Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mesnevi-i Nuriye
Temsiller ve Hikayelerle "Mesnevi-i Nuriye"
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 228354" data-attributes="member: 27"><p>[BILGI] <strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: red">Onuncu Risale</span></span></span></strong>[/BILGI]<span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanın fıtraten mâlik olduğu câmiiyetin acâibindendir ki:</strong></span></span> <span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px">Sâni-i Hâkim şu küçük cisimde gayr-ı mahdut envâ-ı rahmeti tartmak için gayr-ı mâdut mizanlar vaz etmiştir. Ve Esmâ-i Hüsnânın gayr-ı mütenâhi mahfî definelerini fehmetmek için, gayr-ı mahsur cihâzat ve âlât yaratmıştır. Meselâ, mesmûat, mubsırat, me’kûlât âlemlerini ihata eden insandaki duygular, Sâniin sıfât-ı mutlakasını ve geniş şuûnatını fehmetmek içindir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px">Ve keza, hardaleden daha küçük kuvve-i hâfızasında öyle bir lâtife-i müdrike bırakılmıştır ki, o hardalenin tazammun ettiği geniş âlemde o lâtife daimî seyir ve cevelân etmekte ise de, sahiline vâsıl olamaz. Maahaza, bazan bu büyük âlem o lâtifeye o kadar darlaşır ki, âlem o lâtifenin karnında bir zerre gibi olur. Ve o lâtifeyi, bütün seyahat meydanlarıyla, mütalâa ettiği kitaplarıyla o hardale dahi yutar, yerinde oturur, karnı da ağrımaz.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>İşte, insanın mütefâvit mertebeleri bu sırdan anlaşılır.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px">Evet, bazı insanlar zerrede boğulurlar. Bazısında da dünya boğulur. Bazılar da, kendilerine verilen anahtarlardan birisiyle kesretin en geniş bir âlemini açar, fakat içinde boğulur. Sahil-i vahdet ve tevhide zorla vasıl olur. Demek, insanın seyr-i ruhânîsinde çok tabakalar vardır. Bir tabakada, insanlara huzur-u tevhid pek suhuletle nasip ve müyesser olur. Bir tabakasına da gaflet ve evham öyle istilâ eder ki, kesret içinde gark olmakla, tam mânâsıyla tevhidi unutmuş olur. Sukutu suûd, tedennîyi terakki, cehl-i mürekkebi yakîn, uykunun son perdesini intibah zan ve tevehhüm eden bir kısım medenîler, ikinci tabakadaki insanlardandır. Onlar, hakaik-i imâniyeyi derk etmekte bedevîlerin bedevîleridir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">******</span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>İ’lem eyyühe’l-aziz!</strong> İnsanı gaflete düşürtmekle Allah’a ubudiyetine mâni olan, cüz’î nazarını cüz’î şeylere hasretmektir. Evet, cüz’iyat içerisine düşüp cüz’îlere hasr-ı nazar eden, o cüz’î şeylerin esbabdan sudûruna ihtimal verebilir. Amma başını kaldırıp nev’e ve umuma baktığı zaman, ednâ bir cüz’înin en büyük bir sebepten sudûruna cevaz veremez. <strong><span style="color: red">Meselâ,</span></strong> cüz’î rızkını bazı esbaba isnat edebilir. Fakat menşe-i rızk olan arzın, kış mevsiminde kup kuru, kıraç olduğuna, bahar mevsiminde rızıkla dolu olduğuna baktığı vakit, arzı ihya etmekle bütün zevilhayatın rızıklarını veren Allah’tan maadâ kendi rızkını verecek birşey bulunmadığına kanaati hasıl olur. Ve keza, evindeki küçük bir ışığı veya kalbinde bulunan küçük bir nuru bazı esbaba isnat edebilirsin. Amma, o ışığın, şemsin ziyasıyla, o nurun da Menbâü’l-Envârın nuruyla muttasıl olduğuna vakıf olduğun zaman anlarsın ki, kalıbını ışıklandıran, kalbini tenvir eden, ancak leyl ve neharı birbirine kalb eden Fâtır-ı Hakîmdir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Ve keza, senin vücudunun zuhur ve vuzuhça</strong> Hâlıkın vücuduna nisbeti, Hâlıkın vücuduna delâlet edenlerin nisbeti gibidir. Çünkü, sen, bir vecihle kendi vücuduna delâlet ediyorsun. Amma Hâlıkın vücuduna, bütün mevcudat, bütün zerratıyla delâlet ediyor. Öyleyse, onun vücudu senin vücudundan âlemin zerratı adedince zuhur dereceleri vardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">******</span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>İ’lem eyyühe’l-aziz!</strong> Senin önünde çok korkunç büyük meseleler vardır ki, insanı ihtiyata, ihtimama mecbur eder.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Birisi:</strong> Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>İkincisi:</strong> Dehşetli, korkulu ebed memleketine yolculuktur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Üçüncüsü:</strong> Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak gibi elîm elemlere mâruz kalmaktır. Öyleyse, bu gaflet ü nisyan nedir? Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin. Veya sen Onu görmeyesin. Ne vakte kadar zâilât-ı fâniyeye ihtimam ve bâkiyat-ı dâimeden tegafül edeceksin?</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 228354, member: 27"] [BILGI] [B][FONT=Courier New][SIZE=5][COLOR=red]Onuncu Risale[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][/BILGI][FONT=Courier New][SIZE=3][B] İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanın fıtraten mâlik olduğu câmiiyetin acâibindendir ki:[/B][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE] [FONT=Courier New][SIZE=3] Sâni-i Hâkim şu küçük cisimde gayr-ı mahdut envâ-ı rahmeti tartmak için gayr-ı mâdut mizanlar vaz etmiştir. Ve Esmâ-i Hüsnânın gayr-ı mütenâhi mahfî definelerini fehmetmek için, gayr-ı mahsur cihâzat ve âlât yaratmıştır. Meselâ, mesmûat, mubsırat, me’kûlât âlemlerini ihata eden insandaki duygular, Sâniin sıfât-ı mutlakasını ve geniş şuûnatını fehmetmek içindir. Ve keza, hardaleden daha küçük kuvve-i hâfızasında öyle bir lâtife-i müdrike bırakılmıştır ki, o hardalenin tazammun ettiği geniş âlemde o lâtife daimî seyir ve cevelân etmekte ise de, sahiline vâsıl olamaz. Maahaza, bazan bu büyük âlem o lâtifeye o kadar darlaşır ki, âlem o lâtifenin karnında bir zerre gibi olur. Ve o lâtifeyi, bütün seyahat meydanlarıyla, mütalâa ettiği kitaplarıyla o hardale dahi yutar, yerinde oturur, karnı da ağrımaz.[/SIZE][/FONT] [FONT=Courier New][SIZE=3][B]İşte, insanın mütefâvit mertebeleri bu sırdan anlaşılır.[/B] Evet, bazı insanlar zerrede boğulurlar. Bazısında da dünya boğulur. Bazılar da, kendilerine verilen anahtarlardan birisiyle kesretin en geniş bir âlemini açar, fakat içinde boğulur. Sahil-i vahdet ve tevhide zorla vasıl olur. Demek, insanın seyr-i ruhânîsinde çok tabakalar vardır. Bir tabakada, insanlara huzur-u tevhid pek suhuletle nasip ve müyesser olur. Bir tabakasına da gaflet ve evham öyle istilâ eder ki, kesret içinde gark olmakla, tam mânâsıyla tevhidi unutmuş olur. Sukutu suûd, tedennîyi terakki, cehl-i mürekkebi yakîn, uykunun son perdesini intibah zan ve tevehhüm eden bir kısım medenîler, ikinci tabakadaki insanlardandır. Onlar, hakaik-i imâniyeyi derk etmekte bedevîlerin bedevîleridir. [/SIZE][/FONT] [CENTER][B][FONT=Courier New][SIZE=3][COLOR=red]******[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/B][/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3][B]İ’lem eyyühe’l-aziz![/B] İnsanı gaflete düşürtmekle Allah’a ubudiyetine mâni olan, cüz’î nazarını cüz’î şeylere hasretmektir. Evet, cüz’iyat içerisine düşüp cüz’îlere hasr-ı nazar eden, o cüz’î şeylerin esbabdan sudûruna ihtimal verebilir. Amma başını kaldırıp nev’e ve umuma baktığı zaman, ednâ bir cüz’înin en büyük bir sebepten sudûruna cevaz veremez. [B][COLOR=red]Meselâ,[/COLOR][/B] cüz’î rızkını bazı esbaba isnat edebilir. Fakat menşe-i rızk olan arzın, kış mevsiminde kup kuru, kıraç olduğuna, bahar mevsiminde rızıkla dolu olduğuna baktığı vakit, arzı ihya etmekle bütün zevilhayatın rızıklarını veren Allah’tan maadâ kendi rızkını verecek birşey bulunmadığına kanaati hasıl olur. Ve keza, evindeki küçük bir ışığı veya kalbinde bulunan küçük bir nuru bazı esbaba isnat edebilirsin. Amma, o ışığın, şemsin ziyasıyla, o nurun da Menbâü’l-Envârın nuruyla muttasıl olduğuna vakıf olduğun zaman anlarsın ki, kalıbını ışıklandıran, kalbini tenvir eden, ancak leyl ve neharı birbirine kalb eden Fâtır-ı Hakîmdir. [B] Ve keza, senin vücudunun zuhur ve vuzuhça[/B] Hâlıkın vücuduna nisbeti, Hâlıkın vücuduna delâlet edenlerin nisbeti gibidir. Çünkü, sen, bir vecihle kendi vücuduna delâlet ediyorsun. Amma Hâlıkın vücuduna, bütün mevcudat, bütün zerratıyla delâlet ediyor. Öyleyse, onun vücudu senin vücudundan âlemin zerratı adedince zuhur dereceleri vardır. [/SIZE][/FONT][CENTER][B][FONT=Courier New][SIZE=3][COLOR=red]******[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3] [B]İ’lem eyyühe’l-aziz![/B] Senin önünde çok korkunç büyük meseleler vardır ki, insanı ihtiyata, ihtimama mecbur eder. [B]Birisi:[/B] Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır. [B]İkincisi:[/B] Dehşetli, korkulu ebed memleketine yolculuktur. [B]Üçüncüsü:[/B] Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak gibi elîm elemlere mâruz kalmaktır. Öyleyse, bu gaflet ü nisyan nedir? Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin. Veya sen Onu görmeyesin. Ne vakte kadar zâilât-ı fâniyeye ihtimam ve bâkiyat-ı dâimeden tegafül edeceksin?[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mesnevi-i Nuriye
Temsiller ve Hikayelerle "Mesnevi-i Nuriye"
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst