Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mesnevi-i Nuriye
Temsiller ve Hikayelerle "Mesnevi-i Nuriye"
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 221537" data-attributes="member: 27"><p>[BILGI]<strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: red">Katrenin Zeyli</span></span></span></strong>[/BILGI]</p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arkadaş! Nefiste öyle dehşetli bir nokta</strong> ve açılmaz bir ukde var ki, zıtları birbirinden tevlid eder. Ve aleyhte olan herbirşeyi lehte zanneder. <span style="color: red"><strong>Meselâ,</strong></span> güneşin eli sana yetişir, ziyasıyla başını okşar. Fakat, senin elin ona yetişemez. Ve senin keyfin üzerine hareket etmez. Demek, şemsin sana karşı iki ciheti vardır: biri kurb, diğeri bu’d. Eğer senin ondan baîd olduğun cihetle <span style="color: blue">“O bana tesir edemez”</span> ve onun sana karîb olduğu cihetle <span style="color: blue">“Ona tesir edebilirim”</span> desen, cehlini ilân etmiş olursun.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Kezâlik, Hâlık ile nefis arasında da bir kurb</strong> ve bu’d vardır. Kurb Hâlıkındır, bu’d nefsindir. Eğer nefis uzaklığı cihetiyle enâniyet ile Hâlıka bakıp <span style="color: blue">“Bana tesir edemez”</span> diye bir ahmaklıkta bulunursa, dalâlete düşer. Ve keza, nefis mükâfatı gördüğü zaman <span style="color: blue">“Keşke ben de öyle yapaydım, böyle olaydım”</span> der. Mücâzâtın şiddetini de gördüğü vakit, teâmî ve inkâr ile kendisini tesellî eder.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>******</strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Kardeşlerim! Nefsin en mühim bir hastalığı da</strong> şudur ki, küllü cüz’îde, büyüğü küçükte görmek istiyor. Göremediği takdirde red ve inkâr eder. <span style="color: red"><strong>Meselâ,</strong></span> küçük bir kabarcıkta, güneşin tamamıyla tecelliyâtını ister. Bunu göremediği için, o kabarcıktaki cilvenin güneşten olduğunu inkâr eder. Halbuki, şemsin vahdeti, tecelliyâtının da vahdetini istilzam etmez.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Ve keza, delâlet etmek tazammun etmeyi</strong> iktizâ etmez. <span style="color: red"><strong>Meselâ,</strong></span> kabarcıktaki güneşin cilvesi güneşin vücuduna delâlet eder, fakat güneşi tazammun edemez, yani içine alamaz.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Ve keza, birşeyi birşeyle tavsif edenin</strong> o şeyle muttasıf olması lâzım gelmez. <strong><span style="color: red"> Meselâ,</span></strong> şeffaf bir zerre, şemsi tavsif eder, fakat şems olamaz. Balarısı Sâni-i Hakîmi vasıflandırır, amma Sâni olamaz.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">******</span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arkadaş! Küfür yolunda yürümek,</strong> buzlar üzerinde yürümekten daha zahmetli ve daha tehlikelidir. İman yolu ise, suda, havada, ziyada yürümek ve yüzmek gibi pek kolay ve zahmetsizdir. <span style="color: red"><strong>Meselâ:</strong></span> Bir insan, gövdesinin cihât-ı sittesini güneşlendirmek istediği zaman, ya bir Mevlevî gibi dönerek gövdesinin her tarafını güneşe karşı getirir veya güneşi o mesafe-i baîdeden celp ile gövdesinin etrafında döndürecektir. Birinci şık, tevhidin kolaylığına misaldir. İkincisi de, küfrün zahmetlerine misaldir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><p style="text-align: center"><span style="color: red"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px">******</span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arkadaş! İnsanın vücudu, bedeni</strong>, emvâl-i mîriyeden bir neferin elinde bulunan bir hayvan gibidir. O nefer, o hayvanı beslemeye ve hizmetine mükellef olduğu gibi, insan da o vücudu beslemeye mükelleftir</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Aziz kardeşlerim! Burada bana bu sözü söylettiren, nefsimle olan bir münakaşamdır. Şöyle ki:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Mehâsiniyle mağrur olan nefsime dedim ki:</strong> <span style="color: blue">“Sen birşeye mâlik değilsin, nedir bu gururun?”</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Dedi ki:</strong> <span style="color: blue">“Madem mâlik değilim, ben de hizmetini görmem.”</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Dedim ki:</strong> <span style="color: blue">“Yâhu, bu sineğe bak. Gayet küçücük zarif elleriyle kanatlarını, gözlerini siler süpürür. Her işini görür. Sen de lâakal onun kadar vücuduna hizmet etmelisin”</span> diye ikna ettim.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Takdis ederiz o Zâtı ki,</strong> bu sineğe nezafeti ilhamen öğretir, bana da üstad yapar. Ben de onunla nefsimi ikna ve ilzam ederim.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="color: red">******</span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arkadaş! Herbir insanın bir nokta-i istinadı</strong> bulunduğuna nazaran, istinad noktalarının tefâvütüne göre insanların yapabileceği işler de tefâvüt eder. Meselâ, büyük bir sultana istinadı olan bir nefer, bir şâhın yapamadığı bir işi yapar. Çünkü, nokta-i istinadı şahtan büyüktür. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Evet, kudret-i ezeliye tarafından</strong> memur edilen baûda, yani sivrisineğin Nemrud’a olan galebesi; ve bir çekirdeğin Fâlıku’l-Habbi ve’n-Nevâ tarafından verilen izin ve kuvvete binâen koca bir ağacın cihazatını, malzemesini tazammun etmesi, yani içine alması bu hakikati tenvir eden birer hakikattir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>******</strong></span></span></span><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Courier New'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır.</strong> O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça, hakikat güneşinin görünmesine mâni bir hicap olur. Evet, müşâhedemle sabittir ki, kat’î, yakînî burhanlarla deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir zafiyet görünürse, o kör olası nefis o kaleyi tamamen inkâr eder, altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 221537, member: 27"] [BILGI][B][FONT=Courier New][SIZE=5][COLOR=red]Katrenin Zeyli[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][/BILGI] [FONT=Courier New][SIZE=3][B] Arkadaş! Nefiste öyle dehşetli bir nokta[/B] ve açılmaz bir ukde var ki, zıtları birbirinden tevlid eder. Ve aleyhte olan herbirşeyi lehte zanneder. [COLOR=red][B]Meselâ,[/B][/COLOR] güneşin eli sana yetişir, ziyasıyla başını okşar. Fakat, senin elin ona yetişemez. Ve senin keyfin üzerine hareket etmez. Demek, şemsin sana karşı iki ciheti vardır: biri kurb, diğeri bu’d. Eğer senin ondan baîd olduğun cihetle [COLOR=blue]“O bana tesir edemez”[/COLOR] ve onun sana karîb olduğu cihetle [COLOR=blue]“Ona tesir edebilirim”[/COLOR] desen, cehlini ilân etmiş olursun. [B]Kezâlik, Hâlık ile nefis arasında da bir kurb[/B] ve bu’d vardır. Kurb Hâlıkındır, bu’d nefsindir. Eğer nefis uzaklığı cihetiyle enâniyet ile Hâlıka bakıp [COLOR=blue]“Bana tesir edemez”[/COLOR] diye bir ahmaklıkta bulunursa, dalâlete düşer. Ve keza, nefis mükâfatı gördüğü zaman [COLOR=blue]“Keşke ben de öyle yapaydım, böyle olaydım”[/COLOR] der. Mücâzâtın şiddetini de gördüğü vakit, teâmî ve inkâr ile kendisini tesellî eder. [/SIZE][/FONT][CENTER][FONT=Courier New][SIZE=3][COLOR=red][B]******[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3] [B]Kardeşlerim! Nefsin en mühim bir hastalığı da[/B] şudur ki, küllü cüz’îde, büyüğü küçükte görmek istiyor. Göremediği takdirde red ve inkâr eder. [COLOR=red][B]Meselâ,[/B][/COLOR] küçük bir kabarcıkta, güneşin tamamıyla tecelliyâtını ister. Bunu göremediği için, o kabarcıktaki cilvenin güneşten olduğunu inkâr eder. Halbuki, şemsin vahdeti, tecelliyâtının da vahdetini istilzam etmez. [B]Ve keza, delâlet etmek tazammun etmeyi[/B] iktizâ etmez. [COLOR=red][B]Meselâ,[/B][/COLOR] kabarcıktaki güneşin cilvesi güneşin vücuduna delâlet eder, fakat güneşi tazammun edemez, yani içine alamaz. [B]Ve keza, birşeyi birşeyle tavsif edenin[/B] o şeyle muttasıf olması lâzım gelmez. [B][COLOR=red] Meselâ,[/COLOR][/B] şeffaf bir zerre, şemsi tavsif eder, fakat şems olamaz. Balarısı Sâni-i Hakîmi vasıflandırır, amma Sâni olamaz. [/SIZE][/FONT][CENTER][B][FONT=Courier New][SIZE=3][COLOR=red]******[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3] [B]Arkadaş! Küfür yolunda yürümek,[/B] buzlar üzerinde yürümekten daha zahmetli ve daha tehlikelidir. İman yolu ise, suda, havada, ziyada yürümek ve yüzmek gibi pek kolay ve zahmetsizdir. [COLOR=red][B]Meselâ:[/B][/COLOR] Bir insan, gövdesinin cihât-ı sittesini güneşlendirmek istediği zaman, ya bir Mevlevî gibi dönerek gövdesinin her tarafını güneşe karşı getirir veya güneşi o mesafe-i baîdeden celp ile gövdesinin etrafında döndürecektir. Birinci şık, tevhidin kolaylığına misaldir. İkincisi de, küfrün zahmetlerine misaldir. [/SIZE][/FONT][CENTER][COLOR=red][B][FONT=Courier New][SIZE=3]******[/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3] [B]Arkadaş! İnsanın vücudu, bedeni[/B], emvâl-i mîriyeden bir neferin elinde bulunan bir hayvan gibidir. O nefer, o hayvanı beslemeye ve hizmetine mükellef olduğu gibi, insan da o vücudu beslemeye mükelleftir [B]Aziz kardeşlerim! Burada bana bu sözü söylettiren, nefsimle olan bir münakaşamdır. Şöyle ki:[/B] [B]Mehâsiniyle mağrur olan nefsime dedim ki:[/B] [COLOR=blue]“Sen birşeye mâlik değilsin, nedir bu gururun?”[/COLOR] [B]Dedi ki:[/B] [COLOR=blue]“Madem mâlik değilim, ben de hizmetini görmem.”[/COLOR] [B]Dedim ki:[/B] [COLOR=blue]“Yâhu, bu sineğe bak. Gayet küçücük zarif elleriyle kanatlarını, gözlerini siler süpürür. Her işini görür. Sen de lâakal onun kadar vücuduna hizmet etmelisin”[/COLOR] diye ikna ettim. [B]Takdis ederiz o Zâtı ki,[/B] bu sineğe nezafeti ilhamen öğretir, bana da üstad yapar. Ben de onunla nefsimi ikna ve ilzam ederim. [/SIZE][/FONT][CENTER][SIZE=3][B][FONT=Courier New][COLOR=red]******[/COLOR][/FONT][/B] [/SIZE][/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3] [/SIZE][/FONT][FONT=Courier New][SIZE=3][B]Arkadaş! Herbir insanın bir nokta-i istinadı[/B] bulunduğuna nazaran, istinad noktalarının tefâvütüne göre insanların yapabileceği işler de tefâvüt eder. Meselâ, büyük bir sultana istinadı olan bir nefer, bir şâhın yapamadığı bir işi yapar. Çünkü, nokta-i istinadı şahtan büyüktür. [B]Evet, kudret-i ezeliye tarafından[/B] memur edilen baûda, yani sivrisineğin Nemrud’a olan galebesi; ve bir çekirdeğin Fâlıku’l-Habbi ve’n-Nevâ tarafından verilen izin ve kuvvete binâen koca bir ağacın cihazatını, malzemesini tazammun etmesi, yani içine alması bu hakikati tenvir eden birer hakikattir. [/SIZE][/FONT][CENTER][FONT=Courier New][SIZE=3][COLOR=red][B]******[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=3] [/SIZE][/CENTER] [FONT=Courier New][SIZE=3] [B]Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır.[/B] O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça, hakikat güneşinin görünmesine mâni bir hicap olur. Evet, müşâhedemle sabittir ki, kat’î, yakînî burhanlarla deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir zafiyet görünürse, o kör olası nefis o kaleyi tamamen inkâr eder, altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır.[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Mesnevi-i Nuriye
Temsiller ve Hikayelerle "Mesnevi-i Nuriye"
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst