Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 251167" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 497</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ve bu nazımdaki cezalet-i harikayı bu surette görebilir. Yalnız bir iki misal, bir cümlenin hey’âtındaki nazmı göstermek için zikredeceğiz.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Meselâ <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ </span></span>Bu cümlede, azâbı dehşetli göstermek için, en azının şiddetle tesirini göstermekle göstermek ister. Demek taklîli ifade edecek; cümlenin bütün heyetleri de bu taklîle bakıp ona kuvvet verecek. İşte, لَئِنْ lâfzı, teşkiktir. Şek kıllete bakar.<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> مَسَّ</span></span> lâfzı, azıcık dokunmaktır; yine kılleti ifade eder. نَفْحَةٌ lâfzı, maddesi bir kokucuk olup kılleti ifade ettiği gibi, sîgası bire delâlet eder. Masdar-ı merre tabir-i sarfiyesinde “biricik” demektir, kılleti ifade eder.<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">نَفْحَةٌ</span></span> deki tenvin-i tenkirî, taklîli içindir ki, “O kadar küçük ki, bilinemiyor” demektir.مِنْ lâfzı, teb’îz içindir, “bir parça” demektir; kılleti ifade eder.<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">عَذَابِ</span></span> lâfzı, <em>nekâl</em><em>, ikab</em>’a nisbeten hafif bir nevi cezadır ki, kıllete işaret eder.<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> رَبِّكَ</span></span> lâfzı, <em>Kahhâr</em><em>, Cebbar</em><em>, Müntakîm</em>’e bedel yine şefkati ihsas etmekle kılleti işaret ediyor. İşte, bu kadar kılletteki bir parça azap böyle tesirli ise, ikab-ı İlâhî ne kadar dehşetli olur, kıyas edebilirsiniz diye ifade eder. İşte şu cümlede küçük heyetler nasıl birbirine bakıp yardım eder. Maksad-ı küllîyi, herbiri kendi lisanıyla takviye eder. Şu misal bir derece lâfız ve maksada bakar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em><strong>İkinci misal: </strong> </em><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ</span></span> </span>Şu cümlenin hey’âtı, sadakanın şerâit-i kabulünün beşine işaret eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Birinci şart:</em></strong> Sadakaya muhtaç olmamak derecede sadaka vermek ki,<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> وَمِمَّا</span></span> lâfzındaki<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">مِنْ </span></span>iteb’îz ile o şartı ifade eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “And olsun, Rabbinin azâbından en küçük bir esinti onlara hafifçe dokunacak olsa...” Enbiyâ Sûresi, 21:46.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Onlara rızık olarak verdiğimizden bağışta bulunurlar.” Bakara Sûresi, 2:3.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cebbâr</strong>: azamet ve yücelik sahibi, yarattıklarına dilediğini yaptıran Allah (bk. c-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kahhar</strong>: herşeye her zaman mutlak galip gelen ve boyun eğdiren Allah (bk. ḳ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Müntakim</strong>: suç işleyene cezasını veren Allah</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cezalet-i harika</strong>: hayranlık verici düzgün ifade, güzel anlatım (bk. c-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dehşetli</strong>: korkunç, ürkütücü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>delâlet</strong>: işaret etme, delil olma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>heyet</strong>: kısım, parça</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hey’ât</strong>: parçalar, kısımlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihsas etmek</strong>: hissettirmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ikab</strong>: âhiret azabı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ikab-ı İlâhî</strong>: Allah’ın azabı (bk. e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıllet</strong>: azlık </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan</strong>: dil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâfız</strong>: ifade, kelime</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maksad</strong>: gaye (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maksad-ı küllî</strong>: bütünündeki maksat (bk. ḳ-ṣ-d; k-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masdar-ı merre</strong>: fiilin bir defa yapıldığını belirten masdar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazm</strong>: diziliş, tertip ve vezin (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nekâl</strong>: şiddetli azap</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: tür, çeşit</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbeten</strong>: kıyasla (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sadaka</strong>: Allah rızası için ihtiyaç sahibi kişilere yapılan yardım</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sîga</strong>: kip</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabir-i sarfiye</strong>: gramerle ilgili ifade (bk. a-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taklîl</strong>: az gösterme, azaltma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>takviye etmek</strong>: kuvvetlendirmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teb’îz</strong>: parçalara bölme, ayırma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tenvin-i tenkirî</strong>: kelimenin belirsizliğini gösteren tenvin işareti; harf-i tarifsiz (“el” takısız) olduğu için tenvinli olan ve nekra denen kelime</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşkik</strong>: şüphede bırakma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zikretmek</strong>: belirtmek, anmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şek</strong>: şüphe, tereddüt</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şerâit-i kabul</strong>: kabul şartları</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 251167, member: 1"] [b]Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 497[/b] [FONT=Tahoma]ve bu nazımdaki cezalet-i harikayı bu surette görebilir. Yalnız bir iki misal, bir cümlenin hey’âtındaki nazmı göstermek için zikredeceğiz. [/FONT] [FONT=Tahoma]Meselâ [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ [/SIZE][/FONT]Bu cümlede, azâbı dehşetli göstermek için, en azının şiddetle tesirini göstermekle göstermek ister. Demek taklîli ifade edecek; cümlenin bütün heyetleri de bu taklîle bakıp ona kuvvet verecek. İşte, لَئِنْ lâfzı, teşkiktir. Şek kıllete bakar.[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] مَسَّ[/SIZE][/FONT] lâfzı, azıcık dokunmaktır; yine kılleti ifade eder. نَفْحَةٌ lâfzı, maddesi bir kokucuk olup kılleti ifade ettiği gibi, sîgası bire delâlet eder. Masdar-ı merre tabir-i sarfiyesinde “biricik” demektir, kılleti ifade eder.[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]نَفْحَةٌ[/SIZE][/FONT] deki tenvin-i tenkirî, taklîli içindir ki, “O kadar küçük ki, bilinemiyor” demektir.مِنْ lâfzı, teb’îz içindir, “bir parça” demektir; kılleti ifade eder.[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]عَذَابِ[/SIZE][/FONT] lâfzı, [I]nekâl[/I][I], ikab[/I]’a nisbeten hafif bir nevi cezadır ki, kıllete işaret eder.[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] رَبِّكَ[/SIZE][/FONT] lâfzı, [I]Kahhâr[/I][I], Cebbar[/I][I], Müntakîm[/I]’e bedel yine şefkati ihsas etmekle kılleti işaret ediyor. İşte, bu kadar kılletteki bir parça azap böyle tesirli ise, ikab-ı İlâhî ne kadar dehşetli olur, kıyas edebilirsiniz diye ifade eder. İşte şu cümlede küçük heyetler nasıl birbirine bakıp yardım eder. Maksad-ı küllîyi, herbiri kendi lisanıyla takviye eder. Şu misal bir derece lâfız ve maksada bakar. [/FONT] [FONT=Tahoma][I][B]İkinci misal: [/B] [/I][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B][COLOR=#000000][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ[/SIZE][/FONT] [/COLOR]Şu cümlenin hey’âtı, sadakanın şerâit-i kabulünün beşine işaret eder. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Birinci şart:[/I][/B] Sadakaya muhtaç olmamak derecede sadaka vermek ki,[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] وَمِمَّا[/SIZE][/FONT] lâfzındaki[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]مِنْ [/SIZE][/FONT]iteb’îz ile o şartı ifade eder. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “And olsun, Rabbinin azâbından en küçük bir esinti onlara hafifçe dokunacak olsa...” Enbiyâ Sûresi, 21:46. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “Onlara rızık olarak verdiğimizden bağışta bulunurlar.” Bakara Sûresi, 2:3.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cebbâr[/B]: azamet ve yücelik sahibi, yarattıklarına dilediğini yaptıran Allah (bk. c-b-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kahhar[/B]: herşeye her zaman mutlak galip gelen ve boyun eğdiren Allah (bk. ḳ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Müntakim[/B]: suç işleyene cezasını veren Allah[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cezalet-i harika[/B]: hayranlık verici düzgün ifade, güzel anlatım (bk. c-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dehşetli[/B]: korkunç, ürkütücü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]delâlet[/B]: işaret etme, delil olma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]heyet[/B]: kısım, parça[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hey’ât[/B]: parçalar, kısımlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihsas etmek[/B]: hissettirmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ikab[/B]: âhiret azabı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ikab-ı İlâhî[/B]: Allah’ın azabı (bk. e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kıllet[/B]: azlık [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lisan[/B]: dil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâfız[/B]: ifade, kelime[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maksad[/B]: gaye (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]maksad-ı küllî[/B]: bütünündeki maksat (bk. ḳ-ṣ-d; k-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]masdar-ı merre[/B]: fiilin bir defa yapıldığını belirten masdar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazm[/B]: diziliş, tertip ve vezin (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nekâl[/B]: şiddetli azap[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: tür, çeşit[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nisbeten[/B]: kıyasla (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sadaka[/B]: Allah rızası için ihtiyaç sahibi kişilere yapılan yardım[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sîga[/B]: kip[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tabir-i sarfiye[/B]: gramerle ilgili ifade (bk. a-b-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taklîl[/B]: az gösterme, azaltma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]takviye etmek[/B]: kuvvetlendirmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teb’îz[/B]: parçalara bölme, ayırma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tenvin-i tenkirî[/B]: kelimenin belirsizliğini gösteren tenvin işareti; harf-i tarifsiz (“el” takısız) olduğu için tenvinli olan ve nekra denen kelime[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teşkik[/B]: şüphede bırakma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zikretmek[/B]: belirtmek, anmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şek[/B]: şüphe, tereddüt[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şerâit-i kabul[/B]: kabul şartları[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst