Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 565719" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><u>Aziz, sıddık kardeşlerim</u>!</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Risale-i Nur'un hakkaniyetine ve ehemmiyetine dair bir imza-yı gaybî hükmünde bu mecmuanın gösterdiği kıymet Risale-i Nur'da bulunduğunu, bu zamanın dehşetli fırtınaları isbat ediyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet kardeşlerim, Hazret-i İsa Aleyhisselâm İncil-i Şerif'te demiş ki: "Ben gidiyorum, tâ size tesellici gelsin." Yani Hazret-i Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin, demesiyle Kur'an'ın beşere gayet büyük bir neticesi, bir gayesi, bir hediyesi; tesellidir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet bu dehşetli kâinatın fırtınaları ve zeval tahribatları ve bu boşluk nihayetsiz fezada herşey ile alâkadar olan insan için teselliyi ve istimdad noktalarını Kur'an veriyor. En ziyade o teselliye muhtaç bu zamandır ve en ziyade kuvvetli bir surette o teselliyi isbat eden, gösteren Risale-i Nur'dur. Çünki zulümat ve evhamın menbaı olan tabiatı, o delmiş geçmiş, hakikat nuruna girmiş. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Yirmidokuzuncu ve Otuzuncu ve Onaltıncı Sözler gibi ekser parçalarında, hakaik-i imaniyenin yüzer tılsımlarını keşf ve izah edip, aklı inkârdan tereddüdlerden kurtarmış. İşte bu hakikat içindir ki; bu çok usandırıcı zamanda, usandırmayacak bir tarzda, çok tekrar ile, aklı başında olanları Risale-i Nur ile meşgul ediyor. Re'fet mektubunda demiş: "Ne vakit bir araya gelsek, Sözler'den birisini açıp okuruz, tatlı tatlı istifade edip üstadımızla görüşürüz. Hem Risale-i Nur'un en bâriz hâsiyeti, usandırmamaktır. Yüz defa okunsa, yüzbirincide yine zevk ile okunabilir." demiş. Doğru söylemiş.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Yalnız Risale-i Nur'un tercümanı, hakikî vazifesinin haricinde dünyadaki istikbaliyata nadiren arasıra bakması, zahirî bir müşevveşiyet verir. Meselâ: Bundan otuz-kırk sene evvel: "Bir nur gelecek, bir nur âlemi göreceğiz" demiş ve o manayı, geniş bir dairede ve siyasette tasavvur etmiş.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem bundan ondört, onbeş sene evvel, "Dinsizliği çevirenler müdhiş semavî tokatlar yiyecekler" diye büyük, geniş, küre-i arz dairesindeki hâdiseyi, dar bir memlekette ve mahdud insanlarda tasavvur etmiş. Halbuki istikbal, o iki ihbar-ı gaybîyi tasavvurun pek fevkinde tefsir ve tabir eyledi. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Eski Said'in "Bir nur âlemi göreceğiz" demesi, Risale-i Nur'un dairesinin manasını hissetmiş; geniş bir daire-i siyasiye tasavvur ettiği gibi, Sırr-ı İnna A'tayna'da, onüç ondört sene sonra, "Dinsizliği, zındıkayı neşredenler, müdhiş tokatlar yiyecekler." deyip; geniş bir hakikatı dar bir dairede tasavvur etmiş. İstikbal, o iki hakikatı tabir ve tefsir eyledi. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Başta Isparta olarak Risale-i Nur dairesi, evvelki hakikatı pek parlak ve güzel bir surette gösterdiği gibi; ikinci hakikatı da, medeniyet-i sefihenin tuğyanının ve maddiyyunluk <span style="color: #008000">{(Haşiye): Evet maddiyyunluk taununun hastalığı nev'-i beşere bu dehşetli sıtmayı ve küre-i arza bu titremeyi vermiştir.}</span> taununun aşılamasını çeviren ve idare eden ervah-ı habisenin başlarına gelen bu dehşetli semavî tokatlar, geniş bir dairede, sırr-ı İnna A'tayna'nın hakikatını, tam tamına isbat etmiş.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Sual: Risale-i Nur kat'î bürhanlara istinaden hükümleri aynı aynına, tevilsiz, tabirsiz hakikat çıkması ve yalnız işaret-i tevafukiye ve sünuhat-ı kalbiyeye itimaden beyanatı, böyle dünyevî olan mesail-i istikbaliyede neden tabir ve tevile muhtaç oluyor? diye hatırıma geldi.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Böyle bir cevab ihtar edildi ki: Gaybî istikbal-i dünyevîde başa gelen hâdisatı bildirmemekte; Cenab-ı Erhamürrâhimîn'in çok büyük bir rahmeti saklandığı ve gaybı gizlemekte çok ehemmiyetli bir hikmeti bulunduğu cihetle, gaybî şeyleri haber vermekten yasak edip, yalnız mübhem ve mücmel bir surette, ya ilham veya ihtar ile bir emareyi vesile ederek, keşfiyatta ve rü'ya-yı sadıkada bir kısım gaybî hakikatlarını ihsas eder. Ve o hakikatların hususî suretleri, vukuundan sonra bilinir.</span></span></em></p><p></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Said Nursî</span></span></p><p></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 565719, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][U]Aziz, sıddık kardeşlerim[/U]! Risale-i Nur'un hakkaniyetine ve ehemmiyetine dair bir imza-yı gaybî hükmünde bu mecmuanın gösterdiği kıymet Risale-i Nur'da bulunduğunu, bu zamanın dehşetli fırtınaları isbat ediyor. Evet kardeşlerim, Hazret-i İsa Aleyhisselâm İncil-i Şerif'te demiş ki: "Ben gidiyorum, tâ size tesellici gelsin." Yani Hazret-i Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin, demesiyle Kur'an'ın beşere gayet büyük bir neticesi, bir gayesi, bir hediyesi; tesellidir. Evet bu dehşetli kâinatın fırtınaları ve zeval tahribatları ve bu boşluk nihayetsiz fezada herşey ile alâkadar olan insan için teselliyi ve istimdad noktalarını Kur'an veriyor. En ziyade o teselliye muhtaç bu zamandır ve en ziyade kuvvetli bir surette o teselliyi isbat eden, gösteren Risale-i Nur'dur. Çünki zulümat ve evhamın menbaı olan tabiatı, o delmiş geçmiş, hakikat nuruna girmiş. Yirmidokuzuncu ve Otuzuncu ve Onaltıncı Sözler gibi ekser parçalarında, hakaik-i imaniyenin yüzer tılsımlarını keşf ve izah edip, aklı inkârdan tereddüdlerden kurtarmış. İşte bu hakikat içindir ki; bu çok usandırıcı zamanda, usandırmayacak bir tarzda, çok tekrar ile, aklı başında olanları Risale-i Nur ile meşgul ediyor. Re'fet mektubunda demiş: "Ne vakit bir araya gelsek, Sözler'den birisini açıp okuruz, tatlı tatlı istifade edip üstadımızla görüşürüz. Hem Risale-i Nur'un en bâriz hâsiyeti, usandırmamaktır. Yüz defa okunsa, yüzbirincide yine zevk ile okunabilir." demiş. Doğru söylemiş. Yalnız Risale-i Nur'un tercümanı, hakikî vazifesinin haricinde dünyadaki istikbaliyata nadiren arasıra bakması, zahirî bir müşevveşiyet verir. Meselâ: Bundan otuz-kırk sene evvel: "Bir nur gelecek, bir nur âlemi göreceğiz" demiş ve o manayı, geniş bir dairede ve siyasette tasavvur etmiş. Hem bundan ondört, onbeş sene evvel, "Dinsizliği çevirenler müdhiş semavî tokatlar yiyecekler" diye büyük, geniş, küre-i arz dairesindeki hâdiseyi, dar bir memlekette ve mahdud insanlarda tasavvur etmiş. Halbuki istikbal, o iki ihbar-ı gaybîyi tasavvurun pek fevkinde tefsir ve tabir eyledi. Eski Said'in "Bir nur âlemi göreceğiz" demesi, Risale-i Nur'un dairesinin manasını hissetmiş; geniş bir daire-i siyasiye tasavvur ettiği gibi, Sırr-ı İnna A'tayna'da, onüç ondört sene sonra, "Dinsizliği, zındıkayı neşredenler, müdhiş tokatlar yiyecekler." deyip; geniş bir hakikatı dar bir dairede tasavvur etmiş. İstikbal, o iki hakikatı tabir ve tefsir eyledi. Başta Isparta olarak Risale-i Nur dairesi, evvelki hakikatı pek parlak ve güzel bir surette gösterdiği gibi; ikinci hakikatı da, medeniyet-i sefihenin tuğyanının ve maddiyyunluk [COLOR="#008000"]{(Haşiye): Evet maddiyyunluk taununun hastalığı nev'-i beşere bu dehşetli sıtmayı ve küre-i arza bu titremeyi vermiştir.}[/COLOR] taununun aşılamasını çeviren ve idare eden ervah-ı habisenin başlarına gelen bu dehşetli semavî tokatlar, geniş bir dairede, sırr-ı İnna A'tayna'nın hakikatını, tam tamına isbat etmiş. Sual: Risale-i Nur kat'î bürhanlara istinaden hükümleri aynı aynına, tevilsiz, tabirsiz hakikat çıkması ve yalnız işaret-i tevafukiye ve sünuhat-ı kalbiyeye itimaden beyanatı, böyle dünyevî olan mesail-i istikbaliyede neden tabir ve tevile muhtaç oluyor? diye hatırıma geldi. Böyle bir cevab ihtar edildi ki: Gaybî istikbal-i dünyevîde başa gelen hâdisatı bildirmemekte; Cenab-ı Erhamürrâhimîn'in çok büyük bir rahmeti saklandığı ve gaybı gizlemekte çok ehemmiyetli bir hikmeti bulunduğu cihetle, gaybî şeyleri haber vermekten yasak edip, yalnız mübhem ve mücmel bir surette, ya ilham veya ihtar ile bir emareyi vesile ederek, keşfiyatta ve rü'ya-yı sadıkada bir kısım gaybî hakikatlarını ihsas eder. Ve o hakikatların hususî suretleri, vukuundan sonra bilinir.[/SIZE][/FONT][/I] [B][I][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=3]Said Nursî[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst