Sorulu cevaplı ibadet hayatımız...

Ahmet.1

Well-known member
Sorulu cevaplı ibadet hayatımız
Süleyman Kösmene tarafından yazıldı.
Selçuk Yıldırım’ın ibadet hayatımızla ilgili kısa soruları
var. Önce soruları, ardından cevaplarını diyalog
biçiminde vermeye gayret edelim.
NAMAZDA İMAMA UYMA
Namazda imamdan önce hareket, imamdan sonraya
kalmak, bunun sınırı nedir? Bir kusur nedeniyle imam
meselâ secdeden kalkarken secdeye yetişsek, imam 2.
secdeye giderken secdeden yeni doğruluyor olsak, ne
olur? Namazımızda bir kusur meydana gelir mi?
Namazı nasıl tamamlarız?
Namaz için niyet ederken “uydum imama” tarzında bir
irade beyanımız vardır. Bu beyan bizi imama bağlıyor.
Artık biz namazda imama uymuşuz. İmamın okuyuşu
bizim okuyuşumuz olmuştur. İmama fiili olarak da
uymamız gerekiyor. Aksi takdirde:
a) İmamdan önce davranırsak, mesela secdeye gitmek
üzere imam “Allahü ekber” dediğinde biz imamdan
önce başımızı secdeye koyarsak veya secdeden kalkış
için imam “Allahü ekber” demeden ve başını
kaldırmadan biz başımızı secdeden kaldırırsak
namazımız bozuluyor. Çünkü imamdan önce hareket
etmekle imamın önüne geçmiş, imama uymamış
olmaktayız. Aynı şekilde namazın rükünleri arasındaki
intikallerde imamdan önce hareket edersek namazımız
bozulur.
b) Namazda imamdan geriye kalmak da namazın
insicamını bozar. Eğer çokça ve sürekli geç kalıyorsak,
namazımızı bozar. Şafii mezhebine göre iki rüknü
imamdan sonra yapmak namazı bozar.
Dolayısıyla madem imama uymuşuz; imamın okuyuşu
da, rükünler arası intikali de bizim için önemlidir. İmam
“Allahü ekber” dediğinde gizli okuyuşumuzu sona
erdirerek imama uymalıyız. Meselâ rükûda veya
secdede isek tesbihimizi hemen bitirip veya oturuşta
isek tahıyyatı veya salâvatları kesip imama uymalıyız.
İmam bir sonraki rükne gittiğinde bizde gecikme varsa,
imam gittiği rükünden çıkmadan biz imama
yetişmeliyiz. Daha fazla gecikmeye meydan
vermemeliyiz. Mesela imam secdeye gittiğinde bizde
gecikme var ise, en azından imamın son tesbihinde
secdede imama yetişmeli ve biz bir tesbih
söylediğimizde imam secdeden kalkmışsa biz de bir ile
yetinerek secdeden kalkmalı; böylece imama
yetişmeliyiz.
İki secde arası celsede gecikmişsek, yani biz secdeden
kalkarken imam secdeye gidiyorsa, biz de
“Sübhanallah” diyecek kadar celse yapıp imama
secdede yetişmeliyiz.
***
KADINLAR VE CUMA NAMAZI
Cuma namazı kadınlara farz mıdır? Bunun izahı nedir?
Dört mezhebe göre, kadınlara Cuma namazı farz
değildir. Ancak kılarlarsa sahih olur ve o gün öğle
namazını kılma yükümlülüğü üzerlerinden düşer. Yani
Cuma namazı kılan bir kadının, tıpkı Cuma namazı
kılan bir erkekte olduğu gibi, o günün öğle namazını
kılma farziyeti üzerinden kalkmış olur. Bu, şu demektir:
Kadınlar Cuma namazını kılarlarsa, öğle namazını
farziyetten düşüren bir “farz ibadeti” eda etmiş olurlar.
Namazları “farz” olarak sahihtir. Kılmazlarsa,
kendilerine Cuma namazı zaten farz değildir; bu
durumda hiçbir mesuliyetleri yoktur, sadece o günün
öğle namazını kılmakla yükümlüdürler.
Böylece, fıkıh mezhepleri kadınlara yeni bir mesuliyet
yüklememişlerdir. Çünkü sünnette de yükümlülük
getirici bir delil yoktur. Hiç şüphesiz, sünnette
kadınların Cuma namazını kılamayacaklarına dair de
bir delil yoktur. Bu açıdan mezheplerin yaptıkları,
kadınların Cuma namazı kılabilmelerine kapıyı aralık
bırakmaktan ibaret olmuştur. Ama yükümlülük
getirmemişlerdir; çünkü aslını sünnetten almayan bir
yükümlülük, dinin özü ve üslûbu ile bağdaşmaz.
Fıkıh mezhepleri konuyu genel ahlâk açısından da
değerlendirmişler, kadınların Cuma namazı kılmalarını
fitneye sebep olmayacak biçimde caminin ve cemaatin
hazırlanması şartına bağlamışlar ve eğer fitne söz
konusu olacak ise kadınların Cuma namazı kılmalarını
“ittifakla” mekruh saymışlardır. Çünkü namazda kalp
huzuru, ihlâs, huşu ve Allah korkusunu muhafaza ve
takviye etmek esastır. Bu konuda dört mezhep ittifak
hâlindedir.
Cuma namazı kendisine farz olmayanların Cuma
namazı saatinde alışveriş yapmaları veya başka meşru
bir iş yapmaları haram değildir.
***
DİL SÜRÇMELERİMİZDEN MES’UL MUYUZ?
Yaklaşık ifadeli sözler tam tutmayınca yalan olur mu?
Meselâ saat 2 diyor hâlbuki 2’ye 3 vardır veya 3
geçiyordur. Telefon koltuğun üzerinde diyorum,
masanın üzerinde çıkıyor. Bu durumda bu sözüm yalan
çıkınca o kişi ile helalleşmem gerekiyor mu?
Prensip olarak doğruluktan ve sadakatten bir milim bile
olsun ayrılmamak gerekir. Peygamber Efendimiz (asm):
“Hud Suresi beni ihtiyarlattı”1 buyururken, bu suredeki
bir ayeti nazara veriyordu. Ayet: “Emrolunduğun gibi
dosdoğru ol!”2 ayetidir.3
Fakat sözlerimizdeki galattan ve lağvden de rahmet-i
İlâhiye inşaallah bizi bağışlıyor. Kur’ân buyuruyor ki:
“Allah sizi, yeminlerinizdeki ‘rastgele sözlerinizden,
boş sözler (lağv) ‘den dolayı sorumlu tutmaz; fakat sizi
kalplerinizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar.”4
Bununla beraber, sözlerimizde yalan olmaması için
azami gayret göstermek fazilettir. Sürç-ü lisan
ettiğimizde tövbe etmek fazilettir. Sürç-ü lisanımızdan
başkası zarar görmüşse onunla helâlleşmek de
fazilettir.
Dipnotlar:
1- Tirmizî, Tefsîru Sûre 56:6; Hâkim, el-Müstedrek,
2:343.
2- Hud Suresi: 112
3- Lem’alar, s. 65; Şualar, s. 595; Sikke-i Tasdik-i
Gaybi, s. 69
4- Bakara Suresi: 225
 
Üst