Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Alimler ve Evliyalar
Sultanul Arifin Mahmud Sami Ramazanoğlu
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="talib" data-source="post: 205475"><p><strong><span style="color: darkred">Hakkında Söylenenler</span></strong></p><p> </p><p>"Reisü'l-kurrâ" ve "hâdimu'l-Kur'ân" <strong>Gönenli Mehmed Efendi</strong> onun hakkında: "<strong>Sami Efendi, bu ümmetin en büyüğü idi. Başka ne söylense boştur</strong>." demiştir.</p><p></p><p><strong>Ali Yakub Hoca Efendi</strong> de: "<strong>Takva babında bütün evsâfıyla selef-i sâlihin zâhid ve âbidlerini andıran bu zâtın kemâlât-ı mâneviyesi hakkında söz söylemek, bizim gibi nâçiz bir abd-i âcizin kârı değildir</strong> " der.</p><p></p><p><strong>Mahir İz Hoca Efendi</strong>, gördüğü bir rüya üzerine muhib ve bağlıları arasında katıldığı Sami Efendi hazretleri hakkında: "<strong>O, Hazret-i Sami'dir. Biz devr-i pâdişâhîden beri neler gördük, fakat böylesine tesadüf etmedik</strong>" diyordu.</p><p></p><p><strong>Bekir Hâki Efendi</strong> de Sami Efendi'yi sevip takdir edenlerdendi ve Sami Efendi'nin bir sohbetinden dönerken şunları söylüyordu: "<strong>Bu zenginleri saatlerce dizüstü sessizce oturtmak, Boğaz'dan gelen bir gemiyi Sarayburnu'nda bağlamaktan daha zordur. Bizler bu işi yapamayız. Bunu ancak Sami Efendi yapabilir.</strong>"</p><p></p><p>Bekir Hâki Efendi belki bunları söylerken <strong>Es'ad Efendi</strong>'nin Sami Efendi'ye verdiği icazetnamede çizdiği irşâd stratejisinden habersizdi. Es'ad Efendi şöyle diyordu icazetnamede: "<strong>Ne ticaret, ne de alışverişin Allah'ın zikrinden alıkoymadığı kimseler vardır." (Nûr, 37) âyet-i celîlesinin ilâhî hükümlerine vâkıf olan muhterem ihvanımıza arzedebilirim ki, bâtınını tasfiye ve nefsini tezkiyeye tâlib olanların... Sami Efendi'nin sohbetlerine devam ve açıklayacağı usûl ve âdaba gösterecekleri gayret ve ihtimam sayesinde bu isteklerine kavuşacaklarında şüphe yoktur.</strong>" (Mektûbat, 134. Mektup sh. 361).</p><p> </p><p><strong>Reis-ül Kurra Gönenli Mehmed Efendi</strong>, Sami Efendi’nin bağlısı Lütfi Eraslan’a Sami Efendi hakkında şöyle demiştir: “<strong>Öyle bir zata sahipsiniz ki, bütün kafirler bir araya gelse, gökyüzünden onu yere atsalar yine ayakları üzerine düşer. Hiç bir kafir ona bir şey yapamaz. Zira Cenab-ı Hakk tarafından teyid edilen bir vazifesi vardır</strong>.”</p><p> </p><p>Yılların İzi adlı hatıratında merhum<strong> Mahir İz hoca</strong> şöyle yazıyor: “<strong>Hakikat-ı mahzaya vukuf ancak ehlinin irşadı ile mümkün olabileceğine inanırım. İşte bu sebebtendir ki, yakaza dışı bir işaretle süllem-i irademi sema-i marifete rapt etmek için feyz-i Sami’ye rapt eyledim</strong>.”</p><p></p><p><strong>Abdülvehhab-ı Salahi</strong> (Şam’da Halbuni camii imam-hatibi, Nakşibendi meşayihinden) “<strong>Şam ehlullah diyarıdır.Ben bu mübarek zâtı daima derin bir hayranlıkla temaşa ederim. Sebebi ise, bütün güzel sıfatları üzerinde toplayan bu zat kadar Ebubekir es Sıddık meşrebinde bir insan görmedim</strong>.”</p><p></p><p><strong>Esad Erbili hazretleri</strong>nin Sami Efendi hakkında iki sözü:</p><p></p><p>“<strong>Sami evladımın edebine melekler gıpta ederler. Mahviyeti benden fazladır</strong>.”</p><p></p><p>Bir defasında da ihvanına şöyle demişlerdi: “<strong>Yeryüzünde melek görmek isteyen Sami evladımızın yüzüne baksın</strong>.”</p><p></p><p>Konya’daki bir konferansı sonrası <strong>Necip Fazıl</strong> merhuma Sami Efendi hakkında bir suale Necip Fazıl şöyle cevap verir: “<strong>Sami Efendiyi tanırım. Elini öpme şerefine erdim. Sami Efendi gökten inen taze yağmur gibidir, idrofilli pamuk gibidir, yaralara konur, tedavi edilir</strong>.”</p><p> </p><p>Merhum Musa Topbaş’ın belirttiğine göre <strong>Ali Haydar Efendi</strong> sık sık Sami Efendiye şöyle söylermiş; “<strong>Manevi dereceni gizle bakalım! Öldüğüm de cenaze namazımı muhakkak sen kıldıracaksın</strong>”</p><p></p><p>Musa Efendi şunları yazıyor: “Bir defa üstaz hazretleri uzun bir yolculuğa çıkmışlardı. Buna pek üzülen, <strong>Ali Haydar</strong> kuddise sirruh: “<strong>Ya benim cenaze namazımı kim kıldıracak? Keşke bu yolculuklarında yerlerine birisini tayin etselerdi de namazımı, o kimse kıldırsaydı</strong>.” Buyurmuşlardı. Filvaki vefatlarında, Mahmud Sami hazretlerinin, imamete geçmek adetleri olmadığı halde, imamete geçip kesîf bir cemaate cenaze namazlarını kıldırmağı kabullenmişlerdir.</p><p></p><p><strong>Muhammed Haccar</strong> (sellemehullah) Musa Efendi merhum bu zat hakkında şunları yazıyor: “Haleb'li, alim, zahid, maneviyat ehli. Üç oğlunu birden şehid etmişlerdi. Medine-i Münevvere'de mücavir. Her görüştüğümüzde şu aşağıdaki sözü tekrar ederler: "<strong>O kadar manevî meclislerde bulundum. Mahmud Sami Efendi Haleb'e uğradıklarında bir hatm-i hace yaptırmıştı. Ben de bulunmuştum. Bir daha o kadar tesirli ve huşulu bir toplantı göremedim</strong>.</p><p></p><p><strong>Seyyîd Muhammed Mekkî</strong> -kuddise sirruh-Merhum Sadık Dânâ bu zat için şunları yazıyor: Kainatın Efendisinin sülalesinden. Şam'ın meşhur ulema ve mücahitlerinden mütevazı, ahlak-ı hamîde sahibi bir Allah dostu idi. Dünya Müslümanlarının hallerini yakınen takip ederdi ve onlara karşı derin şefkatleri vardı. Onların sevinçleri ile sevinir, kederleri île kederlenirdi. Tarikat-ı Şazeliyye şeyhi olup, aslen Faslı idi.Muhterem Mahmud Sami-kuddise sirruh- hakkındaki sözleri:</p><p></p><p>-"<strong>Şam'da bir tedhiş devresinde idik. Buna rağmen bîr ilim meclisinde, en şecaatli, cesaretli konuşmayı bu büyük Allah dostu yapmıştır. O bakımdan ben bu zatı can ü gönülden sever ve kendilerine hürmet beslerim</strong>."</p><p></p><p><strong>Merhum Ali Ulvi Kurucu bey</strong> hatıralarında Sami Efendiden şöyle bahsetmektedir: “<strong>Mısır’da tanımış olduğum gönül erbabı da bu Şeyh Efendinin hüsn-i sulûkundan nezih siretinden bahsederlerdi. 1949 yılı hac zamanında Mekke’de Harem-i Şerif’teydim. Ciyad kapısı tarafından bir zat dikkatimi çekti. Dedem geliyormuş gibi bir hal içinde kaldım. Gelen zat, narin, zarif, beyaz elbiseli,sanki dünyanın yükünü üzerinden atmış, zikrin aşkında ve fikrin şevkinde nur olmuş biriydi. Elini öpmek isteyince “musafaha kâfidir” dediler. Tam bir teslimiyet, kibarlık ve tevazu hali vardı</strong>.” </p><p></p><p><strong>Hızır aleyhisselam'ın yardımcısı Ladikli Ahmet Ağa</strong> kendisine gelenlere yalnızca Sami Efendi'yi işaret eder ve O'na gidiniz derdi.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="talib, post: 205475"] [B][COLOR=darkred]Hakkında Söylenenler[/COLOR][/B] "Reisü'l-kurrâ" ve "hâdimu'l-Kur'ân" [B]Gönenli Mehmed Efendi[/B] onun hakkında: "[B]Sami Efendi, bu ümmetin en büyüğü idi. Başka ne söylense boştur[/B]." demiştir. [B]Ali Yakub Hoca Efendi[/B] de: "[B]Takva babında bütün evsâfıyla selef-i sâlihin zâhid ve âbidlerini andıran bu zâtın kemâlât-ı mâneviyesi hakkında söz söylemek, bizim gibi nâçiz bir abd-i âcizin kârı değildir[/B] " der. [B]Mahir İz Hoca Efendi[/B], gördüğü bir rüya üzerine muhib ve bağlıları arasında katıldığı Sami Efendi hazretleri hakkında: "[B]O, Hazret-i Sami'dir. Biz devr-i pâdişâhîden beri neler gördük, fakat böylesine tesadüf etmedik[/B]" diyordu. [B]Bekir Hâki Efendi[/B] de Sami Efendi'yi sevip takdir edenlerdendi ve Sami Efendi'nin bir sohbetinden dönerken şunları söylüyordu: "[B]Bu zenginleri saatlerce dizüstü sessizce oturtmak, Boğaz'dan gelen bir gemiyi Sarayburnu'nda bağlamaktan daha zordur. Bizler bu işi yapamayız. Bunu ancak Sami Efendi yapabilir.[/B]" Bekir Hâki Efendi belki bunları söylerken [B]Es'ad Efendi[/B]'nin Sami Efendi'ye verdiği icazetnamede çizdiği irşâd stratejisinden habersizdi. Es'ad Efendi şöyle diyordu icazetnamede: "[B]Ne ticaret, ne de alışverişin Allah'ın zikrinden alıkoymadığı kimseler vardır." (Nûr, 37) âyet-i celîlesinin ilâhî hükümlerine vâkıf olan muhterem ihvanımıza arzedebilirim ki, bâtınını tasfiye ve nefsini tezkiyeye tâlib olanların... Sami Efendi'nin sohbetlerine devam ve açıklayacağı usûl ve âdaba gösterecekleri gayret ve ihtimam sayesinde bu isteklerine kavuşacaklarında şüphe yoktur.[/B]" (Mektûbat, 134. Mektup sh. 361). [B]Reis-ül Kurra Gönenli Mehmed Efendi[/B], Sami Efendi’nin bağlısı Lütfi Eraslan’a Sami Efendi hakkında şöyle demiştir: “[B]Öyle bir zata sahipsiniz ki, bütün kafirler bir araya gelse, gökyüzünden onu yere atsalar yine ayakları üzerine düşer. Hiç bir kafir ona bir şey yapamaz. Zira Cenab-ı Hakk tarafından teyid edilen bir vazifesi vardır[/B].” Yılların İzi adlı hatıratında merhum[B] Mahir İz hoca[/B] şöyle yazıyor: “[B]Hakikat-ı mahzaya vukuf ancak ehlinin irşadı ile mümkün olabileceğine inanırım. İşte bu sebebtendir ki, yakaza dışı bir işaretle süllem-i irademi sema-i marifete rapt etmek için feyz-i Sami’ye rapt eyledim[/B].” [B]Abdülvehhab-ı Salahi[/B] (Şam’da Halbuni camii imam-hatibi, Nakşibendi meşayihinden) “[B]Şam ehlullah diyarıdır.Ben bu mübarek zâtı daima derin bir hayranlıkla temaşa ederim. Sebebi ise, bütün güzel sıfatları üzerinde toplayan bu zat kadar Ebubekir es Sıddık meşrebinde bir insan görmedim[/B].” [B]Esad Erbili hazretleri[/B]nin Sami Efendi hakkında iki sözü: “[B]Sami evladımın edebine melekler gıpta ederler. Mahviyeti benden fazladır[/B].” Bir defasında da ihvanına şöyle demişlerdi: “[B]Yeryüzünde melek görmek isteyen Sami evladımızın yüzüne baksın[/B].” Konya’daki bir konferansı sonrası [B]Necip Fazıl[/B] merhuma Sami Efendi hakkında bir suale Necip Fazıl şöyle cevap verir: “[B]Sami Efendiyi tanırım. Elini öpme şerefine erdim. Sami Efendi gökten inen taze yağmur gibidir, idrofilli pamuk gibidir, yaralara konur, tedavi edilir[/B].” Merhum Musa Topbaş’ın belirttiğine göre [B]Ali Haydar Efendi[/B] sık sık Sami Efendiye şöyle söylermiş; “[B]Manevi dereceni gizle bakalım! Öldüğüm de cenaze namazımı muhakkak sen kıldıracaksın[/B]” Musa Efendi şunları yazıyor: “Bir defa üstaz hazretleri uzun bir yolculuğa çıkmışlardı. Buna pek üzülen, [B]Ali Haydar[/B] kuddise sirruh: “[B]Ya benim cenaze namazımı kim kıldıracak? Keşke bu yolculuklarında yerlerine birisini tayin etselerdi de namazımı, o kimse kıldırsaydı[/B].” Buyurmuşlardı. Filvaki vefatlarında, Mahmud Sami hazretlerinin, imamete geçmek adetleri olmadığı halde, imamete geçip kesîf bir cemaate cenaze namazlarını kıldırmağı kabullenmişlerdir. [B]Muhammed Haccar[/B] (sellemehullah) Musa Efendi merhum bu zat hakkında şunları yazıyor: “Haleb'li, alim, zahid, maneviyat ehli. Üç oğlunu birden şehid etmişlerdi. Medine-i Münevvere'de mücavir. Her görüştüğümüzde şu aşağıdaki sözü tekrar ederler: "[B]O kadar manevî meclislerde bulundum. Mahmud Sami Efendi Haleb'e uğradıklarında bir hatm-i hace yaptırmıştı. Ben de bulunmuştum. Bir daha o kadar tesirli ve huşulu bir toplantı göremedim[/B]. [B]Seyyîd Muhammed Mekkî[/B] -kuddise sirruh-Merhum Sadık Dânâ bu zat için şunları yazıyor: Kainatın Efendisinin sülalesinden. Şam'ın meşhur ulema ve mücahitlerinden mütevazı, ahlak-ı hamîde sahibi bir Allah dostu idi. Dünya Müslümanlarının hallerini yakınen takip ederdi ve onlara karşı derin şefkatleri vardı. Onların sevinçleri ile sevinir, kederleri île kederlenirdi. Tarikat-ı Şazeliyye şeyhi olup, aslen Faslı idi.Muhterem Mahmud Sami-kuddise sirruh- hakkındaki sözleri: -"[B]Şam'da bir tedhiş devresinde idik. Buna rağmen bîr ilim meclisinde, en şecaatli, cesaretli konuşmayı bu büyük Allah dostu yapmıştır. O bakımdan ben bu zatı can ü gönülden sever ve kendilerine hürmet beslerim[/B]." [B]Merhum Ali Ulvi Kurucu bey[/B] hatıralarında Sami Efendiden şöyle bahsetmektedir: “[B]Mısır’da tanımış olduğum gönül erbabı da bu Şeyh Efendinin hüsn-i sulûkundan nezih siretinden bahsederlerdi. 1949 yılı hac zamanında Mekke’de Harem-i Şerif’teydim. Ciyad kapısı tarafından bir zat dikkatimi çekti. Dedem geliyormuş gibi bir hal içinde kaldım. Gelen zat, narin, zarif, beyaz elbiseli,sanki dünyanın yükünü üzerinden atmış, zikrin aşkında ve fikrin şevkinde nur olmuş biriydi. Elini öpmek isteyince “musafaha kâfidir” dediler. Tam bir teslimiyet, kibarlık ve tevazu hali vardı[/B].” [B]Hızır aleyhisselam'ın yardımcısı Ladikli Ahmet Ağa[/B] kendisine gelenlere yalnızca Sami Efendi'yi işaret eder ve O'na gidiniz derdi. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Alimler ve Evliyalar
Sultanul Arifin Mahmud Sami Ramazanoğlu
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst