerat</strong>: ölüm ânı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>selis</strong>: düzgün ve akıcı (bk. s-l-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sıdk</strong>: doğruluk (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sırr-ı hikmet</strong>: hikmetin sırrı (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taravet</strong>: tazelik</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ukûl</strong>: akıllar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulema</strong>: âlimler (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemzeme-i Kur’ân</strong>: Kur’ân sesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>üslûb-u beyan</strong>: açıklama tarzı (bk. b-y-n)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 251179, member: 1"] [b]Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 507[/b] [FONT=Tahoma]secdeye giderdi. Bir bedevî [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ[/SIZE][/FONT]kelâmını işittiği anda secdeye gitti. Ona dediler: “Müslüman mı oldun?” “Yok,” dedi. “Ben şu kelâmın belâğatine secde ediyorum.” [/FONT][FONT=Tahoma][B][I]DÖRDÜNCÜ NOKTA:[/I] [/B]Lâfzındaki fesahat-i harikasıdır. Evet, Kur’ân mânen, üslûb-u beyan cihetiyle fevkalâde beliğ olduğu gibi, lâfzında gayet selis bir fesahati vardır. Fesahatin kat’î vücuduna, usandırmaması delildir. Ve fesahatin hikmetine, fenn-i beyan ve maânînin dâhi ulemasının şehadetleri bir burhan-ı bâhirdir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, binler defa tekrar edilse usandırmıyor. Belki lezzet veriyor. Küçük, basit bir çocuğun hafızasına ağır gelmiyor; hıfzedebilir. En hastalıklı, az bir sözden müteezzî olan bir kulağa nâhoş gelmiyor, hoş geliyor. Sekeratta olanın damağına şerbet gibi oluyor. Zemzeme-i Kur’ân, onun kulağında ve dimağında, aynen ağzında ve damağında mâ-i zemzem gibi leziz geliyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Usandırmamasının sırr-ı hikmeti şudur ki: Kur’ân, kulûbe kut ve gıda ve ukûle kuvvet ve gınâ ve ruha mâ ve ziya ve nüfusa devâ ve şifa olduğundan usandırmaz. Hergün ekmek yeriz, usanmayız. Fakat en güzel bir meyveyi hergün yesek, usandıracak. Demek, Kur’ân hak ve hakikat ve sıdk ve hidayet ve harika bir fesahat olduğundandır ki, usandırmıyor. Daima gençliğini muhafaza ettiği gibi, taravetini, halâvetini de muhafaza ediyor. Hattâ Kureyş’in rüesasından müdakkik bir beliğ, müşrikler tarafından, Kur’ân’ı dinlemek için gitmiş. Dinlemiş, dönmüş, demiş ki: “Şu kelâmın öyle bir halâveti ve tarâveti var ki, kelâm-ı beşere benzemez. Ben şairleri, kâhinleri biliyorum. Bu onların hiç sözlerine benzemez. Olsa olsa, etbâımızı kandırmak için sihir demeliyiz.” İşte, Kur’ân-ı Hakîmin en muannid düşmanları bile fesahatinden hayran oluyorlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Kur’ân-ı Hakîmin âyetlerinde, kelâmlarında, cümlelerinde fesahatin esbabını izah çok uzun gider. Onun için sözü kısa kesip yalnız nümune olarak bir âyetteki [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Emrolunduğun şeyi açıkla.” Hicr Sûresi, 15:94.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kureyş[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kur’ân-ı Hakîm[/B]: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bedevî[/B]: çölde yaşayan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beliğ[/B]: maksadını noksansız ve güzel sözlerle anlatabilen (bk. b-l-ğ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]belâğat[/B]: sözün düzgün, kusursuz, halin, makamın icabına göre yerinde söylenmesi (bk. b-l-ğ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]burhan-ı bâhir[/B]: çok açık, güçlü delil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]devâ[/B]: şifa, ilâç[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dimağ[/B]: beyin[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esbap[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]etbâ[/B]: halk, yönetilenler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fenn-i beyan ve maânî[/B]: beyan ve mânâ ilimleri; belâğat ilminin üç ana dalından ikisi (bk. b-y-n; a-n-y) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fesahat-i harika[/B]: sözün hayranlık verici şekildeki düzgünlük, açıklık ve akıcılığı (bk. f-ṣ-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fesâhat[/B]: dilin doğru, düzgün, açık ve akıcı şekilde kullanılması (bk. f-ṣ-ḥ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fevkalâde[/B]: olağanüstü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gınâ[/B]: zenginlik (bk. ğ-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hak[/B]: doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]halâvet[/B]: tatlılık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hidayet[/B]: doğru yolu gösterme (bk. h-d-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hıfz etmek[/B]: ezberlemek (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]izah[/B]: açıklama[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kat’î[/B]: kesin [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm[/B]: kelime, söz (bk. k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm-ı beşer[/B]: insan sözü (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kulûb[/B]: kalpler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kut[/B]: gıda[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâhin[/B]: gelecekten haber veren kimse[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]leziz[/B]: lezzetli, tatlı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâfz[/B]: ifade, kelime[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muannid[/B]: inatçı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza etmek[/B]: korumak (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mâ[/B]: su[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mâ-i zemzem[/B]: zemzem suyu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müdakkik[/B]: dikkatli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteezzî[/B]: incinen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşrik[/B]: Allah’a ortak koşan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nâhoş[/B]: hoşa gitmeyen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nüfus[/B]: nefisler (bk. n-f-s)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nümune[/B]: örnek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rüesa[/B]: reisler, önde gelenler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]secde[/B]: yere kapanma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sekerat[/B]: ölüm ânı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]selis[/B]: düzgün ve akıcı (bk. s-l-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sıdk[/B]: doğruluk (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sırr-ı hikmet[/B]: hikmetin sırrı (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]taravet[/B]: tazelik[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ukûl[/B]: akıllar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ulema[/B]: âlimler (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zemzeme-i Kur’ân[/B]: Kur’ân sesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]üslûb-u beyan[/B]: açıklama tarzı (bk. b-y-n)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst