Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 567590" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Zaika telgrafçıdır, telziz ile baştan çıkarma </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'arial'">{(*): İktisad Risalesi'nin çekirdeğidir. Belki on sahife olan İktisad Risalesini kabl-el vücud on satırda okumuş.}</span></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'arial'"></span></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Rububiyet-i İlah hikmet ve inayeti, ağızla hem burunla iki merkezi teşkil eylemiştir, içinde hudud karakolu, hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Muhbirleri de koymuş. Şu âlem-i sagirde damarları telefon, a'sabları telgraf hükmüne vaz'eylemiş. Şâmme telefonu, hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Telgrafa zaika inayet memur etmiş. O Rezzak-ı Hakikî, erzak üstüne koymuş rahmetten bir tarife; taam ve levn ve hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Rayiha. İşte şu havass-ı selâse, o Rezzak canibinden birer ilânnamesi, birer davetnamesi, bir izinnamesi, hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir dellâldır ki muhtaç ve müşteriler hep onlarla celb olur. Mürtezik hayvanlara zevk ve rü'yet ve şemm, birer âlet vermiş. Hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Taamları muhtelif zînetlerle süsletmiş; hevaî gönülleri avutup, lâkaydları tehyic ile cezbetmiş. Vakta, taam girse hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Ağıza, birdenbire zaika her tarafa bir telgraf çekiyor bedenin aktarına. Şâmme telefon veriyor, gelen taam nev'i, hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Çeşitleri de söyler. Hacetleri muhtelif, ayrı ayrı mürtezik, ona göre davranır, ona da hazırlanır ya cevab-ı red gelir. Hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Kapı dışarı atar, yüzüne de tükürür. İnayet tarafından madem buna memurdur; zevkle baştan çıkarma. Hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Telziz ile aldatma. Sonra o da unutur doğru iştiha nedir, bir iştiha-yı kâzib gelir; başına çatar. Hatası, maraz ile hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">İlletlerle cezalar gelir. Hakikî lezzet hakikî iştihadan çıkar, doğru iştiha sadık bir ihtiyaçtan. Bu lezzet-i kâfide, şah hem</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Geda beraber. Hem bahemdir bir dinar ve bir dirhem o lezzet berhem-zened eleme olur merhem.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Niyet gibi, tarz-ı nazar dahi âdeti ibadete çevirir </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Şu noktaya dikkat et; nasıl olur niyetle mubah âdât, ibadat... Öyle tarz-ı nazarla fünun-u ekvan, olur maarif-i İlahî...</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Tedkik dahi tefekkür, yani ger harfî nazarla, hem san'at noktasında "Ne güzeldir" yerine "Ne güzel yapmış Sâni', nasıl yapmış o mâhi"</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Nokta-i nazarında kâinata bir baksan, nakş-ı Nakkaş-ı Ezel, nizam ve hikmetiyle lem'a-i kasd ve itkan, tenvir eder şübehi.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Döner ulûm-u kâinat, maarif-i İlahî. Eğer mana-yı ismiyle, tabiat noktasında, "zâtında nasıl olmuş" eğer etsen nigahı,</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bakarsan kâinata, daire-i fünunun daire-i cehl olur. Bîçare hakikatlar, kıymetsiz eller kıymetsiz eder. Çoktur bunun güvahı...</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Böyle zamanda tereffühte izn-i Şer'î bizi muhtar bırakmaz </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Lezaiz çağırdıkça "Sanki yedim" demeli. Sanki yedim düstur eden, bir mescidi yemedi. </span><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'arial'">{(*): İstanbul'da Sanki Yedim namında bir mescid var. "Sanki yedim." diyen adam, hevesinden kurtardığı paralarla bina etmiş.}</span></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'arial'"></span></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Eskide ekser İslâm filcümle aç değildi. Tena'uma ihtiyar bir derece var idi.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Şimdi ise, ekserî açlığa düştü kaldı. Telezzüze ihtiyar, izn-i Şer'î kalmadı.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Sevad-ı a'zam, hem ekseriyet-i masumun maişeti basittir. Tegaddi besatetiyle onlara tâbi' olmak</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bin kerre müreccahtır, ekalliyet-i müsrife, ya bir kısım sefihe tegaddide tereffüh noktasında benzemek...</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Zaman olur ki, adem-i nimet nimettir </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Hâfıza bir nimettir. Fakat ahlâksız bir adamda musibet zamanında nisyan ona racihtir. </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Nisyan da bir nimettir. Yalnız her günün âlâmını çektirir, müterakim olmuş âlâmı unutturur.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Her musibette, bir cihet-i nimet var </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Ey musibetzede! Musibetin içinde bir nimet münderiçtir. Dikkat et de onu gör. Nasıl her şeyde vardır</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir derece-i hararet, her musibette vardır bir derece-i nimet. Daha büyüğü düşün. Küçükteki nimetin</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Dereceyi görerek Allah'a çok şükür et. Yoksa isti'zamla ürkersen, "of of"la üflersen, o da aksine şişer.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Şişer de dehşetlenir. Eğer merak da etsen, bir iken ikileşir. Kalbde olan misali, döner hakikat olur;</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Hakikattan ders alır. Sonra döner, başlıyor, kalbini tokatlıyor...</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Büyük görünme küçülürsün </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Ey enesi çifteli, kafası da kibirli! Şu mizanı bilmeli: Her adam için elbet cem'iyet-i beşerde, içtimaî binada,</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Görmek görünmek için şu mertebe denilen bir penceresi var. Ger pencere, kamet-i kıymetinden yüksekse, tekebbürle tetavül edecek,</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Uzanacak. Ger pencere, kamet-i himmetinden alçaksa, tevazu'la tekavvüs edecek, eğilecek.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Kâmillerde, büyüklük mikyasıdır küçüklük. Nâkıslarda, küçüklük mizanıdır büyüklük...</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Hasletlerin yerleri değişse, mahiyetleri değişir </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir haslet.. yer ayrı, sîma bir. Kâh dev, kâh melek, kâh sâlih, kâh tâlih; misali şunlardır:</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Zaîfin kavîye karşı izzet-i nefsi sayılan bir sıfat, ger olursa kavîde, tekebbür ve gururdur.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Kavînin bir zaîfe karşı da tevazuu sayılan bir sıfatı, ger olursa zaîfte, tezellül ve riyadır.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir ulü-l emr, makamında olursa ciddiyeti, vakardır; mahviyeti, zillettir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Hanesinde bulunsa mahviyeti tevazu', ciddiyeti kibirdir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Mütekellim-i vahde olsa eğer bir zâtta: Müsamaha, hamiyet. Fedakârlık; bir haslet, bir amel-i sâlihtir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Mütekellim-i maalgayr olsa eğer o zâtta: Müsamaha, hıyanet. Fedakârlık; bir sıfat, bir amel-i tâlihtir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Tertib-i mebadide tevekkül, tenbelliktir. Terettüb-ü netice noktasındaki tefviz, tevekkül-ü şer'îdir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Semere-i sa'yine, kısmetine rıza ise, memduh bir kanaattır, meyl-i sa'ye kuvvettir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Mevcud mala iktifa, mergub kanaat değil; belki dûn-himmetliktir. Misaller daha çoktur.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Kur'an mutlak zikreder, sâlihat ve takvayı. İbhamında remz eder makamatın tesiri. Îcazı bir tafsildir. Sükûtu geniş sözdür.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">"El-Hakku Ya'lû" bizzât, hem akibet muraddır </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Ey arkadaş! Bir zaman bir sâil dedi: "Madem (El-hakku ya'lû) haktır. Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galibdir?"</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Dedim: Dört noktaya bak! Bu müşkil de hallolur. Birinci nokta şudur: Her hakkın her vesilesi hak olması lâzım değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Öyle de, her bâtılın her vesilesi bâtıl olması, yine lâzım değildir. Neticesi şu çıkar: Hak olan bir vesile, bâtıl vesileye galibdir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Dolayısıyla, bir hak bir bâtıla mağlubdur. Muvakkaten, bilvasıta olmuştur. Yoksa bizzât, hem daima değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Lâkin akibet-ül akibe, her dem yine hakkındır. Kuvvetin bir hakkı var, bir sırr-ı hilkati var. İkinci nokta şudur:</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Her müslimin her vasfı müslim olmak vâcib iken, haricen her dem vaki', sabit değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Öyle de: Her kâfirin her vasfı kâfir olmak, küfründen neş'et etmek yine lâzım değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Her fâsıkın her vasfı fâsık olmak, fıskından neş'et etmek, öyle de her dem sabit değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Demek bir kâfirin müslim olan bir vasfı, müslimdeki lâmeşru' vasfına galib olur. Bilvasıta, o kâfir dahi ona galibdir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Hem dünyada, hayatın hakkı şamil ve âmmdır. O rahmet-i âmmenin bir cilve-i manidar, onun bir sırr-ı hikmeti var; küfür mani değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Üçüncü nokta şudur: O Zât-ı Zülcelal'in iki vasf-ı kemalden iki Şer'i tecelli; vasf-ı iradeden gelen meşietle takdirdir,</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">O da şer'-i tekvinî... Vasf-ı Kelâm'dan gelen şeriat-ı meşhure. Teşriî evamire karşı itaat, isyan</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Nasıl olur. Öyle de tekvinî evamire itaat ve isyan olur. Birincisi galiba dâr-ı uhrada görür,</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Mücazatı, sevabı. İkincisi ağleba dâr-ı dünyada çeker, mükâfat ve ikabı. Meselâ: Nasıl sabrın mükâfatı zaferdir;</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Ataletin mücazatı sefalet. Öyle de, sa'yin sevabı olur servet. Sebatta da galebedir mükâfat. Zehirin ikabı bir maraz, panzehirin sevabı bir sıhhattır.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bazan iki şeriat evamiri, bir şeyde beraber müctemi'dir. Her birine bir cihet... Demek tekvinî emre itaat ki bir haktır.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">İtaat galib olur, o emrin isyanına ki bir tavr-ı bâtıldır. Bir bâtıla vesile olmuş olursa bir hak, vaktaki galib olsa</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir bâtıla ki, olmuş o da vesile-i hak. Bilvasıta bir hakkın bir bâtıla mağlubdur. Fakat bizzât değildir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Demek "El-hakku ya'lû" bizzât demektir. Hem akibet muraddır, kayd-ı haysiyet maksuddur. Dördüncü nokta şudur:</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir hak bilkuvve kalmış, yahut kuvvetsiz kalmış, ya mahluttur, hem mahşuş. Ona da bir inkişaf, ya bir taze kuvvet vermek lâzım gelmiştir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Mühezzeb ve müzehheb yapmak için, muvakkat bâtıl ona musallat, tâ ki sebike-i hak ne miktar lüzum vardır</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Tâ mahz ve hâlis çıksın. Mebadide, dünyada bâtıl etse galebe, fakat kazanmaz harbi. "Akibet-ül müttakin" ona vurur bir darbe!</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">İşte bâtıl mağlubdur. "El-hakku ya'lû" sırrı onu çarpar ikaba; işte hak da galibdir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">* * * </span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Bir kısım desatir-i içtimaiye </span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'"></span></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">İçtimaî heyette düsturları istersen: Müsavatsız adalet, önce adalet değil. Temasülse, tezadın mühim bir sebebidir.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Tenasübse tesanüdün esası. Sıgar-ı nefistir tekebbürün menbaı. Za'f-ı kalbdir gururun madeni. Olmuş acz, muhalefet menşei. Meraksa ilme hocadır.</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">İhtiyaçtır terakkinin üstadı. Sıkıntıdır muallime-i sefahet. Demek sefahetin menbaı sıkıntı olmuş. Sıkıntı ise madeni: Yeisle sû'-i zandır,</span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Dalalet-i fikrîdir, zulümat-ı kalbîdir, israf-ı cesedîdir.</span></em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 567590, member: 1040028"] [SIZE=3][I][B][FONT=arial]Zaika telgrafçıdır, telziz ile baştan çıkarma [/FONT][/B][COLOR=#008000][FONT=arial]{(*): İktisad Risalesi'nin çekirdeğidir. Belki on sahife olan İktisad Risalesini kabl-el vücud on satırda okumuş.} [/FONT][/COLOR] [FONT=arial]Rububiyet-i İlah hikmet ve inayeti, ağızla hem burunla iki merkezi teşkil eylemiştir, içinde hudud karakolu, hem [/FONT] [FONT=arial]Muhbirleri de koymuş. Şu âlem-i sagirde damarları telefon, a'sabları telgraf hükmüne vaz'eylemiş. Şâmme telefonu, hem [/FONT] [FONT=arial]Telgrafa zaika inayet memur etmiş. O Rezzak-ı Hakikî, erzak üstüne koymuş rahmetten bir tarife; taam ve levn ve hem [/FONT] [FONT=arial]Rayiha. İşte şu havass-ı selâse, o Rezzak canibinden birer ilânnamesi, birer davetnamesi, bir izinnamesi, hem [/FONT] [FONT=arial]Bir dellâldır ki muhtaç ve müşteriler hep onlarla celb olur. Mürtezik hayvanlara zevk ve rü'yet ve şemm, birer âlet vermiş. Hem [/FONT] [FONT=arial]Taamları muhtelif zînetlerle süsletmiş; hevaî gönülleri avutup, lâkaydları tehyic ile cezbetmiş. Vakta, taam girse hem [/FONT] [FONT=arial]Ağıza, birdenbire zaika her tarafa bir telgraf çekiyor bedenin aktarına. Şâmme telefon veriyor, gelen taam nev'i, hem [/FONT] [FONT=arial]Çeşitleri de söyler. Hacetleri muhtelif, ayrı ayrı mürtezik, ona göre davranır, ona da hazırlanır ya cevab-ı red gelir. Hem [/FONT] [FONT=arial]Kapı dışarı atar, yüzüne de tükürür. İnayet tarafından madem buna memurdur; zevkle baştan çıkarma. Hem [/FONT] [FONT=arial]Telziz ile aldatma. Sonra o da unutur doğru iştiha nedir, bir iştiha-yı kâzib gelir; başına çatar. Hatası, maraz ile hem [/FONT] [FONT=arial]İlletlerle cezalar gelir. Hakikî lezzet hakikî iştihadan çıkar, doğru iştiha sadık bir ihtiyaçtan. Bu lezzet-i kâfide, şah hem Geda beraber. Hem bahemdir bir dinar ve bir dirhem o lezzet berhem-zened eleme olur merhem. [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Niyet gibi, tarz-ı nazar dahi âdeti ibadete çevirir [/FONT][/B] [FONT=arial]Şu noktaya dikkat et; nasıl olur niyetle mubah âdât, ibadat... Öyle tarz-ı nazarla fünun-u ekvan, olur maarif-i İlahî... [/FONT] [FONT=arial]Tedkik dahi tefekkür, yani ger harfî nazarla, hem san'at noktasında "Ne güzeldir" yerine "Ne güzel yapmış Sâni', nasıl yapmış o mâhi" [/FONT] [FONT=arial]Nokta-i nazarında kâinata bir baksan, nakş-ı Nakkaş-ı Ezel, nizam ve hikmetiyle lem'a-i kasd ve itkan, tenvir eder şübehi. [/FONT] [FONT=arial]Döner ulûm-u kâinat, maarif-i İlahî. Eğer mana-yı ismiyle, tabiat noktasında, "zâtında nasıl olmuş" eğer etsen nigahı, [/FONT] [FONT=arial]Bakarsan kâinata, daire-i fünunun daire-i cehl olur. Bîçare hakikatlar, kıymetsiz eller kıymetsiz eder. Çoktur bunun güvahı... [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Böyle zamanda tereffühte izn-i Şer'î bizi muhtar bırakmaz [/FONT][/B] [FONT=arial]Lezaiz çağırdıkça "Sanki yedim" demeli. Sanki yedim düstur eden, bir mescidi yemedi. [/FONT][COLOR=#008000][FONT=arial]{(*): İstanbul'da Sanki Yedim namında bir mescid var. "Sanki yedim." diyen adam, hevesinden kurtardığı paralarla bina etmiş.} [/FONT][/COLOR] [FONT=arial]Eskide ekser İslâm filcümle aç değildi. Tena'uma ihtiyar bir derece var idi. [/FONT] [FONT=arial]Şimdi ise, ekserî açlığa düştü kaldı. Telezzüze ihtiyar, izn-i Şer'î kalmadı. [/FONT] [FONT=arial]Sevad-ı a'zam, hem ekseriyet-i masumun maişeti basittir. Tegaddi besatetiyle onlara tâbi' olmak [/FONT] [FONT=arial]Bin kerre müreccahtır, ekalliyet-i müsrife, ya bir kısım sefihe tegaddide tereffüh noktasında benzemek... [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Zaman olur ki, adem-i nimet nimettir [/FONT][/B] [FONT=arial]Hâfıza bir nimettir. Fakat ahlâksız bir adamda musibet zamanında nisyan ona racihtir. Nisyan da bir nimettir. Yalnız her günün âlâmını çektirir, müterakim olmuş âlâmı unutturur. [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Her musibette, bir cihet-i nimet var [/FONT][/B] [FONT=arial]Ey musibetzede! Musibetin içinde bir nimet münderiçtir. Dikkat et de onu gör. Nasıl her şeyde vardır [/FONT] [FONT=arial]Bir derece-i hararet, her musibette vardır bir derece-i nimet. Daha büyüğü düşün. Küçükteki nimetin [/FONT] [FONT=arial]Dereceyi görerek Allah'a çok şükür et. Yoksa isti'zamla ürkersen, "of of"la üflersen, o da aksine şişer. [/FONT] [FONT=arial]Şişer de dehşetlenir. Eğer merak da etsen, bir iken ikileşir. Kalbde olan misali, döner hakikat olur; [/FONT] [FONT=arial]Hakikattan ders alır. Sonra döner, başlıyor, kalbini tokatlıyor... [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Büyük görünme küçülürsün [/FONT][/B] [FONT=arial]Ey enesi çifteli, kafası da kibirli! Şu mizanı bilmeli: Her adam için elbet cem'iyet-i beşerde, içtimaî binada, [/FONT] [FONT=arial]Görmek görünmek için şu mertebe denilen bir penceresi var. Ger pencere, kamet-i kıymetinden yüksekse, tekebbürle tetavül edecek, [/FONT] [FONT=arial]Uzanacak. Ger pencere, kamet-i himmetinden alçaksa, tevazu'la tekavvüs edecek, eğilecek. [/FONT] [FONT=arial]Kâmillerde, büyüklük mikyasıdır küçüklük. Nâkıslarda, küçüklük mizanıdır büyüklük... [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Hasletlerin yerleri değişse, mahiyetleri değişir [/FONT][/B] [FONT=arial]Bir haslet.. yer ayrı, sîma bir. Kâh dev, kâh melek, kâh sâlih, kâh tâlih; misali şunlardır: [/FONT] [FONT=arial]Zaîfin kavîye karşı izzet-i nefsi sayılan bir sıfat, ger olursa kavîde, tekebbür ve gururdur. [/FONT] [FONT=arial]Kavînin bir zaîfe karşı da tevazuu sayılan bir sıfatı, ger olursa zaîfte, tezellül ve riyadır. [/FONT] [FONT=arial]Bir ulü-l emr, makamında olursa ciddiyeti, vakardır; mahviyeti, zillettir. [/FONT] [FONT=arial]Hanesinde bulunsa mahviyeti tevazu', ciddiyeti kibirdir. Mütekellim-i vahde olsa eğer bir zâtta: Müsamaha, hamiyet. Fedakârlık; bir haslet, bir amel-i sâlihtir. [/FONT] [FONT=arial]Mütekellim-i maalgayr olsa eğer o zâtta: Müsamaha, hıyanet. Fedakârlık; bir sıfat, bir amel-i tâlihtir. [/FONT] [FONT=arial]Tertib-i mebadide tevekkül, tenbelliktir. Terettüb-ü netice noktasındaki tefviz, tevekkül-ü şer'îdir. [/FONT] [FONT=arial]Semere-i sa'yine, kısmetine rıza ise, memduh bir kanaattır, meyl-i sa'ye kuvvettir. [/FONT] [FONT=arial]Mevcud mala iktifa, mergub kanaat değil; belki dûn-himmetliktir. Misaller daha çoktur. [/FONT] [FONT=arial]Kur'an mutlak zikreder, sâlihat ve takvayı. İbhamında remz eder makamatın tesiri. Îcazı bir tafsildir. Sükûtu geniş sözdür. [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]"El-Hakku Ya'lû" bizzât, hem akibet muraddır [/FONT][/B] [FONT=arial]Ey arkadaş! Bir zaman bir sâil dedi: "Madem (El-hakku ya'lû) haktır. Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galibdir?" [/FONT] [FONT=arial]Dedim: Dört noktaya bak! Bu müşkil de hallolur. Birinci nokta şudur: Her hakkın her vesilesi hak olması lâzım değildir. [/FONT] [FONT=arial]Öyle de, her bâtılın her vesilesi bâtıl olması, yine lâzım değildir. Neticesi şu çıkar: Hak olan bir vesile, bâtıl vesileye galibdir. [/FONT] [FONT=arial]Dolayısıyla, bir hak bir bâtıla mağlubdur. Muvakkaten, bilvasıta olmuştur. Yoksa bizzât, hem daima değildir. [/FONT] [FONT=arial]Lâkin akibet-ül akibe, her dem yine hakkındır. Kuvvetin bir hakkı var, bir sırr-ı hilkati var. İkinci nokta şudur: [/FONT] [FONT=arial]Her müslimin her vasfı müslim olmak vâcib iken, haricen her dem vaki', sabit değildir. [/FONT] [FONT=arial]Öyle de: Her kâfirin her vasfı kâfir olmak, küfründen neş'et etmek yine lâzım değildir. [/FONT] [FONT=arial]Her fâsıkın her vasfı fâsık olmak, fıskından neş'et etmek, öyle de her dem sabit değildir. [/FONT] [FONT=arial]Demek bir kâfirin müslim olan bir vasfı, müslimdeki lâmeşru' vasfına galib olur. Bilvasıta, o kâfir dahi ona galibdir. [/FONT] [FONT=arial]Hem dünyada, hayatın hakkı şamil ve âmmdır. O rahmet-i âmmenin bir cilve-i manidar, onun bir sırr-ı hikmeti var; küfür mani değildir. [/FONT] [FONT=arial]Üçüncü nokta şudur: O Zât-ı Zülcelal'in iki vasf-ı kemalden iki Şer'i tecelli; vasf-ı iradeden gelen meşietle takdirdir, [/FONT] [FONT=arial]O da şer'-i tekvinî... Vasf-ı Kelâm'dan gelen şeriat-ı meşhure. Teşriî evamire karşı itaat, isyan Nasıl olur. Öyle de tekvinî evamire itaat ve isyan olur. Birincisi galiba dâr-ı uhrada görür, [/FONT] [FONT=arial]Mücazatı, sevabı. İkincisi ağleba dâr-ı dünyada çeker, mükâfat ve ikabı. Meselâ: Nasıl sabrın mükâfatı zaferdir; [/FONT] [FONT=arial]Ataletin mücazatı sefalet. Öyle de, sa'yin sevabı olur servet. Sebatta da galebedir mükâfat. Zehirin ikabı bir maraz, panzehirin sevabı bir sıhhattır. [/FONT] [FONT=arial]Bazan iki şeriat evamiri, bir şeyde beraber müctemi'dir. Her birine bir cihet... Demek tekvinî emre itaat ki bir haktır. [/FONT] [FONT=arial]İtaat galib olur, o emrin isyanına ki bir tavr-ı bâtıldır. Bir bâtıla vesile olmuş olursa bir hak, vaktaki galib olsa [/FONT] [FONT=arial]Bir bâtıla ki, olmuş o da vesile-i hak. Bilvasıta bir hakkın bir bâtıla mağlubdur. Fakat bizzât değildir. [/FONT] [FONT=arial]Demek "El-hakku ya'lû" bizzât demektir. Hem akibet muraddır, kayd-ı haysiyet maksuddur. Dördüncü nokta şudur: [/FONT] [FONT=arial]Bir hak bilkuvve kalmış, yahut kuvvetsiz kalmış, ya mahluttur, hem mahşuş. Ona da bir inkişaf, ya bir taze kuvvet vermek lâzım gelmiştir. [/FONT] [FONT=arial]Mühezzeb ve müzehheb yapmak için, muvakkat bâtıl ona musallat, tâ ki sebike-i hak ne miktar lüzum vardır [/FONT] [FONT=arial]Tâ mahz ve hâlis çıksın. Mebadide, dünyada bâtıl etse galebe, fakat kazanmaz harbi. "Akibet-ül müttakin" ona vurur bir darbe! [/FONT] [FONT=arial]İşte bâtıl mağlubdur. "El-hakku ya'lû" sırrı onu çarpar ikaba; işte hak da galibdir. [/FONT] [FONT=arial]* * * [/FONT] [B][FONT=arial]Bir kısım desatir-i içtimaiye [/FONT][/B] [FONT=arial]İçtimaî heyette düsturları istersen: Müsavatsız adalet, önce adalet değil. Temasülse, tezadın mühim bir sebebidir. [/FONT] [FONT=arial]Tenasübse tesanüdün esası. Sıgar-ı nefistir tekebbürün menbaı. Za'f-ı kalbdir gururun madeni. Olmuş acz, muhalefet menşei. Meraksa ilme hocadır. [/FONT] [FONT=arial]İhtiyaçtır terakkinin üstadı. Sıkıntıdır muallime-i sefahet. Demek sefahetin menbaı sıkıntı olmuş. Sıkıntı ise madeni: Yeisle sû'-i zandır, [/FONT] [FONT=arial]Dalalet-i fikrîdir, zulümat-ı kalbîdir, israf-ı cesedîdir.[/FONT][/I][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst