Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
şu zamânda ictihâd kapisi açik midir? Hangi mezheblerle amel etmek câizdir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Tevhid_Nur" data-source="post: 103991"><p><strong><span style="color: blue">ŞU ZAMÂNDA İCTİHÂD KAPISI AÇIK MIDIR?</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue"></span></strong></p><p>İctihâd kapısı, <strong>Allah</strong> ve <strong>Resûlünün</strong> açtığı bir kapı olduğundan hiçbir kimsenin o kapıyı kapamaya hakkı ve kudreti yoktur. İctihâd, şerîat-ı İslâmiyyenin canlı ve hayâttar olmasının ve ebediyyetinin bir gereğidir. Fakat o kapının açık olması, oradan girmenin mümkün olması anlamına gelmez. Çünkü ictihâd yapılabilmesi için,<strong> hem ictihâd yapacak kişide, hem de ictihâdın yapılacağı zamân ve zemînde bulunması gereken şartlar vardır</strong>. Bu şartlar şu anda mevcûd olmadığından o kapıdan girmeye mâni’ler mevcûttur. <strong>Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri</strong> bu mevzû’u <strong><span style="color: blue">Yirmi Yedinci Söz’de</span></strong> gàyet güzel bir şekilde îzâh etmiştir. Oraya havâle edip, burada bir hulâsâsını zikrederek deriz ki;</p><p></p><p>Bu zamânda hiçbir kimsenin bir <strong><span style="color: blue">mevhibe-i İlâhiyye</span></strong> olmazsa ictihâd yapabilecek derecede ilmen ve ma’nen terakkì etmesi mümkün değildir. Çünkü <strong>bulunduğumuz asır bir cehâlet asrıdır</strong> ve ictihâd derecesinde bir ilme sâhib kişiler bu asırda yoktur. Farazâ öyle bir ilim sâhibi olsa dahi, <strong>bid’atların istîlâ edip şeâir-i İslâmiyye’nin kaldırıldığı</strong> şu zamânda fikirler Kur’ân’ın rûhundan uzaklaştığı, siyâset ve dünyâ muhabbetiyle zihinler dünyâya müteveccih olduğundan, böyle bir zamânda ictihâd kapısından girilse bu, doğrudan doğruya âhirete bakan ve dünyâyı âhirete bir vesîle yapan ve dünyâya dolayısıyla ve tebeî olarak nazar eden şerîatın ahkâmını bozup, onu dünyâ hayâtının tahsîline bir vâsıta yapmaya ve şerîatın mükellefiyyetlerinden kaçmaya ve ahkâm-ı dîniyyede lâubâliyâne harekâta bir vâsıta olur. Halbuki <strong>ictihâd, zühd </strong>ve <strong>takvâ</strong> ile ve <strong>Cenâb-ı Hakk’ın</strong> bizden istediğinin ve marziyyâtının ne olduğunu anlamak niyyetiyle yapılabilecek bir şeydir. Farz-ı muhâl bu<strong> takvâ’da</strong> ve <strong>ihlâsta</strong> olan ve <strong>ictihâd derecesinde bir ilme sâhib</strong> ve <strong>şerîatın rûhuna nüfûz edebilen birisi bulunsa da</strong> bid’aların istîlâ ettiği ve <strong><span style="color: blue">zarûriyyât-ı dîniyyenin terk edildiği</span></strong> ve <strong><span style="color: red">şer’ì devletin</span></strong> olmadığı böyle bir asırda, yeni ictihâdlarla nazariyyât-ı şer’ıyye ile meşgùl olmak, Dîn-i İslâm’ın muhâfazasına değil, tahrîbine bir kapı açmak demektir.</p><p></p><p><strong>Elhâsıl,</strong> Üstâd Bedîüzzamân’ın <strong><span style="color: blue">Yirmi Yedinci Söz’de</span></strong> anlattığı mes’elenin hulâsâsı şudur ki: İctihâd şer’ì bir devlette, şeâir-i İslâmiyyenin ve zarûriyyât-ı dîniyyenin kemâliyle tatbîk edildiği bir zamânda işleyen bir müessesedir. Devlet-i şer’ıyyesi bulunmayan Müslümanların bütün himmetlerini <strong>zarûriyyât-ı dîniyyenin</strong> ve <strong>şeâir-i İslâmiyyenin</strong> ikàme ve ihyâsına sarf etmesi, nazariyyâtta ise mevcûd <strong><span style="color: blue">ehl-i sünnet</span></strong> mezheblerinin ictihâdlarına kanâat edip onların muhâfazasına sarf etmesi lâzımdır. İnşâallah ileride şer’ì devlet kurulduğunda ictihâd müessesesi o zamân işletilebilir. Zâten bir devletin tam ma’nâsıyla şer’ì olabilmesi için baştaki halîfenin ve her şehirdeki vâlî, kadı ve müftîlerin müctehid olması lâzımdır.</p><p></p><p>İşte bu gibi sebeblerden dolayı Üstâd Hazretleri Yirmi Yedinci Söz’de “İctihâd kapısı açıktır. Fakat şu zamânda oraya girmeye altı mâni’ vardır” demiştir. Ba’zı âlimlerin “İctihâd kapısı kapalıdır” demeleri ya o kapıdan girmeye mâni’ler vardır veyâ o kapıdan girebilecek ehliyetli kimseler yoktur ma’nâsındadır.</p><p></p><p><strong><em>Kaynak:<span style="color: blue">Rahle Yayınları; Reddu’l-evham-5</span></em></strong></p><p> </p><p><strong>ŞU ZAMÂNDA HANGİ MEZHEBLERLE AMEL ETMEK CÂİZDİR?</strong></p><p><strong></strong></p><p>Şu zamânda kendisiyle amel edilmesi câiz olan dört hak mezheb vardır ki bunlar<strong> İmâm-ı A’zâm Ebû Hanîfe, İmâm-ı Mâlik, İmâm Şâfiì ve İmâm Ahmed ibn-i Hanbel’in</strong> mezhebleridir. Gerçi selef-i sâlihinde pek çok müctehid imâm vardı ve ehl-i sünnet içindeki hak mezhebler daha fazla idi. Fakat bu dört mezheb içindeki müctehid ulemâ, ictihâdları kitâba kaydedildiği için mezhebleri günümüze kadar geldi. Diğer mezhebler ise ictihâdları kitâblara kaydedilmediği için zamân içinde ba’zılarının etbâ’ları kalmadı ve kayboldu. Ba’zıları ise mezhebin içine giren nâehiller tarafından tahrîf edildiklerinden sıhhatleri kalmadı. Mezhebin imâmına isnâd ile nakledilen ictihâdlar, hakìkaten o imâma mı aittir, yoksa sonradan mı mezheb içine sokulmuştur kesin olarak ayırt edilemediğinden <strong>ulemâ-i İslâm o mezheblerle ameli münâsib görmemişlerdir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><em>Kaynak:Rahle Yayınları; Reddu’l-evham-5</em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Tevhid_Nur, post: 103991"] [B][COLOR=blue]ŞU ZAMÂNDA İCTİHÂD KAPISI AÇIK MIDIR? [/COLOR][/B] İctihâd kapısı, [B]Allah[/B] ve [B]Resûlünün[/B] açtığı bir kapı olduğundan hiçbir kimsenin o kapıyı kapamaya hakkı ve kudreti yoktur. İctihâd, şerîat-ı İslâmiyyenin canlı ve hayâttar olmasının ve ebediyyetinin bir gereğidir. Fakat o kapının açık olması, oradan girmenin mümkün olması anlamına gelmez. Çünkü ictihâd yapılabilmesi için,[B] hem ictihâd yapacak kişide, hem de ictihâdın yapılacağı zamân ve zemînde bulunması gereken şartlar vardır[/B]. Bu şartlar şu anda mevcûd olmadığından o kapıdan girmeye mâni’ler mevcûttur. [B]Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri[/B] bu mevzû’u [B][COLOR=blue]Yirmi Yedinci Söz’de[/COLOR][/B] gàyet güzel bir şekilde îzâh etmiştir. Oraya havâle edip, burada bir hulâsâsını zikrederek deriz ki; Bu zamânda hiçbir kimsenin bir [B][COLOR=blue]mevhibe-i İlâhiyye[/COLOR][/B] olmazsa ictihâd yapabilecek derecede ilmen ve ma’nen terakkì etmesi mümkün değildir. Çünkü [B]bulunduğumuz asır bir cehâlet asrıdır[/B] ve ictihâd derecesinde bir ilme sâhib kişiler bu asırda yoktur. Farazâ öyle bir ilim sâhibi olsa dahi, [B]bid’atların istîlâ edip şeâir-i İslâmiyye’nin kaldırıldığı[/B] şu zamânda fikirler Kur’ân’ın rûhundan uzaklaştığı, siyâset ve dünyâ muhabbetiyle zihinler dünyâya müteveccih olduğundan, böyle bir zamânda ictihâd kapısından girilse bu, doğrudan doğruya âhirete bakan ve dünyâyı âhirete bir vesîle yapan ve dünyâya dolayısıyla ve tebeî olarak nazar eden şerîatın ahkâmını bozup, onu dünyâ hayâtının tahsîline bir vâsıta yapmaya ve şerîatın mükellefiyyetlerinden kaçmaya ve ahkâm-ı dîniyyede lâubâliyâne harekâta bir vâsıta olur. Halbuki [B]ictihâd, zühd [/B]ve [B]takvâ[/B] ile ve [B]Cenâb-ı Hakk’ın[/B] bizden istediğinin ve marziyyâtının ne olduğunu anlamak niyyetiyle yapılabilecek bir şeydir. Farz-ı muhâl bu[B] takvâ’da[/B] ve [B]ihlâsta[/B] olan ve [B]ictihâd derecesinde bir ilme sâhib[/B] ve [B]şerîatın rûhuna nüfûz edebilen birisi bulunsa da[/B] bid’aların istîlâ ettiği ve [B][COLOR=blue]zarûriyyât-ı dîniyyenin terk edildiği[/COLOR][/B] ve [B][COLOR=red]şer’ì devletin[/COLOR][/B] olmadığı böyle bir asırda, yeni ictihâdlarla nazariyyât-ı şer’ıyye ile meşgùl olmak, Dîn-i İslâm’ın muhâfazasına değil, tahrîbine bir kapı açmak demektir. [B]Elhâsıl,[/B] Üstâd Bedîüzzamân’ın [B][COLOR=blue]Yirmi Yedinci Söz’de[/COLOR][/B] anlattığı mes’elenin hulâsâsı şudur ki: İctihâd şer’ì bir devlette, şeâir-i İslâmiyyenin ve zarûriyyât-ı dîniyyenin kemâliyle tatbîk edildiği bir zamânda işleyen bir müessesedir. Devlet-i şer’ıyyesi bulunmayan Müslümanların bütün himmetlerini [B]zarûriyyât-ı dîniyyenin[/B] ve [B]şeâir-i İslâmiyyenin[/B] ikàme ve ihyâsına sarf etmesi, nazariyyâtta ise mevcûd [B][COLOR=blue]ehl-i sünnet[/COLOR][/B] mezheblerinin ictihâdlarına kanâat edip onların muhâfazasına sarf etmesi lâzımdır. İnşâallah ileride şer’ì devlet kurulduğunda ictihâd müessesesi o zamân işletilebilir. Zâten bir devletin tam ma’nâsıyla şer’ì olabilmesi için baştaki halîfenin ve her şehirdeki vâlî, kadı ve müftîlerin müctehid olması lâzımdır. İşte bu gibi sebeblerden dolayı Üstâd Hazretleri Yirmi Yedinci Söz’de “İctihâd kapısı açıktır. Fakat şu zamânda oraya girmeye altı mâni’ vardır” demiştir. Ba’zı âlimlerin “İctihâd kapısı kapalıdır” demeleri ya o kapıdan girmeye mâni’ler vardır veyâ o kapıdan girebilecek ehliyetli kimseler yoktur ma’nâsındadır. [B][I]Kaynak:[COLOR=blue]Rahle Yayınları; Reddu’l-evham-5[/COLOR][/I][/B] [B][I][COLOR=#0000ff][/COLOR][/I][/B] [B]ŞU ZAMÂNDA HANGİ MEZHEBLERLE AMEL ETMEK CÂİZDİR? [/B] Şu zamânda kendisiyle amel edilmesi câiz olan dört hak mezheb vardır ki bunlar[B] İmâm-ı A’zâm Ebû Hanîfe, İmâm-ı Mâlik, İmâm Şâfiì ve İmâm Ahmed ibn-i Hanbel’in[/B] mezhebleridir. Gerçi selef-i sâlihinde pek çok müctehid imâm vardı ve ehl-i sünnet içindeki hak mezhebler daha fazla idi. Fakat bu dört mezheb içindeki müctehid ulemâ, ictihâdları kitâba kaydedildiği için mezhebleri günümüze kadar geldi. Diğer mezhebler ise ictihâdları kitâblara kaydedilmediği için zamân içinde ba’zılarının etbâ’ları kalmadı ve kayboldu. Ba’zıları ise mezhebin içine giren nâehiller tarafından tahrîf edildiklerinden sıhhatleri kalmadı. Mezhebin imâmına isnâd ile nakledilen ictihâdlar, hakìkaten o imâma mı aittir, yoksa sonradan mı mezheb içine sokulmuştur kesin olarak ayırt edilemediğinden [B]ulemâ-i İslâm o mezheblerle ameli münâsib görmemişlerdir. [/B] [B][I]Kaynak:Rahle Yayınları; Reddu’l-evham-5[/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
şu zamânda ictihâd kapisi açik midir? Hangi mezheblerle amel etmek câizdir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst