Ukbaa
Well-known member
Ufak bir parmak meselesinden üzülen, kırılan talebelere, Risale-i Nur’un ihtiyacı yoktur.
Bir gün Zübeyir Ağabey parmağında dolama çıkması hasebiyle akşam dersine katılamadı. Bediüzzaman Hazretleri derse başlamadan evvel diğer ağabeylere Zübeyir Ağabey’i sordu. Rahatsız olduğu için dinlendiğini söyledikleri vakit hiddetlendi ve “Hemen çağırın” dedi.
Zübeyir Ağabey boynu bükük, mahçup bir tavırla Üstad’ın huzuruna geldi ve azarı işitti:
“Ben Zübeyir’i zannederdim ki, değil parmağı, başsız gövdesi, gövdesiz başı olsa yine ‘Risale-i Nur, Risale-i Nur!’ diye koşacak. Ehl-i küfür beni bıçaklarla parça parça etse, Said yine ‘İman, Kur’an, Risale-i Nur’ diye gider. Ben böyle talebe istiyorum.Ufak bir parmak meselesinden üzülen, kırılan talebelere, Risale-i Nur’un ihtiyacı yoktur. Uhuvvet ve ihlası gaye edinen talebelere ihtiyaç vardır.”
Bir gün Zübeyir Ağabey parmağında dolama çıkması hasebiyle akşam dersine katılamadı. Bediüzzaman Hazretleri derse başlamadan evvel diğer ağabeylere Zübeyir Ağabey’i sordu. Rahatsız olduğu için dinlendiğini söyledikleri vakit hiddetlendi ve “Hemen çağırın” dedi.
Zübeyir Ağabey boynu bükük, mahçup bir tavırla Üstad’ın huzuruna geldi ve azarı işitti:
“Ben Zübeyir’i zannederdim ki, değil parmağı, başsız gövdesi, gövdesiz başı olsa yine ‘Risale-i Nur, Risale-i Nur!’ diye koşacak. Ehl-i küfür beni bıçaklarla parça parça etse, Said yine ‘İman, Kur’an, Risale-i Nur’ diye gider. Ben böyle talebe istiyorum.Ufak bir parmak meselesinden üzülen, kırılan talebelere, Risale-i Nur’un ihtiyacı yoktur. Uhuvvet ve ihlası gaye edinen talebelere ihtiyaç vardır.”