topraktoprak
Well-known member
Adıyaman'dan Isparta'ya Said Nursi'yi ziyaret eden Son Şahitler'den Mehmet Emin Binici vefat etti
Ahmet Bilgi'nin haberi:
Risale Haber-Adıyaman'dan Isparta'ya Bediüzzaman Said Nursi'yi ziyaret eden Son Şahitler'den Mehmet Emin Binici vefat etti. Önceki gün vefat eden Binici, Adıyaman'da kılınan namazın ardından defnedildi.
Mehmet Emin Binici, Bediüzzaman'la olan görüşmesini Risale Haber'e şöyle anlatmıştı:
Üstadı Isparta’da iken ben, Abdulkadir Kayır ve Zeyli Hasan arkadaş ile beraber ziyaret ettik. Buradan Isparta’ya vardığımızda, orada bulunan ve tuzculuk yapan bir ağabeyin verilen adres üzerine, yanına vardık. Daha önceden Üstad hakkındaki tüm bilgileri ondan alacağımız söylenmişti. Yanına varıp selam verdik. Üstadı görmeye geldiğimizi söyledik. Kendisi bize Üstadın Eğirdir’de olduğunu ancak geri döneceğini bildirdi.
Biz de bu arada Hüsrev Altınbaşak ağabeyi ziyaret edelim dedik. Ancak Hüsrev ağabeyin de ziyaretçi kabul etmediğini söylediler. Çünkü durum çok sıkı, sürekli baskı vardı. Ve nihayet Hüsrev abinin evine vardık. Kapıyı çaldık, kapıyı açan abiye; Hüsrev abiyi ziyarete geldiğimizi söyledik. O ise Hüsrev abiye söyleyeceğini ancak kabul edip etmeyeceğini bilmediğini söyledi. Ve nihayet kabul edildik
İçeri vardığımızda Hüsrev abi Kur’an-ı Kerim’i yazıyordu. Hal ve hatırımızı sordu. Biraz oturduktan sonra kalktık.
Epey vakit geçmişti. Üstadın gelip gelmediğini öğrenmek için tekrar gittik ve orada bulunan bir çeşmenin arkasına saklandık. Sıkı bir takib olduğu için sadece ben gidip öğrenmeye çalıştım. Bayram Yüksel abi kapıyı açtı. “Buyurun, hayır mı” dedi. Ben de Üstadın ziyaretine geldiğimizi söyledim. İlk sözü; “Üstad ziyaretçi kabul etmiyor. Kesinlikle kimse ile görüşmüyor” oldu. Sonra da nereden geldiğimizi sordu. Adıyaman’dan geldiğimizi söyledik. “Durun. Bir danışayım, eğer kabul ederse, size söylerim. Sende şu çeşmenin orada saklan, ben işaret ettiğimde gelin” dedi.
Bende öyle yaptım. Bir müddet sonra kapı açıldı. Ve Bayram abi işaret ederek, gelmemizi söyledi. Ve gittik. İçeriye girdiğimizde Üstad merdivenden aşağı iniyordu. Aşağı indi ve elini öptük. Başımı okşadı. Dedi, “Kardeşim, niye geldiniz? Bende ne var? Benim şimdi sizin yol paranızı vermem icab ediyor. Benim var mı ki, sizin paranızı vereyim!”
Üstad bunu kendisi için bir borç addederdi. “Şimdi sizinle benim bedelime Afyon’a kadar Ceylan yolculuk edecek. Acele edin, kavuşun ona” dedi. Ceylan abi bizden evvel istasyona gitmiş, oradan binip Afyon’a gidecekmiş. Ve biz de ondan ayrılıp Adıyaman’a gelecektik. Bu söz üzerine acele acele gittik. Ceylan abiyle buluştuk. Ceylan abi bize hizmetin durumlarından ve Risale-i Nurdan anlattı.
Ceylan abi Abdulkadir Kayır abiye; 23. Sözü okumasını söyledi. Bu arada ben de dersimi almıştım. Bu bizim için büyük bir coşku oldu. Üstad kimseyi kabul etmezken, bizi kabul etmişti. Hatta Van’dan gelenler olmuş, onları bile Üstadın kabul etmediğini Bayram abi bizlere söylemişti. Bunu Adıyaman’a karşı farklı bir durum olarak anlamıştık. Bizi Üstada sevk eden saik ve büyük bir istek vardı. Bu durum sebeb olmuştu ziyaretine.
Ahmet Bilgi'nin haberi:
Risale Haber-Adıyaman'dan Isparta'ya Bediüzzaman Said Nursi'yi ziyaret eden Son Şahitler'den Mehmet Emin Binici vefat etti. Önceki gün vefat eden Binici, Adıyaman'da kılınan namazın ardından defnedildi.
Mehmet Emin Binici, Bediüzzaman'la olan görüşmesini Risale Haber'e şöyle anlatmıştı:
Üstadı Isparta’da iken ben, Abdulkadir Kayır ve Zeyli Hasan arkadaş ile beraber ziyaret ettik. Buradan Isparta’ya vardığımızda, orada bulunan ve tuzculuk yapan bir ağabeyin verilen adres üzerine, yanına vardık. Daha önceden Üstad hakkındaki tüm bilgileri ondan alacağımız söylenmişti. Yanına varıp selam verdik. Üstadı görmeye geldiğimizi söyledik. Kendisi bize Üstadın Eğirdir’de olduğunu ancak geri döneceğini bildirdi.
Biz de bu arada Hüsrev Altınbaşak ağabeyi ziyaret edelim dedik. Ancak Hüsrev ağabeyin de ziyaretçi kabul etmediğini söylediler. Çünkü durum çok sıkı, sürekli baskı vardı. Ve nihayet Hüsrev abinin evine vardık. Kapıyı çaldık, kapıyı açan abiye; Hüsrev abiyi ziyarete geldiğimizi söyledik. O ise Hüsrev abiye söyleyeceğini ancak kabul edip etmeyeceğini bilmediğini söyledi. Ve nihayet kabul edildik
İçeri vardığımızda Hüsrev abi Kur’an-ı Kerim’i yazıyordu. Hal ve hatırımızı sordu. Biraz oturduktan sonra kalktık.
Epey vakit geçmişti. Üstadın gelip gelmediğini öğrenmek için tekrar gittik ve orada bulunan bir çeşmenin arkasına saklandık. Sıkı bir takib olduğu için sadece ben gidip öğrenmeye çalıştım. Bayram Yüksel abi kapıyı açtı. “Buyurun, hayır mı” dedi. Ben de Üstadın ziyaretine geldiğimizi söyledim. İlk sözü; “Üstad ziyaretçi kabul etmiyor. Kesinlikle kimse ile görüşmüyor” oldu. Sonra da nereden geldiğimizi sordu. Adıyaman’dan geldiğimizi söyledik. “Durun. Bir danışayım, eğer kabul ederse, size söylerim. Sende şu çeşmenin orada saklan, ben işaret ettiğimde gelin” dedi.
Bende öyle yaptım. Bir müddet sonra kapı açıldı. Ve Bayram abi işaret ederek, gelmemizi söyledi. Ve gittik. İçeriye girdiğimizde Üstad merdivenden aşağı iniyordu. Aşağı indi ve elini öptük. Başımı okşadı. Dedi, “Kardeşim, niye geldiniz? Bende ne var? Benim şimdi sizin yol paranızı vermem icab ediyor. Benim var mı ki, sizin paranızı vereyim!”
Üstad bunu kendisi için bir borç addederdi. “Şimdi sizinle benim bedelime Afyon’a kadar Ceylan yolculuk edecek. Acele edin, kavuşun ona” dedi. Ceylan abi bizden evvel istasyona gitmiş, oradan binip Afyon’a gidecekmiş. Ve biz de ondan ayrılıp Adıyaman’a gelecektik. Bu söz üzerine acele acele gittik. Ceylan abiyle buluştuk. Ceylan abi bize hizmetin durumlarından ve Risale-i Nurdan anlattı.
Ceylan abi Abdulkadir Kayır abiye; 23. Sözü okumasını söyledi. Bu arada ben de dersimi almıştım. Bu bizim için büyük bir coşku oldu. Üstad kimseyi kabul etmezken, bizi kabul etmişti. Hatta Van’dan gelenler olmuş, onları bile Üstadın kabul etmediğini Bayram abi bizlere söylemişti. Bunu Adıyaman’a karşı farklı bir durum olarak anlamıştık. Bizi Üstada sevk eden saik ve büyük bir istek vardı. Bu durum sebeb olmuştu ziyaretine.