Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Dua Ediyorum
Tevbe ve Istigfar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 246259" data-attributes="member: 1004566"><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><strong>“Bir kimse istiğfarı dilinden düşürmezse, <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.”</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px">(Ebû Davud, Vitr 26) </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="color: red">İstiğfar</span>… <span style="color: darkred">Bağışlanmayı dilemek… Yapılan yanlışlıkların hiç yapılmamış sayılmasını arzulamak… Bu dileğe dili ve bedeni şahit tutmak… Diliyle affolunmayı dilerken davranışlarla bu dilekteki samimiyeti göstermek…</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred">İnsana kendi ruhundan üfleyerek onu şereflendiren <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />-u Teâlâ ile kulun ilişkisinde dengeyi sağlayan bir fonksiyonu vardır istiğfarın. İstiğfar kulluğun gereğidir; insanın mutlak saltanat sahibini tanıyıp kendi acziyet hududunu çizebilmesinin gereğidir. Kulun Rabbini unutmadığının nişanesidir. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred">Hatadan berî olmak insan için muhal. Hatasız yaşamayı dilemek, melek olmayı dilemek demektir. Oysa </span><span style="color: darkgreen"><strong>“Canım kudretiyle elinde tutan <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />’a yemin ederim ki, siz hiç günah işlemeseydiniz, <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> sizi yok eder, sizin yerinize, günah işledikten sonra <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />’tan af dileyecek bir millet getirir ve onları affederdi.</strong>”</span><span style="color: darkred"> <strong>(Müslim, Tevbe 11)</strong> buyurmuştur Hz. Peygamber.Efendimiz (SAV) Buradan anlaşılıyor ki İslam’a göre insandan beklenen şey, günaha hiç düşmemek değil, günahta ısrar ederek ona dadanmamaktır. Zira bu ısrar insanda potansiyel olarak mevcut olan iyiliğe meyli köreltir, kötülüğü normal görmeye zemin hazırlar ve kişiyi, kendini temize çıkarabilmek için dinin hükümlerini olduğundan farklı yorumlamaya sevk eder. Günahtan/ kötülükten uzak durmaya çalışmanın bile bizatihi hayır olduğunu (Buhari, Itk 2) kavramaktan uzaklaştırır. Böylelikle iyilik yapma fırsatları da birer birer kaçmaya başlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred">İnsan hatasını düzeltebilme, hatalardan yola çıkarak öğrenebilme yeteneği ile yaratılmıştır. Hatayı düzeltebilmek için ise ilk önce bunu istemek, yapılan yanlıştan dolayı pişmanlık duymak gerekir. Bunun da temel şartı doğru ile yanlışın ne olduğu konusunda bilgi ve fikir sahibi olmak, bunların arasını ayırabilme feraset ve basiretini kazanmış olmaktır. Hatanın ne ve nerede olduğu, kimden kaynaklandığı konusunda sağlıklı bir bilgi ve düşünceye ulaşamamış insan ne için bağışlanma dileyecektir? İşte tam bu noktada peygamberlik müessesesinin fonksiyonu önümüze çıkar: İnsanın bütün davranış, fikir ve ahlakının büyük ölçüde kaynağı olan bakış açısı ve düşünce tarzını oluşturma ve yeniden yapılandırmada peygamberler son derece önemli rol üstlenmişlerdir. Kuran ve sünnet, insan davranışına, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün ayrımında göreceli formattan uzak, ilâhî temele dayalı argümanlar sunmak suretiyle yön verir. “Bize göre” doğru olan ile “dine göre” doğru olan arasındaki ayrımı yapabilmek, olan bitenler ve olması gerekenlerdeki kişisel payımız hakkında farkındalık şuuru geliştirmek sorumlu müslüman olmanın gereğidir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred"><span style="color: darkgreen"><strong> “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki O birçoğunu da bağışlar.” (Şura 42/30)</strong></span> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred">ayeti bize şimdi ve şu anda, gelecekte yaşamak istemediğimiz dünyevî-uhrevî tüm musibetler için önemli bir mesaj vermektedir: Kendi davranışlarımızı kontrol ederek bugün için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek. Bu açıdan istiğfar, görünürdeki sebeplerin ötesinde bir yerde saklı duran kendi sorumluluklarımızı idrak etmemizi sağlayacak en önemli şuurlanma aracıdır aynı zamanda. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred">İstiğfar, insanı kibir, şımarıklık ve her nimeti kendinden bilme sarhoşluğundan korur. Önünde eğildikçe insanlığımızın yükseleceği bir kemal kapısı sunar bizlere. Bizi günaha karşı duyarlı ve donanımlı kılar. Bu duyarlılık ve donanım ise dikkati diri tutarak kişiyi günahtan uzaklaştırır. İnsanın Rabbi ile ilişkisinde yeni bir dönüm noktası oluşturur. Bütün varlığın sahibine kendisini emanet edebilmiş olmanın huzuru ile bütün sıkıntılarında O’na sığınarak arınabilmeyi öğretir. <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />’ın sevdikleri arasına girme fırsatı verir. Ancak kendisi için af dileyen insan affedilmenin ne demek olabileceğini kavrar ve insanlara karşı hoşgörü sahibi olur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: darkred">Bağışlanma dile(ye)memek ise kendini müstağni görmenin sonucu olabilir ancak. Kişinin önündeki en büyük engellerden biri de bu büyüklenmeci benlik algısıdır. Nefsin kendini temize çıkarmak için akıl almaz yöntemleri olduğunu da akıldan çıkarmamalı. Bizi kendimizle hesaplaşmaktan uzak tutacak hangi sebebin zihnimizin bize oynadığı oyun/bahane olduğuna dikkat etmeli. Burada mantıkî açıklamaların tuzağına da düşmemek gerekir. Çünkü her hata için geçerli bir neden bulabiliriz. Oysa unutmayalım ki İblis’i şeytanlaştıran şey de “hiçbir kimse” önünde eğilmeyen o mağruriyeti idi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 10px"><strong>“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />’tan kendini bağışlamasını dilerse, <img src="http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulacaktır.”</strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 246259, member: 1004566"] [FONT=Georgia][SIZE=2][B]“Bir kimse istiğfarı dilinden düşürmezse, [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG] ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.”[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2](Ebû Davud, Vitr 26) [/SIZE][/FONT] [SIZE=2][FONT=Georgia][COLOR=red]İstiğfar[/COLOR]… [COLOR=darkred]Bağışlanmayı dilemek… Yapılan yanlışlıkların hiç yapılmamış sayılmasını arzulamak… Bu dileğe dili ve bedeni şahit tutmak… Diliyle affolunmayı dilerken davranışlarla bu dilekteki samimiyeti göstermek…[/COLOR][/FONT][/SIZE] [COLOR=darkred] [/COLOR] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred]İnsana kendi ruhundan üfleyerek onu şereflendiren [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG]-u Teâlâ ile kulun ilişkisinde dengeyi sağlayan bir fonksiyonu vardır istiğfarın. İstiğfar kulluğun gereğidir; insanın mutlak saltanat sahibini tanıyıp kendi acziyet hududunu çizebilmesinin gereğidir. Kulun Rabbini unutmadığının nişanesidir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=darkred] [/COLOR] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred]Hatadan berî olmak insan için muhal. Hatasız yaşamayı dilemek, melek olmayı dilemek demektir. Oysa [/COLOR][COLOR=darkgreen][B]“Canım kudretiyle elinde tutan [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG]’a yemin ederim ki, siz hiç günah işlemeseydiniz, [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG] sizi yok eder, sizin yerinize, günah işledikten sonra [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG]’tan af dileyecek bir millet getirir ve onları affederdi.[/B]”[/COLOR][COLOR=darkred] [B](Müslim, Tevbe 11)[/B] buyurmuştur Hz. Peygamber.Efendimiz (SAV) Buradan anlaşılıyor ki İslam’a göre insandan beklenen şey, günaha hiç düşmemek değil, günahta ısrar ederek ona dadanmamaktır. Zira bu ısrar insanda potansiyel olarak mevcut olan iyiliğe meyli köreltir, kötülüğü normal görmeye zemin hazırlar ve kişiyi, kendini temize çıkarabilmek için dinin hükümlerini olduğundan farklı yorumlamaya sevk eder. Günahtan/ kötülükten uzak durmaya çalışmanın bile bizatihi hayır olduğunu (Buhari, Itk 2) kavramaktan uzaklaştırır. Böylelikle iyilik yapma fırsatları da birer birer kaçmaya başlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred]İnsan hatasını düzeltebilme, hatalardan yola çıkarak öğrenebilme yeteneği ile yaratılmıştır. Hatayı düzeltebilmek için ise ilk önce bunu istemek, yapılan yanlıştan dolayı pişmanlık duymak gerekir. Bunun da temel şartı doğru ile yanlışın ne olduğu konusunda bilgi ve fikir sahibi olmak, bunların arasını ayırabilme feraset ve basiretini kazanmış olmaktır. Hatanın ne ve nerede olduğu, kimden kaynaklandığı konusunda sağlıklı bir bilgi ve düşünceye ulaşamamış insan ne için bağışlanma dileyecektir? İşte tam bu noktada peygamberlik müessesesinin fonksiyonu önümüze çıkar: İnsanın bütün davranış, fikir ve ahlakının büyük ölçüde kaynağı olan bakış açısı ve düşünce tarzını oluşturma ve yeniden yapılandırmada peygamberler son derece önemli rol üstlenmişlerdir. Kuran ve sünnet, insan davranışına, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün ayrımında göreceli formattan uzak, ilâhî temele dayalı argümanlar sunmak suretiyle yön verir. “Bize göre” doğru olan ile “dine göre” doğru olan arasındaki ayrımı yapabilmek, olan bitenler ve olması gerekenlerdeki kişisel payımız hakkında farkındalık şuuru geliştirmek sorumlu müslüman olmanın gereğidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred][COLOR=darkgreen][B] “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki O birçoğunu da bağışlar.” (Şura 42/30)[/B][/COLOR] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred]ayeti bize şimdi ve şu anda, gelecekte yaşamak istemediğimiz dünyevî-uhrevî tüm musibetler için önemli bir mesaj vermektedir: Kendi davranışlarımızı kontrol ederek bugün için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek. Bu açıdan istiğfar, görünürdeki sebeplerin ötesinde bir yerde saklı duran kendi sorumluluklarımızı idrak etmemizi sağlayacak en önemli şuurlanma aracıdır aynı zamanda. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=darkred] [/COLOR] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred]İstiğfar, insanı kibir, şımarıklık ve her nimeti kendinden bilme sarhoşluğundan korur. Önünde eğildikçe insanlığımızın yükseleceği bir kemal kapısı sunar bizlere. Bizi günaha karşı duyarlı ve donanımlı kılar. Bu duyarlılık ve donanım ise dikkati diri tutarak kişiyi günahtan uzaklaştırır. İnsanın Rabbi ile ilişkisinde yeni bir dönüm noktası oluşturur. Bütün varlığın sahibine kendisini emanet edebilmiş olmanın huzuru ile bütün sıkıntılarında O’na sığınarak arınabilmeyi öğretir. [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG]’ın sevdikleri arasına girme fırsatı verir. Ancak kendisi için af dileyen insan affedilmenin ne demek olabileceğini kavrar ve insanlara karşı hoşgörü sahibi olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=darkred] [/COLOR] [FONT=Georgia][SIZE=2][COLOR=darkred]Bağışlanma dile(ye)memek ise kendini müstağni görmenin sonucu olabilir ancak. Kişinin önündeki en büyük engellerden biri de bu büyüklenmeci benlik algısıdır. Nefsin kendini temize çıkarmak için akıl almaz yöntemleri olduğunu da akıldan çıkarmamalı. Bizi kendimizle hesaplaşmaktan uzak tutacak hangi sebebin zihnimizin bize oynadığı oyun/bahane olduğuna dikkat etmeli. Burada mantıkî açıklamaların tuzağına da düşmemek gerekir. Çünkü her hata için geçerli bir neden bulabiliriz. Oysa unutmayalım ki İblis’i şeytanlaştıran şey de “hiçbir kimse” önünde eğilmeyen o mağruriyeti idi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=2][B]“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG]’tan kendini bağışlamasını dilerse, [IMG]http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif[/IMG]’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulacaktır.”[/B][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Dua Ediyorum
Tevbe ve Istigfar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst