Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 565593" data-attributes="member: 1040028"><p><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #A52A2A">YİRMİBİRİNCİ ÂYET VEYA ÂYETLER: </span></span></span></em></strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻗُﻞْ ﺍِﻧَّﻨِﻰ ﻫَﺪَﻳﻨِﻰ ﺭَﺑِّﻰ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ ٭ ﻭَ ﻫَﺪَﻳﻪُ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ</span></span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Sekiz-dokuz âyetlerde "Sırat-ı Müstakim"e nazarı çeviriyorlar. Ve bu doğru, istikametli yolu bulmak için daima Kur'anın nurundan her asırda o asrın zulmetlerini dağıtacak ve istikamet yolunu tenvir edecek Kur'andan gelen nurlar olmakla ve bu dehşetli ve fırtınalı asırda o doğru yolu şaşırtmayacak bir surette gösteren başta şimdilik Risalet-ün Nur tezahür ettiğinden, hem bu "Sırat-ı Müstakim" kelimesinin makam-ı cifrîsi -tenvin "nun" sayılmak cihetiyle- bin (1000) eder. Medde olmazsa dokuzyüz doksandokuz (999) ederek yalnız bir veya iki farkla <span style="color: #008000">{(Haşiye): Yani: Risalet-ün Nur'un mertebesi ikinci ve üçüncüde olduğuna işarettir. Vahiy değil ve olamaz. Belki ilham ve istihracdır.}</span> Risalet-ün Nur adedi olan dokuzyüz doksansekize (998) tevafukla, sekiz-dokuz âyetlerde "Sırat-ı müstakim" kelimeleri bu mezkûr iki âyet gibi Risalet-ün Nur'u "Sırat-ı müstakim"in efradına hususî idhal edip remzen ona baktırır ve istikametine işaret eder. Eğer</span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A"> ﺻِﺮَﺍﻁٍ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">daki tenvin sayılmazsa,</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍَﻟﻨُّﻮﺭِ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">daki şeddeli "nun" bir "nun" sayılır, yine tevafuk eder.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem nasılki bu âyet Risale-in Nur'a ismiyle bakıyor, öyle de onun istihzarat zamanına da bakar. Çünki</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻫَﺪَﻳﻨِﻰ ﺭَﺑِّٓﻰ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">in makam-ı cifrîsi bin üçyüz onaltı (1316) ederek Risalet-ün Nur müellifinin ihtiyarsız olarak istihzarat-ı Nuriyede bulunduğu ve umum malûmatını Kur'anın fehmine basamaklar yaptığı en hararetli tarihi olan bin üçyüz onaltı adedine tam tamına tevafuku elbette evvelki işaratı teyid ve onunla teeyyüd ederek Risalet-ün Nur'u daire-i harîmine remzen belki işareten dâhil ediyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Cây-ı dikkat ve ehemmiyetli bir tevafuktur ki: Risalet-ün Nur müellifi bin üçyüz onaltı (1316) sıralarında mühim bir inkılab-ı fikrî geçirdi. Şöyle ki:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O tarihe kadar ulûm-u mütenevviayı, yalnız ilimle tenevvür için merak ederdi, okurdu, okuturdu. Fakat birden o tarihte merhum vali Tahir Paşa vasıtasıyla Avrupa'nın Kur'ana karşı müdhiş bir sû'-i kasdları var olduğunu bildi. Hattâ bir gazetede İngiliz'in bir müstemlekât nâzırı demiş: "Bu Kur'an, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız." dediğini işitti, gayrete geldi. Birden makam-ı cifrîsi bin üçyüzonaltı (1316) olan</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻓَﺎَﻋْﺮِﺽْ ﻋَﻨْﻬُﻢْ</span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"> fermanını manen dinleyerek bir inkılab-ı fikrî ile merakını değiştirdi. Bütün bildiği ulûm-u mütenevviayı Kur'anın fehmine ve hakikatlarının isbatına basamaklar yaparak hedefini ve gaye-i ilmiyesini ve netice-i hayatını, yalnız Kur'an bildi. Ve Kur'anın i'caz-ı manevîsi, ona rehber ve mürşid ve üstad oldu. Fakat maatteessüf o gençlik zamanında çok aldatıcı ârızalar yüzünden bilfiil o vazifenin başına geçmedi. Bir zaman sonra harb-i umumînin tarraka ve gürültüsü ile uyandı. O sabit fikir canlandı, bilkuvveden bilfiile çıkmağa başladı.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte hem ona, hem Risalet-ün Nur'a çok alâkası bulunan bu bin üçyüz onaltı (1316) tarihine çok âyetler müttefikan bakarlar. Meselâ: Nasılki</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻫَﺪَﻳﻨِﻰ ﺭَﺑِّٓﻰ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">âyeti tam tamına tevafukla işaret eder. Aynen öyle de; bir âyet-i meşhure olan</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍِﻥَّ ﺭَﺑِّﻰ ﻋَﻠَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">makam-ı cifrîsi şeddeli "nun" bir "nun" sayılsa ve tenvin sayılmazsa bin üçyüz onaltı ederek aynen tam tamına o tarihe işaret eder. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem nasılki yedi-sekiz surelerde gelen âyetler ve o âyetlerde gelen "Sırat-ı müstakim" cümleleri Risalet-ün Nur ismine tevafukla beraber, bu mezkûr iki âyet gibi bir kısmı Risalet-ün Nur te'lifinin tarihini de gösterir. Aynen öyle de; yedi aded surelerin başlarında yedi defa</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">cümle-i kudsiyesi makam-ı cifrîsi olan bin üçyüz onaltı veya yedi (1316-1317) ederek aynen tam tamına o bin üçyüz onaltı tarihine tevafukla işaret ettiği gibi,</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻃَﺲٓ ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">âyeti dahi aynen bin üçyüz onaltı ederek o bin üçyüz onaltı tarihine tevafukla işaret eder. Güya nasılki asr-ı saadette Kur'andaki iman hakikatlarına alâmetler, deliller ve o Kitab-ı Mübin'in davalarına bürhanları ve hüccetleri gözlere de göstermek manasında tekrar ile</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ ٭ ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ ٭ ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">fermanlarıyla Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan ilânat yapıyor. Öyle de, bu dehşetli asırda dahi bir mana-yı işarîsiyle o âyât-ı Furkaniyenin bürhanları ve hakkaniyetinin alâmetleri ve hakikatlarının hüccetleri ve hak Kelâmullah olduğuna delilleri olan Resail-in Nur'a mana-yı işarîsiyle alâmet ve bürhan ve emare ve delil manasıyla âyâtın âyetleri diye tekrar ile</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ferman ederek nazar-ı dikkati Kur'an hesabına bu asra ve bu asırdaki Resail-in Nur'a çeviriyor itikad ediyorum. Evet herbir cihet ile ayn-ı şuur olan âyât-ı Kur'aniyenin böyle yirmi vecihle ve yirmi parmakla aynı şeye müttefikan işaretleri tasrih derecesinde bana kanaat veriyor. Benim kanaatıma iştirak etmeyen bu ittifaka ne diyecek ve ne diyebilir? Hangi kuvvet bu ittifakı bozar? Resail-in Nur bu asra gelen işarat-ı Kur'aniyeye hususî bir medar-ı nazar olduğuna kimin şübhesi varsa Kur'anın kırk vecihle mu'cizesini isbat eden Mu'cizat-ı Kur'aniye namındaki Yirmibeşinci Söz ve Yirminci Söz'ün ikinci makamına ve haşre dair Onuncu Söz ve Yirmidokuzuncu Sözlere baksın, şübhesi izale olmazsa gelsin parmağını gözüme soksun.</span></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 565593, member: 1040028"] [B][I][FONT=Arial][SIZE=3][COLOR="#A52A2A"]YİRMİBİRİNCİ ÂYET VEYA ÂYETLER: [/COLOR][/SIZE][/FONT][/I][/B] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻗُﻞْ ﺍِﻧَّﻨِﻰ ﻫَﺪَﻳﻨِﻰ ﺭَﺑِّﻰ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ ٭ ﻭَ ﻫَﺪَﻳﻪُ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Sekiz-dokuz âyetlerde "Sırat-ı Müstakim"e nazarı çeviriyorlar. Ve bu doğru, istikametli yolu bulmak için daima Kur'anın nurundan her asırda o asrın zulmetlerini dağıtacak ve istikamet yolunu tenvir edecek Kur'andan gelen nurlar olmakla ve bu dehşetli ve fırtınalı asırda o doğru yolu şaşırtmayacak bir surette gösteren başta şimdilik Risalet-ün Nur tezahür ettiğinden, hem bu "Sırat-ı Müstakim" kelimesinin makam-ı cifrîsi -tenvin "nun" sayılmak cihetiyle- bin (1000) eder. Medde olmazsa dokuzyüz doksandokuz (999) ederek yalnız bir veya iki farkla [COLOR="#008000"]{(Haşiye): Yani: Risalet-ün Nur'un mertebesi ikinci ve üçüncüde olduğuna işarettir. Vahiy değil ve olamaz. Belki ilham ve istihracdır.}[/COLOR] Risalet-ün Nur adedi olan dokuzyüz doksansekize (998) tevafukla, sekiz-dokuz âyetlerde "Sırat-ı müstakim" kelimeleri bu mezkûr iki âyet gibi Risalet-ün Nur'u "Sırat-ı müstakim"in efradına hususî idhal edip remzen ona baktırır ve istikametine işaret eder. Eğer[/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"] ﺻِﺮَﺍﻁٍ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]daki tenvin sayılmazsa,[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍَﻟﻨُّﻮﺭِ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]daki şeddeli "nun" bir "nun" sayılır, yine tevafuk eder. Hem nasılki bu âyet Risale-in Nur'a ismiyle bakıyor, öyle de onun istihzarat zamanına da bakar. Çünki[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻫَﺪَﻳﻨِﻰ ﺭَﺑِّٓﻰ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]in makam-ı cifrîsi bin üçyüz onaltı (1316) ederek Risalet-ün Nur müellifinin ihtiyarsız olarak istihzarat-ı Nuriyede bulunduğu ve umum malûmatını Kur'anın fehmine basamaklar yaptığı en hararetli tarihi olan bin üçyüz onaltı adedine tam tamına tevafuku elbette evvelki işaratı teyid ve onunla teeyyüd ederek Risalet-ün Nur'u daire-i harîmine remzen belki işareten dâhil ediyor. Cây-ı dikkat ve ehemmiyetli bir tevafuktur ki: Risalet-ün Nur müellifi bin üçyüz onaltı (1316) sıralarında mühim bir inkılab-ı fikrî geçirdi. Şöyle ki: O tarihe kadar ulûm-u mütenevviayı, yalnız ilimle tenevvür için merak ederdi, okurdu, okuturdu. Fakat birden o tarihte merhum vali Tahir Paşa vasıtasıyla Avrupa'nın Kur'ana karşı müdhiş bir sû'-i kasdları var olduğunu bildi. Hattâ bir gazetede İngiliz'in bir müstemlekât nâzırı demiş: "Bu Kur'an, İslâm elinde varken biz onlara hakikî hâkim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız." dediğini işitti, gayrete geldi. Birden makam-ı cifrîsi bin üçyüzonaltı (1316) olan[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻓَﺎَﻋْﺮِﺽْ ﻋَﻨْﻬُﻢْ[/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3] fermanını manen dinleyerek bir inkılab-ı fikrî ile merakını değiştirdi. Bütün bildiği ulûm-u mütenevviayı Kur'anın fehmine ve hakikatlarının isbatına basamaklar yaparak hedefini ve gaye-i ilmiyesini ve netice-i hayatını, yalnız Kur'an bildi. Ve Kur'anın i'caz-ı manevîsi, ona rehber ve mürşid ve üstad oldu. Fakat maatteessüf o gençlik zamanında çok aldatıcı ârızalar yüzünden bilfiil o vazifenin başına geçmedi. Bir zaman sonra harb-i umumînin tarraka ve gürültüsü ile uyandı. O sabit fikir canlandı, bilkuvveden bilfiile çıkmağa başladı. İşte hem ona, hem Risalet-ün Nur'a çok alâkası bulunan bu bin üçyüz onaltı (1316) tarihine çok âyetler müttefikan bakarlar. Meselâ: Nasılki[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻫَﺪَﻳﻨِﻰ ﺭَﺑِّٓﻰ ﺍِﻟَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]âyeti tam tamına tevafukla işaret eder. Aynen öyle de; bir âyet-i meşhure olan[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍِﻥَّ ﺭَﺑِّﻰ ﻋَﻠَﻰ ﺻِﺮَﺍﻁٍ ﻣُﺴْﺘَﻘِﻴﻢٍ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]makam-ı cifrîsi şeddeli "nun" bir "nun" sayılsa ve tenvin sayılmazsa bin üçyüz onaltı ederek aynen tam tamına o tarihe işaret eder. Hem nasılki yedi-sekiz surelerde gelen âyetler ve o âyetlerde gelen "Sırat-ı müstakim" cümleleri Risalet-ün Nur ismine tevafukla beraber, bu mezkûr iki âyet gibi bir kısmı Risalet-ün Nur te'lifinin tarihini de gösterir. Aynen öyle de; yedi aded surelerin başlarında yedi defa[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]cümle-i kudsiyesi makam-ı cifrîsi olan bin üçyüz onaltı veya yedi (1316-1317) ederek aynen tam tamına o bin üçyüz onaltı tarihine tevafukla işaret ettiği gibi,[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻃَﺲٓ ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]âyeti dahi aynen bin üçyüz onaltı ederek o bin üçyüz onaltı tarihine tevafukla işaret eder. Güya nasılki asr-ı saadette Kur'andaki iman hakikatlarına alâmetler, deliller ve o Kitab-ı Mübin'in davalarına bürhanları ve hüccetleri gözlere de göstermek manasında tekrar ile[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ ٭ ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ ٭ ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]fermanlarıyla Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan ilânat yapıyor. Öyle de, bu dehşetli asırda dahi bir mana-yı işarîsiyle o âyât-ı Furkaniyenin bürhanları ve hakkaniyetinin alâmetleri ve hakikatlarının hüccetleri ve hak Kelâmullah olduğuna delilleri olan Resail-in Nur'a mana-yı işarîsiyle alâmet ve bürhan ve emare ve delil manasıyla âyâtın âyetleri diye tekrar ile[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺗِﻠْﻚَ ﺍَﻳَﺎﺕُ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]ferman ederek nazar-ı dikkati Kur'an hesabına bu asra ve bu asırdaki Resail-in Nur'a çeviriyor itikad ediyorum. Evet herbir cihet ile ayn-ı şuur olan âyât-ı Kur'aniyenin böyle yirmi vecihle ve yirmi parmakla aynı şeye müttefikan işaretleri tasrih derecesinde bana kanaat veriyor. Benim kanaatıma iştirak etmeyen bu ittifaka ne diyecek ve ne diyebilir? Hangi kuvvet bu ittifakı bozar? Resail-in Nur bu asra gelen işarat-ı Kur'aniyeye hususî bir medar-ı nazar olduğuna kimin şübhesi varsa Kur'anın kırk vecihle mu'cizesini isbat eden Mu'cizat-ı Kur'aniye namındaki Yirmibeşinci Söz ve Yirminci Söz'ün ikinci makamına ve haşre dair Onuncu Söz ve Yirmidokuzuncu Sözlere baksın, şübhesi izale olmazsa gelsin parmağını gözüme soksun.[/SIZE][/FONT][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst