Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Sınırsız nimetlere, sınırlı şükürle nasıl mukabele edilebilir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="bizar" data-source="post: 169272" data-attributes="member: 12884"><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Sınırsız nimetlere, sınırlı şükürle </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>nasıl mukabele edilebilir? </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Eğer desen: “Şu küllî hadsiz nimetlere karşı, nasıl şu mahdut ve cüz’î şükrümle mukabele edebilirim?” </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Elcevap: Küllî bir niyetle, hadsiz bir îtikad ile. Meselâ, nasıl ki bir adam beş kuruş kıymetinde bir hediye ile bir padişahın huzuruna girer ve görür ki, herbiri milyonlara değer hediyeler, makbul adamlardan gelmiş, orada dizilmiş. Onun kalbine gelir, “Benim hediyem hiçtir, ne yapayım.” Birden der: “Ey seyyidim! Bütün şu kıymettar hediyeleri kendi nâmıma sana takdim ediyorum. Çünkü, sen onlara lâyıksın. Eğer benim iktidarım olsaydı, bunların bir mislini sana hediye ederdim.” </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>İşte hiç ihtiyacı olmayan ve raiyyetinin derece-i sadâkat ve hürmetlerine alâmet olarak hediyelerini kabul eden o padişah, o bîçarenin o büyük ve küllî niyetini ve arzusunu ve o güzel ve yüksek îtikad liyâkatini, en büyük bir hediye gibi kabul eder. </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Aynen öyle de, âciz bir abd, namazında “Ettehıyyâtü lillah” der. Yani, bütün mahlûkatın hayatlarıyla Sana takdim ettikleri hediye-i ubûdiyetlerini, ben kendi hesâbıma umumunu Sana takdim ediyorum. Eğer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler Sana takdim edecektim. Hem, Sen onlara, hem daha fazlasına lâyıksın. İşte şu niyet ve îtikad, pek geniş bir şükr-ü küllîdir. </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Nebâtâtın tohumları ve çekirdekleri, onların niyetleridir. Hem meselâ, kavun, kalbinde nüveler sûretinde bin niyet eder ki, “Yâ Halıkım! Senin Esmâ-i Hüsnânın nakışlarını yerin birçok yerlerinde ilân etmek isterim.” Cenâb-ı Hak, gelecek şeylerin nasıl geleceklerini bildiği için, onların niyetlerini bilfiil ibâdet gibi kabul eder. “Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır,” (Câmiü’s-Sağîr, 6:291, 292) şu sırra işaret eder. Hem, “Mahlûkatının sayısınca, Zâtına lâyık şekilde, Arşının ağırlığınca, kelimelerinin mürekkebi miktarınca hamd ederek Seni her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz. Bütün peygamberlerinin, evliyâlarının ve meleklerinin tesbihâtıyla Seni tesbih ederiz.” gibi hadsiz adetle tesbih etmenin hikmeti, şu sırdan anlaşılır. </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Hem, nasıl bir zâbit bütün neferâtının yekûn hizmetlerini kendi nâmına padişaha takdim eder; öyle de, mahlûkata zâbitlik eden ve hayvanât ve nebâtâta kumandanlık yapan ve mevcudât-ı arzıyeye halîfelik etmeye kàbil olan ve kendi hususi âleminde kendini herkese vekil telâkkî eden insan, “Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz” (Fâtiha Sûresi: 5.) der; bütün halkın ibâdetlerini ve istiânelerini, kendi nâmına Ma’bud-u Zülcelâle takdim eder. </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Hem “Bütün mahlûkatının bütün tesbihâtıyla ve bütün masnuâtının dilleriyle Seni tesbih ederiz” der; bütün mevcudâtı kendi hesâbına söylettirir. </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>Hem, “Allahım! Kâinatın zerreleri ve onlardan mürekkeb varlıkların adedince Muhammed’e rahmet eyle” der; her şey nâmına bir salâvât getirir. Çünkü, her şey nur-u Ahmedî (a.s.m.) ile alâkadardır. İşte, tesbihâtta, salâvâtlarda hadsiz adetlerin hikmetini anla. </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong>(Sözler, 24. Söz, 5. Dal, 2. Meyve, s. 325) </strong></em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="bizar, post: 169272, member: 12884"] [SIZE=3][I][B]Sınırsız nimetlere, sınırlı şükürle nasıl mukabele edilebilir? Eğer desen: “Şu küllî hadsiz nimetlere karşı, nasıl şu mahdut ve cüz’î şükrümle mukabele edebilirim?” Elcevap: Küllî bir niyetle, hadsiz bir îtikad ile. Meselâ, nasıl ki bir adam beş kuruş kıymetinde bir hediye ile bir padişahın huzuruna girer ve görür ki, herbiri milyonlara değer hediyeler, makbul adamlardan gelmiş, orada dizilmiş. Onun kalbine gelir, “Benim hediyem hiçtir, ne yapayım.” Birden der: “Ey seyyidim! Bütün şu kıymettar hediyeleri kendi nâmıma sana takdim ediyorum. Çünkü, sen onlara lâyıksın. Eğer benim iktidarım olsaydı, bunların bir mislini sana hediye ederdim.” İşte hiç ihtiyacı olmayan ve raiyyetinin derece-i sadâkat ve hürmetlerine alâmet olarak hediyelerini kabul eden o padişah, o bîçarenin o büyük ve küllî niyetini ve arzusunu ve o güzel ve yüksek îtikad liyâkatini, en büyük bir hediye gibi kabul eder. Aynen öyle de, âciz bir abd, namazında “Ettehıyyâtü lillah” der. Yani, bütün mahlûkatın hayatlarıyla Sana takdim ettikleri hediye-i ubûdiyetlerini, ben kendi hesâbıma umumunu Sana takdim ediyorum. Eğer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler Sana takdim edecektim. Hem, Sen onlara, hem daha fazlasına lâyıksın. İşte şu niyet ve îtikad, pek geniş bir şükr-ü küllîdir. Nebâtâtın tohumları ve çekirdekleri, onların niyetleridir. Hem meselâ, kavun, kalbinde nüveler sûretinde bin niyet eder ki, “Yâ Halıkım! Senin Esmâ-i Hüsnânın nakışlarını yerin birçok yerlerinde ilân etmek isterim.” Cenâb-ı Hak, gelecek şeylerin nasıl geleceklerini bildiği için, onların niyetlerini bilfiil ibâdet gibi kabul eder. “Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır,” (Câmiü’s-Sağîr, 6:291, 292) şu sırra işaret eder. Hem, “Mahlûkatının sayısınca, Zâtına lâyık şekilde, Arşının ağırlığınca, kelimelerinin mürekkebi miktarınca hamd ederek Seni her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz. Bütün peygamberlerinin, evliyâlarının ve meleklerinin tesbihâtıyla Seni tesbih ederiz.” gibi hadsiz adetle tesbih etmenin hikmeti, şu sırdan anlaşılır. Hem, nasıl bir zâbit bütün neferâtının yekûn hizmetlerini kendi nâmına padişaha takdim eder; öyle de, mahlûkata zâbitlik eden ve hayvanât ve nebâtâta kumandanlık yapan ve mevcudât-ı arzıyeye halîfelik etmeye kàbil olan ve kendi hususi âleminde kendini herkese vekil telâkkî eden insan, “Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz” (Fâtiha Sûresi: 5.) der; bütün halkın ibâdetlerini ve istiânelerini, kendi nâmına Ma’bud-u Zülcelâle takdim eder. Hem “Bütün mahlûkatının bütün tesbihâtıyla ve bütün masnuâtının dilleriyle Seni tesbih ederiz” der; bütün mevcudâtı kendi hesâbına söylettirir. Hem, “Allahım! Kâinatın zerreleri ve onlardan mürekkeb varlıkların adedince Muhammed’e rahmet eyle” der; her şey nâmına bir salâvât getirir. Çünkü, her şey nur-u Ahmedî (a.s.m.) ile alâkadardır. İşte, tesbihâtta, salâvâtlarda hadsiz adetlerin hikmetini anla. (Sözler, 24. Söz, 5. Dal, 2. Meyve, s. 325) [/B][/I][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Sınırsız nimetlere, sınırlı şükürle nasıl mukabele edilebilir
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst