Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Altıncı Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 261169" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Altıncı Söz - Sayfa 645</strong></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 22px"><strong>Hâtime</strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Şu acz, fakr, şefkat, tefekkür tarikindeki Dört Hatvenin izahatı, hakikatin ilmine, şeriatin hakikatine, Kur’ân’ın hikmetine dair olan yirmi altı adet Sözlerde geçmiştir. Yalnız, şurada bir iki noktaya kısa bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, şu tarik daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâle verir. Halbuki, en keskin tarik olan aşk, nefisten elini çeker, fakat mâşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakikîye gider.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Hem şu tarik daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâpervâzâne dâvâları bulunmaz. Çünkü, acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki, haddinden fazla geçsin.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Hem bu tarik daha umumî ve cadde-i kübrâdır. Çünkü, kâinatı, ehl-i vahdetü’l-vücud gibi, huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip Lâ mevcude illâ Hû hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi, huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip Lâ meşhude illâ Hû demeye mecbur olmuyor. Belki, idamdan ve hapisten gayet zâhir olarak Kur’ân affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelâl hesabına istihdam edip Esmâ-i Hüsnâsının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek, mânâ-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; herşeyde Cenâb-ı Hakka bir yol bulmaktır. Elhasıl, mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mânâ-yı ismiyle bakmamaktır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="color: #000000"><img src="http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /><img src="http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Esmâ-i Hüsnâ</strong>: Allah’ın güzel isimleri (bk. s-m-v; ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Fâtır-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet sahibi ve herşeyi harika san’atıyla yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Kadîr-i Zülcelâl</strong>: kudreti herşeyi kuşatan ve sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Allah (bk. ḳ-d-r; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Lâ mevcude illâ Hû</strong>: Ondan başka hiçbir varlık yok (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Lâ meşhude illâ Hû</strong>: Allah’tan başka görülen hiçbir şey yoktur (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Mahbûb-u Hakikî</strong>: sevilen ve gerçek anlamda sevilmeye lâyık olan Allah (bk. ḥ-b-b; ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>acz</strong>: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>azletmek</strong>: ayırmak, uzaklaştırmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bâlâpervâzâne</strong>: yüksekten konuşarak, atıp tutarak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cadde-i kübrâ</strong>: büyük cadde (bk. k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ehl-i vahdetü’l-vücud</strong>: Allah’tan başka varlık olmadığı, herşeyin Allah’ın tecellîsi olduğunu kabul edenler (bk. v-ḥ-d; v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ehl-i vahdetü’ş-şuhud</strong>: görünen herşeyin Allah’ın varlığını gösterdiğini söyleyen kimseler (bk. v-ḥ-d; ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>elhasıl</strong>: özetle, sonuç olarak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>eslem</strong>: en güvenli (bk. s-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fakr</strong>: fakirlik, ihtiyaç hali (bk. f-ḳ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>gaflet</strong>: umursamazlık, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma (bk. ğ-f-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>had</strong>: sınır, çizgi, yetki</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hatve</strong>: basamak, mertebe</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>huzur-u daimî</strong>: sürekli olarak Allah’ın huzurunda bulunduğunun bilinci içinde olma (bk. ḥ-ḍ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hâtime</strong>: sonuç, son bölüm</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hükmetmek</strong>: kesin bir yargıya varmak (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>idam</strong>: yok etme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istihdam</strong>: çalıştırma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istimal</strong>: kullanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>izahat</strong>: açıklamalar</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahkûm</strong>: hükmedilen (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mazhariyet</strong>: ayna olma, görünme yeri (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mutlak</strong>: kesin (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mânâ-yı harfî</strong>: bir şeyin kendisini değil de san’atkârını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mâna (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mânâ-yı ismî</strong>: bir şeyin sahibine değil de, bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan mânâsı (bk. a-n-y; s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mâşuk-u mecazî</strong>: gerçek sevgiye layık olmadığı halde aşık olunan şeyler (bk. c-v-z)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nefis</strong>: kişinin kendisi (bk. n-f-s)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nisyan-ı mutlak</strong>: tam anlamıyla unutma (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sarf-ı nazar</strong>: görmezlikten gelmek (bk. n-ẓ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tahayyül</strong>: hayal etmek (bk. ḫ-y-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tarik</strong>: yol (bk. ṭ-r-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tefekkür</strong>: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme (bk. f-k-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>umumî</strong>: genel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zevâl</strong>: yokluk, geçip gitme (bk. z-v-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zâhir</strong>: açık (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyinedarlık</strong>: aynalık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şatahat</strong>: mânevî sarhoşluk ve cezbe halindeyken söylenen şeriata aykırı sözler</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şefkat</strong>: içten ve karşılıksız merhamet, sevgi (bk. ş-f-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şeriat</strong>: Allah tarafından bildirilen İlâhî emir ve yasaklara dayanan hükümlerin hepsi (bk. ş-r-a)</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 261169, member: 1"] [b]Yirmi Altıncı Söz - Sayfa 645[/b] [CENTER][FONT=tahoma][COLOR=#ff0000][SIZE=6][B]Hâtime[/B][/SIZE][/COLOR] [/FONT][/CENTER] [FONT=tahoma]Şu acz, fakr, şefkat, tefekkür tarikindeki Dört Hatvenin izahatı, hakikatin ilmine, şeriatin hakikatine, Kur’ân’ın hikmetine dair olan yirmi altı adet Sözlerde geçmiştir. Yalnız, şurada bir iki noktaya kısa bir işaret edeceğiz. Şöyle ki: Evet, şu tarik daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâle verir. Halbuki, en keskin tarik olan aşk, nefisten elini çeker, fakat mâşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakikîye gider. Hem şu tarik daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâpervâzâne dâvâları bulunmaz. Çünkü, acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki, haddinden fazla geçsin. Hem bu tarik daha umumî ve cadde-i kübrâdır. Çünkü, kâinatı, ehl-i vahdetü’l-vücud gibi, huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip Lâ mevcude illâ Hû hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi, huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip Lâ meşhude illâ Hû demeye mecbur olmuyor. Belki, idamdan ve hapisten gayet zâhir olarak Kur’ân affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelâl hesabına istihdam edip Esmâ-i Hüsnâsının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek, mânâ-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; herşeyde Cenâb-ı Hakka bir yol bulmaktır. Elhasıl, mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mânâ-yı ismiyle bakmamaktır. [/FONT][CENTER][FONT=tahoma][COLOR=#000000][IMG]http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif[/IMG][IMG]http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif[/IMG][/COLOR][/FONT] [/CENTER] [FONT=tahoma] [/FONT][FONT=tahoma] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Esmâ-i Hüsnâ[/B]: Allah’ın güzel isimleri (bk. s-m-v; ḥ-s-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Fâtır-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet sahibi ve herşeyi harika san’atıyla yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; ẕü; c-l-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Kadîr-i Zülcelâl[/B]: kudreti herşeyi kuşatan ve sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Allah (bk. ḳ-d-r; ẕü; c-l-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Lâ mevcude illâ Hû[/B]: Ondan başka hiçbir varlık yok (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Lâ meşhude illâ Hû[/B]: Allah’tan başka görülen hiçbir şey yoktur (bk. ş-h-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Mahbûb-u Hakikî[/B]: sevilen ve gerçek anlamda sevilmeye lâyık olan Allah (bk. ḥ-b-b; ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]acz[/B]: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]azletmek[/B]: ayırmak, uzaklaştırmak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bâlâpervâzâne[/B]: yüksekten konuşarak, atıp tutarak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cadde-i kübrâ[/B]: büyük cadde (bk. k-b-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ehl-i vahdetü’l-vücud[/B]: Allah’tan başka varlık olmadığı, herşeyin Allah’ın tecellîsi olduğunu kabul edenler (bk. v-ḥ-d; v-c-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ehl-i vahdetü’ş-şuhud[/B]: görünen herşeyin Allah’ın varlığını gösterdiğini söyleyen kimseler (bk. v-ḥ-d; ş-h-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]elhasıl[/B]: özetle, sonuç olarak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]eslem[/B]: en güvenli (bk. s-l-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fakr[/B]: fakirlik, ihtiyaç hali (bk. f-ḳ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]gaflet[/B]: umursamazlık, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma (bk. ğ-f-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]had[/B]: sınır, çizgi, yetki[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hatve[/B]: basamak, mertebe[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]huzur-u daimî[/B]: sürekli olarak Allah’ın huzurunda bulunduğunun bilinci içinde olma (bk. ḥ-ḍ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hâtime[/B]: sonuç, son bölüm[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hükmetmek[/B]: kesin bir yargıya varmak (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]idam[/B]: yok etme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]istihdam[/B]: çalıştırma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istimal[/B]: kullanma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]izahat[/B]: açıklamalar[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahkûm[/B]: hükmedilen (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mazhariyet[/B]: ayna olma, görünme yeri (bk. ẓ-h-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mutlak[/B]: kesin (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mânâ-yı harfî[/B]: bir şeyin kendisini değil de san’atkârını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mâna (bk. a-n-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mânâ-yı ismî[/B]: bir şeyin sahibine değil de, bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan mânâsı (bk. a-n-y; s-m-v)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mâşuk-u mecazî[/B]: gerçek sevgiye layık olmadığı halde aşık olunan şeyler (bk. c-v-z)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazar[/B]: bakış (bk. n-ẓ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nefis[/B]: kişinin kendisi (bk. n-f-s)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nisyan-ı mutlak[/B]: tam anlamıyla unutma (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sarf-ı nazar[/B]: görmezlikten gelmek (bk. n-ẓ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tahayyül[/B]: hayal etmek (bk. ḫ-y-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tarik[/B]: yol (bk. ṭ-r-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tefekkür[/B]: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme (bk. f-k-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]umumî[/B]: genel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zevâl[/B]: yokluk, geçip gitme (bk. z-v-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zâhir[/B]: açık (bk. ẓ-h-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âyinedarlık[/B]: aynalık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şatahat[/B]: mânevî sarhoşluk ve cezbe halindeyken söylenen şeriata aykırı sözler[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şefkat[/B]: içten ve karşılıksız merhamet, sevgi (bk. ş-f-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şeriat[/B]: Allah tarafından bildirilen İlâhî emir ve yasaklara dayanan hükümlerin hepsi (bk. ş-r-a)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Altıncı Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst